Beykoz Anayasa Toplantısı Tutanağı-9
TARİH: 19 Eylül2012
YER: Beykoz Necmettin Erbakan Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Beykoz Belediyesi
KONUŞMACILAR: Feyza Geçmen-Şefik Beyaz
KONU: Devletin Yapısı 2- Yürütme
MODERATÖR: Melis Tantan
KATILIMCI SAYISI: 4
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Melis Tantan
Feyza Geçmen: Ülke olarak bir evrim sürecinden geçiyoruz. Toplumsal olarak geçirdiğimiz bu evrim demokratik bireysel hak ve özgürlüklerimiz ve devlet anlayışımız konularında bilinçlenme süreciyle doğru orantılı olarak değişim gösteriyor.
Kuvvetler ayrılığı prensibi kesinlikle olmalı. Yasama yürütme ve yargılama kuvvetleri arasındaki münasebet ile görev ve yetki konuları mutlaka açık olarak tespit ve ifade edilmelidir. TBMM yasama organı olarak devlet hiyerarşisinde en üst noktada vazife yapmalı ve halkın tek ve yegâne temsilcisi olmalı.
Demokratik parlamenter rejimin gereği ve teminatı olarak TBMM’nin tek yasama meclisi sıfatıyla bu faaliyetin devam ettirmesi doğru ve yerinde olacaktır. Cumhurbaşkanı icra ya da yürütme organının başı olarak TBMM’nin tayin ve tespit edeceği usul ve esaslar dâhilinde halk tarafından seçilmelidir. Cumhurbaşkanı icra organının başı olarak bakanlar kurulu üyelerini -başbakan dâhil- meclis haricinden seçerek yürütme organını teşkil etmelidir. Eğer başkanlık sistemi gelmeyecekse bu bir formül olarak düşünülebilir. Bu şekilde yasama ve yürütme kuvvetleri birbirinden bağımsız ve dengeleyici hale gelecek kuvvetler ayrılığı gerçekleşmiş olacaktır.
Anayasa Mahkemesi Yargıtay Danıştay Sayıştay Askeri Mahkemeler gibi yüksek adli ve idari mahkemeler kapatılıp tek bir yüksek mahkeme kurulmalı tali derecedeki bölge ve istinaf mahkemeleri ve ihtisas mahkemeleri bu yapıya uygun hale gelmelidir.
Yüksek mahkemenin ilk kuruluşunda devlet başkanı yani cumhurbaşkanı yüksek mahkeme başkanını tayin etmeli diğer üyelerin seçimleri ise teşkilat kanununa göre kendi bünyesinde yapılmalıdır. Evrensel ve uluslararası hukukun milli hukuka üstünlüğü kabul edilmelidir.
Üniter devlet esasından taviz verilmeden 1985 Avrupa mahalli idareler özerklik şartına uygun bir surette merkez çevre ilişkisi tesis edilmelidir.
Yeni ve demokratik bir seçim sistemi tesisi için, hem milletvekili hem de mahalli idareler seçimlerini, dar bölgeli iki turlu seçim olarak yapmalıdır. Bu mümkün olmadığı takdirde gerek milletvekili ve gerekse mahalli idareler seçimlerinde %5 ülke barajının benimsenmesi ve uygulanması doğru ve yerinde olacak aynı zamanda temsilde adalet ilkesi de korunmuş olacaktır.
Seçim kuruluda ayrı bir ihtisas kurulu olarak yüksek mahkemeye bağlı olarak kurulabilir.
Yasam yürütme ve yargılama organlarında yalnızca tek görev yapılması ilkesi tatbikle kabul edilmelidir.
Siyasi partiler siyasi partilere hazineden yardım konularında AB ülkelerinde uygulanan demokratik usul ve kuralların kabul edilmesi kurulacak sistemin şeffaf ve hesap verilebilir olması temel prensip olmalıdır.
Siyasi partiler kanunu kaldırılıp tüzüklerinin anayasaya uygunluğu denetlenmelidir.
TSK MSB’na bağlanmalıdır. Jandarma kuvvetleri yerine kırsal polis teşkilatı kurulmalıdır.
Şefik Beyaz: Kuvvetler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Yürütmenin en yüksek karar merci organı hükümettir hükümette yasaları uygulamakla yükümlüdür aynı zamanda yasama organına karşı sorumludur. Ancak Türkiye’de pratikte işler böyle yürümüyor. Yasama organı; yasama yapmakla ve tabi ki hükümeti denetlemekle birinci derecede yükümlü. Yasa yapma sürecini ele alıp baktığımızda yasamanın bu süreçte birinci derecede inisiyatif almadığını tersine hükümetin inisiyatif aldığını ve hükümetin yönlendirmesiyle yasaların çıktığını pratik yaşamamızda hepimiz biliyoruz. Bu 50-60 yıllık demokrasi tarihimizde işleyen bir sistem. Ne yasama yetkisini yerine getirebiliyor, nede hükümeti denetleyebiliyor.
Yeni anayasa yapılırken anayasal kurumlar ifade edilirken milli güvenlik kurulunun, diyanet işlerinin, YÖK’ün, RTÜK’ün, dil tarih kurumunun anayasada yeri olmamalı.
Pratik, işlevsel ve siyasi istikrarı sağlayacak o sürekliliği de sürdürebilecek güçlü bir yürütmenin ortaya çıkmasında ihtiyaç var. Ama eğer güçlü bir yasama organıyla bu denetlenemeyecekse bunun varacağı riskli ve tehlikeli sonuçlar olabilir.
Türkiye’de yürütme yada hükümet sistemi, yarı başkanlık sistemiyle Türkiye koşullarına uygundur.
Toplumun büyük çoğunluğu eğer mecliste yasama organında –temsil, kendisini ifade edebilme- olanaklarını şartlarını bulabilirse ve bu yasama organı yürütme organı üzerinde hakikaten güçlü bir denetim kurma sistemine kavuşabilirse yarı başkanlık sisteminin Türkiye şartlarına uygun olduğunu düşünüyorum.
Olağan üstü hal, sıkı yönetim dediğimiz uygulamaların yetkilerini tamamen meclise bırakmak gerekli.
Yarı başkanlık sistemine geçilirken yönetim sisteminde Türkiye’nin idari yönetim sisteminde de zorunlu olarak bir değişikliğe yeniden bir yapılandırmaya zorunlu olarak ihtiyaç var. Buda yönetimden yönetişim sistemine geçmektir.
Bölgeli devlet ilkesine uygun, yerinden yönetim sistemine geçilmesi gerekir. Bu hem yürütmenin işini kolaylaştırır hem yürütmeyi işlevselleştirir hem de hantal merkezi devlet yapılanmasından bizleri kurtarır.
Kamu yönetimi her düzeyde katılımcılık saydamlık ve hesap verebilirlilik ilkelerine göre düzenlenmeli. Yeni düzenlemeler yine toplumsal barışa katkı sağlayabilecek biçimde olmalı. Merkezi ve yerel yönetimlerin karar organlarında kadın ve erkek eşitliğine azami ölçüde dikkat edilmeli. Eğer bunlar yapılmazsa tam demokratikleşme gerçekleşmez.
Yerinden yönetim sistemi bölgeli sistem Avrupa ülkelerinin bir çoğunda var ve uygulanıyor.
Bölge yönetimi, il yönetimi, büyük şehir belediye yönetimi, belediye yönetimi köy ve mahalle yönetimi. Bütün bu birimlerde meclis ve başkanların yanı sıra bir de yürütme organlarının bulunması gerekiyor. Bölge yönetimlerinde şekillenecek olan yürütme organı aynı zamanda merkezi yönetiminin de bir takım görevlerini üstlenecek.
Merkezi yönetim tarafından doğrudan yürütülecek görev ve hizmetler adalet savunma güvenlik istihbarat ve dış ilişkiler maliye hazine dış ticaret gümrük hizmetleri sosyal güvenlikle ilgili görev ve hizmetler tapu kadastro nüfus ve vatandaşlıkla ilgili hizmetler, yerinden yönetim birimlerinin eğitim sağlık tarihsel kültürel miras ve çevrenin korunması ve sosyal ve yardım hizmetleridir.
Türkiye’de 16 bölge oluşturulabilir.
Mehmet Rüştü Karabıyık: Niye 16 bölge? Kriteri nedir?
Şefik Beyaz: 4-5 tane büyük ilimiz var İstanbul Ankara İzmir gibi. Bunların her birisi kendi başına birer bölgedir.
Mehmet Rüştü Karabıyık: Yoğun olması bölge olması manasına mı geliyor? Yoksa Hakkâri bir bölge değil midir? İklim haritası yapılırken Türkiye yediye bölünürdü. Oysa hiçbir tanesi alakalı değildi.
Şimdi yine dayanaksız şekilde bölgeler yapılırda tarihi refleksler üzerinden gidilirse yine bir çözüm olmayacaktır. Adem-i merkeziyetten bahsettiğimizde mesela Mardin’in kimliği farklıdır, Şırnak’ın kimliği farklıdır, Cizre’nin kimliği farklıdır. Aynısı Karadeniz içinde geçerlidir. Bunları seçerken bölge olurken kriterimiz ne olması lazım? Yani ırk, dil, din, ekonomik kaynaklar, coğrafya vs neye göre bölge belirlenecek?
Türkiye bir takım radikal değişimlere girmek zorundadır.
Şefik Beyaz: Bölgeler coğrafik yapılarına-özelliklerine göre oluşturulmalı.
Kenan Demir: Anayasada -hazine yardımı siyasi partilere hakkaniyetle yapılır- diye yazıyor. Fakat burada bir hakkaniyet yok. Seçim barajını aşamayan partiler hazine yardımı alamıyor. Yeni anayasada bu nasıl olmalı?
Hazine yardımı tamamen kalkmalı.
Feyza Geçmen: Oy kullanmak benim hem hakkım hem de mecburiyetim. Oyumu kullanmazsam ceza alıyorum. Oyumu herhangi bir partiye veriyorum. Benim oyumu kullandığım parti diyelim ki barajı aşamadı, benim oyum hiç alakasız belki hiç fikirlerini benimsemediğim başka bir partiye gidiyor. Bu yetmiyormuş gibi o parti %7’yi aştığı için bir de benim vergilerimden kendisi pay alıyor. Bu bence insan haklarına aykırı bir durum. Benim hem oyum hem de param çalındı. Gelişmiş ülkelerde durum nasılsa burada onun uygulanması lazım.
Dar bölge iki turlu seçim sistemi kesinlikle şart. Halk kendi milletvekilini seçmeli.
Şefik Beyaz: Ülkemiz ne yazık ki adaletsizliklerle dolu. Siyaseti, ağırlıklı olarak cebi uygun olanlar yapabilecek. Cebi boş olanlar ne yapacak?
Mecliste bir biçimde temsil edilen, grup oluşturup oluşturmamasına bakılmaksızın, aldığı oy tespit edilir. Aldığı oy üzerinden hazine yardımı yapılmalıdır.
Kenan Demir: Seçim yasası değişmeli.
Vasfi Köse: Yerel yönetimler güçlendirilmeli. Maalesef bir endişe var. Doğuda bugün açılım yapılmasına rağmen hala özerklik gibi bir takım istekler var. Bir liberal olarak şahsen federe olmasına tarafım. Bütün bu problemler biter. Barajı düşürme bir işe yaramayacak. Meclise girip bağırsa konuşsa ne çıkar.