YER:Taşbaşı Kültür merkezi
TARİH:5Ocak 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/TÜKDES(Neşe Karademir)
2/Sivrihisar Eğitim Vakfı(Naci Şakar Yönetim kurulu başkanı)
3/Af Örgütü (Şükrü Özer)
4/Oğuz kayı boyu der Başk(Başkan Basri Köseler)
5/Eğitim Hakları Der.(Nurettin Aldemir)
MESLEK ODALARI( Katılmadı)
SENDİKALAR
1/DiskYönetim kurulu üyesi( Fuat kumaş)
2/Eğitimsen(Ali Kılıç)
3/Tümsiad(Serhat Tunç)
4/Demiryol iş sendikası(Ali Karademir)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/Akif çizmelioğlu Akp (Meclis üyesi)
2/Volkan DoğanAkp (Meclis üyesi)
3/Eski Tepebaşı Bel. Başk (Tacettin Sarıoğlu)
4/ Anadolu Üniversitesi(Can Ayday)
5/Eğitimci Yazar(Mustafa Kantarcı)
6/İsmail Dağlı
7/Meryem Yurdagül
8/H Ziya Kandilci
9/Aynur Orpak
10/İsmail Erden
11/Mesut Özen
12/Cevdet Klıç
13/Ercan Orpak
14/Halit Demet
15/Haşmet Porsuk
16/Oğuz Can
17/Cafer Gezek
18/Veli Ateş
19/Şevket Doğan
20/Vakkay Yıldırım
21/Tuba Gün
22/Anadolu üniversitesi sosyoloji öğretim üyesi( isimsiz gözlemci)
GÖZLEMCİ
1/Halkların Demokratik Kongresi Genel Meclis üyesi (Hüseyin Öğe)
2/Mhp İl başkanı( Ayhan Sözer)
3/Mhp İl sekreteri(Alaattin Otuzoğlu)
4/Emek partisi İl başkanı (İbrahim Akgün)
5/İşçi partisi İl başkanı (Temel Aras)
6/Liberal Demorat Parti il başkanı (Önder Artan)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1/Akp Milletvekili Salih Koca
BELEDİYE BAŞKANLARI:Katılım Olmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok..
MEDYA:
Kanal 26
ESTV
Kanal 3
Hürriyet DHA
2/Sakarya Gazetesi
3/İki Eylül Gazetesi
4/Anadolu Gazetesi
5/İstikbal Gazetesi
6/Milli İrade Gazetesi
7/Şehir Gazetesi
8/ İstikbal Gazetesi
MODERATÖR
Anadolu Üniversitesi Prof.Dr. Can Ayday
KONULAR
Genel Gündem: Hükümetin 10 YILI
Yerel Gündem: Kentsel Dönüşüm
( Stklardan gelen istek üzerine.)
KONUŞULANLAR
1/Moderatör : Can Ayday
Kentsel dönüşüm insanoğlunun yerleşik düzene geçildiğinde başlamıştır. Kente doğru bir göç başlar ama planlı bir kente göç olduğunda kolaylaşıyor. Geçmişte iyi hatırlarsınız bize plan değil pilav lazım denildiğini. Bu tür yerlerin artması demek rantın artması demektir. 80 li yıllarda anap dönemi tarım alanları yapı alanlarına dönüştürülmeye çalışılıyor parsel bazında nazım imar planları yapılıyor.İlçe belediyeleri kurulmaya başlanıyor. Bu belediyelere 1984 yılında imar affı çıkarılıyor.1999 yılında Marmara depremi Türkiyeyi silkeliyor bu işin öğrenilmesi için 30 bin kişinin ölmesi ve bir okadar kişinin sakat kalması gerekiyormuş. 1984 yılında 2985 sayılı kanunla kurulmuş Toki..
2 /2004-2009dönemiTepebaşı BelediyeBaşkanı(Tacettin Sarıoğlu): Toki 1984 yılnda kurulmuş ve ülkemzin konut problemine çözüm üretmesi hedeflenmiştir. Kurulduğu 1984 yılından 2002 yılına kadar yani 18 yılda yaklaşık 40.000 konutun gerek yapılmasına gerekse de kredi teminine yardımcı olmuştur.2002 yılından 2012 yılına kadar ise Türkiye genelinde il ve ilçelerde kurmuş olduğu yüzlerce şantiyesinde yaklaşık 550.00 konutun yapımını tamamlamış ve anahtarlarını teslim etmiştir. Bu ölçekli bir işin tüm adımlarının mutlak doğru olduğunu iddia etmek hatalı olabilir ancak Toki’nin başarısı da açık olarak ortadadır.Toki bunları yaparken Devletin bütçesinden hiçbir kaynak kullanmamış kendi bütçesini kendisi oluşturmuştur. Arkadaşlarımın dediği gibi sadece zenginlere de konut üretmemiş devletin boş duran arazileri üzerine yaptığı konutlarının en az yüzde 85ini dar gelirli vatandaşlar için yapmış ve ömrü boyunca bir ev sahibi olmayı hayal bile edemeyenleri ayda 100 lira gibi bir taksitle ev sahibi yapmıştır. Toki eğer devletin arazilerini kullandı diye eleştirirseniz, evet Toki devletin arazilerini milletin lehine ve onların ev sahibi olması için kullanmıştır. Yapmış olduğu lüks dairelerden hasılat paylaşımı yöntemiyle elde ettiği parayı da yine halkına ucuz ve güvenli konut yapımında kullanmıştır. Bu denli büyük bir projenin finansmanını sağlamak ancak kar amacıyla yapılan projelerle mümkün olmuştur.Can hocanın “99 depreminde çok fazla ders alınmadı” söylemine de pek katılmıyorum. Zira depremden sonra çıkartılan ve başlangıçta 19 ilde uygulanan 4708 yapı denetim kanunu uygulandığı illerde yapılan inşaatların ciddi biçimde iyileşmesine sebep olmuş yine 99 depremi deprem yönetmeliğinde yapılan değişikliklere neden olarak yapıların deprem güvenliğini dünya standartlarına uygun hale getirmiştir. Yapı denetim kanunundan sonra yapılan binalardaki iyileşme ilgli bakanlık tarafından da gözlenerek 2011 yılının başından başlayarak kanunun uygulanması tüm illere yaygınlaştırılmıştır. Yapı denetim kanunda yapılan olumlu değişiklikler uygulamayı daha da verimli hale getirmiştir.
3/ İsmail Dağlı:İlk önce şunu belirtmek isterim ki muhalefet idealisttir,iktidar ise pragmatist olmak zorundadır."Kapitalizm yıkılma sürecine girecektir.Yeni bir sese,yeni bir medeniyete,yeni bir pradigmaya,yeni bir algıya,yeni bir dünya görüşüne,dünyayı başka ölçeklerle anlamlandırmaya çalışan yeni bir zihinsel çabaya ve bu zihinsel çabaların sonucu oluşacak olan politik bir takım kurum ve kuruluşlara ihtiyaç vardır.Dünyayı domine eden,dünyada hakim olan medeniyetin değer yargıları güç üzerine,ötekileştirme üzerine,zulüm üzerine oturmuştur,ve buradan ciddi bir şekilde barışa dayalı,eşitliğe dayalı bir dünya sistemi çıkmaz"bu sözler fidel kastroya veya venuzuella başkanına ait değildir.Bu sözler AK Parti üyesi ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı sayın;Numan Kurtulmuşa aittir.Ve devam ediyor;Bu çerçevede bizim medeniyet dünyamız,dünyanın bundan sonraki dönemine cevap hazırlayabilecek en önemli,dünyanın en kuvvetli medeniyet havzalarından biridir,bu potansiyele sahiptir.Bu potansiyele sahip ülkelerin en önemlilerinden birisi de bizim ülkemizdir.Bu konuşmayı Sayın Numan Kurtulmuş,"Küresel uygarlık krizi ve çıkış yolları" adlı konferansta dile getirmiştir.Bu sözler beni ileriye daha da olumlu bakmamı ümitlendirmiş ve de cesaretlendirmiştir.Kabul ediyorum ki sayın Erbakan’ın politikaları daha ulusal ve daha sosyal,toplumu ön plana alan ekonomik politikalardı.Fakat sonuçta sermaye ve bürokrasi (başta asker) işbirliğiyle darbelere maruz kaldı.Değerlendirme yaparken konjöktörü de dikkate almak zorundayız.Ama bu konjöktör hızla olumluya gitmektedir.Yargı konusuna gelince,unutmayalım ki yargı mensupları arasında yapılan anket de yargı mensupları insanı,bireyi değil de devleti ön plana alan bakış açılarıyla soruları cevaplamışlardır.Yargı mensuplarını AK Partimi yetiştirdi,bu uzun zamandır yürütülen devletçi politikaların zihinsel sonucudur.PKK meselesine gelince PKK Kemalist ideolojinin problemlerinden biridir.Önce Türklük politikası çerçevesinde Kürt kardeşlerimiz yok sayılmış,daha sonra batı zihniyetli politikalarla ötekileştirilmiş sonra da çözüm yolları aranmaktadır.Sağlık konusuna gelince SG Kurumunun kurulmasıyla öz evlat,üvey evlat muamelesi sona ermiştir.Hastane önündeki Kuyruklar sona ermiş,doktora verilen bıçak paraları tarihe karışmıştır.Yatan hastalara sağlık hizmetleri bile verilebilmektedir.En son uygulanmaya sokulan az kazanandan az,çok kazanandan çok vergi alma politikası da sosyal devlet olma yolunda daha da ümit vericidir.
Biliyorum ki demokrasilerde kurumlar önemlidir ama ben eleştiri getirmek istiyorum ki Kürt kardeşlerimizin sorunlarının çözümünde BDP parti olarak çıtayı yüksek tutmakta ve çıkarlar,menfaatlar ortaya çıkmaktadır.Asıl direk olarak kürt kardeşlerimiz ve onun sivil toplum örgütleri muhatap alınsa daha iyi ve daha doğru olacak kanaatindeyim Çünkü yapılan kamuoyu anketinde Kürt kardeşlerimizin % 82-83 kadarı Türklerle birlikte yaşamak istemektedirler.
4/ Hüseyin Öge: İnsanların üç temel hakkı vardır. Eğitim,sağlık ve barınma hakkı parasız olmak zorundadır.Anayasada Türkiye sosyal hukuk devleti olarak yazıyor. Ama ne yazık ki bu hep lafta kalıyor.Gelmiş geçmiş tüm sistem partileri ve hükümetleri bu sorunları rant olarak görüyor.Ülkemiz deprem ülkesi bunun bilincindeyiz.Binalarımız ya gecekondu ve yahut mühendislik bilimiyle uyuşmayan tarzda. Gerçek anlamda kentsel dönüşümden yanayız. Ama planlı,programlı,sağlıklı ve ücretsiz veya kira öder gibi sonra ev sahibi olunacak kentsel dönüşümden yanayız. Başta AKP Hükümeti olmak üzere gelmiş geçmiş tüm hükümetler bu işi 'Rantsal Dönüşüme' dönüştürmüş durumdadır.Geçen günlerde yerel basın günlerce Gündoğdu Mahallesindeki halkın isyanını yazdı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 'Afet Bölgesi' ilan ederek bu alanları gasp etmek istiyor. İşçi ve emekçilerin sağlıklı ve güvenli konutlarda oturmasını ve bu konutlarında devlet tarafından veya Belediyeler tarafından ucuz yapılmasını savunuyoruz.
İkinci olarak; AKP 10 yılda ne yaptı meselesine gelince?
Kürt,Alevi,Roman açılımları vardı ne oldu? Unutuldu.Şimdi Kürt sorunu eşit,özgür vatandaşlık hakları yerine güvenlikçi politikalarla çözülmek isteniyor.Sanki 30 yıldan bu yana başka politikalar izlenmemiş de bu gün bu politika yeni izleniyormuş gibi yine aynı politikalar devam ettirilmek isteniyor.Olan analara,babalara,kardeşlere oluyor.Akan gözyaşları dinmiyor.Yeni yıla girerken İmralı'da başta Mit olmak üzre Ahmet Türk ve Ayla Akat Aka'nın Öcalan'la görüşmesini ve bu konuda adım atılmasını önemsiyorum.Bu görüşmeler devam etmeli ve bir yol haritası kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır.AKP Hükümeti de güven artırıcı önlemleri hızla hayata geçirmelidir.Başta KCK davası tutuklularının salıverilmesi olmak üzere,çatışmasızlık ortamının yaratılması ve genel af üzerinde çalışılmalı ve İmralı üzerindeki tecritin kaldırılması sağlanmalıdır.Anayasa çalışmalarını yürütüldüğü bu ortamda Demokratik Anayasa'da eşit vatandaşlık haklarına dayalı yasalar hayata geçirilmelidir.Oslo sürecinde olduğu gibi bu süreçte akamete uğratılmamalıdır.Ayrıca hepimiz yakından biliyoruz ki Eskişehir Kürt sorununda zaman zaman bir aklama merkezine dönüştürülmek isteniyor.Başta Uğur Kaymaz ve Şerzan Kurt davalarını burada görülmesi,Uğur Kaymaz'ı vuran polislerin beraat ettirilip,Şerzan Kurt'u vuran polise de komik bir ceza verilmesi düşündürücüdür.Biz Eskişehir'in Kürt sorunun bir parçası olan bu tür davalarında bir aklama merkezi olmasını istemiyoruz.Alevi sorunu büyüyerek devam ediyor. Sözüm ona Türkiye laik bir ülke(!). Devlete ait Diyanet İşleri Başkalığının olduğu 5-6 Bakanlığın bütçesinden fazla ve 100 bini aşkın imamın çalıştığı ve devletten maaş aldığı, zorunlu din derslerinin olduğu bir ülke nasıl laik bir ülke olabilir? Anayasa'da ve yasalard acilen bu değişiklikler yapılmalıdır.AKP Hükümeti seçim beyannamelerinde bu sorunları kaldıracağız derken iktidar oldukça bu sorunları hasır altına itmektedir.
Roman vatandaşlar ikinci,üçüncü sınıf vatandaş muamelesine hala tabi tutulmaktadır.Onların iş, ev ve yaşam şartları hızla düzeltilmelidir.
AKP Hükümeti de bu durumu seyredip,işverenlerin bu tutumunu destekliyor.Şehrimizde binlerce işçinin çalıştığı Sarar ve Çetintaş başta olmak üzere bir çok iş yerinde sendika kurmaya izin verilmiyor.AKP Hükümeti de iş yerlerinde sendika üyeliğinin yasal zorunluluk haline getirilmesi istemiyor.İş cinayetleri almış başını gidiyor.AKP Hükümeti 'kader','alın yazısı' vb. söylemleriyle bu iş cinayetleri yapan patronları aklıyor.
Her gün en az 5 kadın öldürülüyor.Yüzlerce kadın cinsel taciz ve tecavüz tehdidi altında yaşıyor.AKP Hükümeti erkek egemen toplumun bir temsilcisi olarak bu konuda yasal tedbirleri almıyor..Zamlar,vergiler peşi sıra gelip,duruyor.İşçilere,emekçilere,emeklilere %3 veya 4 zam verirken,elektiriğe,doğal gaza,petrole %15-25 arasında zam geliyor.Dolaylı vergiler %7.8 ile 18 oranında artırılıyor.
5/ Şükrü Özer: Başbakan hapse girince ben çok üzülmüştüm ve şiir yazmıştım. ama bugün insanlar hapse giriyor hakları ihlal ediliyor yine ben şiir yazıyorum, bu da zenci beyaz iktidarına benziyor, zenciler muhalefette iken beyazları yeriyor ama iktidara gelince aynı hatayı yapıyorlar, Akp iktidarı zamanında birçok insan hakkı ihlal edildi, bunlardan bazıları;
1- Hrant DİNK 23 ocak 2007 günü öldürülü,
2-2008 Ocak ayında Resül İlçin gözaltında öldü
3-2010 yılında Ceylan Önkal Lice de evinin yanında patlama sonucu öldü
4-2007-7 yılları arasında 1500 yakın çocuk terörle mücadele üzerinden koğuşturuldu ve kötü muamele gördü
5-Adana kürkçüler cezaevin de çocuklara kötü muamele yapıldı ve pozantı ya taşındı
6-Polis merkezlerine ve Jandarma karakollarına götürülürken birçok insan kötü muamele gördü
7-06.10.2010 günü hasan Özer ailesini arayarak ana beni öldürecekler dedi ve öldürüldü, işkence görüntüleri 16.11.2011 günü görsel basına yansıdı.
Baskılar 1-Kamu görevlileri tarafından stk ve halkta yapılmakta2-Kamu da bulunun amirler tarafından yine kamuda çalışanlara yapılmakta Aralık 2012 son gününde Eskişehir de bir kurumda görevli bir arkadaşın haksızlıklara karşı direnmesi sonucu görevliye maaştan kesme cezası verilmiş, olay araştırılınca amirin Devlet Bakanı Faruk Çelik'in adamı olduğu belirlenmiştir.Sendikalar2002 YILI öncesi Kamuda kesk ve Türkiye Kamusen Hakim iken 2002 sonrası iktidarın baskıları nedeni ile bir başka sendika öne geçmiştir.Terör 40 yıldır bu ülkede kan akmakta iki taraftan da varoş çocukları ölmekte terör silahla çözülmemekte, hükümet görüşmelere devam etmeli ve sorunlar diyalog yolu ile çözülmeli.
6/ Nurettin Aldemir : Kentsel dönüşüm merkezi idarenin hegemonyasındadır. Geçmişteki uygulamaları bir nebze anımsayınca diyebilirim ki bu iş ‘rantsal dönüşüm’ haline gelmiştir. AKP’nin öncülleri geçmişte ‘laikçi anlayışla’ bu ülkede mağdur edildi. AKP, geçmişten dersler çıkararak; ABD’den icazet almadan bu ülkede iktidar olunamayacağını anladı ve bunun gereklerini yerine getirerek on yıldır iktidar. Mağduriyet yaşamış bir siyasi hareketten tüm mağdurları anlamasını beklerdim. Öyle olmadı; AKP kendi mağduriyetini giderdi; diğer mağdurları önceki hükümetler gibi mağdur etmeye devam etti. Bu ülkede gerçek işsizlik %20, yoksulluk sınırı 985 Lira ama asgari ücret 774 Lira, sendikal haklar kullanılamaz durumda, yoksulluk derinleşti; zenginle yoksul arasındaki makas açıldı.
(Dört kişilik bir grup bağırarak, hakarete varan sataşmalarla konuşmayı böler)
– Yüzde 40 az söyledin. Buraya AKP’yi eleştirmek için mi toplandık? Ben de konuşmak istiyorum.
– (Konuşmacıya hitaben) Ak Parti’ye hakaret ediyorsun; terbiyesizlik etme.
– Başbakanımız gerekenleri söylüyor, aynen dediği gibi…
– (Sevim Şahin) Arkadaşlar, formatımızın dışına çıkıyorsunuz. Konuşmacıya böyle cevap veremezsiniz. Konuşmasını sabote ediyorsunuz. Lütfen oturun, siz de söz hakkı kullanabilirsiniz. Katılırsınız, katılmazsınız konuşmacılara, saygılı şekilde herkes her şeyi söyleyebilir. Arkadaşımız eleştiri yapıyor. Buyurun devam edin Nurettin Bey.
AKP’li arkadaşlarımız formatı bilmiyorlar, eleştiriye açık değiller. Bu durumda onların beklentisine uygun ifadelerle konuşayım; ODTÜ’lü öğrencilerin tarzında anlatayım. Evet, arkadaşlar ben de kötülerdenim. İşsizliğin, yoksulluğun, yoksulluk sınırının altında reva görülen ücretlerin sorumlusu biziz. Aydınları, gazetecileri, hak arayan emekçileri, parasız demokratik üniversite diyen öğrencileri, Kürt siyasetçileri, adaleti olmayan yargı sistemiyle biz cezaevlerine doldurduk. İnanç gruplarının haklı taleplerine biz kulak tıkadık. Sağlık hizmetlerini her aşamada paralı hale biz getirdik. Atanmayan öğretmenlerin, eğitime eklenen sorunların sebebi de biziz. Her gün Kürt gençleri ve askerlerimiz ölürken Kürt sorununun çözüldüğünü, her şeyin yapıldığını söyleyecek kadar gaflet içinde olan da biziz. Roboski katliamını da biz yaptık; öldürülen çocukları, ailelerini biz aşağılayıp durduk. On yıldır Hükümet olan AKP’nin tüm bu olumsuzluklarda hiçbir suçu günahı yok. AKP’ye haksızlık etmişim; çünkü iktidar olmak ülkede olanlardan sorumsuz olmakmış; bunu da öğrenmiş bulunuyorum; özür dilerim.
7/ Cevdet Kılıç: Türkiye’nin Avrupadaki önemini bilin..Türkiyenin ne kadar büyüdüğünü bilin. İş kura adam gönderiyoruz iş beğenmiyorlar. Devlet işi istiyorlar. Kentsel dönüşüm o kadar gerekliki Eskişehir’de binalar nerede ise elele tutuşacaklar. Eskişehir de Kentsel dönüşüme ihtiyaç var. Beğenmiyorsanız terk edeceksiniz. Sürekli Akp yi eleştiriyorsunuz ..
8/ İzzettin Altun: Biz siyasal rant peşinde olsaydık cezaevlerinde olmazdık. Kadınlarımız coplanmazdı.Son sözü İlk söylüyorsunuz Silahlar bırakılmalı tabiî ki. Ama barış ta sağlanmalı. Seçimler yaklaşıyor Kürtler katlediliyor onlarca üyelerimiz ceza evinde. Tutuklandı. Kürt sorununu hükümet çözecek..Biz makinaların çalışmasını engellemiyoruz pkk engelliyor sayın Koca bu sözünüzü geri alın..
9/ Basri Köseler: 46 yıl önce sendikalıyız. Yasa sinerji doğurmuştur.Kürtlerde bizim kardeşimiz analarımız hepimizin analarıdır. Bizler birbirimizi sevip kardeşce barış içinde yaşamalıyız.
10/ İbrahim Akgün: Kentsel dönüşümde 400 milyarlık bir rant var. Bu sorun İnşaatçıların değil,Kentsel dönüşüm konusu daha geniş halkın katıldığı bir toplantı yapalım. Tek katlı binaların olduğu yerde 5 er katlı bitişik nizam, bumu kentsel dönüşüm.bunu bilimsel boyutlarla tartışmalıyız. Afet riski taşıyan yeni bir yasa çıktı. Akp nin 10 yıllık süreçi değerlendirmede. Alt yapı hizmetlerinin özelleştirildiği bir on yıl yaşadık.Torba yasa adı altında uygulamalar var. Bunlardan bir tanesi TMMOB yasası. .Bunların farkındayız ne yapılmak isteniyor biliyoruz.
11/ Temel Aras: AB ile ülkemiz arasında AB’ye tam üyelik sürecinde 35 madde ” Müzakere Çerçeve Belgesi” adı altında görüşme konusu olmuştur. Bunlardan en önemlileri Ulus Devlet, Üniter yapımız ve bağımsızlığımız ile bağdaşmayacak başlıklar şunlardır;Uluslararası ve emperyalist bir yalan olan Ermeni soykırımını kabul etmemiz, Kıbrıs’ta işgalci konumunda olduğumuz ve orada bulunan silahlı gücümüzü çekmemiz gerektiği. Kaldı ki Türkiye Lozan ve Zürih Anlaşmalarına göre garantör devlet statüsüyle uluslararası hukukun gereğini yapmıştır. Milletimizin asli unsurları olan Alevi ve Kürt kökenli yurttaşlarımızın “azınlık” olarak kabul etmemiz…Lozan Anlaşmasına göre bir ilçe müftüsü kadar yetkisi olan Fener Rum Patriği Bartelemous’un Ekümenik olarak kabul edilerek Dünya Ortodokslarının lideri oluğunu kabul etmemiz…Fırat ve Dicle sularının kullanımının kontrolünü uluslararası bir konsorsiyuma verilmesi… kabul edilemez.
Yeni Anayasa çalışması, esas olarak, AKP’nin on yıllık süreçte yıktığı ve tasfiye ettiği Cumhuriyet Devrimi yerine, karşı devrimin hukuksal çerçevesi olacaktır. Meclisin yeni anayasa yapma yetkisi yoktur ancak anayasa değişikliği yapabilir zaten mevcut anayasanın üçte ikisi değiştirilmiştir. Buradaki esas amaç mevcut anayasanın, değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk dört maddesinin kaldırılması ( Ulus ve Üniter Devlet, Resmi Dil, Türk Milleti Kimliği) ve Kürt açılımı adı altında yürütülen bölünme sürecinin önünü açmaktır. Anayasadan Türk Milleti kimliğinin çıkarılması ve yerel yönetimlere özerklik ile başlayıp federasyon ve nihayetinde Bağımsız Kürdistan’ın gerçekleşmesini sağlamaktır.
AKP on yıllık süreçte tıpkı Alman Nazi iktidarı gibi bir parti devleti oluşturmuştur. Devletin bütün kurumlarını denetimi altına almıştır. AKP ve ABD karşıtı tüm aydınlar, siyasi parti temsilcileri, bazı seçilmiş vekiller özellikle AKP nin BOP projesine direnen TSK’nın komutanları hatta 26. Genel Kurmay Başkanımız terör örgütü yöneticisi suçlamasıyla tutuklanmıştır. Bugün cezaevlerinde, gazetecilik yaptıkları ve muhalif olukları için 70 gazeteci tutukludur. Bu husus uluslararası basın kurumlarının raporlarıyla sabittir.
Kürt sorunu demokratik haklar açısından çözülmüştür. Kürtçe öğrenmek ve konuşmak haktır ancak ana dilde eğitim dili üniter yapımız gereği Türkçe’dir. Esasen Kürtçenin eğitim ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak gelişmiş bir dil yapısı yoktur.
AKP’nin ulusal bir dış politikası yoktur. On yıldır uygulanan bir ABD yapımı olan BOP ve GOKAP projesidir. Uygulanan dış politika ulusal çıkarlarımıza tamamen terstir.
12/ Salih Koca: 3 bölümden oluşan sorular,sorunlar eleştiriler ve iktidardaki 10 yılımızı anlatacağım. Sabırla dinledim..Acımasız eleştirilerde yapıldı. Bu eleştirileri yapanlara, bizim halkın yüzde ellisinin tevecühüyle iktidar olduğumuzu hatırlatırım. Öncelikle bunu bir düşünün. Biz siyaseti halkımızla birlikte yapıyoruz. Bu nedenle halkımızın desteği giderek büyüyor.
Kentsel dönüşüm için eleştiri yapan arkadaşlar içinde acaba 6306 sayılı yasayı okuyup bilgi sahibi olan var mı? Hiç sanmam. Bu yasayı okuyupta kimse gelmemiş sanırım. Bu yasa kentsel dönüşümden farklı olarak uzlaşı ve gönüllüğün ağır bastığı bir yasadır.Ülkemiz doğal afetlerin olduğu bir ülke.Yapı denetim yasası çıkarıldı.Yapı stantdartları ile ilgili yönetmelik çıkarıldı. Biliyorsunuz Düzce depreminin yaralarını bizim dönemimizde sarıldı. Daha sonra Dask yasası bizim dönemimizde çıktı. Van depreminden sonra Afet bölgesine Devletin 7 milyar civarında kaynağı aktarıldı. Başbakanımız Ne pahasına olursa olsun Bu kentsel dönüşümü Sağlayacağız. Bu ikdidarımıza mal olsada demişti. Benim evim Gündoğdu Mahallesinde olsa hiç düşünmeden bu proje için anlaşırdım. Ülkemizi Dönüştürmek adına çok Önemli ..Kentsel dönüşüm Rantsal dönüşüm sözleri beni çok üzdü.. TOKİ'nin faaliyetlerine bakılsa bu sözlerin aslında ne kadar büyük haksızlık olduğu anlaşılır. Bu güne kadar Toki 561 bin adet konut üretti. Yani 100 Bin nüfuslu 22 şehir inşa etti. Bu konutların yüzde 85 i sosyal konutlar geriye kalan yüzde 15 i ise kaynak geliştirme. Eskişehir de 10500 civarında konut yaptık. Burada bile yüzde yirmibeşlik kesim dar bütçeli insanlardan oluşuyor. Lüks konut sayısı sadece 448 adet. Bu insanları sokaktan kurtarmak için Doğalgazlarını ve depozitelerini Devlet ödedi. 80 yılda 6.100 km bölünmüş yol yapıldı. AKPARTİ 10 yıllık iktidarında ise 16 bin km bölünmüş yol yaptı. Bu ülkede bankalar batırılmıştı.10 yıllık Akparti ikdidarında yüzde 8,5 Büyüme ile Dünyada en çok büyüyen 2. ülkesi olduk. Bu ülkede artık tek haneli enfilasyon rakamları telaffuz ediliyor. Bu ülke eski mantıkla yönetilseydi bunlar olamazdı. Adalet Bodrum katlarında eski dosyalar arasında değil artık saraylarda.. 80 yıllık dönemde ortalama iktidarda kalma süresi 16 ay. Akparti milletin ne istediğini biliyor. Bu şehir ilk defa hızlı trenle tanışan şehir oldu. Bu milletin kaynaklarıyla yapıldı.Tüm ilçelerimize 10 u aşkın hizmet götürülmüştür.Eskişehirde Bu dönemde Adalet Sarayı, Vergi dairesi, bölünmüş yollar yapıldı.Bu şehre 10 bin Konut yapıldı.Bu şehirde Romenlere 96 konut yapıldı.1500 derslik yapıldı.Milli eğitime teslim edildi.Sağlıkta yaptıklarımız için aldığımız dualar bize yeter.Biz Bdp yi Kürtlerin temsilcisi görmüyoruz. Kürtlerinde temsilcisi biziz. Bdp Pkk’nın sözcülüğünü yapıyor. Doğuda makinalarımızı yakıyorlar çalışmalarımızı engelliyorlar..
Öneri: Katılımcıların isteği doğrultusunda önce kentsel dönüşüm daha sonra birleştirip Hükümetin on yılını konuşalım dediler. Milletvekili de katılımcılar da aynı fikri kabul edip .söz alan önce kentsel dönüşüm sonra hükümetin on yılını konuştular..
ORTAK SONUÇ:. Toplantı başladı ilk söz eski Ak Partili Belediye Başkanına verildi .Her zaman olduğu gibi salonda herkesi konuşturmak ve hep aynı fikirden kişilerin üst üst söz vermemeye dikkat edip farklı fikirlerin konuşmasını sağlıyorum.. bu söz çok aldı bu hep konuşuyor denilmesin diye. Buna rağmen ikinci söz alan arkadaşımız farklı idi raporda da gördüğünüz gibi konuşmaya başladı ve söz kesmeler ve hakaretler başladı.. Nurettin Aldemir sorumluluk sahibi ve EkMM’ye her zaman katkı sağlayan bir katılımcıdır. Daha sonra karşıt biri söz alınca aynı tavır sergilendi. Söz alıp konuşun dememe rağmen kesinlikle dinlemediler; hatta tartışma zaman zaman kavga boyutuna gitti.
Toplantı bitişi basın hala vardı . tıpkı büyük meclis gibi canım gülüm oldular bende o arada bu resmi şimdi çekin dedim ve toplu resim çekildi.
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Eskişehir de var olan tüm sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı. (E-mail ile? Mail kullanamayanlara telefonla hatırlatma yapıldı. Toplantı lobisinde geçen ayın tutanakları verilmiştir.tüm STK lara telefon edilmiştir.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon , mail ve mesaj ile
BELEDİYE BAŞKANLARI İLE
Telefon Mail Görüşüldü.
MEDYA İLE
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. Yerel basın tam katıldı. 2-televizyon katıldı.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, geri dönüşüm oldu. Yerel gündem belirlendi.
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi. Genel konu, yerel konu işlendi. Yerel basın bu ayki toplantımızı2 Gazetemiz birinci sayfadan verdi., ES TV ve kanal 26 Çekim yaptı haber olarak verildi. Anadolu gazetesi manşetten Sakarya manşet milli irade manşet istikbal birinci sayfa İki eylül birinci sayfa köşe yazarları yazdı paylaştık.. Bu durum şunu gösterdi kavga olursa manşet olur mantığının galip geldiğini bir kez daha gördük.. bu stratejik bir kurgu idi.. daha önce bu tip konulara tanık olduk.. bu da sevim şahin olarak beni çok üzdü..
DEĞERLENDİREN KİŞİ
EkMM Hamalı Sevim Şahin
Sevim Şahin
Telefon her ay olduğu gibi bu ayda Aynur Orpak’la telefon edilmiştir.
Salon düzenlemesi : 4 yıldır Sevgi Ekmekçioğlu.