Yer : Şemdinli Halk Eğitim Konferans Salonu
Tarih : 05.06.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- Meya-Der (Ramazan Sever),
2- Şemdinli Kurdi-Der (Emin Sarı)
3- Kızılay Derneği (Fadıl alçiçek)
b. Meslek Odaları
1- Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası (İsmail Çatal- YK Üyesi)
2- Şemdinli Esanf Sanatkarlar Odası (Muharrem Tekin- Başkan)
3- Hakkari Esnaf Sanatkarlar Odası (İsmial Akboğa)
4- Hakkari Barosu (Vatan Erler)
c. Sendikalar
1- DİSK (Kemal Aslan- Bölge Başkanı)
2- KESK- Eğitim-Sen (Abdullah Yalçın- YK Üyesi)
d. Kanaat önderi bireyler
1- Hekim Oğuz
2- Şevket Yılmaz
3- Fehim Özer
Katılan Milletvekilleri:Katılım olmadı.
Belediye Başkanları:Katılım olmadı.
Medya:
1- İHA
2- Yüksekova Haber
3- Yüksekova Güncel
4- Şemdinli Haber
Konular:
Genel konu: Anayasa Değişikliği Paketinde HSYK ve Askeri Yargı/Gazze’ye Ambargo Krizi- Ne Yapmalı?
Yerel konu: Şemdinli’de Ekonomi ve Sağlık
Genel Konular Üzerine Konuşulanlar:
1- İsmail Çatal: Bir aydan beridir anayasa paketi ve hükümetin tutumu hepimizin gündeminde olduğunu ifade etti. "29 maddelik anayasa değişikliği Türkiye"nin tamamı için çok önemliydi. Fakat yöremiz ve bölgemiz itibariyle bizler için üç madde önemliydi. Askerin sivile karşı yapmış olduğu bir suçu sivil mahkemelerde yargılanmaları söz konusuydu. Yargıda yargılanması önemli bir maddeydi. Kürtçe propaganda yani seçimlerde ve değişik panellerde anadilde konuşulması önemli bir maddeydi. Mecliste bir kısım önerilerimizi nazara alamadılar.
2- Hekim Oğuz: Burada Milletvekillerimizi, Belediye Başkanımızın, olması gerekiyordu. Bu bizim için bir ciddiyetsizlik ya da bizleri ciddiye almamalarıdır. Bu toplantıda Anayasa Referandum, Gazze meselesi konuşuyoruz. Meclis bir aya yakın bir süredir anayasa değişikliği üzerinde çalışmaları olmuş ve Kürtlerin taleplerini dikkate almamaları doğru bulmuyorum.
Gazze krizi tamamen olağanüstü bir durumdur. sıradan bir olay değildir. Zira açık denizde bir ülke başka bir ülkeye ait olan ve tamamıyla gönüllü insanların çabasını sabote edilmesini kınıyorum.
3- Vatan Erler: Yapılan bu değişikliğe baktığımızda ben hükümetin samimi olduğuna inanmıyorum. Çünkü Türkiye Avrupa birliğine girmek için bu değişikliği yapmıştır. Anayasanın ilk üç maddesi değişmediği sürece ben buna anayasa değişikliği diyemem. Kanunlar değişen toplumsal ihtiyaçlara göre uygulanır ve yürürlüğe konur. Anayasada bazı ilgili bölümlerde değişiklik yapmadığınız sürece bu yürürlükteki kanunlar meşruluğunu devam ettirecektir.
Gazze"ye yapılan bu insani yardımını engellemek isteyen ve kana bulayan bu saldırıyı kınıyorum. Fakat AK Partinin şunu da düşünmesi gerekiyor. Öte yandan doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerine yaptığı yaptırımlar ve sınır ötesi operasyonlar Gazze"ye yapılan bu yaptırımlardan bir farkı olmadığına kanaat getiriyorum
4- Şevket Yılmaz: Benim için toplumsal uzlaşı, empati kültürünün gelişmesi önemlidir. anayasal metinleri üzerindeki uzlaşıdan ziyade toplumsal uzlaşı önemlidir. Bu anlamda Türkiye deki demokratikleşme sorun her şeyden evvel bir zihniyet değişimini gerekli kılmaktadır. Zira bakıldığı zaman görülecektir ki eşitlik ve özgürlük konusunda anayasanın 10. ve 12. maddeleri olabildiğince idealize edilmiştir. Bu açıdan sorunun öncelikli çözümü anayasa metinlerindeki uzlaşılardan ziyade empati kültürünün ve karşılıklı toplumsal saygının aidiyetler noktasında geliştirilmesiyle mümkündür.
Bilindiği üzere yarım asra yakın bir zaman dilimidir orta doğu coğrafyasında bir Arap –İsrail çatışması söz konusudur son tahlilde söz konusu çatışma uluslar arası bir nitelik kazanmıştır. İsrail'in son zamanlarda devlet terörü olarak nitelendirebileceğimiz yardım filolarına saldırısı genel olarak bütün dünyada kınanmıştır.
5- Emin Sarı: AKP hükümeti anayasa değişiklik paketinde Kürtlerin taleplerini çok fazla göz önüne alınmadığı özelikle %10"luk baraj ve benzeri talepler kabul edilmediği için anayasa paketi çözüm olamayacağını ve değiştirilmeyeceği için anayasa paketi yetersizdir.anayasa paketi hazırlanırken AKP hükümeti çözümü esas almak yerine taleplerini geçiştirmek kamuoyunu oyalamak, iktidarını pekiştirmek istemiştir. Özellikle BDP nin kamuoyunda pakete destek vermediği için eleştiriliyor. Aslında bölge halkı paketi benimsemediği için BDP ye bu tavrı aldırtmıştır. Yani bu tavır BDP li milletvekillerin değil Kürt halkının talebidir.
İsrail"in iki önemli müttefikinin biri ABD devleti diğeri de Türkiye"dir. Aslında İsrailli bu güne getiren Türkiye cumhuriyeti ve ABD devletidir. Durum böyle iken sayın Erdoğan ın tepkilerini anlamlandırmak güçtür. Başbakan İsrail gerçekten yaptırım uygulamak istiyorsa İsrail den silah alımlarını durdurmalıdır. Türkiye cumhuriyeti İsrail den insansız peron uçağı ve diğer silah gibi mühimmatları alıp kendi halkı üzerinde kullanmaktadır.
6- Muharrem Tekin: Türkiye ne yazık ki 50 yıldır askeri darbe anayasasıyla idare ediliyor. 12 Eylül darbesiyle askeri ihtilal ve sıkıyönetim ortamında bir halk oylaması yapılarak 1982 anayasası yürürlüğe girdi. 1982 anayasası yaklaşık 30 yıl içinde tam 16 defa değişikliğe uğradı. Yapılan değişiklikler ile iyileştirilmeye çalışılmışsa da toplumsal talepleri karşılamadı. Son olarak AKP hükümetinin yapmış olduğu bu anayasa paketi değişikliği de bunlardan bir tanesidir. Neden tümden demokratik bir anayasa değil de, anayasa değişiklik paketçiği. Bana göre bu anayasa değişikliği Kürtlere yönelik gerçekleştirilen siyasal ve kültürel soykırımı örtbas eden, soykırımı gizleyen bir adımdır. Yapılan değişiklik tamamen bir iktidarın, yargının kontrolünü ele alma savaşıdır. Bu anayasa değişikliği ile AKP yargıyı kendi eline almaya çalışıyor. İşte anayasa değişikliği için atılan adım bunun savaşıdır.
Dünyamızın artık barışa ihtiyacı var. Ama öncelikle bizim barışa ihtiyacımız var. Bunca acıya rağmen insanlığın hala savaşlardan medet umması, öldürmeyi anlamlı bulması anlaşılır gibi değil. Türkiye de yaklaşık 30 yıldır süre gelen bir savaş varken, sayın başbakanın İsrail"e yönelik çıkışlarını doğru bulmuyorum. Herkesin öncelikle kendi kapısının önünü süpürmesi gerekir. Sayın başbakanın da önce bunu yapması gerekir. Buradan bu ülkenin yöneticilerine seslenmek istiyorum. Tarihe adını yazdıranlar hep mangal yürekliler olmuştur. Korkak ve ürkek yürekliler asla tarih yazamazlar. Varsa bir mangal yürekli çıksın meydana, meydana çıkan yoksa bırakın tarihi mangal yürekliler yazsın…
Yerel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Hekim Oğuz: iki ülkeye sınırımız olduğu halde sınır Kapımız olmadığı için Ticaret yapamıyoruz… Meslek Odaların bir şeyler yapması gerekiyor.
2- Emin Sarı: Nitelikli iş gücünün olmaması içler acısı Dokturlar tarafından yanlış muane yüzünden halkımızın hayati tehlikesi vardır.
3- İsmail Çatal: Sınır Kapıları için Yıllardır başvurular yapmaktayız en son üzümlü kapısı için güvenlik bahanesi ile açılması kesinlikle söz konusu değil dediler Duyarlılığımızı birlikte göstermeliyiz bütün her şeyi odalara bırakmamalıyız.
Değerlendirenler: Nesrin Açar- Hakkari kMM Girişimcisi