YER: Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi, Benal Nevzat Salonu
TARİH: 06.04.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Afrikalılar Derneği, Mustafa Olpak
2 / İZDİM (İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi), Timuçin Gündem
3 / Mülteci-Der, Talat Ulusoy
4 / FİDE-DER (Farkında mısınız İklim Değişiyor Derneği), Ersin Damarsardı
5 / Hizmet Gönüllüleri Federasyonu, Nezaket Emine Atasoy
6 / İMHAD (İmam Hatip Mezunları Derneği), Burhanettin Kansızoğlu
7 / ÇOVAK (Risk Altındaki Çocukları Koruma Derneği), Ufuk Doğan
8 / İzmir Romanlar Derneği, Abdullah Cıstır
9 / Ege Eğitimciler Federasyonu, İbrahim Marangoz
10 / Ufuk Eğitimciler Derneği, İbrahim Baştepe
MESLEK ODALARI
Yok
SENDİKALAR
1 / Türk Eğitim-Sen, Merih Demir (1 No’lu Şube Başkanı)
2 / Eğitim Bir-Sen, Abdurrahim Şenocak (İzmir Şube Başkanı)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Hürriyet Mısırlıoğlu (izmirizmir.net)
2 / İshak Gündüz (Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi)
3 / Saadettin Dumlu (İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı)
4 / Mustafa Çakal (İl Milli Eğitim Müdürlüğü)
5 / Ergün Dur (İl Milli Eğitim Müdürlüğü)
GÖZLEMCİLER
1 / Mehmet İntaş (Saadet Partisi İl Yönetim Kurulu Üyesi, STK’lar Sorumlusu)
2 / Derya Türkgülü (Ak Parti Yönetim Kurulu Üyesi)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Rıfat Sait – Ak PartiMilletvekili
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
Ak Parti vekili Mehmet Sayım Tekelioğlu, hastalığından dolayı katılamayacağını belirtti. CHP vekili Aytun Çıray ise, yurt dışında olduğundan katılamadığını faks çekerek bildirdi.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 44izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Zaman
2 / Ege Telgraf
3 / Yeni Asır
MODERATÖR
Pervin Mısırlıoğlu – Gazeteci
KONULAR
GENEL KONU:Hükümetin yeni konsepti, sorunlara çözüm getirebilir mi?
YEREL KONU: 4+4+4 sisteminin getirdikleri neler? Götürdükleri neler?
KONUŞULANLAR
1 / Mustafa Çakal: Daha önceki Milli Eğitim Kanunun bazı maddelerinde dedğişiklik yapılarak 4+4+4 sistemi kabul edildi. 4, 4, 4 şeklinde toplam 12 yıllık kesintisiz bir eğitim. İlk 4 yıl ilköğretim şeklinde olacak, eskiden 5 yıl olduğu gibi, ikinci 4 yıl ortaöğretim olacak, eskiden 3 yıldı ve son olarak 4 yıllık lise, mesleki ve tekniki olarak devam edip 12 yıl tamamlanacak. Şu an sadece İrlanda’da 8 yıllık zorunlu eğitim var. Diğer ülkelerde 5+3+4 veya benzer şekilde uygulanıyor. İlk 4 standartlara uygun, diğer 4’ler ise çocuğun içindeki potansiyeli çıkarmaya dönük olarak uygulanacak. Bu şekilde eğitime ve öğretime bakış açısı değişiyor. Müfredatların değişmesi gerekiyor. Kanuna göre 60 ayını dolduran çocuklar okula başlayacak. Daha önceki kanuna göre ise 72 ayını dolduran çocuklar okula başlıyordu. Şu andaki sistemde 65-84 ay arası çocuklar aynı sırayı paylaşıyorlar. Bu sistem Eylül ayında uygulanacak, ancak Bakanlar Kurulunun 1 yıl erteleme hakkı bulunuyor. Ertelenirse 2013-2014 öğrenim döneminde uygulanacak. Cumhuriyet kurulduğu gündem bu yana ülkedeki okullaşma oranı %85’lerde. Okul öncesi eğitim zorunlu olmamasına rağmen, toplumun bilinçlenmesi ile 4-6 yaş arası çocuklar eğitim görmüştür. Toplumun bilinçlenme durumuna bakıp bununla ilgili zorunlu bir durum yaratmadık. İsteyen yine bu sistemde çocuğuna okul öncesi eğitim verebilir. 4. sınıftan 5. sınıfa geçen öğrenciye bir sertifika verilecek, hangi okula kayıt olmak istiyorsa oraya kaydını yaptıracak. 8 yılın sonunda diploma verilecek. Binalar ayrı olacak. Pedagojik açıdan baktığımızda 6 yaşında bir çocukla 13-14 yaşındaki çocuğun aynı çatı altında bulunmasının dezavantajları var. O yüzden her 4’ün binası ayrı olacak. İzmir’de bu durumla ilgili derslik veya öğretmen sıkıntımız yoktur. Orta bölümün sonuna doğru meslek seçimleri başlıyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olarak devam ediyor ama Kuran-ı Kerim ve Peygamber efendimizin hayatı seçmeli ders olarak sunulacak. Bu ders için belli bir kıyafet veya başka bir zorunluluk olmayacak. 4+4+4’ün çıkarılma sebebi, kanunun 1. maddesinin aynen uygulanmasıdır. Nedir o 1. madde? Milli manevi değerlere sahip, iyi bir yurttaş olmayı öngören, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir nesi yetiştirme amacındayız.
2 / Mine Topçu (İzleyici): Çocukların okula başlama yaşları, o dönemdeki ay farklarının bile gelişimleri üzerindeki önemli farklar yaratan etkisi dolayısıyla bütün dünyada 60, 64, 68, 72 ay olarak değerlendirilirken, yeni yasa ile aralarında bir yaş olan ve bir kısmı okul öncesi eğitim almamış çocukların bir arada bulunmasının sakıncaları görmezden geliniyor. Okul öncesi eğitimi, uzmanlar da önemsiyor. Çocuğun gelişimi açısından çok yararlı bulunuyor ve zorunlu olması düşünülüyorken şimdi bundan vaz geçiliyor. 7-14 yaşlarındaki çocukların birlikte olması sakıncalı iken 4+4+4 sisteminde de 10-17 yaş arası çocukların aynı yerde eğitim görmesi nasıl sakıncalı bulunmuyor? Bu süreç, kervan yolda düzülür mantığı ile başlamış. Ne veliler, ne uzmanlar dinlendi. Ne fiziki mekan var, ne kadro var ne de müfredat, program. Bir tür yetki kanunu çıkarılarak içi sonradan “gerektiği” gibi doldurulmak hedeflenmiş gibi algılanıyor. İmam hatipler de, kız ve erkek liseleri de açılsın ama kimseye dayatılmasın. Bize seçenek sunulması lazım.
3 / Mustafa Çakal: Kaç yıldır zaten 6 ve 11 yaş birlikte eğitim sürdürüyor. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle biz, yapacağımız fiziki yerleştirmeyi, imkanları ortaya koymayı yaparız ama 2 yaşın bir arada olması geçici bir durumdur. Sadece 2 seneyi kapsayacak bir durumdur. Okul öncesi eğitimle önümüzdeki dönemde yaptırımlar yapılabilir. İzmir’de, zorunlu olmadığı halde, okul öncesi eğitim %82’lerde.
4/Abdullah Cıstır: Gelinen süreçte, kamuoyu ile yeterince tartışıldığını düşünüyor musunuz? Milli eğitim camiasında, geçen sene yapılan Milli Şura’da gündeme geldi mi? Yeterince kavram kargaşaları ile gündem yapılırken, toplumun ne kadar hazır olduğunu düşünüyorsunuz bu yeni sisteme?
5 /Mustafa Çakal: Daha önce yapılan bütün şuralarda bu konuşuldu, tartışıldı ve yorumlandı. 5+3+3 sisteminden, 8+3 sistemine geçtik. 5+3+3 sisteminden dolayı bu sürece hazır olduğumuzu düşünüyorum.
6 /İshak Gündüz: 60 ay ile 72 ay gibi bir durum var. Daha sonra bu yönetmeliklerle belirlenecek. Bazı eğitim uzmanları, 60 aylık bir çocuğun 45 dakikalık ders limitini dinleyemediği görüşünde. Bir de bu yaşlarda okula başlayan çocukların, duygusal zekasının olmadığı yönünde görüşler var. Bu konuyla ilgili görüşleriniz nelerdir?
7 / Mustafa Çakal:Duygusal zeka ve 45 dakikalık ders durumu, sınıf öğretmeninin belirleyeceği bir durumdur. 2. veya 3. sınıfa gelen çocuk şu andaki sistemden test çözmeye başlıyor. Yeni sistemde ise eğlenerek, yaşayarak, hayattan beklentilerine bakılarak sınıf içerisinde arkadaşlarıyla beraber etkinlikler yapıp, paylaşımlar yaptığı bir süreç ilkokul ve ilk 4’te okuma ve yazmaya ağırlık verilecek.
8/Gülçin Altan (İzleyici):Ben, ilköğretimi bitirip, Lise 1. sınıftan hazırlık okuyan öğrencileri okuttuğumda, bu çocuklara hazırlık okuttuğumuzda 24 saat yabancı dil okuttuktan sonra, Lise 1 derslerine geçtiklerinde uyum sağladıklarını gördüm ama 9-10 saat yabancı dilden sonra öğrenciler direk Lise 1’e geçtiler. Bu sefer Lise 1’e giren öğretmen arkadaşlar müthiş rahatsızlık duydular. Her yaş ve her dönem çocukların psikolojik yapıları değişiyor. Biz de eğitimde birşeyler sürekli değişiyor ama insana yatırım yok. İnsana yatırım yapmadığımız müddetçe başarılı olacağımızı hiç sanmıyorum. Burda kimseye haber verilmedi, ben yaptım oldu olayına döndü. Anlatımlar çok güzel ama uygulamaların bir kısmı olsa yine de başarılı. Mesela resmi çok güzel olan bir öğrenciye zorla matematik öğretiyoruz.
9 / Mustafa Çakal:Bahsettiğiniz ressam olma veya herhangi bir mesleğe yönelik dersler görülecek. Şu anda Güzel Sanatlar Lisesine veya Spor Akademisine gitmek isteyen öğrenciler 8. sınıfın sonunda mülakata giriyor. Artık, ikinci 4’te öğretmenin gözlemiyle mülakata girmeden bu şansı yakalayabilecek.
10 / Yahya Murat Alpaslan:Bu yasa metni, meclisteki insanların aklına düştükten sonra, kamuda paylaşılmadığı, ortaklaşılmadığı, işin uzmanlarıyla bunun olumlu/olumsuz yanlarıyla masaya yatırılmadığı, akademik olarak yeterli paylaşım yapılmadığı açık. Siz bile sayın bakanın televizyon görüşlerine dayanarak anlatıyorsunuz. Dediniz ki, tüm şuralarda bunu tartıştık. Tartışırken bu tartışmaları akademisyenlere, velilere, öğretmenlere açtınız mı, yoksa sen ben bizim oğlan arasında mı tartışıldı? Anladığım kadarıyla din dersi kalıyor ve seçmeli olarak kutsal kitap dersi sunuluyor. Peki ben ateist bir insanım, dediği gibi Başbakan’ın hayırsız bir insanım. Devlet, benim oğluma hangi hakla din öğretmeye çalışır? Anayasadaki laiklikten söz etmiyorum, benim laiklik anlayışım devletin dinsiz olmasıdır. Dinle ilgili bir ilintisinin, ilişkisinin olmamasıdır. Anayasasında laiklik ilkesi olan bir devlet, nasıl oluyorda benim oğluma din öğretiyor?
11 / Mustafa Çakal:Sayın bakanımızın söylediklerini söylüyorsam, sizin de bildiğiniz/malumunuz olduğu için söylüyorum. Biz yasalaşmadan önce sizinle paylaştık, İzmir şurasına 5 akademisyen arkadaşımız katıldı. Onların görüşleriyle alt şura yaptık. Ege bölgesi şurasını Kaya Resort Otelde yaptık. Daha sonra Ankara şurası yapıldı. Basında bu konuşuldu. 8 yıllık zorunlu eğitim sırasında zorlukları biz gördük. Kantin sırasında, lavabo kullanılırken pedagojik açıdan yanlışlar vardı. Din dersi tamamen ahlak dersidir. Talim Terbiye Kurulunun kararıyla, başka dinden olduğunu belirleyenler, din derslerinden muaf olurlar. Ateistlik bir din midir, onu bilemiyorum. Din bilgisini alırsınız, ateistlikle yorumlarsınız, sonra bunların hiçbiri bir işe yaramıyor diyip kenara atarsınız. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde din konusu %30 ise %70’i ahlakla ilgilidir.
12 / Nezaket Emine Atasoy:Siyasilerin 4+4+4 eğitim düzenlemesiyle ilgili, sistemin boş kalan yerlerini, eksikliklerini, alt yapılarını tartışarak katkıda bulunması gerekiyor. Ülkenin geleceğini ve gençlerin geleceğini etkileyecek böyle bir yasanın, kavga gürültü ile çözülmesi doğru değildir. Türkiye eğitim konusunda siyasi üslubunu düzeltmesi gerekiyor. Eğitim konusunda didişerek, sağlıklı bir noktaya varılamaz. 8 yıllık zorunlu eğitim, bireyleri özgürleştiremeyen, seçme fırsatı vermeyen, farklılıklara imkan vermeyen bir sistemdi ve çağdaş eğitim dünyasından çok farklı bir yerde duruyordu. Yeni sistemde 2. 4’te, temel dersler verilip alt yapı oluşturulacakken, seçmeli derslerle bireyin önü açılacaktır. Dünya ülkelerinin çoğunda okula başlama yaşıyle aynı orana gelip, dünya ülkeleri ile aynı standartlarda paralelleşirken, teknolojinin çok hızlı gelişmesine bağlı olarak, erken eğitilerek bilgiyle donatılmış çocuklar yetiştirilecektir. AB üyesi ülkelerde, 18-65 yaş nüfusun en az %85’inin lise mezunu olması sağlanmasının hedefi, 2010 yılında revize edilerek, 2020 yılına kadar nüfusun %90’ının en az lise mezunu olması ön görülmüştür. Ülkemizde ise toplam nüfusun %28’inin lise mezunu olduğu dikkate alınırsa, zorunlu eğitimin 12 sene olması önemli bir nokta olacaktır.
13 / Abdurrahim Şenocak:Bu eğitim sistemi aslında 15 yıldır tartışılıyor. İl şuralarında biz bu konuyu pek çok çevre ile tartıştık. Hatta şuralarda, Milli Güvenlik derslerine askerlerin girmemesi kararını ve öğretmenlerin ek ders ücretlerinin 12 lira olması kararlarını almıştık. Ancak ek ders ücreti meselesi henüz yasalaşmadı. Biz bu sistemi Eğitime Bakış dergimizde, eğitim fakültelerinden akademisyenlerle tartıştık ve yayınladık. Köy enstitülerinden kesintisiz eğitime geçildiğinde pek çok sektör oluştu, servis mafyasından, yemek işlerine bakanlara kadar. Bu yeni sistemin yerleşmesi de zaten en az 2 yılı alacak. Derslik sorunu, bina sorunu öteden beri var olan bir sorun, bu da sistem değil yatırım sorunudur. Eski sistemin katsayı sorunu vardı. Ayrıca eski sistem yapılırken kime danışıldı, kiminle tartışıldı? Eskiden profesörler cübbelerini giyer, bilim öğretmek yerine demokrasiye ayar verirdi, askeri göreve çağırırdı. Bu yüzden bugün eğitim fakültelerinin durumu içler acısı. Bugün ekonomisi gelişmiş çoğu ülke kesintili eğitim uyguluyor.
14 / Talat Ulusoy:Ömrü hayatımda 3 tane darbe gördüm. Bunlar eski dosyaların, yeni spikerlerle okunuşu gibiydi. Ne yapıyorsak, Atatürk ilke ve inkılapları için yapıyorduk. 4+4+4’te de bu böyleymiş. Bu ilkelere göre çocuk yetiştirecekmişiz. Tek doğruyu bilip, onun üzerine yükleniyoruz. Bu mantık Hitler Almanya’sında da böyleydi, Franco İspanya’sında da böyleydi. Kenan Evren de kendine göre tek doğruydu. Bu mantık böyle ne olacak? Fikri hür, vicdanı hür ve özgür çocuklar yetiştirmek için ortamlar hazırlamalıyız. Bu yanlış bir şekilde geçti. Birileri kendi aralarında görüşmüş olabilir ama benim düşüncem ne olacak? Çocuklar her gün ‘Türküm, doğruyum’ diye bağırdıklarında, benim çektiğim ızdırap ne olacak? Bir baskı veya despotik durum ertelenemez, hemen tedavi edilmelidir.
15 / Merih Demir: Yasa meclisten geçti, artık bunun üzerine tartışmanın çok bir anlamı yok. Bu süreçte pek çok STK konuştu ama bir öğretmeni konuşurken hiç gördünüz mü? Önümüzde 5 ay var, bu 5 ay içinde müfredat değişecek, pek çok şey uygulanacak. Örnek verilirken sürekli AB ülkelerinden, OECD ülkelerinden bahsediliyor. Burası ne AB, ne ABD, burası Anadolu. Önümüzde 5 ay var, bu süre içine eğitimciler mutlaka katılmalı, okul öncesi eğitim zorunlu olmayacaksa ilk 4, mutlaka öğrencinin sosyalleşeceği, yeteneklerinin keşfedileceği bir 4 yıl olmalıdır. Bunun için de, ilk 4 yılın müfredatını oturup eğitimcilerle yapmalıyız. Biz sendika olarak bu sistemden önce 1+5+3+4 teklif ettik. Bahsettiğiniz OECD ülkelerinde okul öncesi eğitim %100, eğer biz de onları yakalayacaksak, okul öncesi eğitim zorunlu olmalıdır. Yeni sistemin güzelliği ise velilere seçenek sunulmasıdır. Kervan yolda dizilir mantığı çok yanlış, eğitim bir kervan değildir. Ben de bir veliyim ve kimse çocuğuna 1 yıl kaybettirmek istemez.
16 / İbrahim Marangoz:8 yıllık eğitimden önce, 8 yıllık sürece geçişle ilgili Avni Akyol zamanında bir düzenleme vardı, fakat sistemin kesintisiz oluşuna ilişkin bir öngörü yoktu. Mesleki eğitime yönlendirme söz konusuydu. 28 Şubat’la birlikte kesintisiz eğitime geçildi. Kesintisiz eğitimin sorunları oluyordu. Mesela Menderes’te bir 8. sınıf öğrencisi hocasının yanına çapayla gelip, matematik ve ingilizce derslerine girmek istemediğini söyler ve onun yerine çapa yapayım der. Yani biz sistemde kişinin yeteneklerine bakmadan, tek tip bir eğitime tabi tutup, seçenekler vermiyoruz. Yeni sistemde çocuklara ne kadar çok seçenek verilirse, ülkenin geleceği için iyi olur diye düşünüyorum.
17 / Özlem Coşan: Ben ortaokuldayken bir kur sistemi gelmişti. Yabancı dil sınavından geçemeyen öğrenciler, topyekün kalmış sayılacaklardı ve ben o sınavı geçemedim, kaldım. Pek çok kişi kaldı ve o sistemi kaldırdılar. Liseye geçtim, Kız Lisesinde okudum. Oranın isminin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Amerika’da yaşadığımda kız lisesi, erkek lisesi hatta protestan ve ortadoksların bile liseleri vardı. Liseye geldiğimde kredili sistem geldi, kredili sistemin ilk mağdurlarındanım. O sistemden sonra tercih değil, mecburiyetle üniversiteye geçtik. Ben 4. yılımda üniversiteyi kazandım. Üniversitenin 2. senesinde 28 Şubat nedeniyle okulu bıraktım ve Kıbrıs’ta okumaya devam ettim. Sürekli değişen bir sistemin kimseye faydası yoktur. 8 yıllık eğitimin zorluklarını görüyoruz, bu yüzden köklü bir değişiklik lazım. Böylesine kapsamlı bir çalışmada müfredatın da değiştirilmesi, elbette önemlidir. Yabancı dil konusunda büyük adımlar bekliyorum. Çünkü, 10 yıl yabancı dil eğitimi verip, yabancı dil öğretememe çok büyük bir başarıdır. Yabancı dil öğretmenlerinin, dillerini konuşamadıklarına şahit oldum. Bu konuyla ilgili istatistik yapılmasını öneriyorum.
18 / Abdullah Cıstır:Bu konuştuğumuz sistemle, bizim yaşadıklarımız arasında çok büyük bir uçurum var. Okul öncesi eğitimi konuşurken, bizim mahallelerimizdeki okullaşma oranı %30 ve %70 arasında. Sebebi ise; dezavantajlı bir grup olduğumuz için, okula çocukları yönlendirebilecek yeterli rehberlik sistemi olmadığı için ve algı eksikliği olduğu için. Bu İstanbul’da da böyle, 3-4 milyon Roman vatandaşın yaşadığı her yerde böyle. Milli Eğitim Bakanlığı bir çalışma yapsa, sosyal devletin Roman mahalleleri üzerindeki çalışmalarını komple bir sorgulamak lazım.
19 / Mehmet İntaş:4+4+4 eğitim sistemi, zaten Saadet Partisinin önceki seçimlerde vaadetmiş olduğu bir projeydi. Aynı zamanda Kuran-ı Kerim’in de seçmeli ders olması bizim bir projemizdi. Burada görüyorum ki, Ak Parti’li kardeşlerimiz bizim fikirlerimize çok önem veriyorlar. İnşallah bu yeni eğitim sisteminin hayırlara vesile olmasını, ilk önce ülkemizin, sonra İslam aleminin dünyaya yeni Farabi’lerin, İbn-i Sina’ların yetişmesine vesile olur.
20 / İbrahim Baştepe:Önümüze bir şekilde çeşitli yasalar çıkıyor. Her insan farklıdır. Bu farklılıkları tek tipleştirmeye çalışıyorlar. Hayalim şuydu; bu farklılıkları nasıl bir arada tutabiliriz? Herkes eğitimini alsa bile, ben farklıyım diyebilmesi için, bu imajı verebilmesi için, imkanları sağlayabilseydik. Eğitim sistemimize bunu keşke kazandırabilseydik. Tek tipleştirerek, kişiliksizleştirerek hiçbir düşüncesi yok veya sadece bu taraftan bakarak birşeyler söyleniyor olmasaydı. Ben bu yeni eğitim sisteminin ikinci 4’ünde bunun kısmen verilebildiğini düşünüyorum. 5-6 tane alan, seçmeli de olsa önlerine konuluyor.
21 / Rıfat Sait: Biz parti olarak oldu bitti iş yapmıyoruz. 3. kez iktidara oyumuzu arttırarak geldiysek, halk bize güveniyor demektir. Bize parmak çoğunlu ile istediğimizi yaptığımız söyleniyor, o parmak çoğunluğu uzaydan gelmedi. Halk 4+4+4 istiyorsa –ki istiyor- biz bunu yaparız. Vatandaş Kız Lisesini istiyorsa veya İmam Hatip Liselerini istiyorsa gerekli düzenlemeleri yaparız. Ateistinden, Hrıstiyanına her vatandaşımıza saygımız var ama Kuran-ı Kerim’in öğretilmesinden neden rahatsızlık duyuyorsunuz bunu anlamış değilim. Az önce telefonlar öğrendim, yeni müfredatta din eğitimi mecburi değil. Kuran-ı Kerim ve peygamberimizin hayatı seçmeli ders olacak. Bunu isteyen seçer ama seçene de bunu neden alıyosun diye sormamamız lazım. Bu demokrasinin bir kuralı olsa gerek. Herkese saygılı olmamız lazım. 4+4+4 meselesini tartışalım, belki bu sistemde de yanlışlar olabilir. Tartışmak lazım. Bu sistem kanunlaştı, mesela müfredatı konuşalım. Mesela ben İngilizce ön hazırlık İktisat mezunuyum ama İngilizceyi yıllar sonra öğrendim. Öğretmenlerimize farklı bir eğitim vermemiz gerekiyor. Mesela bence herkes öğretmen olmamalı, bu kutsal bir meslek, herkes beceremez. Çok zeki çocuklarımız var. 4+4+4 sayesinde, bu zeki çocuklarımız keşfedilecek. Yeni sistem ilk, orta ve lise olarak ayrılıyor. İlkokulda fazla bir değişiklik olmayacak ama ortaokulda seçmeli dersler olacak. İnsanlara seçmeli ders sunmak yanlış mıdır? Onların eğitimini kendilerinin belirlemesi yanlış mıdır?
ÖNERİLER
1 – Mülteci-Der’den Talat Ulusoy, Mayıs ayı yerel gündemi için, Afro-Türk’ler konusunu önerdi.
ORTAK SONUÇ
Yok.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Toplam 87 sivil toplum kuruluşu e-mail yolu ile davet edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve mail yolu ile parti il başkanlarına ve milletvekillerine ulaştık.
MEDYA İLE
3 medya kuruluşundan 3 kişi katıldı.
SONUÇLAR
Genel konuya ilişkin video gösterildi. Yerel konuya ilişkin ise İl Milli Eğitim Müdür Yardmcısı Mustafa Çakal bir sunum gerçekleştirdi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
İzmir küçük Millet Meclisi Hamalı Pervin Mısırlıoğlu ve Sinan Canbay
06.04.2012 İzmir kMM Toplantı Tutanağı
previous post