Beyoğlu Anayasa Toplantısı Tutanağı-4
TARİH: 30-04-2012
YER: Beyoğlu Belediyesi Gençlik ve Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Beyoğlu Belediyesi
KONUŞMACILAR: Gençay Gürsoy
KONU: Devletin ve Bireyin Hak ve Yükümlülükleri, Mülkiyet -Miras
MODERATÖR: Yakup Karabacak
KATILIMCI SAYISI: 20
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Yakup Karabacak
Gencay Gürsoy: Türkiye, kuruluşundan beri halk sınıfları bakımından orta ve dar gelirlilerin taleplerini dile getiren bir biçimde yönetilmiyor. Sosyal devlet anayasalarımızda vardır ama gerçekte sosyal devletten ne geçmişte ne de bugün bahsetmek mümkündür. Avrupa’da sosyal devletin örnekleri var. İnsanların iş bulma diye bir derdi ya da kirayı ödeyebilecek miyim, yaşlılığımda emekli maaşı bana yetecek mi, çocuklarımı nasıl okutacağım, hastalandığım zaman tedavi harcamalarını karşılayabilecek miyim? Diye bir derdi olmaz. Mülkiyet hakkı vardır. Dünya bugün neo-liberal sistem dediğimiz bir ekonomik sistemle yönetiliyor Türkiye’de bunun parçalarından biri. Bu sistem çoğunlukla sermayenin yandaşı bir ekonomik düzen ve bir sosyal düzen kurmuştur. Türkiye -Avrupa Birliği entegrasyonu süreci yaşanıyor, en büyük müttefikimiz ABD. Onların düzeninden çok farklı bir düzen Türkiye’de söz konusu değil.
1961 anayasasında sosyal devleti vurgulayan çok berrak maddeler vardır. Bunlar mesela sağlık alanında son derece net bir şekilde devletin, kişilerin sağlığından sorumlu olduğu ifade edilir ve ekonomik durumuna bakmaksızın sağlık sorunlarının devletin halletme yükümlülüğü vardır diye net bir anayasa maddesi vardır. 82 anayasasında sağlık konusunda devletin görevini tam tersine çevirmiş vatandaşları sağlık konusunda görevli kılmıştır. Sadece sağlık konusunda değil çevre sağlığı konusunda da yurttaşları görevli kılmıştır. 61anayasasındaki o berraklık devleti yükümlü kılan özellikler 82 anayasasında yoktur. Nitekim 82 anayasası ile birlikte Türkiye’de sosyal güvenlik kurumu getirilmiştir. Görünüşte sosyal güvenlik kurumu sosyal devletin varlığına sanki işaret ediyormuş gibi görülür ama aslı hiç de böyle değildir.
Bugün sağlık alanında henüz içinde bulunduğumuz sağlık düzeninin bütün unsurlarını yaşayabilmiş değiliz. Hekime daha kolay ulaşılıyor, ilaç daha kolay yazdırılıyor bir memnuniyet var ama uzun süren hastalıklar karşısında sosyal güvenlik sistemimizin yetersizliğini ne yazık ki önümüzdeki günlerde net bir şekilde göreceğiz.
Mehmet Yardımcı: Profesyonel askerlik olmalı.
Erdoğan Horlu: İş güvencesi olsun istiyorum ve örgütlenmenin kolay olmasını istiyorum
Gencay Gürsoy: Vicdani reddin kaçınılmaz bir şekilde kabul edilmesi lazım. Bu işler profesyonel ordularla yönetilmeli.
Metin Güneş: Toplum ve devletin refah seviyesi yükseldikçe sosyal devlette kendini yayacaktır. Yetkilerin yerele yayılması sorunların yerel de çözülmesi iyi olacaktır.
Murat Köylü: Yurttaşlık bilgimizin çok zayıf olduğunu düşünüyorum. Yasa nedir? Yönetmelik nedir? Bilmiyoruz.
Gencay Gürsoy: Türkiye’de vergi adaleti yok. Bakkala gidip aldığımız her şeyin vergisi veriyoruz. Zenginde fakirde aynı vergiyi veriyor. Bu olmaz, bu yapının soysal devlet olmadığının kanıtıdır. Sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşılıyor, aç susuz kalanlara yardım ediliyor ama bunlar daha çok kurumlaşmış yapılar üzerinden değil, gayri resmi ilişki zincirleri üzerinden yapılıyor. Bu sosyal devleti yaşatacak bir mekanizma değildir. Sadaka ya da çeşitli kanallarla yapılan yardımlar bunu karşılamaz.
Türkiye savaşa harcadığı parayı sosyal alana yatırsa Türkiye sosyal devlet alanında mucizeler yaratır.
Sosyal demokrasi için sosyal demokrat partilere ihtiyaç var. Bugün iktidarda olan partinin sosyal devleti gerçekleştirmesi yapısına aykırı bir şeydir. Bir parti eğer hem işçi sınıfının hem işverenlerin haklarını savunacağım derse sosyal devlet buradan çıkmaz. Sosyal devlet, emekçi sınıfların dar gelirlilerin emeği ile geçinen insanlara dayanan bir siyasi parti aracığıyla olur, dünya örnekleri de böyledir.
Bugünkü iktidar sosyal devleti yaşatmak istiyorsa böyle partilerin yaşama şansına sahip olabileceği bir seçim sistemini getirmeleri lazım. %10 barajla Türkiye’de sosyal devlet hedefi güden bir siyasi partinin siyasi hayatta etkili olması mümkün değil. Bu zaten eşitlikçi bir anlayışla ve dünyada örneği olmayan %10 seçim barajı Türkiye’nin yüz karasıdır.
Adnan Gök: Cezaevinde yatanların birçoğu ekonomik nedenlerden dolayı orada bulunuyor. Nasıl bir anayasa olsun sorusu cezaevinde olanlara da sorulmalı. Suçun ekonomik nedenleri var, bu nedenleri ortadan kaldırmak lazım.
Tunay Gürsel: Ülkemizde vergi adaletsizliği var. Bir konuda fakir ve zengin aynı noktada değerlendiriliyor. Devletin sosyal devlet olabilme adına vergi adaletini koyması lazım.
Göksel Bey: Sağlık, eğitim ve güvenlik dışında devlet mümkünse bir şey yapmasın. Bir şey yapmak istediği zaman maalesef olmuyor. Verimsiz uygulamaların, sürekli açıkların olduğu iktisadi teşekküller gördük. Ya da sürekli yolsuzluğun olduğu iktisadi teşekküller gördük ve biz bunları sürekli vergilerle finanse etmek zorunda kaldık. Modern dünyada soysal devletin şekillenmesinin kuralları bellidir.
Devletin tamamen ekonomiden çıkması bunun özel sektöre açılması özel sektörden devletin vergi sağlayarak sosyal alanlara aktarması.