YER: Adıyaman Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 09.11.2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/İmam Hüseyin Kültür Der. (Yılmaz Korkmaz)
2/Alperen Ocakları Baş (Fehim Taştan)
3/Adiyaman İşsizler Der. ( İsmet Güneş )
4/Adıyaman kadın sorunlarını araştırma ve çözme der. (Naile Şahin)
5/Kamer ( Zeliha Toprak )
6/Adıyaman Kalkınma Der. (Necmettin Gürsoy )
7/Adıyamanlılar Vakfı (Abdullah Yılmaz )
8/Adıyaman Kent Konseyi Bşk ( AliŞahin )
9/Adıyaman Gençlik Kültür Evi ( Aydın Sarıkaya )
10/Kent Konseyi Kadın Meclisi (Sevgi Karabulut)
11/Tüm –Köy-Sen Adıyaman Şubesi Bşk (Ramazan Gökay )
12/Saffan Der (Fatih Köroğlu)
13/ Adiyaman Kadın Yaşam Der. ( Semra Karadağ)
14/Kadının Statüsünü Güçlendirme Der. ( Perihan Gümüş )
15/Adiyaman Üniversitesi ( Bayram Erzurumluoğlu)
16/Engin Görüş Gençlik Ve Spor Der. (Zeynal Kaplan)
17/Zihinsel Engelliler Der. ( Zeynal Alagöz )
18/Pozitif Gelişim ve Girişimciler Der. (Bahattin Bayrak)
19/Pirsultan Abdal kültür Der. (Mahmut Yapıcı)
20/Gönüllü Anneler Der. (Nejla Özelçi)
21/Gap Görmeyenler Der. (Mahmut Göktaş)
MESLEK ODALARI
1/Baro (Nazım Pektaş)
2/Adıyaman Tabipler Odası Bşk ( Süleyman Kılınç )
3/Baro Kadın Kolları ( Zeynep Saya)
SENDİKALAR
1/Emekli Sen ( Sadık Yetiş )
2/Eğitim Bir Sen (Zeynal Karataş)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/Mehmet Merdanoğlu
GOZLEMCİLER
1/Gökhan Doğan
2/Ali Tokdemir
3/Ali Çevik
4/ Necmettin Canlı
5/ Mehmet Genç
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
BELEDİYE BAŞKANLARI
MESAJ YOLLAYANLAR
1 / Mv Mehmet Erdoğan
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 32 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Asu TV (Yunus Emre Doğan, Deniz Çolak)
2 / Mercan TV (Özer Karakuş, İsmail Alkan)
3 / İHA (Cihan Kizik)
MODERATÖR : Doç Dr Mustafa Çevik ( Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı)
KONULAR
GENEL KONU: Yerel Seçimler ve Yerinden Yönetim.
YEREL GÜNDEM: Adıyaman da Yerel Seçimlerden Beklentiler?
KONUŞULANLAR
1/Doç. Dr. MUSTAFA ÇEVİK: Saygıdeğer STK temsilcileri ve muhterem davetliler. TkMM’nin bu ay ki toplantısına moderatörlük etmek üzere bana davet ettikleri için organizasyon komitesine ve sizlere geldiğiniz için teşekkür ediyor hoş geldiniz diyorum. Konumuz yerel yönetimler. Malum önümüzdeki yılın başımda yerel yönetim seçimleri vardır. Bu nedenle bu konunun böyle bir toplulukta tartışılmasını anlamlı buluyorum. Ama burada bir şeye öncelikle dikkat çekmek istiyorum. Her ne kadar yerel yönetim denirse de seçimi yapılacak olan yerel yönetimin bir parçasıdır. Biliyoruz ki yerel yönetimin valilik ve belediye olmak üzere iki başlı bir durum arz etmektedir bu gün itibarıyla. Bu nedenle yapılacak olan seçimin yerel yönetim seçimleri değil belediye seçimleri diye isimlendirilmesi daha doğrudur diye düşünüyorum. Ümid ediyoruz ki bir gün valilik dahil her türlü yerel yönetim işleri yerelden seçilir ve kararlaştırılır. Bunun örnekleri günümüz gelişmiş demokrasilerinin çoğunda vardır. Merkezi yönetimin güçlü olması demokrasinin ruhuna aykırı bir durumdur. Yerel olanın, halkın ve yörenin kendi yaşam tarzını düzenleme ve kontrol etme konusun da hak sahibi olması demokratik teamüllere ve değerlere daha uyğundur. Bu nedenle Yerinden yönetim şekillerinin de bir felsefesi olduğunu düşünüyorum.Aslında konunun temelindeki tartışma konusu özgürlük konusudur.Yereldeki yaşamların yereldeki insanlar tarafından yönetilmesi gerekir aksi taktirde totaliter bir rejimin ortaya çıkması kaçınılmaz olur..Konunun burada tartışılıyor olması bu özgürlüğün anlaşılmasına katkı sağlar.Konuyu ufak notlar üzerinden ele alırsak yerel yönetimlerle doğrudan bağlantılı olan bir kavramı, modernizmi biraz anlatmak isteyorum. Oradan yerel yönetim ve özgürlük sorununun felsefi temeli üzerinde duracağız. Bilindiği gibi Modernizm aslında bir zihniyet sorunudur. Salt teknolojik ve bilimsel gelişme göstergesi olarak görülebilecek bir moda değildir. Zihniyet olması bakımında modernizmin temel iddiası hakikatin tekliği sorunudur. Descartes ile başlayan bu hakikat ve kesin bilginin tekliği anlayışı daha sonra bütün bir yaşam tarzına yayılmış ve giderek Avrupa merkezli yaşam, düşünce ve inanç tarzının tek ve mutlak doğru olduğu anlayışına gidilmiştir. Bu durumda geriye tek şey kalmaktadır. Bu söz konusu mutlak ve tek doğru yaşam ve düşünce tarzını yakalayamamış olan toplumlara bunun ulaştırılması gerekmektedir. İyi niyetle belki başlamış olan bu yaklaşımın daha sonra giderek bütün insanları kapitalist emeller için tek tip bir yaşam, giyim, beslenme ve inanma şekline zorlayan sömürgeci bir anlayışa dönüştüğünü görüyoruz. Daha sonra ulus devlet geleneğinin dünyada yaygınlaşması nedeniyle merkezi hükümetler yerel olan her türlü rengi dönüştürmek ve ulus bilinci içinde eritmeye dair projeler gerçekleştirmiştir. Günümüzde adı demokrasi olan bir çok yönetimin etnik, dini ve mezhepsel yerel değerleri yok saymak ve dönüştürüp asimile etmek konusundaki ısrarlarının nedeni modernizmin doğurduğu bu diktacı zihniyetin yansımalarıdır.
Modernizmin toptancı ve dayatmacı yaklaşımı her türlü anlayışı etkilemiştir. Modernizm sonrası sosyalistler, Hıristiyan ve Müslüman kökenli dini cemaat ve örgütler de bu zorba ve merkezi dayatmacı yaklaşımdan uzak duramamışlardır. İslamcıların önerdiği devlet anlayışlarının çoğunlukla ilk dönem İslam anlayışına benzer bir çoğulculuğu ve özgürlüğü değil de dönüştürücü ve devrimci bir yaklaşım taşıyor olması modernizmin bıraktığı açık izlerden biridir.
Yerel yönetim denince bu gün belediyecilik anlaşılmaktadır Türkiye’de. Belediyecilik denince de altyapı hizmetlere, temizlik, park ve bahçe gibi Marxist jorganla “alt yapı” durumları anlaşılmaktadır. Marx “alt yapı” derken daha çok ekonomik ilişkiler ve onunla ilişkili durumları kast eder. Ona göre alt yapı din, ahlak, değerler ve bilumum metafizik dünyayı belirleyen şeydir. Yani ekonomik ilişkiler giderek toplumun din, ahlak ve değer anlayışına şekil verir. Oysa başta Müslümanlar olmak üzere bütün teist din mensupları üst yapı denilen din, ahlak ve değerlerin ekonomik ilişkileri belirlediğini veya belirlemesi gerektiğini kabul ederiz. Yani bir müslümanın örneğin bir kapitalistten farklı bir ticaret, üretim ve şehircilik anlayışı olması gerekir. “Paranın dini imanı yoktur” ifadesini kullanan Müslüman bir toplum kapitalizmin para ve piyasa kurallarına teslim olmuş demektir. Oysa para kazanmanın da harcamanın da imanla kesin ilgisi vardır. Mülkiyete bakış açısı salt ekonomik bir sorun değil aynı zamanda aynı zamanda bir iman sorunudur.
2/ Alperen Ocakları Baş (Fehim Taştan) Memleketin en kritik döneminde Hiçbir siyasi partiyi ortada göremiyoruz.Herkes iktidarın yanında .Benim çocukluğumda müftülük sıratuttaydı.Hacı adayları ordan hacca gidiyordu.Kimisi hacca gidecek olanın elini öperdi,kimisi eteğini.Suan yönetici adayları belli olduğundan herkes onların yanında hani kimseyi göremiyoruz bu toplantıda.15 sene önce iktidar başa geldiği zaman 3 problemi dillendirdiler.Yoksulluk,yolsuzluk,işsizlik.Paranın nasıl kazanılacağını öğrenemedik.Ekonomik durum füze hızıyla yükseldi ben hala aynı durumdayım.Kentleri ekonomik zenginliği yerine kent yöneticilerinin zenginliği düşünülüyor.Yönetenler zengin oldu kentler zengin olmadı.Yönetenler yiyor kente bişey yok.Memlekette yirmi yerel gazete iki de yerel tv var ama memleket meselelerini konuyoruz hani kimse yok burda.Biz burda havanda su dövüyoruz.Kadın,erkek,insan hakkı dedik hani durumda bir düzelme olmadı.Bir hedefe varılmıyor.Ülkeyi,memleketi yönetenler ülke gündemini belirlemeye çalışıyorlar.Öğrenci evleri meselesi 20 yıldır var şimdi mi aklınıza geldi Allah aşkına.Bir toz bulutu atılıyor ortaya insanları meşgul etsin diye.İnşallah insanımız akıllanmıştır ve faydalı sonuçlar olur.
3/ Baro Kadın Kolları ( Zeynep Saya) Kadın erkek eşitliği hakkında söylediklerimiz ne kadar duyuldu ,ne kadar içselleştirildi acaba.Biz kadınlar olabildiğimiz kadar siyasetin vitrinindeyiz sadece.Siyasette sıkışıldığı zaman kadın gündeme geliyor.Öğrenci evleri meselesinde yine kadınlar mağdur oluyor.Toki denilen bir kurum var ve heryerde inşaatı olan bir kurum bu soruna bir çare olabilir.Öğrenci ihtiyaçlarının gündeme getirilmesini hiç samimi bulmuyorum.Çevremizde bu kadar savaş oluyor.Savaşın en büyük mağdurları yine kadınlar.Erkek bir kere ölüyor kadın hergün ölüyor.Sistemin mağdurları biziz.Yerel yönetimlerde kadınlar yok denecek kadar az.Sadece kağıt üzerinde birşeyler yapılıyor.Biz kadınların başörtüsü ya da beniyle ilgilenilmesi yerine yolsuzluk işsizlik gibi sorunlarla ilgilenilsin.Kadın aday adayımız bile yok.Demokrasi kültürü yerinde ve merkezde bir bütünlük sağlanarak bir oluşturulmalıdır.Zaten sol anlayış siyaset yapmaktan vazgeçti.Sağı taklit etmekten başka bişey yapmıyor.Eğitim çok önemli.Eğitim politikalarımızın artık iflas ettiği ortada.Adayların projeleri hakkında bir bilgiye sahip dağiliz.Zaten merkezden birileri onları görevlendiricek.En kötü şey umutsuzluk.Ekonomik özgürlük çok önemli.Buradaki katılım çok az.Seçmen ve seçilenler olarak herkes kendini sorgulasın istiyorum.
4/Doç. Dr. MUSTAFA ÇEVİK :Demokrasilerde kamusal baskının olması gerektiğini düşünüyorum.Kamusal baskı olunca bir şeyler düzelme yoluna girer.
5/Mehmet Merdanoğlu:Benden önce söz hakkı alan arkadaşlar olması gereken şeyleri söylediler ve aynen katılıyorum söylenilenlere sonsuza kadar.Bizleri yönetecek insanların merkezdeki insanlar tarafından seçilmesi bizlere faydalı olmaz . Biz buraya bizleri yönecek insanları konuşmak için geldik ve onlardan kimsenin burda olmaması ne üzücü bir durum.Hiçbir partinin aday adayının burada olmaması ne kadar üzücü .Bizim bizlere hizmet edecek kişiye ihtiyacımız var ,merkezden belirlenen insana değil.Bizlere hizmet etmeyecek insanlara oy vermemeliyiz.İnsanlar birbirlerine saygı duymalı.Adıyaman bir çok etnik kültürü içerisinde barındıran zengin bir ilimiz.İnsanlar ittifak halinde birleşmeli.Bizlere layık olmayan yöneticilerin burada işi yok.Yerel yöneticileri bizden yani içimizde yaşayan biri olmalı.
6/ Ramazan Gökay Ben halkları demokrasi partisi yönetim kurulu adına konuşuyorum.Hocam siz moderniteden bahsettiniz.Ben de şu şekilde örnek vereceğim.Bir karpuzun altında ve üstünde kalanlar bir milleti oluşturuyor.İnsanların yüzde yirmisi çöpten beslenenleri diğer kalanları ise günü 30 bin dolarla geçiren insanlar.Demokrasi karpuzun üstünde ve altında kalanların adil bir şekilde beslenmesi demektir.Halkın yerelde kendi demokrasisini oluşturması söz konusu.Halk penceresinden baktığımızda demokratikleşme beraberinde modernizmi getirmelidir.Bizim istediğimz yerelde köy meclislerinden başlayarak bir demokratik yapının inşasıdır.600 milyar dolarla dış borçla mücadele eden ülke şimdi de kıdem tazminatlarının gaspıyla gündemde.Yüzde yirmi nüfus günü 3 lirayla kapatıyor.Torba yasalarla günü geçirmeye çalışan anlayış atanmış olan valiye tabi olacak.Bu şekilde sosyal ve siyasal alandaki soygun devam eder.Bugün Adıyamana baktığımızda aday enflasyonu var.Maşallah hizmet aşkı var.Oysa bu alanlar hırsızlığın en fazla yapıldığı alanlardır.Ondan dolayı adayların hepsi oraya saldırıyor.Bundan da demokrasi çıkmaz.
7/Doç. Dr. MUSTAFA ÇEVİK Arkadaşlar elbetteki eleştiri herkesin hakkı fakat eleştiri yaparken lütfen önerilerimizi de sunalım.Öneri bir kültür meselesidir.Sadece siyasal eleştirinin yapılması karşınızdaki kişinin önyargıla tahımkazıra sebep olur.Öneri de yaparsanız daha sevindirici olur.Seçimlerin şekli,hukuki boyutu nasıl olmalıdır diye örnekler verirseniz daha yapıcı olur diye düşünüyorum.
8/Nejla Özelçi Gönüllü anneler temsilcisiyim.Düşünüyorum da bu ilgisizliğin yanında memleketimizin altyapısını nasıl oluşturacağız acaba.Yönetime aday olan arkadaşlarımız fikir edinme peşinde değiller.Nasıl zengin olurum fikrinin peşindeler.Eğer merkez karar verecek ise yönetici adayının seçimine zaman halkın güven oyunu alan kişi seçilsin.Ama merkezden zaten karar veriliyor kimin seçileceğine.Aday merkezden belirleniyorsa bize bir fayda sağlamaz.Halktan fikir alınsın.Ayrıca öğrenci evleri sorunu yıllardır var olan bir sorun.Öğrenciler karma yaşıyor zaten bırakın herkes istediği gibi yaşasın.Baskıcı bir gençliğimiz olmasın.Başörtüsü meselesi o kadar büyütüldü ki gündemi oyalamak için. Bu o kadar önemli değil.Daha önemli konular var.
9/Mahmut Yapıcı Değerli arkadaşlar yerel yönetimler denince belediye,belediye encümeni , muhtarlar aklımıza geliyor.Yerel yönetimleri halkın seçmesi gerekir.Belli bir parti var ama kimse yok burda.Kaygıları yok çünkü.Kendileri de biliyor ki adaylar merkezden belirleniyor,halk seçmiyor.Biz Adıyamanlılar olarak seçeceksek partiyi değil kişiyi seçmeliyiz.Kim daha iyi hizmet edecekse onu seçmeliyiz.Ben şahsi olarak akp li değilim ama beni de akp adayı olarak gösterseler ben de kazanırım.Halk bana değil partiye oy veriyor.Kişiyi seçmek gerekir.Adıyamanda kaldırımlarda rahatça gezebiliyor muyuz?hayır.Heryer işgal edilmiş.Başımızdakiler bizi ne hale getirmiş.Başımıza ne geldiyse siyasi partiler yüzünden geldi.Öğrenci meselesini gündeme getiriyorsunuz.Hadi yurt yapın o zaman ,sahip çıkın öğrencilerinize o zaman.Yazık gençlerimize .Muharrem ayındayız,kerbelanın olduğu yerde insanlar ölüyor.Kimse ses çıkaramıyor.Biz kendimize sahip çıkamıyoruz.Demokrasi diyorlar ama demokrasinin d si bile yok.Halimiz ne olacak.2 milletvekilimiz öğrenci evleri konusunda farklı konuştu diye kim bilir başlarına ne gelecek.
10/Doç. Dr. MUSTAFA ÇEVİK Başörtüsünü siyasal malzeme olarak kullanmak…Taraf olanlar olduğu gibi karşı olanlar da rant elde ediyorlar.Kadınlarımızın da konuya duyarlılık göstermesi gerekir.Eşim yıllar önce başörtüsü yüzünden mağdur olmuştu ama eşimi mağdur eden de bir bayandı.Halkımızın kimseyle siyasal sorunu yok aslında.Benim kendi köyümün hemen bitişiğinde alevi köyü olmasına rağmen yıllardır dostane ilişkilerimiz sorunsuz devam ediyor. Orta halli insanlarda sorun çıkmıyor.Eğitimli insanlar daha fanatik oluyor.İnsanlar nasıl istiyorsa öyle giyinmelidir.
11/ Zeynep Saya Başörtüsü tercih meselesidir ve herkes saygı duymak durumunda.Simgeler konuşuyor.Kadınlar simgelere malzeme edildi.Nasıl ki siz erkekler olarak sizin bıyıklarınıza karışılmasını istemiyorsunuz, sizler de biz kadınların giyim kuşamına karışmayın lütfen.Kız ve erkek çocuklarımıza davranış biçimlerimizi kontrol etmek zorundayız.
Yerel Gündem
12/ Mehmet Merdanoğlu: Değişik dönemlerde toplumu ayrıştırıcı adımlar atıldı.İnsanlarımız kamplara bölündü.Alevilik sünnilik denildi.Başörtülü başörtüsüz deniliyor.Ama özde herkes birbiriyle iyi geçiniyor.Tüm inançalara saygım var.1980 lere kadar köyümüzde bir genç kız evlenmeye kadar başörtüsü takmazdı ve kimse de bu konuda yadırganmazdı.Benim eşim de annem de başörtülü ne olmuş yani.İnsanlarımızın bilinçlendirilmesi gerekiyor.Adıyamanımızda benim bildiğim kadarıyla 200 300 genç kandırılıp suriyedeki oyuna alet ediliyor.Gençlerimiz bilinçlendirilmeli.Sormalıyız,sorgulamalıyız.
13/Aydın Sarıkaya: Başbakan gündem değiştiriyor.Öğrenci evlerini gündeme getirip kendisi yurtdışı gezisine çıktı.Öğrenci evlerinden daha önemli sorunlarımız var .Birçok yerde vesikalı çalışan kadınlar var bunları konuşmamız gerekir.
14/MUSTAFA ÇEVİK: Eğer bir ülkede merkezden bir ili yönetmek varsa o ülkeyi de dışardan yönetmek isteyen birileri vardır.Amerika da bazı şirketlerin emri altında.Bundan 100 yıl önce herkes bıyıklı ve sakallıydı.Şimdi de herkesçe kabullenen tek bir giyim tarzı var.Devletler eğitim adı altında insanları tek tipleştiriyorBilim ve teknoloji çok şey kazandırıyor gibi görünüyor ama insanlık kayboluyor.
15/Zeynal Karataş: İstanbul’da yıllar önce bir konferansa katılmıştım. Şimdi bakıyorum da hala aynı şeyler konuşuluyor. Her zaman her yerde bir ötekisi vardır. Herkes kendi farklılığını diğer farklılıklar gibi doğal görmeli. Bir toplulukta tekdüzelik varsa orda ilerleme gelişme durur. İnsanlar tek tipliliğe zorlanmamalıdır. Çağdaşlık veya din adına yapılan zorlamalar aynı zihniyeti temsil ederler. Bu anlamada başörtüsünü açtıran ve kapattıran zihniyet de aynıdır. Yıllarca çözümü bulunmamış, nakarat gibi aynı söylemlerde bulunanlar, tek doğru benimdir diyenler, toplulukları bir birine benzetmeye çalışanlar aynı ahırın eşekleridir. Ülkelerde farklılıklar arasında korku sendromu oluşturuyor. Toplumsal hafızalarda bilgi mezarlıkları var. Görüp yaşadıklarımıza, duygu ve düşüncelerimize aldırış etmeden her ajitasyona figüran oluyoruz. Benim kapı komşum alevi ama en çok hoşnut olduğum komşum. Birileri siyasi malzeme uğruna 100 yıldır konuşulan konuları konuşuyor. Basit konulara efor sarf ediyoruz. Gelişmiş ülkelerin gündemlerine bakın haftalık, aylık,yıllık gündemlerin farklı olduğunu görürsünüz.80’li yılların gündemindeki konuları tartışıyor olmamız manidardır.
16/Zeynal Alagöz: Hepiniz hoşgeldiniz.Gündem konumuz Adıyamanın yönetimine talip olan insanlar.Her ne kadar birilerinin adaylığı kesin olmuş olsa da konuşacağız.Arkadaşlar parti önemli değil kişi önemli.Şıhlar köyünün muhtarı 600 milyarlık dev bir proje hazırlamış.Bu proje faaliyete geçerse çok büyük bir yatırım olacak.Tabi projeye karşı olanlar da var.Geçen projeyi hazırlayan kişiyi gördüm. Beni şikayet ediyorlar diyor.Kimilerinin işine gelmiyor.Arkadaşlar gerekirse elimizi yere vuracağız.Kim adıyamana nasıl faydalı olacaksa onu seçelim.
17/Mahmut Yapıcı: Biz gerçeği söylediğimiz zaman yerimizin neresi olacağını iyi biliyoruz.Gerçekleri söylersek yerimiz yoktur.Öğretmen olarak çalıştığım dönemde 15 yıl sürgün hayatı yaşadım.Ama fikirlerimden taviz vermeyeceğim.Asla ve asla bazıları gibi güç kimdeyse ben onun yanındayım demeyeceğim.Bir insanın giyim ve kuşamına ancak eşleri karışabilir.Eş kendi eşine bu sana yakıştı ya da yakışmadı diyebilir.Başkası ne karışır insanların giyimine kuşamına.
18/Doç. Dr. MUSTAFA ÇEVİK :İngilizlerin bir atasözü vardır.İnsanlar konuşur,kağıtlar iş görür diye.Şehrin sorunlarını hukuki boyutta üstlenen kimse yok.Bu şehirde her türlü kir var.Sorunları hukuki olarak dile getirebilmeliyiz.
19/ Naile Şahin: Geçen seçimlerde muhtar adaylığım vardı.2 sayfalık proje hazırlamıştım.Elimde projelerle geziyordum.Zengin ve aga kızı olmadığımdan seçilemedim.Seçilen kişinin de mahalleye hiçbir katkısı olmadı.
20/ MEHMET GENÇ: Adıyamanda yollarda sıkıntımız var. Özellikle çevre yollarının genişliği 20 metre.20 yıl sonra yolların durumunu düşünemiyorum.Başkanlar ileriyi göremiyorlar.Aday adaylarının ileriyi düşünerek yolları ve sokakları daha geniş inşa edilebileceği bir şekilde görmek istiyorum.
21/ GÖKHAN DOĞAN 20 yaşında bir gencim.Yerel yönetim konusunda sıfır hizmet var.Asfalt çalışması yetersiz.Bizim sokağı 8 sefer su bastı.Alt yapı olmadan asfalt yapılması saçma.Şehir yapılanmasında yetersizlik var.Belediyemizin ekonomisinde düzelme olmadığından Bir şey yapılmıyor.Genç olarak daha iyi hizmet kişileri görmek istiyorum.Konuşmamız gereken dil insanlık dilidir.Yok bıyık bırakmış yok sakal bırakmış yok camiye gitmiş.Birbirimizi anlayacağımız dili kullanmalıyız.İnsanlığın diliyle konuşmak lazım.Yerel yönetimlerden nasıl isteyeceğimizi bilmiyoruz.Doğru düzgün bir belediye binamız bile yok.Allahtan bir adliye binamız yenilendi.Önce belediyemizin altyapısı düzeltilmelidir.Susmayın konuşun. A partisi B partisi farketmez.Herşey havada kalıyor.İcraat olsun istiyorum.
22/Doç. Dr. MUSTAFA ÇEVİK : Verilmiş olanla yetinmek milletimizin özelliği.İstemeyi bilemiyoruz.İstemeyi öğrenmek lazım.Hepinize teşekkür ediyorum.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
MİLLETVEKİLLERİ İLE
MEDYA İLE
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Rapor AdıyamankMM İl Girişimcisi H. Şenel ŞARALDI ve çalışmaya gönüllü olarak destek veren Fatma Karadağ tarafından hazırlanmıştır.