Bahçelievler Anayasa Toplantısı Tutanağı-2
TARİH: 20 Aralık 2011 Salı
YER: Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Bahçelievler Belediyesi
KONUŞMACILAR: Ayşe Hür – Sacit Kayasu
MODERATÖR: Yakup Karabacak
KATILIMCI SAYISI: 45
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Yakup Karabacak
Ayşe Hür: Anayasa, o ülkedeki uygulamaları kanunları yönetmelikleri her şeyin nasıl olacağını ana hatlarıyla belirleyen bir metindir. Bizim toplumumuz anayasa denilen şeyi çok tanımıyor. Bize bu tür belgeler hep tepeden inme şekilde empoze edildi. Bizler halk olarak bu tartışmalara katılmadık ve kimse bize fikir sormadı. Osmanlı döneminde seçmen denildiği zaman aklımıza bizler gibi her seçimde oy kullanan insanlar gelmesin, belirli bir yaş sınırı belirli bir zenginlik aranıyor. Yoksullar, işçiler, esnaflar oy kullanamıyordu. Cumhuriyet döneminin ilk yarısında da ikinci seçmen denilen az sayıdan oluşan kişiler milletvekillerini seçiyorlardı. 1946’da bu kaldırıldı. 1950 seçiminden doğrudan her birey bir oy kullanma hakkına sahip oldu. 60 anayasasına da 82 anayasasına da bizim gibi insanlar katkıda bulunamadılar ne fikir verdiler ne itiraz edebildiler. Bugün ilk defa bize soruyorlar ne istiyorsunuz? Bu bizlere verilmiş bir şanstır. Bu sürece şöyle katkıda bulunabilirsiniz. Biraz sonra konuşacağımız birey hak ve özgürlükleri için ile ilgili başlıklar sayıldı. Bir ülke savaş içindeyse bu yaşam hakkını doğrudan tehdit eden bir durumdur. Örneğin; ben hükümetlerden savaşa girerken bana sormasını istiyorum, bunu anayasal bir hak olarak koymasını istiyorum derseniz bu bir katkı olur ya da trafik kazalarında binlerce insan ölüyorsa hükümetlerin trafik konusunda insanları bilinçlendirmesi doğru yollar yapmasını doğru işaretlendirmeler yapmasını talep etmek bunu anayasaya koydurtmak sizin isteklerinizi ifade eden bir şey olduğu için bir katkıdır.
Sacit Kayasu: Türkiye’de Anayasa yapmak sadece hukukçuların işi olarak algılanıyor. Anayasada kanun metinlerini hazırlamak biz hukukçuların işidir. İçeriği ise sizin fikirlerinizle katkılarınızla ortaya çıkar. Bu şans bugüne kadar bizlere verilmedi. Bu şansı iyi değerlendirmek gerekiyor. Biz sizlerden katkılar bekliyoruz.
Osman Nazıroğlu: Türkiye’de ki demokrasinin yetersiz olduğunu düşünüyorum.
Olgun Güven: Kişilerin inançlarıyla ile ilgili olan taleplerin karşılanması, mezheplerin anayasal olarak güvence altına alınması gerekiyor. Anayasamız kanunların, yönetmeliklerin en üstündedir daha kapsayıcı olmalıdır. Anayasadaki ilk üç madde sorunu çözülmeli. Bunun önünün açılması gerek. Üniter devlet anlayışının değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
Mehmet Denizli: Konu dışı…
Ömer Yiğit: Yaşam hakkını, vicdani red ile bağdaştırıyorum. Ülkemiz, vicdani red hakkı olmadığı için sürekli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden ceza alıyor. Türkiye yeni bir anayasa süreci içersinde bulunuyor. Bu yeni anayasada, vicdani red hakkının olması gerekmiyor mu?
Ayşe Hür: Bizlere, her Türk asker doğar diye öğretildi. Açıkçası asker olmakla övünmek marifet değildir. Askerlik, ölmeyi de öldürmeyi de içerir. Hepimizin ölme ve öldürme üzerine kurulan kültüre itiraz etmemiz lazım. Bizler meseleleri silaha başvurarak değil konuşarak, tartışarak, siyasetle, pazarlıkla çözmeliyiz. Avrupa devletleri bunu anayasal hak olarak kabul ediyor.
Cemalettin Çelik: Anayasalar temel metinler. Anayasaların kısa herkes tarafından anlaşılır olması gerektiği düşünülür. Vicdani red, eğitim ve bir sürü konu. Nasıl bir formülle bu çözülebilir?
Sacit Kayasu: Şahsi kanaatime göre anayasa çok kısa, açık, herkesin anlayabileceği bir dilde ve herkesin kendisini ben bu anayasada gördüm diyebileceği kimsenin dışlanmayacağı bir anayasa olmalı. Anayasa metinleri uzadıkça, maddeler çoğaldıkça kapsam daralır. 21.yy anayasaları özgürlükçü yoruma açık olmalı. Osmanlı şanslıydı. Türk, Kürt Çerkes, Osmanlıydı. Türkiye buna bir çözüm bulmalı. Yıllardan beri özellikle anayasa hukukçuları olarak Türk yerine “Türkiyelilik” kavramını getirmeye çalışıyoruz.
Ülfiye Velioğlu: İstediğim yerde istediğim hekime muayene olmak istiyorum.
Mehmet Çelik: Biz de İngiltere gibi Anayasayı toptan mı kaldırsak?
Anayasada vatandaşlık kavramı nasıl olsun? Türklük mü? Türkiyelilik mi? Kelimelere takılıp kalmanın provokasyon olduğunu düşünüyorum.
Mehmet Atıcı: Askerlik yaşının 20’den 25’e çıkartılmasını istiyorum.
Raci Bahçıvan: Konu dışı…
Hasan Tural: Özel yaşamın gizliliği konusunda şunu söylemek istiyorum. Mahkemeler sonuçlanana kadar kişilerin haber dahi edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Hüseyin Şimşek: Kişi hak ve özgürlükler, bu ülkede ihmal ediliyor, yok sayılıyor. Bunun sebebi kamu hukuku ve özel hukuk ayrımı. Hukuk kişiye hitap etmeli. Bizde kamu her zaman üstündür. Yeri geldiğinde kamunun menfaati varsa; kişilerin hak ve özgürlükleri ihmal ve ihlal edilebilir. Temelinde, kamu hukuku ve özel hukuk ayrımının kalkması gerektiğini düşünüyorum.
Mehmet Denizli: Konu dışı…
Görkem Özgür: Şu an 500’e yakın öğrenci tutuklu. F tipi cezaevindeki kötü koşullar insanı gerçekten yaşamamaya itiyor. Cezaevindeki koşulların düzeltilmesini istiyorum.
Şehmus Kerelti: Askerlik kutsal bir görevdir. Bu kutsal görevi 30 bin TL karşılığında yapmayarak başkalarına kötü örnek olmuyor mu? Askerlikten soğutmuyor mu?
Yakup Karabacak: Yaşam hakkı satın alınabilir mi? Dersek konuya belki zorlama bir şekilde girmiş olacağız.
Mehmet Denizli: Anayasamızın dilinden anlamıyoruz, anlaşılabilir olsun. İdam cezasının uygulanmasını istiyorum.
Hasan Tural: İdam, yaşam hakkının değerli olduğunu gösteren bir uygulamadır.
Sacit Kayasu: Aşağı yukarı herkesin fikrini öğrendik ancak sorular daldan dala atladığı için toparlamak zor. İşin özü şu; anayasa çok kısa olmalı anlaşılabilir olmalı aynı zamanda özgürlükleri ön plana alan bir yorumu açıkça destekleyen bir metin olmalı.
Anayasada her hususu belirtmek mümkün değil. Bazı hususlara değinmez, bazı hususlara değinir. Değinilmeyen hususlar yorum dediğimiz kısımlarla veya o yoruma uygun olarak çıkarılacak kanunlarla halledilir. Kullandığımız anayasa 175 maddedir ve bu maddelerin dışında hiç kimse anayasadan kaynaklanan bir hak ileri süremez. Halbuki anayasa, metin olarak kısa fakat kapsam olarak geniş olsaydı her yenilik anayasada kendini bulabilirdi. Eğer her şeyi kapsayacak şekilde yapılırsa yeni bir değişiklik olduğu anda anayasada onu ifade ettiremezsiniz. Çağdaş anayasalar özgürlüklere açık yorumları sağlayacak metinlerdir.
Ayşe Hür: Siz askerliği kutsal bir görev olarak görebilirsiniz, diğer arkadaş askerliği ölme ve öldürme sanatı olarak görebilir ve hiç bir kutsiyet atfetmez diğeri ise prensip olarak ölmeye ve öldürmeye karşıyım der. İşte burada bu hakkı onlara tanımamız gerektiğinden söz ediyorum. Ordunun, savaşma sanatını öğrenmek isteyen gerçekten bu işi yapmak isteyen kişilerden oluşması gerekiyor. Bu tür şeyleri zoraki bir araya getirmek yerine gönüllülüğü esas almalıyız. Ben silahsız, ordusuz, savaşsız bir dünya hayal ediyorum. Ölmeden öldürmeden bir arada yaşamanın yollarını bulmalıyız bu da özgürlükleri genişletmekle beraber olur diye düşünüyorum.