YER: ESYO Toplantı Salonu
TARİH: 07.01.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sivrihisar Eğitim Vakfı (Naci Şakar- Başkan)
2/ Esmiad (Ahmet Hızlan- Başkan)
3/ Sakatlar Derneği (Ali Uyunsar)
4/ Oğuz Kayı Boyu Derneği (Basri Köseler- Başkan)
5/ Tüketiciler Derneği (Salih Güven)
6/ Eğitim Hakları Derneği (Nurettin Aldemir)
7/ Uluslararası Af Örgütü (Şükrü Özer)
8/ Estük- Der (Beytullah Yalçın)
9/ Kalabak Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği (Zeki İlhan)
10/ Ka-der (Nedime Köşkeroğlu)
11/ Esyo (İlknur Kahvecioğlu)
MESLEK ODALARI
1 / MMO( Nergis Uygun Baş)
SENDİKALAR
Yok
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Meryem Yurdagül
2/ Banu Gültekin Kocaman
3/ Halit Demet
4/ Sivrihisar Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu (Ziya Kandilci- Üye)
5/ Aynur Orpak
6/ Cafer Türkmen
7/ Anadolu Üniversitesi (İncilay Cangöz)
8/ Koç Üniversitesi (Barış Yürümez)
9/ Kent Konseyi (Nadir Suğur- Başkan)
10/ Anadolu Üniversitesi Kentsel Gelişim Kurulu (Fatih Özata)
GOZLEMCİLER
Yok
KATILAN MİLLETVEKİLLERİYok
BELEDİYE BAŞKANLARIYok
MESAJ YOLLAYANLAR
AKP Milletvekili Ülker Can
MHP Milletvekili Ruhsar Demirel
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam XX izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1/ Sonhaber
2/ Sakarya
3/ İstikbal
4/ İki Eylül
5/ Milli İrade
6/ Şehir
7/ Anadolu
8/ Es TV
9/ Kanal 26
MODERATÖRNadir Suğur
KONULAR
GENEL KONU: 1915’te ne olmuştu?
YEREL KONU: Kadına yönelik şiddet
KONUŞULANLAR
1 / Nadir Suğur: (Sunum) Kitlesel ölümler insanlığın tarihi kadar eskidir. Ancak her kitlesel ölüm soykırım değildir. Birleşmiş Milletler'in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun; milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir.
Tehcir kanunu 27 Mayıs 1915 tarihinde çıkarıldı. Resmi Ermeni tarih tezine göre 1.5 -2. Milyon Ermeni tehcire zorlandı ve 1-1.5 milyon kişi yaşamını yitirdi. Ünlü tarihçi Arnold Toynbee’ye göre 1 milyon-1.2 milyon kişi tehcire zorlandı ve 600. Kişi hayatını kaybetti. Türk tarih Kurumu eski başkanı Yusuf Halaçoğlu’na göre 413.000 kişi tehcir edildi. 382 bin kişi Suriye’de çöl bir bölge olan Deyrizor’daki toplama kampına ulaşmıştır. (30 bin civarı kişi hayatını kaybetmiştir). Halaçoğlu’na göre kampta ölenlerle birlikte ölü sayısı 56.610’dur. Tehcir tezi Türk tarih tezinin esasını oluşturur. Ancak Ermeni resmi tarih tezine göre ise tehcir soykırımın sadece bir bölümüdür. Muş, Bitlis, Bingöl’de insanlar toplu olarak yakıldıüı iddia edilmektedir. Trabzon’da çocuklar, kadınlar ve yaşlılar teknelere doldurulup açık denizlere dökülüp boğulduğu öne sürülmektedir. Ermenilere göre Trabzon’daki çok sayıda yabancı misyon şefleri ve konsoloslar bunu teyit etmektedirler. Yine resmi Ermeni tezlerine göre, hastanelere gelen hastalara aşırı doz morfin verilerek ölenler olmuştur. Erzincan’da çocuk ve kadın hastalar doktorlar tarafından zehirlenmiştir. 13 Eylül 1915’te çıkan bir kanunla tehcir edilen tüm Ermenilerin, taşınır taşınmaz mallarına, mülklerine ve hayvanlarına devlet el koymuştur. Suriye bölgesinde 25 kamp bulunmaktadır. Türk tarih tezine göre insanlar öldürülmemiş ve bu kamplara yerleştirilmiştir. Ermeni tarih tezine göre bu kamplar Nazilerin Yahudiler için yaptığı ölüm kamplarının benzerleridir. Talat Paşa Osmanlı’nın yenilmesinde hemen sonra yurt dışına çıkmadan önce çuvallar dolusu belgeleri Arnavutköy’deki yalısının alt katındaki ocakta yaktığı öne sürülmüştür
Tartışmak için şu soruları soruyorum. Bir kitlesel ölümün soykırım olabilmesi için gerekli olan koşullar 1915 yılında yaşananlar için gereçli midir? 1915’de yaşananlar düzenli, planlı, devlet tarafından organize edilen, yok etme amaçlı, tek taraflı ve sistematik olarak bir topluluğun ortadan kaldırılması mıdır?
2/ Nergis Uygun Baş: (Sunum) Kadın cinayetlerinde 2002 ile 2009 arasında %1400 ‘lük artış var. 2010 yılının ilk yedi ayında ise 337 kadın olarak kayıtlara geçti. 2011'in ilk 10 ayında 220 kadın öldürüldü. 2002 ile 2011’in ilk altı ayı arasında resmî rakamlara göre tam 4 bin 410 kadın öldürüldü. Öldürülen iki kadından biri, kendi hayatına dair bir karar vermek istediği için öldürülüyor. Bu kadınların % 41'i ayrılmak/ boşanmak istedikleri için, % 32'si kıskançlık bahanesiyle, % 16'sı ise erkeği reddettiği için Öldürülen kadınların yüzde 71'inin katili kocaları. Son yıllarda devlete koruma talebinde bulanan kadınların % 73'ü öldürüldü. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in çözüm için katillere psikolojik destek sağlayacağını açıkladı. Şahin ayrıca Temmuz ayında elektronik kelepçe ve panik butonu gibi öneriler sundu. Bu öneriler kadınlar tarafından tepkiyle karşılandı. 15 Kasım'da kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Jandarma Genel Komutanlığı ile Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ortak eğitim çalışması yürütülmesi kararı aldı. KCDP'nin 1 Mart 2011 günü sunduğu tasarı ise resmi nikahlı olmayan kadınlara da koruma öngördüğü için Bakanlar Kurulu’ndan geri döndü. Çorum, Mardin, Fethiye, Siirt, Sincan davaları, N.Ç. davası, Münevver Karabulut davası, Fethiye’de toplu tecavüz davası, Ayşe Paşalı vb. bir sürü önemli dava da gösteriyor ki kadına yönelik şiddetin acilen önlenmesi ve hukuki sürecin hızlı ve adil işlemesi için oldukça önemli.
3/ Basri Köseler: Nadir Bey’in araştırması kapsamında ben de bir takım araştırmalar yaptım. Biz Ermeni mezaliminin mağduruyuz. Eskişehir’de olanları büyüklerimden dinledim. Eskişehir’de çok büyük bir Ermeni mezalimi olmuş. Otel Şale’nin eski yerinde, İngiliz silahı ile İngiliz içkisi ile komşu evlere saldırıyormuş. Ermeni mahallesi ise Adalar ve Köprübaşının oralar. Köylerdekiler ise komşu köylere saldırıp, mezalim yapıyorlarmış. Kadın öldürme, yaşlı öldürme onlardan kalan gelenektir. Bu işleri işleyenler Ermeniler halen. Yunan işgali sırasında Yunanların kılavuzu Ermenilerdi. Halaçoğlu araştırmalar, en doğru araştırmalar. Biz Yahudileri, Nazilerden kurtardık. Ermeniler, çok kötü davranışlarda bulunmaya başlamışlardı. Bundan 6 ay sonra Atatürk, Ermenileri sürmeye başladı. Türklerin 27.000 yıllık tarihini inceledim. Biz de kadın kutsaldır. Kadına şiddetti göremezsiniz. Bizim sorunlarımızın temeli eğitimdir. Cumhurbaşkanından, dağdaki çobana kadar eğitim vermemiz gerekiyor. Çocuk yetiştirirken de bunu vereceğiz. Ben şiddet uygulayanların Türk olduğuna inanmıyorum. Mutlaka farklı kökenden. Eğitim kapsamında doğru internet kullanmayı, doğru TV seyretmeyi öğretmemiz lazım.
4/ Nurettin Aldemir: Basri abi, söyledikleri ile aslında nefret suçu işliyor. Şikayet etsem de, kendisinin fikirlerinde bir değişiklik olmayacağı için bunu yapmayacağım. Kadın sorunu dediğimiz şey, aslında erkek sorunudur. Geçmişten ataerkil kültürden gelen birikerek gelen bir sorundur. Nergis arkadaşım, fiziksel şiddet hakkında sayısal veriler verdi. Bunun dışında şiddetin binbir türlü çeşidi var. Kadına yönelik şiddet uygulayan herhangi birinin, Türk olmadığını söylemek, tezlerini çürütüyor; o zaman Türkiye’de Türk yoktur. Çünkü her birimiz doğrudan karımızı dövmesek de, öyle ya da böyle kadına şiddet uyguladık. Nadir Bey, öznel yaklaşımlardan kaçınarak, akademik çerçevede bir sunum yaptı. Türkler geldiğinde ermeni, kürt vb. Anadolu’da vardı zaten. Kendi varlık nedenini Türkleştirme ve İslamlaştırmada görmüş ve bunun gereklerini yapmış. 15 milyonluk Türkiye’nin %10-15 i Ermeni, şimdi 70 milyon nufüs. Ama nedense, Ermeni nüfusu 20.000. biz mevzuları kabul ettiğimizde bile, bunu söylerken dahi ayrımcılık yapıyoruz. Biz bunu yaparken bile itiraf ediyoruz. Eşitiz dediğimizde bile, daha eşitleri tarif ediyoruz bu memlekette. Kürt yok denildi, Cumhuriyet tarihinde. Ermeniler, eşitsiz uygulamalar yüzünden isyan ediyor. Eder. Ben, bu topraklarda azınlıklara karşı, sistematik katliamlar olduğunu düşünüyorum. Dersim de böyle bir şeydir. Başbakan, özür diledi, ama bunu daha net ve açıkça yapmalı ve yüzleşmeli, iç politika meselesi olarak kullanmamalıdır. Yüzleşmeliyiz. Bütün tarihimiz ile yüzleşmeliyiz. Sadece güçlü ile değil, ezilenin tarihi ile yüzleşmeliyiz. Kahramanmaraş, Çorum’da insanlar öldürülüyor. Devlet bunu planlayan bir rol içerisinde. Türkiye böyle bir ülke. Türklüğümüze, zarar gelmez. Türkün diğerinden daha üstün bir yanı yok.
5/ Halit Demet: Bu iki konunun tıkanmasındaki yegane sebep, kendi içimizdeki çıkmaz. Dış güçler de bundan yararlanıyor. İçimizdeki birlik noksanlığından, dış ülkeler yararlanıyor. Tv’lerde mesela bu Fransa mevzuunda, bir işaret olsun. Ama yok. Bir çok Fransız büyük firma var. Bunlardan olmak, canımız istemiyor. Türkiye’de adım atılamamasının baş nedeni parasızlık. Ermenilerin pek çok saldırıları var. Demek ki, bunlar vahşi ruhlu insanlar. Ermeniler, bu güzergah boyunca nüfus ve tapu kayıtlarını ele geçirmeye çalışıyorlarmış. Oraların ispatını mümkün kılacak, baya büyük mesafeler kat etmişler. 4-5 sene içinde baya bir patlama olacak gözüküyor ve devletin büyük kaybı olacak. Almanya yaptığı katliamdan dolayı, İsrail’e sürekli para aktarıyor. Bu işin ciddiyetini anlamamızın zamanı gelmiştir.
6/ Şükrü Özer: Fransız ihtilalinde, Fransızlar kendi halkını öldürmüştür. Ermeniler, gelip Türkleri benim köyümde katletmiştir. Türk de yapmış, Ermeni de yapmıştır. Hrant Dink, hiçbir suçu yok, bununla yüzleşmek lazım. Türkiye’de kadına yönelik şiddeti herkesi yapıyor. 2 ay önce imam hanımını tokatlıyor. Neden var? Eski Türklerde kadın kutsaldır. İslam da, cennet anaların ayağı altındadır. Ne oluyor peki. Eskişehir’de evlenenden çok boşanan fazla . şu anda şiddetin dini, kültürü, ırkı yok. Allah herkesi eşit yaratmıştır. Biz insanları kabilelere ayırdık ki kaynaşasınız diye diyor Kuran- Kerim. Biz neyi paylaşamıyoruz. 12.04.2010 Kadına yönelik şiddet konusunda din görevlilerinin rol alması konusunda Ankara pilottur.
7/ Sevim Şahin: Bu hafta diyanet, camilere kadına yönelik şiddet konusunda hutbe koydu. Önemli bulduğum için paylaşmak gereği duydum.
8/ Ziya Kandilci: Bu konular, dibi bulunmayan konular. Sonucu gelmeyecek konular. Asgari seviyede tutulması gereken konular. Nadir Beyin sunumu tarafsız ve iyimser ve aydınlatıcıydı. Bu meselenin dünya siyasetindeki rolü ve Türkiye’ye yansıması konusunda bilgiye ihtiyacımız var. O zamanki Ermeni hareketi, Ermeni devleti kurmak için dış devletlerin kışkırtması ile ortaya çıkmıştır. Türk milleti, azınlıkları içinde en iyi barındıran millet olarak görüyorum. Biz Ermeni ve Kürtlerle yıllarca yaşamışız. Bundan sonra da öyle olacaktır. Sivrihisarda, 4000 ermeni varmış eskiden. Bu Ermeniler 1826, yıllarında Kırımdan gelmişler. Osmanlı, onları buraya yerleştirmiş. Osmanlı, zülüm gören azınlıklarını, toprak kaybederken de korumuş. Sivrihisar’da 4000 nüfus , birlikte yaşamış. Ermeniler giderken, Türkler ayrılıyor. Onlar bizim bayramlarımızı, biz onların bayramlarını kutlarmışız. Araya nifak sokan, dış ülkelerin siyaseti olduğunu düşünüyorum. Bu konu da hocamızın fikirlerini soruyorum. Nergis hanım, rakamları güzel verdi. Biraz mukayeseli olmasında fayda var. Biz de kadın cinayeti böyle de, diğer ülkelerde durum nedir? Türkiye’deki cinayetlere, kadın cinayetlerinin oranı nedir? Çocuk cinayetleri, diğer insanlara cinayetler, bunlara olan oran nedir? Devletin mahkemelerde verdiği kararlara bakarak; devlet sanki cinayet konusunda örgütlenmiş bir tablo çizdi; buna katılmak mümkün değil. mahkemeye gelen donelere göre karar veriyorlar. Kadına yönelik şiddet konusuna kimse evet diyemez. Bu konu erkeklerin ve kadınların sorunudur. Okullarda bu konulara özel ders koymak lazım. Bu cinayetler konusunda öneri ve çareler nedir?
9/ Cafer Türkmen: Almanya’da bir araştırmada, en az Türkler eşini dövüyor.Çıkmış. Araştırmayı karakoldan yapmışlar. Nereden baktığına bağlı bu durum. Hacettepe Üniversitesinde bir dergi yayınlanıyor. 15. sayı Eskişehir’e ayrılmış. 3500 hane Ermeni halkı. 150 de diğer insanların evi var. Yani biz sonradan gideniz oraya. İnsanlığın ilk taşları Sivrihisar’dadır derler. Biz orada yeniyiz. Bizi de bir yerlerden kovaladılar. Bütün insanlık ayıbı, bence batı temelidir. Onlar, yüzleşmiş kendisi ile. Biz yüzleşemiyoruz. Benim Atam yapmış, ben yapmıyorum bugün diyebiliriz. Yüzleşmeliyiz. Katliamları kabul edersek, tazminat ödeyecekmişiz. Ya biz zengin Ermeni’yi katletmemişiz. Katliamlarda, sınıf farkı var. “CHP özür dilesin, katliam yapsın” diyor. Ama sen şu an katliam yapmaya devam ediyorsun. Bunlarda evdeki şiddettir işte. Evde dayak, okulda dayak. Şiddet bile güçsüze uygulanıyor. Siz hiçbir fabrikatörü göz altına alındığını düşündünüz mü? Bu şiddetin sınıfsal yanı var.
10/ Nadir Suğur: Ermeniler, 100. yılında bu meseleyi daha fazla gündeme taşıyacaklardır. Bu bütün dünya devletleri tarafından kabul edilirse, bir yaptırımla kabul etmek zorunda kalacak. Bunu, istemiyor tabi ki. Bunun ciddi boyutlarda mali boyutu ve toprak iadesi olabilir. Kıbrıtaki mevzu da böyledir. Sizin bir toprak parçası, başka bir devlete gidebilir. Bir ulus devlet buna evet der mi, demez. Özür dilemek demek, bütün hakların ödenmesi demektir. Ermeni meselesi daha büyük bir mesele, Dersim gibi de değil. TC’yi ekonomik olarak da çok ama çok ağır yük. Özür ile bu iş bitse, bitmez. Ermeni tezi; soykırım kabul edilsin değil sadece, bunun altına imza atılırsa, tazminat gündeme gelecek doğal olarak. Bunun itibarsızlaştıran bir hal olduğunu, Almanlarda görebiliriz. Ermeniler bu işin peşini bırakmayacak tabi. Türkiye’ deki algı ve dışarıdaki algı o kadar farklı ki. Türk tezinin bir doğruluğu yok. Ermeni halk türkülerine girerseniz, Ağrı dağını ve dramı görebilirsiniz. Keşke bunlar olmasaydı, masum insanlar hayatını kaybetmeseydi.
11/ Nergis Uygun Baş: Fiziksel , ekonomik, psikolojik… şiddetten bahsedebiliriz. Ben şiddet deyince neden bahsettiğimizi biliyoruz diye bundan bahsetmedim. Dünyanın pek çok yerinde şiddet uygulanıyor tabii ki. İsveç’teki sığınma evi sayısı ile Türkiye’ deki sayıya baktığımızda nüfusa oranla ne denli fazla olduğunu görürüz. Manidar; bizde şiddet o kadar mı az. Benim kadın olmam yüzünden, uğradığım şiddetten bahsediyorum. 70 kadın intihar etmiş, neden etmiş? Şiddet gördüğü için etmiş. Devletin, ayakları var. Yargı, kolluk kuvvetleri, sağlığı, eğitimi.. Karakola gittiğinde bir çare bulamıyor, savcılık koruma sağlamıyorsa, koruyan yasayı uygulamıyorsa; bu arada yasalarımız çok iyi ama uygulanmıyor. Eğitimde kitaplar cinsiyetçi. Kadının yüzü gözü mor, doktor rapor vermiyor. Bunların hepsini topladığımızda bu devlete tekabül eden bir yanı oluyor. Bana kalırsa bu bilinçli yapılıyor. Güçlü olan gücünü kaybetmiyor. Birçok din adamı da, ayette şu var diyor. Bunu yanlış bilgi diyoruz, ama bunu diyen din adamları var. Bir kere cezai yaptırımlar sonuna kadar uygulanması gerekiyor. Aman bir tokat ne olacak yani dememek lazım. Toplumda, bu durumun bilinmesi, başıma bu geliri bilmesi lazım. Kadınların özel alandan, toplumsal alana çıkması lazım. Kadın erkeğe muhtaç olduğu durumda. Bu çok zor. Eğitim, çok önemli. Evet ama hangi eğitim, kime eğitim. Cinsiyet eşitliği kapsamında, eğitim materyalleri giderilmek durumunda. Eğiticiler de burada eğitilmek durumunda. Polise eğitim veriyorsunuz, ama karakola gidince bildiğini okuyor. Kadınlara pek çok alanda pozitif ayrımcılık uygulanması gerekiyor. İngiltere’de, kadın şikayet edince; devlet onu bir yere yerleştiriyor, harçlığını veriyor, şiddet uygulayanı yanına yaklaştırmıyor. Kadına orada bir pozitif ayrımcılık uygulanmış. Bu şiddeti düzeltmemiş, ama azaltmış. Yasaların uygulanması çok çok önemli. Şu dönemde, herkesin toplumsal olarak duyarlı olması lazım.
12/ Şükrü Özer; Kol kırılır yen içinde kalır anlayışı, çok tehlikeli. Zihinsel engelli bir çocuk, Müteahit çocuğu taciz ediyor; cezası en oldu. Hiç. Geçenlerde bir öğretmen kız öğrenciyi taciz etti, cezası en oldu, emekli oldu gitti. Cezalar caydırıcı değil. Güneydoğudaki olaylar altında ne var; polis. Güneydoğu’daki genç kızı, genç polisler kandırıyor; seninle evleneceğim diyor sonra bırakıyor, sonra kız intihar ediyor. O zaman orada köyde görevdeydim; Karakol komutanı, belediye başkanından kepçe istiyor. Belediye vermiyor. Sonra halka iki ay zulüm. Polis, jandarma her dakika tepende ne yaparsın, oradaki insan ne yapsın.
ÖNERİLER
–
ORTAK SONUÇ
–
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Toplantı bilgilendirme ve gündem paylaşımı e-mail ve telefonla yapıldı. Gecen ayın toplantı tutanağı ve sonuç fotokopi ile çoğaltılıp konuklara dağıtıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekilleri telefon ve faks ile davet edildiler. Belediye başkanlarına faks ve telefonla haber verildi.
MEDYA İLE
Yerel basın, yaygın medya temsilcileri ve televizyon kanallarına mail telefon ulaşıldı. Toplantı sonunda fotoğraf ve toplantı bilgisi mail yoluyla atıldı
KATILIMCILARLA
–
SONUÇLAR
Toplantı tutanağını Banu Gültekin Kocaman tuttu. Toplantımız 3saat 10 dakika sürdü. STÖ’ler toplantı bitişinde memnuniyetlerini ve teşekkürlerini ilettiler. Yerel basın toplantımızı notlar alarak izledi. Toplantı başarılı bir şekilde sonuçlandı, tüm yerel basında yer aldı. 4 gazetemiz manşetten diğer gazeteler ise ikinci sayfadan verdiler. İki yerel televizyonda verildi.
07.01.2012 Eskişehir kMM Toplantı Tutanağı
previous post