Yer: Kocasinan Belediyesi
Tarih: 06.02.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1. Anadolu Hukuk Derneği (Ahmet Özceyhan – Başkan Yardımcısı)
2. Hakka Hizmet Vakfı (Burhan Karamustafaoğlu – Başkan)
3. Enderun Kültür Derneği (Ahmet İlhan – Başkan)
4. Anadolu Eğitim Vakfı (Atalay Şahin – Başkan)
5. Gönüllü Kültür Teşekkülleri (Ahmet Taş – Başkan)
6. Mazlum Der (Mustafa Delice – Başkan Vekili)
7. Hacı Bektaş Kültür Vakfı (Ramiz Akpınar – Başkan)
8. Bedensel Engelliler Derneği (Fatma Oytun – Genel Başkan)
9. Hacı Bektaş Derneği (Kenan Akpınar – Başkan)
10. Yeşilay (Ertuğrul Uyanık – Başkan)
11. Anadolu Radyo-TV yayıncıları (Ahmet Biçer Ceylan – Başkan)
12. Anadolu Sakatlar Derneği (Osman Kılıç – Genel Başkan)
13. Alevi Kültür Merkezi (Rüstem Gümüş – Başkan)
14. Türk Kadınlar Birliği (Ayşe Uzunlu – Başkan)
15. Liberal Düşünce Topluluğu (Ferhat Çakır – Kayseri Temsilcisi)
16. Tüketiciler Birliği (Fikri Kaplan – Başkan Vekili)
17. Müsiad (İsmail Ruhlukürkçü – Başkan)
18. Talasemi ve Lösemililer Derneği (Faruk Başdemir – Genel Başkan)
19. Mimarlar ve Mühendisler Grubu (Oğuz Memiş – Başkan)
20. Şehit ve Gaziler Derneği (Ali Yavuz – Başkan)
21. Kayseri Dostluk Kulübü (Cemil Görücü – Başkan Yardımcısı)
22. Birleşik Kafkas Derneği (Şeref Daşdemir – Başkan Yardımcısı)
23. Sivaslılar Derneği (Şevki Çakır – Başkan Yardımcısı)
b. Meslek Odaları
24. Kayseri Barosu (Ali Aydın – Başkan)
25. Erciyes Üniversitesi (Ekrem Erdem – İ.İ.B.F. Dekanı)
c. Sendikalar
26. Eğitim Bir Sen (Vedat Sağlam – Şube Sekreteri)
27. Birlik Haber Sen (Faruk Cengizhan – Başkan)
28. Hak İş (Yunus Değirmenci – Kayseri Temsilcisi)
29. Demiryol-İş (Yakup Arslan – Başkan)
Katılan Milletvekilleri: Milletvekili katılımı olmadı.
Belediye Başkanları:
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri : Mustafa Yalçın
Kocasinan Belediye Başkan Yardımcısı: Esat Öztürk
Mesaj Yollayanlar:
Mesaj gönderilmedi.
Moderatör: Mehmet Altan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi, Gazeteci yazar, Prof.
Diğer Katılımcılar: Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 20 izleyici/gözlemci katıldı.
Medya:
1. Cihan Haber Ajansı
2. İhlâs Haber Ajansı
3. Anadolu Ajansı
4. Doğan Haber Ajansı
5. Elif TV
6. Erciyes TV
7. TV 38
8. Kayseri TV
9. Kay TV
Konular:
1. Genel konu: Sivil Vesayet – Askeri Vesayet ve Anayasa
2. Yerel konu: Önümüzdeki ayın yerel konusu belirlendi
Konuşulanlar:
Ahmet İlhan (Enderun Kültür Derneği Başkanı): Kendi kendine yeterli olamayan birileri var ki, ortaya vesayet diye bir kavram çıkıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan beri bu vesayet oluşmuş. TBMM olmasına rağmen seçimler halka bırakılmıyor. Ülkemizde halk kendi iradesi ile meclisi oluşturamıyor. Vesayetin temel nedeni de anayasadan kaynaklanıyor. Millet iradesini hâkim kılan bir anayasa oluşturulmalı. Ancak o zaman vesayet kavramı hayatımızdan çıkar ki biz bunu istiyoruz.
Ahmet Taş (Gönüllü Kültür Teşekkülleri Başkanı) : Mevcut anayasaya bakınca millet iradesini yansıtan bir özellik göremiyoruz. Bu anayasa milletin anayasası değildir. İşin en acı yanı da askeri dönemlerde sivillere yaptırılmış olmasıdır. Darbe yapanların istedikleri bazı kurumlara özel yetkiler verilmiştir. Devlet ve toplum arasındaki ilişkilerle ilgili erdemli maddelere maalesef rastlayamıyoruz. Avrupa birliğine uyum yasaları halk için olmalı. AB istediği için değil. Mazlum Der olarak Avrupa Birliği uyum yasaları ile ilgileniyoruz. Artık anayasalar bir grubun, bir kurumun değil de bütün STK’ların görüşleri alınarak hazırlanmalıdır.
Burhan Karamustafaoğlu (Hakka Hizmet Vakfı Başkanı) : Milletin geleceği ile ilgili duyduğum kaygıdan yoruldum. Millet kimseye vesayet vermiyor. Kendini temsil için birilerini seçiyor. Onların da baskı altında olmalarını kabul etmiyor. Milletin değerlerine uyan bir anayasa için vakit geçirilmemelidir.
Ahmet Özceyhan (Anadolu Hukukçular Derneği Başkan Yardımcısı) : Ülkemizin ekonomik büyüklüğü ile demokrasi birbirine eşit değil. Bütün mevzuatlar üzerinde bir iyileştirme ve onarma olmalı. Emasya’nın kolaylıkla kaldırılması asla yeterli değil. Bu bir rehavet getirmemelidir. Disiplin mahkemeleri konusunda ciddi endişelerimiz var. Askerin sivil mahkemelerde yargılanması sağlanmadıkça ne Emasya’nın kaldırılması ne de başka gelişmeler bir sonuç vermeyecektir.
Ekrem Erdem (İ.İ.B.F. Dekanı) : Türkiye’de ki ekonomi yönetiminin vesayetler ile bir bağlantısı olduğunu anlamamız için birçok örnek mevcut. Ne zaman ki bir ekonomik kriz başımıza geldi sonucunda askeri bir vesayet oluştu. Menderes dönemindeki ekonomik sıkıntıların ardından gelen 60 darbesi, 1970 de Demirel’in ekonomik olarak aldığı 10 Ağustos kararları sonucunda oluşan bir 71 muhtırasını unutmadık. Ekonominin önemini ve doğurduğu sonuçları anlayıp tedbirlerimizi aldığımız vakit bu vesayetlerden kurtulacağımız andır.
Yakup Arslan (Demiryol-İş Sendikası Başkanı) : Ülkemizde askeri vesayet diye bir şey asla söz konusu değildir. Bizim ordumuz demokrasiye son derece bağlıdır. Bize anlatılanlara da körü körüne inanacak değiliz. Ne 6-7 Eylül olayları yaşanmıştır bu ülkede ne de 1960 darbesi. Başbakanımızın ve iki bakanımızın idam edildiği tamamen bir kurgudan ibarettir. Takvimlerde 12 Mart 1971 diye bir zaman dilimi olmamıştır. Deniz Gezmiş diye biri hiç yaşamadı ki asılsın. 1980 darbesi tamamen bir illüzyondur. Kenan Evren bir çizgi film kahramanıdır. Tamam, kabul edelim Ergenekon diye bir örgüt vardır ama orada yargılananların tamamı demokrasi savunucusudurlar. Diyarbakır cezaevinde yatan mahkûmlara baklava yedirilmiş ama onlar nankörlük etmişlerdir. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu ve Hrant Dink vadeleri ile ölmüşlerdir. 28 Şubat diye bir şey olamaz çünkü Şubat ayı daima 27 çekmektedir. E-muhtıra google’ın yeni çıkardığı bir bilgisayar oyunudur. Zaptı rapt altına alınacak gazeteci sayısı 36 değil bir tanedir o da Mehmet Altan’dır. Bütün bu ironilerden sonra Avrupa Birliği üyesi olmayı tek çıkar yol görüyor bundan sonraki ömrümüzün Avrupa Birliği normlarıyla geçmesini diliyorum.
Ali Aydın (Baro Başkanı) : Vesayet anlayışı genlerimize işlemiş. Ülkemizde millet iradesi ve demokrasiye inanç olmadığı için vesayet söz konusu. Askeri vesayetin tam bir yargısal kastla toplum ve demokrasi üzerinde hareket ettiğini görüyoruz. Bu durum toplum tarafından hüsnü kabul gördüğü için vesayeti kullananlar rahat hareket ediyor. Genlerimize işleyen bu vesayet anlayışında değişiklikler görmeye başladık. Bu değişimler vesayet kavramını da ortadan kaldıracaktır.
Ahmet Biçer Ceylan (Radyo TV Yayıncıları Derneği Başkanı) : Ülkemizde bir sivil vesayet olduğuna inanmıyorum. Askeri vesayet altında yönetiliyoruz yıllardır. STK’lar önyargıları bırakmalı ve vesayet düzenini elbirliği ile değiştirmeliyiz. Üzerimizdeki baskıyı kaldırmalıyız. Askeri okullardaki eğitimlerde gözden geçirilmeli.
Ayşe Uzunlu (Türk Kadınlar Birliği Başkanı) : Ülkemizde bir temsil ve şiddet sorunu vardır. Temsil oranları değişmelidir. Her şeyin parti genel başkanlarının iki dudakları arasında olduğu bir sistem sorunları çözmez aksine yeni sorunlar doğurur. Küçük Millet Meclislerinin gündemi bir türlü değişmiyor. Baştan beri anayasayı konuşuyoruz. Kadına şiddet, ayrımcılık ve ötekileştirme konusunun bir an önce bu meclislerde gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Faruk Başdemir (Talasemi ve Lösemililer Derneği Genel Başkanı) : Her şey aslında gelip anayasaya dayanıyor. Sivil anayasanın oluşturulması için hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Seçme ve seçilme yasası çok iyi oluşturulmalı. Vekilleri süzgeçten geçirerek seçmeliyiz.
Gülay Pancar (Avukat) : Askerin gücünü biraz kontrolsüz görüyor ve bir lastik reklamının sloganını hatırlatmak istiyorum. Kontrolsüz güç, güç değildir. Sivil toplumun gücüne inanıyorum. Sivil vesayet iddialarını samimi bulmuyorum. Erkeğin kadın haklarını savunmasını, sünninin alevi hakkını, Türklerin de Kürtlerin hakkını savunması gerektiğini düşünüyorum. Bu sorunları hep birlikte çözeceğiz. Ordunun tek başına darbe yapabileceğine inanıyor musunuz? Askeri yargıya da hiç güvenmiyorum. Darbe darbedir ekonomik sorunlarla bir alakası olduğuna da inanmıyorum.
Rüstem Gümüş (Alevi Kültür Merkezi Başkanı) : Vesayeti hem asker hem de sivil yapıyor. Toplum iki vesayetin baskısı altında yaşıyor. Başbakan ve Genelkurmay başkanının her hafta görüşmesinin anlamı nedir? Bu ülkenin kurucu anlayışı Alevileri laikliğin bekçisi olarak gördü. Laikliği bu ülkede aleviler temsil etmektedir. Ama bir alevi şehidin cenazesi asker tarafından cem evinden alınıp camiye zorla götürülmektedir. Ülkenin tek kurtuluşu demokrasidir.
Ferhat Çakır (Liberal Düşünce Topluluğu Temsilcisi) : 2010 yılında vesayet kelimesinin geçerli olduğu bir ülkede olmanın acısını yaşıyorum. Ama iyi şeylerde olmuyor değil. Askeri vesayetin varlığı tartışması yapılıyor. 21. yüz yılda Türkiye'de askerin sivillerle ilişkisi gibi bir konu tartışılmamalı. Asker kışlasında oturmalı yahut cepheye gitmeli, bunun ötesinde herhangi bir konuda fikir beyan etmeye hakkı olmamalı. Elinde silah olduğu için konuşan, silah olduğu için görüşlerine değer verilen insanların olduğu bir ülkede yaşamak istemiyoruz. İnsanlar hukukun kendilerine verdiği güvenlikle konuşmalı ve karar mekanizmasında yer almalı. Düşünebiliyor musunuz? 4 tane eli silahlı paşanın yaptığı anayasayı biz değiştiremeyeceğiz. 550 vekilimizin 366’sı evet dese dahi. Artık insanların gelecekteki özgürlük rüyasının önündeki postal engeli ortadan kalkmalı.
Öneriler:
Ortak sonuç:
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
35 sivil toplum örgütüne cep telefon mesajı, internet mesajı ve bizzat görüşerek davet yapıldı.
b. Milletvekilleri ile
Cep telefon mesajı ve parti il teşkilatlarına bizzat giderek davet yapıldı. Hiçbir dönüş olmadı.
c. Katılımcılarla.
d. Medya ile
Hiçbir sorunum yok. İstediğim basın kurumlarının tamamı geldi.
Sonuçlar: Her şey gayet güzel gidiyor. Ak Parti İl Başkanı telefonla aradı. Milletvekili katılımı için “gelinde bir görüşelim” dedi. Yani o işi de hallettik. Mutfaktan tek beklentim Çankaya ziyareti(!)
Değerlendirenler:
Mahmut Şahin ve Leyla Güneş