Yer: KOCASİNAN BELEDİYESİ
Tarih: 05.12.2009
Katılımcılar:
Hacı Bektaş Vakfı (Remzi Akbulut – Başkan)
Atatürkçü Düşünce Derneği (İsmail Ulusoy – Başkan)
Gönüllü Kültür Teşekkülleri (Ahmet Taş – Başkan)
Lösemililer Derneği (Faruk Başdemir – Genel başkan)
AHU-DER*(Gülay Pancar – Yön. Kur. Üye)
Dostluk Kulübü (Zafer Bolat – Yön. Kur. Üye)
Radyo TV yayıncıları Der. (Ahmet Biçer Ceylan – Başkan)
Eğitim Sen (Sedat Ünsal – Başkan)
TEMAD**(Burhan Pişkin – Başkan)
Şehit ve Gaziler Derneği (Ali Yavuz – Başkan)
Kayseri Barosu (Ömer İkbal Ayar – Yön. Kur. Üye)
Hacı Bektaş Derneği (Kenan Akpınar – Başkan)
Mazlum Der (Mustafa Delice – Başkan Vekili)
Tüketiciler Birliği (Fikri kaplan – Başkan Yrd.)
Alevi Kültür Merkezi (Rüstem Gümüş – Başkan)
Global Türkiye Derneği (M. Akif Kum – Başkan)
AB Gençlik Projeleri (İskender Yarbaykoç – Koordinatör)
Liberal Düşünce Topluluğu (Ferhat Çakır – İl Temsilcisi)
Sivaslılar Derneği (Şevki Çakır – Yön. Kur. Üye)
Bireysel Katılım:
Hüseyin Yalçın (Alevi Dedesi)
Milletvekilleri: Yok
Belediye Başkanları: Yok
Moderatör: Sacit KAYASU ( Eski Adana Cumhuriyet Savcısı )
Medya:
Kanal 38
Kay TV
Erciyes TV
Anadolu Ajansı
Diğer Katılımcılar:
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 8 izleyici/katıldı.
Konular:
Genel konu: Alevilik ve Dersim
Yerel konu:
Konuşulanlar:
Hüseyin Yalçın (Alevi Dedesi) : Bizim önderlerimiz 72 millete aynı nazarla bakmayan bizden değildir demiş. Biz bu yoldan gidiyoruz. İnsanları insan olduklarından dolayı seviyoruz. Öyle ki bizim Kâbe’miz de kıblemizde insan cemalidir. Politik çıkarların üzerimizde oyun oynamasına müsaade etmemeliyiz. Biz kimsenin camisine ve kilisesine karışmıyoruz. Ama bizim cem evlerimize de kimse yan gözle bakmasın. Ben Dersim’liyim. Dersim’den sürgün edilenlerdenim. Biz acımızı içimize gömdük. Hiçbir zaman intikam duygusuna kapılmadık. Kimden intikam alacağız ki? Kendi insanımızdan mı? Biz bu konuyu hiç açmadık da o siyasiye ne oluyor ki annelerimizin gözyaşı üzerinden siyaset yapıyor? Hala Dersim’de öldürülen insanımızın kafatasları ve iskeletleri açıkta tutuluyor. Üzerleri kapatılmıyor. Korku ve sindirme hala yapılıyor. Köylerimizin nüfustaki kayıtlarına ‘yanlışlıkla yakılan köy’ dediğiniz zaman girebiliyorsunuz.
Gülay Pancar (AHU-DER Yön. Kur. Üye) : ilimizde bir cem evinin bulunmaması beni hayal kırıklığına uğratıyor. Alevilerin kendilerini orada mutlu hissetmeleri beni de mutlu eder. Kimseye inancı ve ırkı açısından bakılmamalı. Devlet hiçbir vatandaşını diğerinden ayırt etmemeli. Eşit bakmalı ve eşit davranmalı. Cem evleri konusunda bizim Alevileri yargılama ve tartışma hakkımız olmamalı. Onlar kendi yaşam tarzlarını ve inançlarının gereğini kendi istedikleri gibi yapabilmeli. Bunları konuşmamız bile ayıp aslında ama bu fırsatı verdiği için de bu toplantıyı tertip edenlere teşekkür etmek istiyorum.
Ferhat Çakır (Liberal Düşünce Topluluğu) : Diyanet İşleri Başkanlığı ya feshedilmeli ya da yapısı bütün inanç gruplarını barındıracak şekilde değiştirilmeli. Camilere tanınan bütün haklar cem evlerine de tanınmadan alevi sorununu çözmüş olamayız. Ben Türkiye’de Sünnilerinde haklarını tam aldıklarını düşünmüyorum. Kendi yaptırdığı camiye kendi istediği imamı getirtemiyorsa burada bir sorun var demektir. Devletin televizyonu bu devlette yaşayan Alevileri görmezden gelemez. Aleviler bir hak mücadelesi veriyor. Ellerine silah almadan yapıyorlar bunu. Onların haklı mücadelesini bir Sünni olarak destekliyorum.
Faruk Başdemir (Talasemi ve Lösemililer Derneği genel Başkanı) : Herkesin özgürlüğünü esas alarak bakmalıyız olaya. Alevilere eski bakış açısı kalmamıştır. Bize çocukken anlatıldığı gibi değilmiş aleviler. Burada Alevilerin suçu yok mu? Bana göre var. Çünkü aleviler kendilerini anlat(a)madılar. Hak ve özgürlükler meselesi biraz da arz-talep meselesidir. Kaşlarını çatmadan isteklerini anlatmak ve destek beklemek zorundalar. Devletin bu konuda ayrım yapmasına ben de karşıyım.
Mustafa Delice (Mazlum-der) : Bizim Alevilik hakkında söyleyeceğimiz çok bir şey yok. Ancak bize öğretilenlerin ne kadar doğru olduğunu alevi dedesinden öğrenmek istiyorum. Programın sonunda sorularımı soracağım.
Remzi Akbulut (Hacı Bektaş Vakfı Başkanı) : Yapılan alevi çalıştaylarını çok yeterli bulmadık. Katılanların samimiyetinden şüpheliyiz. Diyanetin yeniden yapılandırılması düşüncesine katılıyorum. Cem evlerimiz ibadethane statüsünde kabul edilmelidir. Hacı Bektaş türbesine para ödeyerek giriyoruz. Camilere para ödeyerek mi giriliyor? Zorunlu din derslerine Alevilik ile ilgili de konular konmalı. Madımak müze olmalı. Alevi köylerine cami yapılmasına bir son verilmelidir.
Zafer Bolat (Dostluk Kulübü Yön. Kur. Üye) : En hoşgörülü dine sahibiz diyoruz ama bunu uyguluyor muyuz? Bir Avrupalının bizim ibadetimize gösterdiği kolaylığı biz bir Hıristiyan’a gösterebiliyor muyuz? Bunu içimizde sorgulamalı ve gerçek hoşgörüyü yakaladığımızda birçok sorunu çözmüş olacağımızı görmeliyiz.
Emekli Hâkim: Hepimizin ortak değeri olan inanç hürriyetine sahip çıkmalıyız. Soruna bu açıdan yaklaşmalıyız. Dersim konusunda bir soykırımdan bahsedemeyiz. Kötü bir yönetimden, bir güvenlik sorunundan bahsedebiliriz ama bir katliamdan bahsedemeyiz.
Sedat Ünsal (Eğitim Sen şube başkanı) : Biz sorunun temelinde eğitimi görüyoruz. Ama eğitim ile birlikte yapılması gereken düzenlemeler de var elbette. Bir kere Alevilerin parası ile camilerin masrafları karşılanmamalı. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Demokratik bir ülke olmak istiyorsak bu sorunu aşmamız gerektiğini bilmeliyiz. Biz soruna insan ve inanç hakları açısından bakıyoruz. Sünniler azınlıkta olsa ve onlarında hakları verilmese onları da savunurduk.
Rüstem gümüş (Alevi Kültür merkezi Genel Başkanı) : Bu toplantının sloganının ‘ÖNYARGILAR GİREMEZ’ olması gerçekten çok hoş. Ama toplumda önyargılar maalesef çok katı şekilde devam ediyor. Kafkas ve Avşar derneklerine ortak bir kaynaşma programı yapalım diye gittik. Ama çok mesafeli durdular. Kardeşlik projesi düşünelim ama birbirimizden kaçarsak nasıl olacak bu? Diyanet işleri kaldırılmalıdır. Osmanlı’dan kalma alevi düşmanlığı bitmelidir. Bizi dinsiz, mum söndü oynayan insanlar olarak görmekten vazgeçilmesi gerekiyor. Devlet ne camiye ne de cem evine destek olmamalıdır. Herkes kendi ibadethanesini kendi yapmalı ve inancına göre idare etmelidir. Devlet bir din ve inanç dayatması yapmamalıdır. Siyasiler bizi yılarca kullandı, gaza getirdi. Ama isteklerimizi hiç gerçekleştirmediler.
İsmail Ulusoy (ADD şube başkanı) : Dersim de bir soykırım olsa idi sanıyorum buradaki aleviler şu anda aramızda olmazdı. Orada bir isyan olduktan sonra bastırılma çabası var. Bunun cevabını da alevi dedesinden rica ediyorum.
Diğer konuşmacılar sadece dinleyeceklerini belirterek söz almadılar.
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
28 sivil toplum örgütüne (hem e-posta ile hem de yüz yüze görüşme ile bilgi verilip davet edilmiştir. Toplantı günü de hepsine tek tek telefon edilmiştir.)
b. Milletvekilleri ile
CHP milletvekiline telefon ile ve yüz yüze görüşerek toplantıyı ilettik. Ancak toplantı yaptığımız yer Ak Partili bir belediye binası olduğu için katılamayacaklarını söylediler. Başka bir salonda yapılırsa katılabileceğini söyledi. Ak Parti vekillerine e-posta ve il teşkilatına yazılı bilgi bırakarak davette bulunduk. Hiç dönülmedi.
3. Medya
Anadolu Ajansı, Doğan Haber Ajansı, İHA, ATV, Show TV, Cihan haber Ajansı, faks ve e-posta ile davet ettiğimiz ulusal ajanslar. Davet ettiğimiz dört yerel televizyondan üçü katıldı ancak elif TV daha öncekilere olduğu gibi buna da katılmadı. Önümüzdeki toplantı öncesinde ulusal ajanslara bizzat ziyaret yaparak neden katılmadıklarını ve toplantımızı anlatacağız. Yerel Elif TV den aldığımız cevabı vereceklerini biliyoruz ama şansımızı deneyeceğiz. (Elif TV’nin cevabı: bayındırlık bakanı buradaydı, onu takip ettik. Her toplantımıza bir bakana ziyareti söz konusu oluyor. İki ay önce cumhurbaşkanı buradaydı, geçen ay enerji bakanı bu ay da bayındırlık bakanı.)
Değerlendirenler: Leyla Güneş ve Mahmut Şahin