YER: ITSO Meclis Salonu
TARİH: 5 Mart 2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/Dr. Mehmet Kum (Pozitif Düşünce Platformu)
2/Serhat Çakmak (Toplum Gönüllüleri Vakfı)
3/Baran Turan (Bedensel Engelliler Derneği Onursal Başkanı)
4/Feride Öztürk (Sosyolog-Kadın Hakları Savunucusu)
5/İsa Bilir (Türkiye Emekliler Derneği Şube Başkanı)
6/Sözer Akyıldırım (Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi)
7/İhsan Akkuş (Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi)
MESLEK ODALARI
1/Orhan Ağırkaya (Mimarlar Odası)
SENDİKALAR
1/Ömer Koşik (Haber-Sen İl Temsilcisi)
2/İsmail Yiğit (KESK)
3/H. Özden Arslanyürek (Eğitim-sen)
4/Ayhan Alpaslan (Iğdır Eğitim-sen)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/Ömer Armağan (Kanaat Önderi-İş Adamı)
2/Mahmut Şek (İş Adamı-Kanaat Önderi)
3/İbrahim Akkuş (Kanaat Önderi-Emekli İl tarım Müdürü)
4/Nihat Akkuş (Iğdır Devlet Hastanesi Bilgi İşlem Şefi)
GOZLEMCİLER
1/Ahmet Karakuş (DSP İl Başkanı)
2/Faruk Korkusuz (Ak Parti Tuzluca Gençlik Kolları Başkanı)
3/Zehra Akay (Ak Parti Kadın Kolları)
4/Güven Atam (Iğdır Belediye Meclis Üyesi)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI Yok
MESAJ YOLLAYANLAR Yok
DİĞER KATILIMCILAR
1/Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Temsilcisi
2/Tahir Kavri (Salon Görevlisi)
MEDYA
1 / Akay Aktaş (Gazeteci)
2 / Abbascan Aras (Gazeteci)
MODERATÖR Yok
KONULAR
GENEL KONU: “Kadına Yönelik Şiddet ve Türkiye’de Kadının Durumu”
YEREL KONU: “Iğdır’da Kadın Cinayetleri”
KONUŞULANLAR
HER İKİ KONU BİRLİKTE ELE ALINDI GENEL VE YEREL KONU: “Kadına Yönelik Şiddet ve Türkiye’de Kadının Durumu”- “Iğdır’da Kadın Cinayetleri”
1- Feride Öztürk: Türkiye’de kadınların yoğun şekilde şiddete maruz kaldığı ve şiddetin çoğunlukla kadına eşi, erkek arkadaşı ya da diğer aile bireyleri tarafından uygulandığı kaydedilen araştırma raporunda, şu bulgulara yer veriliyor: Aile içi suçların yüzde 87’si, kadınlara karşı işlenmiş Varoş olarak nitelenen gecekondu semtlerindeki kadınlar arasında yapılan araştırmada, kadınların yüzde 97’sinin aile içi şiddete maruz kaldığı belirlendi. Ailelerin yüzde 34’ünde fiziksel, yüzde 53’ünde ise sözlü şiddet görülüyor. Lise ve daha üstü eğitimli 15–24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 39.6’sı işsiz, kentli kadınlarda bu oran yüzde 37.4 iken kırsal alandaki kadınlar için bu oran yüzde 45.3’e ulaşıyor. Kadınları yüzde 20’si okuma yazma bilmiyor. Üniversite ve diğer yüksek eğitim kurumlarında görev yapan toplam 53 bin 805 öğretim elemanının 17 bin 828’i kadın. Yani kadın öğretim elemanlarının tüm öğretim elemanlarına oranı yüzde 33.1 oranında. Türkiye’de kadınların yüzde 40’ı görücü usulüyle evleniyor, yüzde 20’si ise nikâhsız yaşıyor. Eğitim gören 100 kadından sadece 2 tanesi yüksek öğrenim görüyor. Kadınların yüzde 55’i doğum kontrolü uygularken, yüzde 64’ü hamilelik döneminde doktora gitmiyor. Yılda 2 bin 500 kadın anne olmak isterken yaşamını yitiriyor. Yapılması gerekenler noktasında ise, kadınların hakları için mücadele etmelerini sağlanmalı, anayasada kadınları koruyacak değişikliklerin yapılmalı, Gençlik danışma merkezleri kurulmalı, kadın istihdamına yönelik iş imkânları sağlanmalıdır diye düşünüyorum.
2- Sözer Akyıldırım: 1857 yılında, ABD'de dokuma işçisi kadınların daha insanca bir yaşam isteğiyle, eşitsizliğe ve ayrımcılığa, uzun ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadeleye başladıkları 8 Mart, ilerleyen süreçte, tüm dünya kadınlarının kutladığı bir gün haline geldi. 1857’den beri dünyanın birçok ülkesinde kutlanan bu gün 1977 yılındaki Birleşmiş Milletler genel toplantısında Kadın Hakları ve Uluslararası Barış günü olarak kararlaştırılmış ve kadınların haklarının verilmesinin dünya barışını güçlendireceği kabul edildi. Böylece 8 Mart Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde 'Uluslararası Kadın Günü' olarak kutlanmaya başladı. 8 Mart, 19'uncu yüzyılın sonlarından bu yana kadınların talep ve özlemlerini dile getirmedeki kararlılıklarını sergiledikleri ve bu güne dek hiç de küçümsenmeyecek haklar elde ettikleri bir gün oldu. Kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya için başlattığı mücadele, toplumların her kesiminde yankısını buldu ve destek gördü. Günümüzde uluslararası insan hakları belgelerinde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri yer aldı. Gelişmekte olan bazı ülkelerde töre ve namus cinayetleri halen işleniyor ve normal kabul ediliyor. Namus cinayetleri özellikle güney Asya ve Ortadoğu ülkelerinin kabile hayatı süren toplumlarında yaygın. Namus cinayeti genellikle İslam ile özdeşleştirilse de özellikle Arap ülkelerindeki bazı Dürzî ve Hıristiyan toplumlarında da namus cinayetlerine rastlanıyor. Namus cinayetleri en başta zina nedeniyle işlenirken, evlenmek istemeyen ya da boşanmak isteyen, hatta tecavüze uğrayan kadınlar da eşleri veya akrabaları tarafından öldürülebiliyorlar. Bu toplumlarda kadına hak görülen zulüm ve cezalar aynı "kabahati" işleyen erkeklere uygulanmıyor.
Başta Bangladeş olmak üzere Hindistan, Pakistan, Afganistan, Kamboçya gibi Güney Asya ülkelerinde erkeklerin öç almak için kadınların yüzlerine asit atması suçu çok yaygın. Bangladeş'teki Asit Kazazedeleri Derneği'ne göre, asit saldırısına uğrayanların yüzde 70'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Yüzde 70'lik kesimin yüzde 30'u da 18 yaş altı genç kızlar. Asit atmanın "gerekçeleri" ise kıskançlık, aile içi şiddet, çeyiz ve toprak anlaşmazlıkları. Ucuza kolayca bulunabilen asit, kurbanlarda ağır yanıklara yol açıyor, yüzleri ve bedenlerinde ağır tahribat yaratıyor. Suçluların hemen hepsi erkeklerden oluşuyor ancak sadece yüzde 10'u kanun önüne getirilebiliyor. Yapılması gerekli olanların başında, Toplum müftülük, sağlık müdürlüğü ve milli eğitim aracılığı ile mutlaka eğitimden geçirilmelidir, Mahallelerde gençlik merkezleri oluşturulmalı, kız çocuklarının bu komplekslerde spor yapma, kitap okuma, oyun oynama vs imkânlar sağlanmalıdır. Öncelikle Valilik, Üniversite ve Belediye işbirliği içinde olmalı ve çözüme katkı sunmalıdır. Kız çocuklarının mutlaka okuması sağlanmalıdır. İlk yapılması gereken kadınlarımız, kızlarımızı bizden ne istiyor. Bunu tespit etmeliyiz
3- H. Özden Arslanyürek: Toplum hayatındaki yeri her zaman bir olmamıştı. Bizde ve diğer medenî memleketlerde kadının bugünkü yeri uzun bir gelişmenin sonucudur. Hatta bugün bile, dünyanın en medenî memleketlerinde kadın hukuku tartışma ve eleştirme konusudur. Kızlarımızın kolayca sorunlarını paylaşabileceği ücretsiz bir hat oluşturulmalıdır. Aileden sorumlu bakanlığından yardım istenmelidir. Kızlarımızın kolayca sorunlarını paylaşabileceği ücretsiz bir hat oluşturulmalıdır. Bu konuda Herkese görev düşmektedir. Sorumluluk bilinci ile hareket edilmelidir.
4- Ayhan Alpaslan: Yapılması gereken kadınlarımız, kızlarımızı bizden ne istiyor. Bunu tespit etmeliyiz. Bilimsel bir anket yapılmalıdır. Feodal yapı, ilimizdeki kadın cinayetlerinin azmettiricilerinin yargı önüne çıkartılmaması, Kuşak çatışması, Anne babanın eğitimsiz olması, Aile baskısı, Lüks yaşam merakı, Aile içi diyalogsuzluk, Çocukları doyumsuz yetiştirmek, kalite merakı, Çocuklarımızla yetirince ilgilenmemek sorunların başında gelmektedir.
5- Baran Turan: Kız çocuklarına yeterli değerin hala verilmemesi, Geleneksel aile yapısı ile modern hayata uyum sağlamada ailelerin yaşadığı çıkmazlar, Çocuklara aşırı ilgi göstermek, her istediklerini yapmak, Kız çocuklarının eve mahkûm etmek. Okutmamak en önemli sorunlarımızdandır. Iğdır’a bir kadın sığınma evinin yapılması, Kadınlara yönelik Köy ve mezralar dahil bilgilendirme toplantılarının yapılması, ilimizdeki faili meçhul kadın cinayetlerinin faillerinin bulunması, valilik bünyesinde kadın sorunlarına yönelik bir çözüm komisyonunun kurulması lazım.
6- Ömer Koşik: Kız çocuklarını zorla istemediği birisi ile evlendirmek veya istediği ile evlenmesine engel olmak, Ekonomik sıkıntılar, Ataerkil aile yapısı, Aile içi şiddet, Yapılan hataları affetmemek, Anne babanın çok cahil olması, Çocuklarımızı doğru sevmeyi becerememek, Ergenlik sendromu, Namus kavramı, Sosyal Çevre, Manevi boşluk, Hedefsizlik kadın problemlerinin nedenlerindendir. Bu konuda Herkese görev düşmektedir. Sorumluluk bilinci ile hareket edilmelidir.
7- Mahmut Şek: Bence ülkemizde kadınların hiçbir sorunu yoktur. Kadınlar ülkemizde alabildiğine özgürdürler. Kanunlarımızda kadınlar ve erkekler eşittirler. Hatta kadınların ezdiği erkekler mevcuttur.
8- Serhat Çakmak: Kadın Hakları konusu insan hakları kavramı çerçevesinde ele alınmalıdır. Ancak insan haklarına ilişkin değerlendirmeler tek basına kadın haklarının Özgünlüğünü karşılamaya yetmemektedir. Kadın haklarının toplumsal yapı, aile ve iktidar ilişkileri açısından yeniden yapılandırılması gerekir. Ülkemize kadınlara siyasal, yasal ve ekonomik anlamda hakların tanınması Türkiye Cumhuriyetinin kurulusu ile belirgin bir sıçrama yapmıştır, ancak yeterli değildir. Pozitif ayrımcılık yoluyla kadın mağduriyetinin her alanda pişirilmesi gerekir, daha yapılacak çok şey vardır. İlk yapılması gereken kadınlarımız, kızlarımızı bizden ne istiyor. Bunu tespit etmeliyiz. Köy mahallelerde gençlik merkezleri oluşturulmalı, kız çocuklarının bu komplekslerde spor yapma, kitap okuma, oyun oynama vs imkânlar sağlanmalıdır. Öncelikle Valilik, Üniversite ve Belediye işbirliği içinde olmalı ve çözüme katkı sunmalıdır. Kız çocuklarının mutlaka okuması sağlanmalıdır.
9- Dr. Mehmet Kum: Bence kadınlarımızın karşılaştıkları sorunların temelinde inançlarımızın da rolü vardır. Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, Kadının kestiği hayvanın eti yenmez, bir erkeğin şahitliğinin iki kadının şahitliğine eşit olması, Nisa suresinde kadınlarınız size itaat etmediklerinde yataklarınızı ayırın, olmazsa hafifçe dövün denilmektedir. Bunlar ve benzeri belirlemeler tarih boyunca kadınların yaşamlarına etki etmiştir diye düşünüyorum. Iğdır’a bir kadın sığınma evinin yapılması, Kadınlara yönelik Köy ve mezralar dahil bilgilendirme toplantılarının yapılması, ilimizdeki faili meçhul kadın cinayetlerinin faillerinin bulunması, valilik bünyesinde kadın sorunlarına yönelik bir çözüm komisyonunun kurulmalıdır.
10- İsmail Yiğit: Sistem kadın sorununun çözümünü esas olarak eğitim düzeyinin yükselmesine indirgemiştir. Böylelikle, bir yandan kadın sorununun sınıfsal yönü karartılırken, öte yandan kapitalist sistemin erkek egemen doğası gözlerden gizlenmiştir. Oysa kadın sorunu hem sınıfsal bir sorundur, hem de erkek egemen sınıflı-sömürülü toplumların bir ürünüdür. Kadınların hakları için mücadele etmelerini sağlamak, anayasada kadınları koruyacak değişikliklerin yapılması, Gençlik danışma merkezleri kurulmalı, kadın istihdamına yönelik iş imkânları sağlanmalı, ilimizde kadın derneklerinin kurulmasını sağlayarak kadın örgütlerinin güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca kadın sığınma evleri yapılarak işlerlik kazandırılmalıdır.
11- Ömer Armağan: Anayasada kadınları koruyacak değişikliklerin yapılması elzemdir. Aile içi diyalogsuzluk, Çocukları doyumsuz yetiştirmek, kalite merakı da problemlerin arasındadır. Müftülük, sağlık müdürlüğü ve milli eğitim aracılığı ile köy ve mahallerde bilinçlendirme toplantıları Gerçekleştirilmelidir.
12- Orhan Ağırkaya: Bir toplumun özgürlüğü kadının özgürlüğü ile ölçülür. Kadının özgür olmadığı toplumlarda demokrasiden bahsedilemez. Kadınları koruyucu yasal eksiklikler giderilmelidir. Toplumun yaşam tarzı ve benimsediği kültür de kadına yaklaşım biçimini etkilemektedir. Kız çocuklarına yeterli değerin hala verilmemesi, Geleneksel aile yapısı ile modern hayata uyum sağlamada ailelerin yaşadığı çıkmazlar sorunları fitillemektedir. Kadınların hakları için mücadele etmelerini sağlamak gerekir.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
25 sivil toplum örgütü temsilcileriyle telefonla irtibata geçildi. Salonda bir önce ki ayın toplantı haberlerinin yer aldığı gazeteler katılımcılara dağıtıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Haber verildi ancak katılım sağlanmadı.
MEDYA İLE
İldeki ulusal ve yerel medyaya haber verildi. Tümü foruma katılmasa da Toplantı haberi hepsinde yer aldı. Haber linklerini daha önce göndermiştim.
KATILIMCILARLA
Her zaman olduğu gibi yerel konuyu katılımcılarla birlikte belirledik.
SONUÇLAR
Genel konu ile ilgili olarak katılımcılara dağıtılmak üzere CD’ler gönderilebilir. Ayrıca elimizde TkMM broşürleri kalmadı.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Temsilcisi
05.03.2011 Iğdır kMM Toplantı Tutanağı
previous post