YER: Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi, Benal Nevzat Salonu
TARİH: 01.02.2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 /Mülteci-Der, Talat Ulusoy
2 / Yeni Anayasa İçin Barış Girişimi, Ersin Damarsardı
3 / Eyyid (Ege Yerel Yönetimleri İzleme Derneği), Özlem Coşan
4 /Ka-Der (Kadın Adayları Destekleme Derneği), Sema Övgün
5 / Mülkiyeliler Birliği, Mete Hüsünbeyi
6 / DDDD (Demokrasi, Dostluk ve Dayanışma Derneği), Talat Özmen
7 / Buca Engelliler Derneği, Gündüz Koçak
8 / Afrikalılar Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Mustafa Olpak
MESLEK ODALARI
Yok
SENDİKALAR
Yok
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Hürriyet Mısırlıoğlu (izmirizmir.net)
2 / İlhami Mısırlıoğlu (izmirizmir.net)
GÖZLEMCİLER
1 / Güneş Akçay (Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İzmir İl Eş Sözcüsü)
2 / Arif Ali Cangı (Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü)
3 / Yahya Murat Alpaslan (Türkiye Komünist Partisi 1920)
4 / Hafize Uysal (CHP Karabağlar Kadın Kolları)
5 / Cemal Kaplan (BDP İzmir İl Yönetimi)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Mehmet Ali Susam (CHP İzmir Milletvekili)
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok.
MESAJ YOLLAYANLAR
AK Parti İzmir milletvekili İlhan İşbilen, danışmanı aracılığı ile toplantıdan bir gün önce arayarak hastalığından dolayı katılamayacağını bildirdi.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 44 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Dicle Haber Ajansı
2 / Haber Ekspres
3 / Yenigün
MODERATÖR
Pervin Mısırlıoğlu –Gazeteci
KONULAR
GENEL KONU:İmralı görüşmeleri
YEREL KONU: İzmir barışsever mi?
KONUŞULANLAR
1 / Arif Ali Cangı:Bu görüşmeler ile birlikte yeni bir umut doğdu. Şimdi şiddet ortamından hızla uzaklaşıp diyalog, müzakere, eşit ve gönüllü yurttaşlık kavramlarına adım atmamız gerekiyor. Gönüllü yurttaşlıktan kastımız ise; etniği, inancı, cinsel yönelimi ne olursa olsun, ülkenin yurttaşlığını gönüllü kabul etmiş vatandaşlarıdır. Süreci önemsiyoruz ve her türlü katkıya hazırız. Özenli bir dil kullanımını da ayrıca önemsiyoruz. Paris saldırısını kim yaptıysa kınıyoruz. Mevcut ortamda duyarlılık var ve süreç sabote edilemiyor. Ölen her kim olursa olsun, onların yakınları rencide edilmemeli. Başbakan ise barışın dilinden uzak. Birgül Ayman Güler’in sözleri ise ateşi körükledi. Batıda barışın dilini yükseltmekte kararlıyız.
2 / Ersin Damarsardı:Daha önce Habur sürecinde barışa bu kadar yaklaşıldı. O dönem AKP’nin korkak davranması süreci bitirdi. Daha sonra Silvan süreci ve çatışmalarla bu iş tamamen bitmişti. Aslında görüşmeler yıllardır devam ediyor. Hangi koşullarda barış elde edilecek buna karar verilemiyor. Halk barış istiyor. Referandumda da bunu göstermişti. O dönem Öcalan’la görüşüldüğü söylenmesine rağmen %58 evet dedi. Habur sonrasında batıdan cılız barış sesleri yükseldi. Şimdi büyük bir barış sesinin yükselmesi gerekiyor. Diyarbakır’da milyonluk mitinglerin İzmir’de veya İstanbul’da olması gerekiyor. Bu kimine göre hükümetin elini güçlendirir, kimine göre hükümete basınç yapar ve süreci hızlandırır. Irkçı söylemlerden uzak durulmalı, Birgül Ayman Güler’in açıklamaları çok tehlikeli. Onu sahiplenenler de yanlış yapıyor. Kürt sorunu bir anlamda vesayetin beslendiği bir alan. Halkta istek var ama bunu görünür kılmak lazım.
3 / Talat Ulusoy:Birgül Ayman Güler’e haksızlık edildi, o sadece görüşlerini söyledi. Bu görüşler süreci kesinlikle kitlememeli. Barış sabırla inşa edilir. Demokrasiyi bu inşa süreçleri geliştirir. Hem İzmirli, hem Türk ve arızalı biri olarak her gün Karşıyaka’dan gelirken Atatürk’ün, ‘Ben İzmir’i ve İzmirlileri çok severim.’ sözü ile karşılaşıyorum. Ben bir şehirdeki herkesi sevmek zorunda mıyım? İşte Birgül Ayman Güler bu vecize ile İzmir’de büyüdüğü için böyledir.
4 / Mustafa Olpak: Barış süreci zaman zaman sekteye uğrayacaktır. Ben 50 yaşımdan sonra Afrikalı olduğumu anladım. Türk kökenli sanıyordum kendimi, o kadar işlemişler. Geçmişle yüzleşmeye hazır değiliz. Bir Türk dünyaya bedel diyoruz, neden öyle olsun? Bu yüzden Ermenileri, Yunanlıları, Çerkezleri dışladık. Geçmişle yüzleşemediğimiz sürece barış uzak olacak.
5 / Özlem Coşan:Ben İzmirli ve muhafazakâr bir vatandaş olarak arızalıyım. Peki, İzmir arızalarının farkında mı? Vesayet rejimi tarafından tüm etnikler eritme kazanında eritilip Türk yapılacaktı ama artık aydınlanmayı yaşıyoruz. 10 yıl önce bu konuyla bir toplantı yapmak, gözaltına alınma sebebiydi. Geldiğimiz nokta umut verici. Türkler aslında aralarında anlaşamıyor ve bu sadece Türkiye’de değil ABD’de de anlaşamıyor. Benim okuduğum okulda 3 tane Türk Derneği vardı. Önce hikayelerimizi dinleyip empati yapmalıyız, ben Kürtlerin ödediği bedelleri biliyorum. Aynı gemideyiz, o gemiye delik açmak yerine yüzdürmeyi deneyelim.
6 / Mustafa Dağcı (İzleyici):Yeni İzmirliyim. Kürdistan’dan geldim ve bölgenin acılarını yaşadım. Yaşamak ayrı, bilmek ayrıdır. O yüzden yaşayanlar daha çok barış ister. Diyarbakır’daki mitingler bu yüzden daha kalabalıktır. Diyarbakır’da o mitinglerin olması önemli ama İzmir’de de olması önemli. Modernlik ve ilericilikle övünen İzmir’de, DTP konvoyuna taş atmak modernlik değildir. Modernlik başkalarının insan haklarına saygı göstermektir. Kürtler ayrılıktan yana değiller. İnsan hakları ve ulusal haklarını yaşama derdindeler, eşitlik derdindeler. Zaten Kürtlerin yerinde başka bir halk olsa, bu kadar zulme karşı çoktan ayrılmışlardı. Sadece anayasa birlikte yaşamanın temeli değildir. Farklı kültürlerin birbirlerini bilmesi ve öğrenmesi, işin asıl temelidir. İzmir’den barış için ses çıkması çok önemlidir.
7 / Cemal Kaplan: Bizler barış isterken, barış bizim paradigmamız, bu unutulmasın. Ayrılmayı ve ayrı bir devlet kurmayı asla istemedik. Herkes bu ülkenin öz sahibidir. Eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği birlikte yaratacağız. 20.yüzyılda, ayrılmak gibi bir saçmalığın peşinden koşmayacağız. Bugün Diyarbakır’da kadınlarımız çağdaşlığa erişmiş durumdadır. Kıyafetleri sizleri aldatmasın. İzmirli kadınlar, haklarının evrenselliğinin farkındalar mı? Bu toplantılar pratiğe de dönüşmeli. Mesela bu toplantıları Kürt mahallelerinde yaparak kardeşliğe taşımalıyız. Türk halkı hiçbir zaman yanlış yapmamıştır. Yanlışı hep yöneticiler yapmıştır.
8/ Gündüz Koçak:Asıl sorun demokrasi sorunudur. Kurtuluş savaşı zamanında milliyetçilik öndeydi, daha sonra cumhuriyeti taçlandıramadık. O yüzden, o gün söylenen sözleri bugün yargılayamayız. Cumhuriyete verdiğimiz emeği göz önüne alarak, bu süreci değerlendirmeliyiz.
9 / Süleyman Eryılmaz:Kürt ‘sorunu’ dediğimiz dili değiştirmeliyiz. Buna Kürt ‘meselesi’ demeliyiz, çünkü mesele içinde çözüm önerileri de vardır. Empati yerine de, diğerkâmlık kelimesini öneriyorum. Diğerinin kâmına erişmek için. Bu memleket kadim halklardan oluşuyor. Geçtiğimiz günlerde söyleşi için buraya gelen Udi Yervant, 3 dil bilmek zorunda. Anadili Ermenice, bölgesel dili Kürtçe, ulusal dili Türkçe. İşte bu zenginlik bizim için çağdaşlıktır. Barış görüşmelerinde ise Öcalan muhatap alınmalıdır.
10 / Nuri Karahan (İzleyici):İlkokula gelene kadar Türkçe bilmiyorduk, Kürtçe konuşunca para cezası veriyorlardı. O yüzden biz susmayı iyi biliriz. Bu süreç çok değerli. 70’lere kadar Türklükten nefret ederdim, daha sonra devrimci oldum ve Türk olmayı, Çerkez olmayı, Abaza olmayı öğrendim. Bu süreç zorla olmamalı. Atatürk idam edilecekti, ona vatan haini suçlaması yapıldı, aynı suçlamalar Arafat için, Mandela için yapıldı ama o kişiler daha sonra bir halkın gözünde önder oldu. Başkalarının değerlerine saygı duyulmalı, terörist başı dediğiniz zaman bu sürece katkı sağlamaz.
11 / Y. Murat Alpaslan: Birgül Ayman Güler zihniyetini açıkladı. Barış süreci ancak derin devlet tarafından sekteye uğratılabilir. Tarihimizi incelersek, devlet neler yaptırmamış görebilirsiniz. Bu süreçte asıl kaygım meclisteki kişilerdir. Meclisteki sırtlanları açığa çıkarmak lazım. Bu süreçte emeği geçen herkese, yoldaş Öcalan da dahil selam olsun.
12 / Sema Övgün:Her şeyin başı sevgi, saygı ve insan hakları. Artık margarin değil, zeytinyağı kullanma zamanı, yani değişim zamanı. Değişime ayak uydurmak zorundayız. Gerçekleri konuşmak gerekirse, Kürtler yıllarca ezildi, Doğu ve Güneydoğuya yıllarca istenilen yatırımlar yapılmadı. Ekonomik kalkınmada destek görmedi. Eğitim ve sağlık hizmetleri yetersiz kaldı. Bunun sonucu da insanlar özellikle de kadınlar mağdur oldular. Kadın bedeni üzerinden politikaların yapılmasına karşıyız. Kadının kılık kıyafeti üzerinden konuşulmamalıdır. Kadın sorunları üzerinden konuşulmalıdır. Çağdaşlık medeniyet ve demokrasi adına eşitlik için politikaların değişmesi gerekir. Birgül Ayman Güler’in yaptığı açıklama çok yanlıştı, barış sürecinde daha dikkatli davranılmalıdır.
13 / Olcay Öztürk (İzleyici):35 Sene evvel üniversite bahçesinde devrimci arkadaşlarla sohbet ederken herkes etnik kimliğini söylüyordu. ‘Ben devrimciyim ama Kıbrıslıyım, ben devrimciyim ama Filistinliyim.’ diyorlardı. Hepimiz riyakârız aslında. Ben bunu hiçbir zaman demedim. Bu işin içinde çelişkiler yumağı var. Biz neden, ‘insanız’ diyemiyoruz? Biz dünya vatandaşlarıyız. Emek-sermaye arasındaki kavga unutturulmak isteniyor. Emperyalizmin dalgalarını temizleyemedik. Nisan Mayıs gibi savaşa gireceğimiz için bu barış süreci başladı.
14 / Mehmet Ali Susam:Buradaki hava umut verici. Herkes barışın önemini biliyor. Biz bu cumhuriyeti Kürdüyle, Çerkeziyle, Ermenisiyle kurduk. İleri bir adımdı ve ulus yarattık, ortak bir isim verdik ve Türk ulusu dedik. Misak-ı Milli sınırlarına sahip çıktık. Ben bundan çok mutluyum. Daha demokrat bir cumhuriyet için hep birlikte uğraşmalıyız. Daha global bakıp herkesi sevebilmeliyiz. Onuru kırılmış herkesten özür dilemeliyiz. Ben sorunun Kürtler ve Türkler arasında olduğuna inanmıyorum. Birbirimizi anlayamıyoruz, arada silahlar var ve bu en büyük engel. Bu süreç, başkalarının aldığı kararlarla İmralı’da görüşülmesi tehlikeli. Herkes bu sürece katılmalı ve ikna edilmeli, şehit anası da, eline silah almış dağa çıkmış çocuğun anası da. Bunu en çok İzmir istemeli. Çünkü İzmir, sanıldığının aksine milliyetçi değil, demokrattır. Birgül Ayman Güler’in o sözleri söylememesi gerekiyordu ama belki de yanlış anlaşılmış da olabilir. Bu savaşı yaşayanlar daha çok hisseder. 1. kural demokrat olmaktan geçiyor.
15 / İlhami Mısırlıoğlu:Herkesin barış anlayışı farklı. Geçmişten kan da çıkarabiliriz, gül de. Bu bize bağlı, savaş mı istiyoruz yoksa barış mı? Özürler elbet dilenmeli. Barış konusunda İzmir ağırlığını koyarsa dengeler değişir. Uzun zamandır dengeleri değiştiremiyor bu şehir. Yolunu yitirmiş bir İzmir var, o yolunu arıyor İzmir. İzmir denince akla ilk CHP geliyor. İzmir değişirse CHP bile değişir. Atılan doğru adımları çok net desteklemeli. İzmir için demokrat deniliyor ama uzun zaman oldu o demokratlığını göstermeyeli, güven yok. Liman şehriydi ve farklı kültürlerle tanışıyordu İzmir, yani melez bir kentti bu şehir. Onun melezliğini biz bozduk. Yeni fikirler geliştirilmeli artık. Doğuda taş atanlar içeri girerken, İzmir’de taş atanlar alkışlanmamalı. Geçmişte ekilen rüzgârlar, bugün fırtına çıkarıyor. Bu şehri ilericiliğin motoru yapmak mümkün mü? Herkes bulunduğu yerde bir şeyler yapabilir. Ortak en büyük bölenle uğraşmayalım, onu çözelim. En küçük ortak payı bulup yüceltelim. Şu an ki çoğunluk azınlık olsun, ama azınlık çoğunluk olmasın.
16 / Semra Ulusoy: Bu meseleyi kadın gözünden çözümlemek için uğraşalım. Kürt kadınları bu işin en ön saflarında. Daha önce kadının siyasete girmesiyle ‘terbiye’ getirilmeye çalışılıyordu. CHP’den ricam, vekil seçimlerinde İzmir’de daha dikkatli davranmaları. Birgül Ayman Güler İzmir vekili, önceki dönemde de Canan Arıtman vardı.
17 / Ersin Damarsardı: İzmir’in kendi tarihi ile yüzleşmesi lazım. Kürtlere sadece İzmir’de değil, Selendi, Karabük, Afyon gibi yerlerde de saldırılar oluyor. Çok uluslu ve çok kültürlü şehirlerden tekçi bir anlayış çıkartılmış. Nefret suçları yasası ile bu tarz saldırıların önüne geçebilir. Türkleri de barışa ikna etmek lazım.
18 / Güneş Akçay: İzmir'de insanlar özellikle CHP'ye sarılmış durumdalar politik olarak. CHP üzerinden demokratik bir Cumhuriyet olduğumuzu söylüyoruz ancak BDP vekilleri, gazeteciler ve düşünen, hayal kuran herkes hapisteyken nasıl bir demokratik Cumhuriyetten söz edebiliriz? "Barış sağlanmalı" diye konuşurken bile "özür dileme" edimini gerekçelendirme ihtiyacı duyuyoruz. Özür dilenmesi gerekiyor ve bunun için bir gerekçe sunmaya ihtiyacımız yok. Adem-i merkeziyetçilikten bahsediyoruz. Kürt'ler nasıl yaşamak istediklerini tanımlayıp bunun için mücadele ediyorlar, bu onların en doğal demokratik haklarıdır. Onlardan öğrenmek yerine sürekli eleştiriyoruz. Biz, kimlik sorunu yaşamayan Beyaz Türkler olarak, diğer etnik veya dini kökene sahip kişilerin nasıl yaşaması gerektiğine karar verme hakkını taşımıyoruz. Hoşgörüden bahsediliyor; kimse bir diğerini hoş göremez, ancak olduğu gibi kabul edebilir, hoş görü gerçekte hoş görülmeyen bir durum varsa kullanılır. Kullandığımız dile özen göstermeliyiz. İzmir'in en büyük sorunu apolitik duruşudur. Bu da oldukça politik bir duruştur. İnsanların her davranışlarının ve duruşlarının aslında siyasi bir davranış ve duruş olduğunu anlatmak bütün siyasi partilerin ve derneklerin öncelikli görevi olmalıdır.
19 / Mete Hüsünbeyi: İzmir’de taş olayı olduktan sonra yankıları oldu ve daha sonrasında ciddi bir hadise yaşanmadı. Burası kozmopolit bir kent, ciddi bir örgütlülük potansiyeli var. Çok sayıda STK bir araya gelip bir şeyler yapabilir. Daha önce Bergama ve Aliağa termik santral olaylarında şehir çapında ciddi bir sivil itaatsizlik eylemlilikleri başlamıştı. Mehmet Ali Susam esnaf odalarının eski başkanı, belki onları bu işin içine katarak başlayabilir.
20 / Ömer Karakuyu: İzmirliler, İzmirlileri de sevmiyor. CHP bile kendi içinde birbirini sevmiyor. Toplum mutsuz, o yüzden barış süreci zor ilerliyor. Bizler geçmişimizi bile dizilerden öğrenen toplumlarız. CHP’yi bir türlü tanıyamıyoruz, hepsi birbirinden farklı düşünüyor. Yerelde kendi içlerindeki kavgalarla gündeme gelmemelerini diliyoruz.
21 / Mehmet Ali Susam: CHP bu ülke yönetimi için önemli bir parti, bu yüzden eleştirileri çok önemsiyoruz. Türkiye’de maalesef analitik düşünme algısı yok. Biz İzmir faşist mi, taşist mi tartışıyoruz. Türkiye içinde gittiğim diğer şehirlerde, beni İzmir vekili olarak tanıyan insanlar çok seviniyor ve ilerde mutlaka İzmir’e yerleşmek istediklerini söylüyorlar. Başka şehirlerdeki İzmir algısı çok farklı. İzmir bu ülkenin 2. en büyük şehridir, her şeyiyle. Ama sorun, İzmir köy kaldı oluyor. Çok haksız da eleştirmeyelim. Eleştiri yaptığımız gibi iş birliğini de düşünmeliyiz.
ÖNERİLER
Yok.
ORTAK SONUÇ
Yok.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Toplam 98 sivil toplum kuruluşu e-mail yolu ile davet edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve mail yolu ile parti il başkanlarına ve milletvekillerine ulaştık.
MEDYA İLE
3 medya kuruluşundan 6 kişi katıldı.
SONUÇLAR
Genel konuya ilişkin video gösterildi.Yerel konuya ilişkin olarakizmirizmir.net yayın danışmanı İlhami Mısırlıoğlu bir sunum gerçekleştirdi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
İzmir küçük Millet Meclisi Hamalı Pervin Mısırlıoğlu ve Sinan Canbay
01.02.2013 İzmir kMM Toplantı Tutanağı
previous post