YER: Kanal 26 Televizyonu Stüdyosu
TARİH: 2 NİSAN 2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Eskişehir Sivil Yerel Oluşumu (Ali Akyüz)
2 / Çevre Derneği (Güner Sümer, Başkan)
MESLEK ODALARI
Yok
SENDİKALAR
Katılımcı Yok
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Halil Demet- Gönüllü
2 / Prof. Dr Muammer Kaya (Eskişehir MYO Müdürü)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ-Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI-Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok
DİĞER KATILIMCILAR
Yok
MEDYA
1 / Kanal 26 TV canlı olarak yayınladı.
2 / Yerel ve yaygın basının tümü
MODERATÖR-Ali Akyüz – Gazeteci – EkMM Hamalı
KONULAR
GENEL KONU: Nükleer Enerji ve Türkiye
YEREL KONU: Yok.
KONUŞULANLAR
1/ Ali Akyüz : Toplantıya başlamadan önce nükleer enerji konusunda biraz bilgi vermek istiyorum. Türkiye’de nükleer enerjinin 40 yılı aşkın bir süreden beri konuşulduğunu belirtmek istiyorum. 70’li yıllarda o zamanki hükümetin 4 büyük projesi vardı: Keban Barajı, Boğaz Köprüsü, Nükleer Santral ve Tüp Geçit. O döneme göre gerçekten büyük projelerdi. Ancak Türkiye o günlerde bugünlere öyle noktalara geldi ki, boğazda üçüncü köprünün yapılması tartışılıyor, tüp geçit bitmek üzere. Keban barajı gibi irili ufaklı 50-60 tane hidroelektrik santral yapıldı. Son zamanlarda özel sektörün yaptığı santralar hariç. Nükleer enerji gerekli mi değil mi öncelikle nükleer enerji nedir, nükleer santrala ihtiyacımız var mı?
2/ Muammer Kaya: Türkiye’nin çok büyük enerji açığı var. Nüfusu hızla büyüyor ve sanayimizin de hızla gelişmesi nedeniyle enerji açığımız gün geçtikçe artmakta. Tabii bu açığı bir şekilde kapatmamız gerekiyor. Enerji üretebileceğimiz birçok kaynağımız olmasına rağmen bugün için ve gelecekte de en önemli enerji üretim kaynaklarında biri nükleer enerji. Nükleer santraller bildiğiniz gibi uranyum, toryum gibi elementlerin parçalanmasıyla ortaya çıkan ısının elektrik enerjisine dönüştürülmesi ile bize elektrik enerjisi sağlayan enerji kaynakları oluyor. Bildiğiniz gibi radyoaktif elementler alfa, beta, gama ve X ışınları gibi radyasyonlar etrafa yaymaktadırlar. Nükleer enerji yaklaşık 50 yıldır dünyada kullanılmakta. Tabii, bu arada ufak tefek kazalar da olmaktadır. Peki biraz önce söylediğim gibi nükleer enerji 40-50 yıldır edinmekte geç kaldığımız, hala daha edinelim mi edinmeyelim mi diye kaygılarımızın olduğu bir enerji türü. Tabii bu enerji kaynağına ideolojik olarak bakmamak gerekiyor. Çevre kaygılarımızın olması tabii ki doğal. Çevre dostu bir santralı seçmemiz gerekiyor. Güvenlik kaygılarımızın olması doğal ama Türk mühendislerine güvenmemiz gerektiğine inanıyorum.
3 / Güner Sümer: Türkiye’de enerji politikası yanlış uygulanıyor Türkiye’de. Yüzde 26’sı doğal gaza bağlı. Yüzde 28 kömür, yüzde 5.4 hidroelektrik santralardan elektrik üretilebiliyor. Bu kadar baraj yapıldı bunlar ne oldu acaba?
Geri kalan yüzde 10.4 odundan elde ediliyor. Türkiye’de 32,2 ton taş kömürü rezervi var, kullanılmıyor. Linyit rezervleri var kullanılmıyor. Rusya’da 50 yıllık bir anlaşma ile doğalgaz alınıyor. Bunu kullansan da kullanmasan da parayı ödeyeceksin diyor Ruslar. Türkiye’nin enerji politikası tamamen yanlış. Dışa bağımlı. İç kaynaklardan rüzgar enerjisi kullanılmadan, güneş enerjisi kullanılmıyor Türkiye’de. Bunun yanında birçok temiz enerji kaynakları var Biyomas gibi… bunlar kullanılmadan Türkiye’nin enerji politikası doğalgaz üzerine kurulmuş. Rusya’dan, İran’dan geliyor. Bu enerji politikası içinde nükleer santralar hükümetlerin gündemine geldi gitti, geldi gitti. Yine geldi. Biz bu nükleer enerjiden önce Türkiye’de alternatif enerji kaynaklarının olduğunu söylüyoruz. Bunlar denenmeden, kullanılmadan bu şekilde bir nükleer enerji macerasına girilmesine karşıyız.
4 / Halil Demet: Ben nükleer santral yapımı taraftarı bir düşünceye sahibim. Bunun gerekçelerini ortaya koymak istiyorum. Bir kere elektrik enerjisi kullanımındaki artış ülkelerin kalkınma göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bir devlet elektriği ne kadar kullanıyorsa o kadar kalkınmış demektir. Ülkemizin yıllık elektrik sarfiyatı yıllık 200 milyar kilovat/saattir. Şimdi elektrikli araçlar üretimi başlamaktadır. Bu da elektrik sarfiyatını daha da arttıracaktır. Bir elektrikli otomobil bir şarz ile 170 km. gidebilmektedir. 3 şarz ile Eskişehir-Ankara arası gidilip gelinebilecektir. Bunun maliyeti sadece 15 TL.dir.
Nükleer santraller için ilk adımlar 1983 yılında atılmış, bunlar da ihalesi de yapılmış fakat aksi bir durum Çernobil patlak vermiştir. Bu nedenle çeşitli korkular oluşması, hükümetlerin bu konudan kaçmasına neden olmuştur. İlginç olan bizim nükleer santrallerimize sahip çıkan devletler başına kaza gelen devletler. Gerek Rusya, gerek Japonya ikisinin de başlarına kaza gelmiştir. Fakat şöyle sevindirici bir durum vardır; başına kaza gelen ülkeler bunu tecrübesiyle atlatmasını da bilecektir. Santral yapımı için öncelikle hükümetin yapması gereken konu deprem garantisinde devletin ikna olmasını sağlamaktır, yapıcılar tarafından. Santralardaki durumu ele aldığımızda santrallerin normalde ülke ekonomisine fazla bir ekonomik sorun getirmeyeceği anlaşılmaktadır. 20 milyar TL’ye mal olacak YAP-İŞLET-DEVRET modeliyle yapılacak santraller fena da olmayacaktır. Hatta hükümet programına göre 2023 yılına kadar 3 tanenin bitirilmesi hedeflenmektedir. Bir nükleer santral 1000 megavat gücüne sahiptir. Bu geçmiş yıllarda 200’den başlayıp 1500 megavat değerine kadar ulaşmaktadır. Eğer megavat değerini 7000 ile çarparsanız yıllık katkısı ortaya çıkar. Mesela 1000’lik bir santralın ülkeye katkısı 7 milyar kilovat/saattir. Yani eğer 2 tane 1000 karakterinde santral yapılırsa 1500 derecesine kadar ulaşmaktadır. Bu da aşağı yukarı 10 milyar kilovat/saate eşit bir katkıda bulunmaktadır. Mesela Eskişehir enerjisinin nerden geldiğini herkes bilmez. Adapazarı’ndan gelmektedir. Demek ki, her yer bir santral yapımına uygun değildir. Yanlış hatırlamıyorsam orada bir doğalgaz çevrim santrali var, oradan geliyor.
Nükleer santrallerin dünyadaki enerji sistemine katkısı yüzde 17 mertebesinde. İlginçtir İtalya’da nükleer santral 4 tane iken halkın tepkisi üzerine bu santralleri kapatıp çevre ülkelerden elektrik almayı tercih etmişlerdir.
5 / Muammer Kaya: Şu anda dünyada 422 adet nükleer santral şu anda elektrik enerjisi sağlamaktadır. Örneğin Japonya’da 54 tane nükleer santral vardır. Bildiğiniz gibi 9 şiddetinde bir deprem Japonya’yı vurdu. 54 santralden bir tanesinin 4 ünitesinde sorun oldu. Aslında bu dört ünitenin de ikisinde sorun var. Birinde hidrojen patlaması oldu, bir tanesinin çatısı uçtu.
Ama 53 tane santral Japonya’daki 9 büyüklüğündeki depreme dayandı. 14 metreyi bulan Tsunami dalgalarından etkilenmeden elektrik üretmeye devam ediyor. Nükleer santralar Japonya’nın elektrik ihtiyacının yüzde 30’unu karşılamaktadır. Bu rakam Fransa’da yüzde 80’lere dayanmaktadır. Avrupa Birliğine baktığımız zaman şu anda çalışan santral sayısı 143 adet. Yani AB’nin kullandığı elektrik enerjisinin yüzde 25’i nükleer santrallerden sağlanıyor.
OECD ülkelerine baktığımızda 343 nükleer santralden elektrik enerjisinin yüzde 30’u karşılanıyor. Dünyaya baktığımızda elektrik ihtiyacının yüzde 17-25’i nükleer santrallerden karşılanmak zorunda. Yenilenilir enerji kaynaklarını da tabii ki kullanmak zorundayız ama nükleer enerjiden özellikle gelişmekte olan ülkelerin vazgeçme şansı kesinlikle yoktur. Japonya’daki kazadan sonra 54 tane nükleer santrali kapatırsanız Japonya’da hayat durur. Çünkü enerjinin yüzde 30’ü nükleer santrallerden karşılanmaktadır. Nükleer santrallerin yapım süresi 5 yıldır. Hidroelektrik santrallerin yapımı, Türkiye şartlarında 20 yıla kadar uzamaktadır. Nükleer santralden vazgeçme şansı kesinlikle yoktur. Tabii ki, son kazadan gerekli derslerin ve tedbirlerin alınması gerekir. 9 şiddetindeki bir depremde bu kazanın olması Amerika’ya giden bir uçağın düşmesi gibi kabul edebiliriz ama binlerce uçak kaza yapmadan milyonlarca kişiyi kıtalararası taşımaktadır.
6/ Güner Sümer: Ankara’da bir çevre platformu var. Turçep. Sık sık toplanıyoruz, yurtdışına gidiyoruz Dünya bu sorunu nasıl çözüyor diye. Geçenlerde Almanya’daydık. Almanya bu enerjiyi tamamen kaldırmış durumda. Almanya’daki tesisleri gezdik. Almanya tamamen güneş enerjisine ve rüzgar enerjisine yöneldi. Ayrıca öyle termik santraller yapıyorlar ki, bir tane toz bile göremezsiniz. Çok önemli bir konu. Yenilerinin yapımından vazgeçtiler, eskilerini de kapatıyorlar zaten.
7/ Muammer Kaya: Eskilerin kapatılmasının nedeni nedir?
8/ Güner Sümer : Anlatayım. Artık orda çiftçiler bile kendi enerjilerini kendileri üretiyorlar. Bütün arazisini güneş panelleriyle donatmış. Elektrik üretiyor ve devlete satıyor. Ayrıca her beldede rüzgar enerjisi türbinleri kurulmuş. Orada Nükleer santrallerin sözü bile edilmiyor. Bu bakımdan biz Türçep olarak, Türkiye Çevre Platformu olarak nükleer enerjiye niye karşıyız, bunu anlatmak lazım. Bir defa nükleer santralde yakıt olarak uranyum, toryum ve plutonyum kullanılıyor. Rezervleri son derece sınırlı. Bittiğinde ne yapacaksınız?
9/ Muammer Kaya: Uranyumu isterseniz 60 yıllık rezervleri vardır. Toryumun yüzlerce yıllık rezervi var.
10/ Güner Sümer: Hiç katılmıyorum. Diğer bir konu da nükleer santral atıkları. Atıkların nasıl muhafaza edileceğini kimse bilmiyor. Çözemedi. Japonya’da reaktör çubuklarını soğutamıyorlar. 50 yıl uğraşsalar yine soğutamayacaklar çünkü çok önemli bir konu. Hiroşima’daki gibi gömeceğiz diyorlar. Ya gömecekler ya da soğutmak için 50 yıl uğraşacaklar. Atık sorunu en büyük sorundur. Diğer bir konu da Türkiye nükleer santrallere muhtaç değil. Türkiye o kadar zengin bir ülke ki, ne güneş enerjisini kullanıyor, ne rüzgar enerjisini kullanıyor, ne jeotermal kaynakları kullanıyor. Jeotermalde dünyada 7.yiz, diğer enerji türleri de kullanılmazken niye nükleer enerji üzerinde bu kadar duruluyor. Bunu sorgulamak lazım tabii ki. Türçep olarak biz karşıyız. Enerjide Rusya’ya, İran’a bağlıyız. Yarın doğal gazı keserlerse ne olacak? Kullansanız da kullanmasanız da doğal gazın parasını ödeyeceksiniz. Kullanılmıyor. Mesela ben kullanmıyorum. Ayda 300 lira vermemek için. Halk da doğalgazı kullanmıyor, soba ile idare ediyor.
11/ Halil Demet: Elimde bir not var. Kömür 10 megavat, akaryakıt 3 megavat, doğalgaz 13 megavat, hidroelektrikler 13 megavat. Toplam aşağı yukarı 40 bin. Rusya ve İran doğalgazı kesse ne olacak? Türkiye’nin 1/3 enerjisi off olacak. Demek ki nükleere ihtiyaç var. 1 kg uranyum 25 ton kömüre bedel enerji veriyor.
12/ Muammer Kaya: Türkiye rüzgar ve güneşten ihtiyacının yüzde 10’unu, bilemediniz 20’sini karşılarsınız. Gerisini nerden karşılayacaksınız? Elektriği nerden üreteceğiz.
13/ Güner Sümer: Ben katılmıyorum. Bizim enerji kaynaklarımız çok zengin. Güneş enerjisi imkanları sınırsız. Bugün Almanya güneş görmüyor bile ama güneş enerjisinden yararlanıyor.
14/ Muammer Kaya: Eskişehir jeotermal enerji merkezi olarak bilinir ama gerçekte öyle değil. Bir tek belediyeyi bile ısıtacak kaynağa sahip değiliz. Sıcaklığına baktığımızda 35-40 derece arasında bir sıcaklık söz konusu. Oysa ısıtma sisteminde 55-60 derecelik kaynak lazım. Eskişehir’de bir tek sağlık turizminde hamamlarda banyolarda kullanılabilmektedir. Türkiye’de bir tek Denizli ve Aydın’da kullanılıyor. Çok küçük çaplı bir santral var. Bir de Aydın Germencik’te şu an bilinen elektrik üretebileceğiniz kaynak yok.
15/ Güner Sümer: Katılmıyorum. Birçok yerde jeotermal açısından zenginiz.
16/ Muammer Kaya: Katılıyorum ama elektrik üretiminde kullanamazsınız. Serayı ısıtırsınız, domates biber yetiştirirsiniz ama elektrik üretemezsiniz. Elektrik için 140-150 derece sıcaklık gerekiyor.
17/ Güner Sümer: Türkiye’nin çok zengin enerji kaynakları var ama doğalgaz ithal ediliyor. Bu kadar baraj yapıldı. Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 5’i ancak barajlardan karşılanıyor. Türbinlerin çoğu çalıştırılmıyor. Doğalgazın parasını ödedikleri için hidroelektrik enerji üretilmiyor. Yüzlerce baraj yaptık diyorlar. Ne oldu bu barajlar?
18/ Ali Akyüz: Son yaşanan olaylardan sonra, yani 9 şiddetindeki depremden sonra ben de bir yandan nükleer enerjiden uzaklaşmış gibi oluyorum ama şöyle düşünelim: O deprem burada olsa, örneğin Porsuk Barajı patlasa Eskişehir’deki hasar Japonya’dan az mı olur?
19/ Muammer Kaya: En doğru şey, enerji kaynak çeşitliliği. Kendi enerjinizi kendiniz üretebiliyorsanız Türkiye’yenin fosil yakıtlar açısından şansı yok. Petrol ve doğal gazın 50-60 yıllık bir ömrü olduğu söylenir. Kömür 240 yıl. Nükleer Enerji için uranyum olmazsa toryum olabilir. ABD Ay’ın toryumu ile ilgilenirken biz elimizdeki kaynakları görmezden geliyoruz. Enerji politikası yanlış dedik. Tek sebebi var. Türkiye bundan önce 5 yıllık bir periyotta çok büyük enerji açığı yaşadı. Doğalgaz santralını çok kısa sürede 6 ayda kurulabilir. Türkiye kısa sürede açığını kapatmak için doğalgaz santralı kurdu. Hidro elektrik santraların çalıştırılmamasının nedeni Rusya ve İran’e verilen garantilerdir.
20/ Ali Akyüz: Alım garantisi demek aynı zamanda verim garantisi demek değil mi? Bu anlaşmalarla siz kesin olarak doğal gaz alımını, karşı tarafta verim garantisini sağlamış olmuyor mu?
21/ Güner Sümer: Alternatif enerji kaynakları konusunda Muammer Beye katılıyorum. Hepsini kullanacaksınız. Tek enerjiye bağlı kalmak çok yanlış.
22/ Muammer Kaya: Biz belki göremeyiz ama ben bugün evlerde bulunan kombilerin yerine evlerimizde içinde radyoaktif maddeler bulunan ve kombinin yerine geçecek cihazlar kullanacağımızı düşünüyorum. 2020’li yıllardan sonra. İçine 200 gr radyoaktif madde koyacaksınız, uzun zaman onunla idare edeceksiniz.
ORTAK PAYDA
Katılımcılar Türkiye’nin enerji politikasının yanlış olduğunda hemfikir. Alternatif enerji kaynaklarının kullanılması isteniyor. Bu arada nükleer enerjiye de tümüyle karşı çıkılmıyor.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
250’den fazla STK’ya ve 3 bine yakın kişiye mail yoluyla duyuru yapıldı.
Milletvekilleri ve belediye başkanlarına faks, e-mail ve cep telefonu mesajları ile duyuru yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon, faks ve mail ile tüm milletvekillerine ulaştık.
MEDYA İLE
Tüm yerel ve yaygın basın temsilcilerine e-mail yoluyla ulaşıldı. 8 yerel gazete, 2 yerel TV, 1 Bölgesel TV, yaygın basından Eskişehir’de temsilcilikleri bulunan aa, DHA, İHA, Yenişafak, CHA davet edildi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Eskişehir kMM Hamalı Ali Akyüz
02.04.2011 Eskişehir kMM Toplantı Tutanağı
previous post