Yer : ITSO Meclis Salonu
Tarih : 05.06.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- Pozitif Düşünce Platformu (Mehmet Kum)
2- AKUD Iğdır (Coşkun Oluz)
3- Türkiye Emekliler Derneği (İsa Bilir)
4- Ülkü Ocakları (Mücahit Yalçın)
5- Asimder (Ali İshal Altun)
b. Meslek Odaları
1- Diş Hekimleri Odası (Taner Başaran- Temsilci)
2- Tuzluca Ziraat Odası (Mehmet Öner)
c. Sendikalar
1- KESK- Haber-Sen (Ömer Koşik)
2- Türk Eğitim-Sen (Hasan Aydın-Karakoyunlu İlçe Temsilcisi)
3- Türk Eğitim-Sen (Zekeriya Düşünceli)
d. Kanaat önderi bireyler
1- Kenan Karadağ
2- Metin Işık
3- Çetin Kürşat Bilir
4- Mahmut Yusufoğlu
5- Ali Eşref Tunay
6- Sement Arastamam
7- Nihat Akkuş
8- Tahir Kavri
9- Suat Deniz
Katılan Milletvekilleri: Katılım olmadı.
Belediye Başkanları: Tuzluca İlçesi Belediye Başkanı Sadrettin Türkan
Mazeret Bildiren Vekiller: Mazeret bildiren olmadı.
Moderatör:
Gözlemciler:
Siyasi partilerden katılım olmadı.
Medya:
1- Hudut Postası
2- Güven Gazetesi
3- Iğdır Gazetesi
4- Igdirli.com
5- Iğdır Doğuş Gazetesi
6- Haftaya Bakış Gazetesi
7- Siyasal Birikim Gazetesi
Konular:
Genel konu: Gazze’de Ambargo Krizi, Ne Yapmalı, Anayasa Paketinde Yargı; HSYK ve Askeri Yargı
Yerel konu: Köstebek Yuvasına Dönen Yollar ve İşgal Altındaki Kaldırımlar
1.Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Ali Eşref Tunay: İsrail’in uluslararası sularda yardım gönüllüsü sivil insanları katletmesini kınıyorum. Uluslar arası alanda diplomatik yollarla hesabının sorulması hükümetin görevidir. Dünya bu menfur olaya sessiz kalmamalıdır.
2- Kenan Karadağ: Bence yardım konvoyunun izin alarak yola çıkması gerekirdi. Ayrıca Arap devletlerinin bu duruma sessiz kalmalarını da son derce düşündürücü buluyorum. Acaba Filistin meselesi Türkiye üzerine mi yıkılmak isteniyor. Olaylara hissi yaklaşılmaması lazım. Çok iyi tahlil ederek sorunlara bakmak gerek. Her şeyden önce ülkemizin milli menfaatlerini ön planda tutarak hareket edilmelidir.
3- İsa Bilir: İsrail’in yaptığı insanlık dışı bir olaydır. Nefretle kınıyorum. İsrail yıllardır Filistin halkına zulüm etmektedir. Aynı şeyi Türkiye ya da başka bir Müslüman ülkesi yapmış olsaydı dünya üzerine gelirdi. Ancak her zaman olduğu gibi İsrail söz konusu olunca çifte standart devreye giriyor. Gazze’ye uygulanan ambargo kesinlikle kalkmalıdır.
4- Sadrettin Türkan: Türkiye Filistin’de yaşananlara duyarsız kalamaz. Osmanlının altı yüz yıl hüküm sürdüğü Filistin’de olanlara bize ne? Diyemeyiz. Olaya son derce insanidir. Bir halk kuşatma altındadır. En tabi ihtiyaçlarını bile karşılayamamaktadır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Uluslar arası camiada hükümetimiz şimdiye kadar yaptığı gibi kararlılığını sürdürmelidir. Gazze’ye uygulanan anlamsız ve insanlık dışı ambargo derhal kalkmalıdır.
5- Mehmet Kum: Elbette ki uluslar arası sularda böyle bir saldırının yaşanmış olması ve yurttaşlarımızın hayatını kaybetmesi son derce üzücüdür. Fakat ülke olarak iyi düşünmemiz gerekir. Bir yardım konvoyu yüzünden ülkemiz savaşa giremez. İzin verilmeyeceği biline biline neden yola çıkıldı sorgulamak lazım. Arap devletleri sessiz kalırken, Mısır devleti yıllardır sırf İsrail’e hoş gelsin diye Gazze’ye olan sınır kapısını kapatmıştır. Son yaşananlardan sonra geçici olarak kapıyı açmıştır. O da geçici olarak. Yarın kapatabilir de. Ayrıca ülkemizde ki protestolarda organizasyonların aşırı bir şekilde dini motifleri kaçmaması gerekir.
6- Hasan Aydın: İsrail yardım gemisine saldırırken, İskenderun’daki saldırıda da canlarımızı yitirdik. Bu da son derece dikkat çekicidir. İlgili kurumlarımızca İyi araştırılıp iyi tahlil edilmelidir. İsrail’in yaptığı saldırı elbette ki karşılıksız kalmamalıdır. Hükümet üzerine düşeni yapmakta sınıfta kalmıştır diye düşünüyorum.
7- Mehmet Öner: Ben öncelikle Siyonist İsrail’i bu saldırıdan ötürü kınıyorum. Yardım götürmekten başka bir amaçları olmayan gemilere saldırılması korsanlıktan başka bir şey değildir. Terörist bir yaklaşımdır. Nefretle kınıyorum kesinlikle karşılıksız kalmamalıdır. Gazze’ye uygulanan ambargo kalkmalıdır. Hükümetin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğine inanıyorum.
2.Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Mehmet Öner: Bence değişiklik maddesi uygundur. Avrupa normları temel alınmıştır. Referanduma da gerek yoktur bence. Halkın iradesini temsil edenler yasa da yapabilmeliler. Ben referandumda evet diyeceğim.
2- Mücahit Yalçın: Bence bu değişiklik AKP iktidarının yargıyla hesaplaşmasının yanı sıra kadrolaşmasına hizmet edecektir. Bence Son Erzincan başsavcısının tutuklanma olayı olmasaydı hükümet HSYK değişikliğini gündemine almazdı. Referandumda hayır diyeceğim.
3- İsa Bilir: Bu değişiklik kadrolaşmaya imkân tanır şeklindeki söylemlere karşıyım. Bu değişiklikler bir gerekliliktir. Yanlış yapan Herkes yargılanabilmeldir. Ben evet diyorum.
4- Ömer Koşik: Hükümetin anayasa değişliğinde samimi bulmuyorum. Hükümet kendi çıkarlarının ve hesaplaşmalarının peşindedir. Hükümet asıl hedefine ulaşmak için değişiklik paketine birkaç toplumsal rahatlama sağlayacak yasa eklemeyi unutmamıştır. Evet diyeceğim yasalarda var değişiklik paketinde ancak hayır diyeceklerim de var.
Yerel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Kenan Karadağ: İlimizin bazı cadde ve sokaklarındaki çukurların kazalara sebebiyet verdiğine şahit olmaktayız. Yollarımız adeta köstebek yuvasına dönmüş durumdadır. Ancak bunlar haledilmeyecek sorunlar değildir. Iğdır belediyesinin bu sorunun üstesinden gelmesi lazım. İmkanlar yaratılarak bu sorun aşılmalıdır diye düşünüyorum.
2- Taner Başaran: Özellikle kültür merkezinin önünden geçen yol başlangıcından bitimine kadar çukurlar yüzünden araçlar zikzaklar çizerek yol alabiliyor. Bu ve benzeri yollarımızda bisikletle hatta yaya giderken bile zorluklar çekilmektedir. İlimize misafir gelen bakanların, bürokratların uğrak yeri olan kültür merkezi önündeki yolun berbat bir vaziyette duruyor olması Iğdır’a yakışmıyor.
3- Coşkun Oluz: İlimizde aynı konumda bulunan birçok cadde ve sokağın belediyece zaman kaybetmeden asfaltlanması gerekir. Esnafın kaldırımlara malzeme koyarak kaldırımları yaya trafiğine kapatıyor. Hemen hemen tüm şehir kaldırımları doldurulmuş. Vatandaşlar yolda yürümek zorunda bırakılıyor. Ülkemizde hiçbir ilde örneği görülmemiş bir şekilde Iğdır’da kaldırım işgaline tanık olmaktayız. Belediye yönetimi bu işin üzerine ciddiyetle gitmelidir.
4- Mehmet Kum: Bir şehrin medeniyet ölçülerinden biri de yol ve kaldırımlarıdır, yolların çala çukur, kaldırımların çeşitli eşyalarla tıkandığı bir il görüntüsünden kurtulmak için, Iğdır belediyesi yönetiminin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi lazım. Vatandaşlarda bu hususta kurallara riayet ederek belediyeye yardımcı olmalıdırlar.
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
Yerel konu müdavim katılımcılarımızla birlikte tespit edildi.
b. Milletvekilleri ile
Mail ile ve cep telefonlarına kısa mesajla ulaşıldı.
c. Medya ile
Iğdır kMM Haziran ayı toplantısı Iğdır Tv. De 2 gün akşam 20.00 ile 22.00 saatleri arasında ekranlardaydı. İzleyen pek çok vatandaşımız beni arayarak tebriklerini ilettiler. Davet ettiğimiz bütün basın mensupları icabet ettiler. Katılamayanlara da haberi biz gönderdik ve yayınladılar.
Sonuçlar:
Iğdır küçük Millet Meclisinin milletvekillerinin katılmamaları dışında bir problemi yok. Onların da katılımını sağlamak için ısrarcı olmaya devam edeceğiz.
Değerlendirenler: Murat Akkuş- Iğdır kMM Girişimcisi