Beykoz Anayasa Toplantısı Tutanağı-7
TARİH: 20 Haziran 2012 Çarşamba
YER: Beykoz Necmettin Erbakan Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Beykoz Belediyesi
KONUŞMACILAR: Abdurrahman Dilipak- Şanar Yurdatapan
KONU: Eğitim, öğretim, bilim, sanat
MODERATÖR: Melis Tantan
KATILIMCI SAYISI: 20
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Melis Tantan
Şanar Yurdatapan: Kurtuluş savaşından sonra yeni bir ülke kurarken aynı zamanda bu ülkenin eski alışkanlıklarına saplanıp kalması ve batıda görülen çağdaş uygarlık yoluna ulaşması, yeni bir toplum yaratılması için köklü değişiklikler yapıldı. Yukarıdan bir toplum mühendisliği şeklinde getirildi. Tek millet, tek dil, tek bayrak, tek tarih resmen bir ulus yaratılma çabasıydı. Gençlerin ne şekilde yetişmesi isteniyorsa yukarıdan toplum mühendisliği şeklinde getirildi.
Bizlerin, çocukları eğitmeye hakkımız yok. Biz onlara bilgileri vermekle mükellefiz. Gerisini o bilgileri verdikten sonra kendileri karar verecekler.
Eğitimin ve öğretimin temel noktası insanları düşünen tartışan kendini yargılayan doğru olduğuna inandığı şeyleri her seferinde tekrardan yargılayabilen insanlar haline getirebilmek.
Abdurrahman Dilipak: Bizim eğitim modelimizin kökten değişmesi gerekiyor. Temelde eğitim denilen şeye karşıyım. Eğitim bireyin belli bir konuda belirli bir erginliğe eriştikten sonra o işi kendinden önce ve daha iyi yapan birisinden kendisine yardımcı olmasını talep etmesi şeklinde olabilir. Yoksa devletin ya da birilerinin topluma biçim vermek adına bireyleri eğip bükmeleri insani bir şey değil. Okula da birey olarak karşıyım, temelde okulsuz toplumu savunuyorum. Öğrenimin ömür boyu olması gerekiyor. Eğitim öğrenim denilen şey bir yerde başlayıp bitmez, insan doğduğu andan itibaren öğrenmeye başlar ölene kadarda bu süreç devam eder. Bunların sertifikaya bağlanması insanların iş hayatında bu bilgilerini kullanabilmeleriyle ilgili de sürekli bir sertifikasyon sisteminin kurulması gerekiyor.
İnsanların hangi dilde eğitim görecekleri de kendi sorunları. İnsanlar istedikleri dilde eğitim yapabilmeli.
Özgür eğitim ve öğrenim için bu anlamda belirli bir sınırlama olmaması gerektiğini düşünüyorum. Ben bireyin özgür olarak öğrenip kendi tercihini yapmasını savunuyorum. Müslüman kimliğimle İncil hakkında bilgi sahibi olmak isteyebilirim. Kendi kimliğimi de o bilgilerin üzerine inşa ederim ve gerçekten birey olurum kendi bireyliğim diğer bireyler için tehdit değil teminat olur çünkü bir ortak akıl için benim onlara ihtiyacım var. Birlikte var olmak için onların varlığını kabul etmem gerekiyor. Bu anlamda bugünkü eğitim modelini çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü resmi ideoloji dayatması var resmi tarih dayatması var resmi dil dayatması var.
Devlet eğitimi öğrenimi özgürleştirirken-özerkleştirirken tarafsızda kalmasın aksine hem muafiyetler getirsin vergi almasın, hem de teşvik uygulanması getirsin.
Sanat ve edebiyat alanında bunun mutlaka gerekli olduğunu düşünüyorum. Ayırdığı fonu proje desteği şeklinde sanat bilim kurulu tarafından onaylanarak verilmesi gerekir. Sadece devletin tercih ettiği belirli bir ideolojik ya da politik grubun desteklemesi şeklinde değil, toplumun bütün kesimlerinden gelecek taleplerin iyi bir şekilde incelenmesi suretiyle bir destek sağlanması gerektiğini düşünüyorum.
Hüseyin Yüksek: Siz çocuğunuza evde iyi bir eğitim vermiş olduğunuzu düşünebilirsiniz ama okulların mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum. Ülkenin resmi dili olmalı ana dilde de eğitim verilmeli.
Mehmet Sarımurat: Bu toplumda farklı diller konuşuluyor. Evde sokakta konuşulan dil okula gelince farklılaşıyor. Bunlar seçmeli ders haline getirildi. İnsanlar isterlerse evde konuştukları dilin eğitimini alabilecekler. Bu tabi ki yeterli değil. Bizim resmi bir dilimiz olsun, diğer dillerde de eğitim ve öğretim yapılabilsin.
Din kişiye ait bir olgudur. İnsan ihtiyaç hissediyorsa dini öğrensin. Dinde özgürlük olması gerekir.
İnsanlar özgürce kendi iradesiyle seçmiş oldukları dinlerini yaşayabilmeli öğrenebilmeli. Anayasa bütün dinlere aynı yakınlıkta veya uzaklıkta olsun.
Fuat Bey: Okulların ve eğitimin olması lazım. Okullarda ne zaman kılık kıyafet serbest olacak?
Abdurrahman Dilipak: Ben sadece başka türlüde olabildiğini insanlar düşünsünler diye bu örneği verdim. Okul insanı sistematik geri zekâlı biyonik robot yapar. Hayatımda tecrübe ettim ben artık dil öğrenemiyorum.
Şanar Yurdatapan: Bizim çocuklarımızı eğitmeye hakkımız olmamalı. Onlara bilgileri vermeliyiz. Eğitim sistemindeki bir sürü bozukluklar yüzünden parası olan doğru dürüst eğitim alıyor.
Fatih Çelik: Eğitim veren öğretmenlerin çok da donanımlı olduğunu düşünmüyorum. İlk olarak öğretmenleri eğitmeliyiz.
Oğuz Kaya: Eğitim alacak insanlara doğruyu yada yanlışı öğretirsek bu şekilde ülkeye daha yararlı olabilecek kişiler yetiştirebiliriz. Eğitimde fırsat eşitliği denildiğinde özel üniversiteler acaba bu ülkeye ne kadar faydalı olabilecek hukukçular veya doktorlar yetiştiriyorlar? Birazda eğitimin paraya döndüğünü parası olanın hayallerini gerçekleştirebildiği sistem.
Uğur Bey: Devlet okulları var birde özel dershaneler var. Devlet okullarına sağlam öğreticiler koyarsak özel dershanelere gerek kalmaz.
Abdurrahman Dilipak: Özel dershanelerin okula dönüştürülmesi söz konusu. Devlette örgün eğitimdeki öğrencinin maliyetini buralara teşvik olarak verecek. Çocuklar iki defa okumaktan kurtulacaklar.
Ali Bey: Bizim milli eğitim politikamız yok. Milli eğitim politikamız siyasi partilere göre değişiyor. Biri geliyor kendi kafasına göre bu daha güzel olacak diyerek bir şeyleri değiştirmeye çalışıyor. Bizim eğitim sistemimiz devlet politikası haline getirilmeli. Hükümetler değişse bile politikamız belli olsun.
Şimdi yine sistemi değişti. Bu sistem güzel olabilir ancak alt yapısı yok.
Ahmet Deliak: İlla sanat konusu anayasada bulunmalı mı? Böyle bir şeye ihtiyaç var mı? Bilimin sanatın anayasa maddesi haline getirilmesine gerek olmadığını düşünüyorum. Devlet sanata pozitif ayrımcılık yapmalı.