YER: MÜSİAD
TARİH: 05. 01. 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi (Bilal Çoban – Başkan)
2 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Başkan )
3/ Bingöllüler Derneği ( Suphi Döner – Başkan )
4 / Tüm işçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
5 / Belediye Mec. Üyeleri Der. ( Rahim Ataş )
6 / Goncalar Solmasın Derneği (Hacı Ormanoğlu – Başkan )
7 / Yader ( Salih Çetin – Başkan )
8 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
9 / Ab-ı Hayat Vakfı ( Ersin Eryılmaz – Başkan )
10/ Müsiad ( Nihat Demirbağ – Yön. Kur. Üyesi )
11 / Balakgazi Eğitim Vakfı ( Hakan Esen – Başkan Yard. )
MESLEK ODALARI
Katılım Olmadı
SENDİKALAR
Katılım Olmadı
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Mustafa Tuğ
Yalçın Yılmaz
GÖZLEMCİLER
1 / Siracettin Sarı ( Hak Par İl Başkanı )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Şuay Alpay ( AK Parti )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım Olmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ Sermin Balık ( AK Parti )
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
1 / Kanal E
2 / Kanal 23
3 / Kanal 9
4 / Elazığ’ ın Sesi Haber Sitesi ( Erhan Dabak )
MODERATÖR: Hakan Esen
KONULAR
GENEL KONU:Hükümetin 10 Yılı
YEREL KONU:
KONUŞULANLAR
1 / Hakan Esen: Türk siyasi tarihinin Ak Parti’ den önce ve Ak Parti’ den sonra diye yazılacağı muhakkaktır. Ak Parti’ yi seven sevmeyen Türkiye’ de ve dünyada herkesin bunu kabul ettiğini biliyoruz. Çok ciddi bir kırılmanın yaşandığı bir sürece tanıklık ediyoruz. Bu sürecin mimarı da Ak Parti’ dir. Sosyolojik ve ekonomik olarak olsun veya ülkemizi ve dış politikalarımızı ilgilendiren politikaları olsun eleştirilecek bir çok yönü olmasına rağmen Türkiye’ nin önünü açmış bir numaralı aktör Ak Parti’ dir. Adaletin tesis edilebilmesi için yiğidin hakkının da verilmesi gerekir. AK Parti’ nin son on yıllık iktidarı içinde Türkiye’ nin makus kaderini değiştirmeye matuf politikalara imza attığını düşünenlerden biriyim. Örneğin geçenlerde Türkiye’ nin uçak gemisi yapma noktasına gelişini gözlerimiz dolarak izledik. Bu üzerinde durmamız gereken çok önemli bir noktadır. 28 Şubat sürecinden çıkmış Türkiye’ nin bu kadar kısa bir sürede aşamaya gelmiş olması küçümsenmeyecek bir durumdur diye düşünüyorum.
2 / Bilal Çoban: Ak Parti iktidarının, özellikle sayın başbakanımızın bakanlara ‘‘ Burada durmayın gidin illeri gezin’’ inceliğini göstermesini çok olumlu buluyorum. Bunun sonucunda son 7-8 ay içerisinde fazla sayıda bakan ziyaretine maruz kaldık. Kimden kaynaklandığı çok önemli değil ama biz Elazığ olarak bakan ziyaretlerinden yeterince faydalanamadığımızı düşünüyorum. Her gelen bakana bizim bir problemimiz yok dersek ve yine her gelene ‘‘ sizin bir emriniz varsa siz söyleyin’’ dersek Elazığ olarak hep kaybetmeye mahkûm oluruz. Başbakanımızın son Elazığ ziyaretinde Milli Eğitim Bakanı’ da gelmiş ve konuşmasında ‘‘ milli eğitim konusunda problemsiz tek il Elazığ’ dır, çok teşekkür ediyorum ’’ demiştir. Bu dosyayı ona kim verdi bilmiyorum ama biz de 4+4+4 ten herkes kadar problemliyiz. 70-80 kişilik sınıflarımız bizim de var, eğitim konusunda Türkiye’ de 76’ncı sıradayız. Problemlerimize doğru çözümler üretip bunları doğru adrese ulaştırmayı umuyoruz. Ak Parti hükümetinden faydalanabilmemiz için bu bakanların çok doğru kullanılmadığını düşünüyorum. Yine kentsel dönüşümle ilgili TBMM’ de bir komisyon kurulmuş ülkemizde deprem konusunda neler yapılabilir diye bir komisyon raporu oluşturup meclise verilmesi istenmiştir. Bu komisyon çalışmalarını tamamlamış ve Türkiye’ de 11 ilin acilen kentsel dönüşüme tabi tutulmasını gerekli görmüştür. Bunun sonucunda Türkiye’ de bir kentsel dönüşüm hamlesi başlatılmış olup bu hamleyi Ak Parti hükümeti açısından önemsemekteyim. 8 Mart Karakoçan depremi bu sürece denk geldiği için Elazığ kentsel dönüşüm yapılacak ilk 11 ilin birinci sırasına yerleştirildi. Ancak sayın bakanın 8 ilde kentsel dönüşüm başlatılacak gibi bir açıklaması oldu. Biz Hazar stratejik Araştırmalar Merkezi olarak bu konuda bir raporlama yapıp dokuzuncu il Elazığ olmalı demiştik. Ancak Diyarbakır’ ın 11 ilin içinde yokken kentsel dönüşüm başlatılacak 8 ilin içerisine alınmasına itirazımız olmuştu. Bu konuda henüz bir çalışma karargahı oluşturulmamış olması bizim bu iktidardan faydalanamadığımızı gösterir. Büyük şehir olma konusunda topladığımız 152.000 imza ile Türkiye’ de 56.000.000 milyonluk kesimin içine girmeyi umuyorken maalesef 17 milyonluk kesimin içerisinde kaldık. 56 milyonluk kesimin devletten aldığı pay 2.5 ten 5.5 e çıkarken bizim 2.5 ten 1.5 e düşecek. Bunun sonucunda 2014 yılından itibaren belediye hizmetleri açısından şimdiki durumumuza şükredeceğiz. Kısacası ilimizi yakından ilgilendiren konulara komisyonlarda müdahalede bulunmadığımızdan meclise geldiğinde iş işten geçmiş oluyor.
3 / Atik Okuyucu: Ben bir Kürt ve bir Müslüman olarak Ak Parti’ nin milli eğitim, sağlık ve imar politikalarını beğeniyorum. Demokratikleşme konusunda kısmen olsa da askeri vesayete karşı duruşu takdire şayandır. Kürt sorunu konusunda cesur adımlarından dolayı ak parti’ yi kutluyorum. Türkiye yıllarca tek pati iktidarıyla yasakçı, baskıcı, ve totaliter bir şekilde yönetildi. Ardından darbeler dönemi yaşatıldı ancak son 10 yıldaki gelişmeler oldukça olumludur. Yaşanan Oslo görüşmeleri çeşitli sebeplerle sekteye uğrasa da, sayın başbakanın son günlerdeki cesur girişimlerinden dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Umarım Türkiye’ de bir barış ortamı olmasına katkısı olur. BDP ve Ak Parti çevresinin bu süreçte yumuşak bir dil kullanmaya özen göstermesi sürecin sekteye uğramaması açısından oldukça önemlidir.
4 / Siracettin Sarı: Arkadaşların da belirttiği gibi Ak Parti bu işe farklı başladı. Dünyada eşi görülmemiş bir şekilde iktidarda olup da oylarını arttırıp üç dönem üst üste halkın desteğini alan bir parti olarak ülkeyi yönetmeye devam etmektedir. Halkın Ak parti’ ye bu konuda destek olmasının sebebi; ondan değişim konusunda beklentilerinin olmasındandır. Ak Parti’ nin ikinci iktidar döneminde bu konuda bir takım adımlar atıldı. Örneğin TRT Şeş’in açılması, demokratikleşme ve açılım politikalarının başlatılması, gene başbakanın 2005 yılında Diyarbakır’ da Kürt sorunu bizim de sorunumuzdur ve devlet olarak biz bunu çözeceğiz demesi Türk ve Kürt toplumu tarafından sevinçle karşılandı ancak Ak Parti çok iyi niyetli ve olumlu söylemlerine rağmen atılan bu adımların altını dolduramadı. Başta Kürt sorunu olmak üzere demokratikleşme çabaları sonucunda bugüne kadar konuşulmayan konular çok daha rahat konuşulmaya başlandı ancak bu sadece söylem bazında kaldı. Özellikle şunu belirtmek istiyorum Ak Parti’ nin bu konuda derli toplu bir programı olamadı. Yani kısa, orta ve uzun vadeli çözüme yönelik programlar yapamadığı için zaman zaman gerilemeler görüldü. Bir adım ileri, iki adım geri atıldı. Son olarak başbakanın ‘‘ Bizim Kürt sorunumuz yok, bizim terör sorunumuz var’’ söylemine gelmesi gibi. Biz Hak-Par olarak AKP’ nin bütün olumlu adımlarını destekledik ve bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz. Hiçbir zaman ya hep ya hiç politikamız olmadı. Kimden ve nerden gelirse gelsin toplumumuza yaralı olacak adımları destekleriz. Örneğin kısmi anayasa değişikliğinde biz ‘‘yetmez ama evet’’ dedik. Biz hiçbir zaman Kürt sorununun terör sorunu olarak damgalanmasını istemiyoruz. Kürt sorunu Türkiye’ nin en önemli sorunudur. Çözülmediği sürece de şiddet olayı hep vücuda gelir. Kürt sorunu sosyolojik ve yönetsel bir sorundur. Bu sorunun çözümü doğrultusunda herkesle görüşülebilir.
5 / Mehmet Kıran : Ak Parti iktidarından önce borsa Ecevit’ in el hareketleri doğrultusunda hareketlilik gösteriyordu. Bu halk teveccüh gösterdi ve Ak Parti böyle bir ülkeyi devraldı. Muhtar bile olamaz denilen Tayyip Erdoğan’ da başbakan oldu. Şu anda içeride olan paşalar, ülkesini seven, başını örten mütedeyyin insanlara çok büyük baskılar yaptılar. Bu mağdurların gözyaşları ve yakarışları bizi bu günlere getirdi. Ben bir siyasi partinin başkanı değilim bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak konuşmaktayım. Ben bir Kürt olarak ismimin önüne Türk veya Kürt yakıştırması yapmam. Benim için önemli değildir. Önemli olan benim ülkeme ne yapabildiğimdir ve yaşantımı nasıl daha güzel bir şekilde idame ettirebildiğimdir. Terör örgütü bir Yahudi ve Ermeni taşeronudur. Yoksa kimse Kürtlere ‘‘sen okuma, sen bir yerlere gelme dememiştir’’. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır fikrine katılıyorum. Bunun çözümü için hepimiz bu yangına bir kova su dökmenin çabası içinde olmalıyız. Elazığ Türkiye’ de galericiler sitesi olmayan 5-6 ilden biridir. Bunun derhal çözüme kavuşturulması gerekir. Kentsel dönüşüm konusunda gözle görülür bir şey yapılmadı ve yapılacağına dair de kuşkularım var. TOKİ çalışma yaptığı illerdeki yerel esnafı bitirmektedir ve bunun parası daha büyük şirketlere gitmektedir.
6 / Hacı Ormanoğlu: Çocuklarımız goncadır, hedefimiz ise dünya goncalarının solmamasıdır. Hedefi ve gayesi olmayan başarılı olamaz. Ak Parti de bu bilinçle hareket etmeli. Dünya da Ak Parti’ den beklentiler oldukça fazladır. Bundan faydalanan biri olarak TOKİ olayı çok olumlu bir projedir. Ancak bir eğitimci olarak en önemli yatırım eğitime yapılan yatırımdır diye düşünüyorum. 2013 yılı inşallah iyilik ve barış yılı olur. Son günlerdeki gelişmeler çok olumludur. Umarım bu saatten sonra doğu ve güneydoğuda anaların gözyaşları dökülmez. Allah için herkes bu gözyaşlarının dökülmemesi için elinden geleni yapmalıdır. Dünya markası olmaya adayız ama kendimizle barışık değiliz. Kürt sorunu konusunda atılan adımların sonu gelir ve sabote edilmez inşallah. Bunları bir eğitimci ve baba olarak söylüyorum. Ak parti’ nin ücretsiz ders kitabı dağıtması çok güzel bir şey umarım aynı şekilde kırtasiye yardımı da yapılır. Türkiye’ de 16 bin tane birleştirilmiş sınıf var, bu konuda Ak Parti’ den bir çalışma bekliyoruz. 4+4+4 çok güzel bir çalışma oldu. İmam hatiplerin önünün açılması, seçmeli dersler ve değerler eğitimi çok önemlidir. Son olarak TOKİ’ den imarlı köyler yapmasını istiyorum. Bunun sonucunda hizmetler çok rahat bir şekilde ulaştırılır.
7 / Salih Çetin: Ben daha çok toplumun gözüken ama görülmeyen yüzünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Yetim ve öksüzler 1983 yılına kadar derneklerle ve hayırsever vatandaşlarla geldiler. Daha sonra eski ismi sosyal hizmetler olan şimdi aile ve sosyal politikalar diye değişen kurumun himayesindeler. Bunlar toplumun önemli kanayan yaralarındandır. Şimdi sevgi evleri diye çok güzel bir proje başlatıldı. Ayrıca okul durumuna göre maddi destek de sağlanmaktadır. Gene aile içi şiddet sonucunda aileden mahrum kalan çocuklar için koruyucu aile sistemi var. Ayrıca aile danışmanlığı sistemi de hayata geçirilmektedir. Bu çok önemli bir projedir. Her toplum gerek siyasi, gerek sosyal ve gerekse ekonomik olarak bir yere varabilir ama toplumda aile yok olursa o toplumun kendisi de yok olur diye düşünüyorum. Geleceğimiz olan yetim ve öksüzler göz ardı edilmemelidir.
8 / Mehmet Kayabaş: Türk halkı geçmiş koalisyon hükümetlerinden ve postal seslerinden bıkmıştı. 2002 den sonra önümüzü görmeye başladık. Şu Kürt ve PKK sorununu çözersek her şeyin çok daha güzel olacağını düşünüyorum. Hükümetimiz başa geldikten sonraki en güzel olay cumhurbaşkanını halkın seçmesi olmuştur. Ayrıca bölünmüş yollarla ile eğitim ve sağlıkta yapılan reformlarla ülkemiz adeta dünyada bir çığır açtı. Teşvik yasaları sonucunda milyonlarca kişi iş sahibi oldu. Tüm bu icraatlar sonucunda hükümetimizin çalışmalarından çok memnunuz. Ancak bankalar kredi çekenlere karşı yasadışı hareket etmektedirler. Tine intibak yasası biraz gevşek kaldı ve istenildiği gibi hayata geçirilemedi. Sodes konusunda adeta bir tekelleşme var. Biz bunu STK lara yönlendirilmesini istiyoruz. Şehrimizin kuzey bölgesinin askeri alandan temizlenip işyerleri ve sosyal konutların yapımına tahsis edilmesini beklemekteyiz.
9 / Nihat Demirbağ : Hükümetimizin çalışmalarından 10 icraatından sekizine tam puan veriyorum. Ancak iki tanesine eleştirel yaklaşıyorum. Ben daha çok ilimiz ve bölgemiz açısından ele almak istiyorum. Burada karşıt fikirdeki insanların bir masa etrafında oturması çok güzel bir durumdur. Ancak bizler STK lar olarak Elazığ’ ın ne kadar sorunu varsa bu sorunlarla ilgili çalıştaylar yapıp, çözüm önerileriyle birlikte önem ve öncelik sırasına göre ele almalıyız. Ancak bu şekilde bir sonuca varabiliriz. Birçok konu ele alındığında bilgi kirliliği oluştuğundan sonuç alınamamaktadır. Ak parti’ nin üç dönem üst üste oylarını arttırarak gelmesi, vatandaşın doğru yapılan işlerin yanında ve destekçisi olduğunu göstermektedir. Oy verenler içinde zarar görenler olduğu halde ülkenin geleceği ve selameti için buna katlanmaktadır. Örneğin Ecevit zamanında burnumuzun ucunu göremezken şimdi 3-5 yıllık planlar yapabiliyoruz. Geldiğimiz nokta iyi, ancak herkesin de mesut ve mutlu olmasını da beklememeliyiz. Türkiye’ nin en büyük sorunu terör ve işsizliktir. Ayrıca hükümetin STK lara verdiği önemi çok değerli buluyorum. Bu STK lara yardımda bulunması da demokrasi açısından önemlidir.
10 / Yalçın Yılmaz: Geçen yıl Uludere’ de vurulan 34 insanımızın ardından burada yaptığımız toplantı Elazığ’ da ki bir yerel basınımız o toplantıyı çok eleştirdi. Bu toplantının hükümet karşıtı olduğunu da ifade ettiler. O gün de bu gün de aynı şeyi söylemekteyim. Kürt kimdir, nedir alevimidir, Hıristiyan mıdır, Kürtçe konuşan herkes Kürt müdür bunu bilmek lazım. Kürt devamlı olarak devletinin ve milletinin yanındadır ama dağdakilerin baskısı sonucunda tavırları değişmektedir. Hükümetin attığı adımları çok iyi buluyorum.
11 / Rahim Ataş: Hükümetin on yıllık icraatlarının eleştirilecek tarafları da, övülecek tarafları da var bu inkar edilemez. Elazığ Belediyesi ile ilgili sıkıntıları dile getirmemiz halk tarafından takdirle karşılanmaktadır. Özellikle su ve otopark sorunu çok dile getirilmektedir. Cadde ve sokakların hali içler acısıdır. Dışarıdan şehrimize gelenlerin ilk gördüğü merkezi yerler çok bakımsız ve sahipsiz bir haldedir. Adeta dağda gezenler şehre inmiş seyyar satıcılık yapmaktadır. Ayrıca doğalgazın dağıtımı ve fatura tahsilatı da oldukça sıkıntılıdır.
12 / Suphi Döner: Ben özellikle Elazığ’ da merak edilen hususlar konusunda sayın vekilimize çok kısa birkaç soru soracağım. Öncelikle 5084 sayılı teşvik yasası yerine yeni bir düzenleme yapılacak mı, bunu sanayicimiz, çalışanımız ve vatandaşımız merak etmektedir. Kırsal kalkınmayı destekleme projeleri kapsamında Elazığ’ ın durumu nedir. Stadyum ve bölge hastanesi ile ilgili durum ne aşamadadır. Türkiye’ de 16 ilin yüksek hızlı tren projesine dahil edildiği söyleniyor, Elazığ’ ın buradaki durumu nedir. Milli eğitim bakanlığı tarafından her biri 150 milyon TL’ yi bulan eğitim kampüsleri projesi var ve 39 ilde ivedi olarak başlanacak. İlk etapta Elazığ bu iller içerisinde varmıdır. Yoksa bununla ilgili neler yapılabilir. Eski havaalanı terminal binasının havacılık yüksek okuluna dönüştürülmesi için üniversite ile THK’ nin çabaları ne aşamadadır? Belediyemizin hizmetleri hususunda halktan devamlı şikayetler gelmektedir. Sayın vekilimizin Elazığ halkı için Elazığ’ ın ara sokaklarını görmesi açısında birkaç kilometre fazladan dolaşmasını rica ediyoruz. İlin ana kurumlarının şehir dışına çıkarılması vatandaşa fazladan ekonomik yük getirmektedir. Hükümet kişi başına düşen milli gelir konusunda pozitif, dünya ile bütünleşme konusunda pozitif, dış politikada iyi adımlar atıldı, olumludur. Kürt açılımı konusunda görüşmeler yapılması olumlu, sağlıkta dönüşüm son derece güzel ancak bunun yarattığı rehavet bunun sonucunda tekelleşme olmaması konusunda hükümetimizin dikkatli olması gerekiyor. Kentsel dönüşüm çabaları çok güzel ancak, hükümetin taşraya fazladan önem vermesi gerekir. Son olarak da başörtüsü konusunda; yapılan düzenlemede kız çocukları için başı açık ibaresi yeterliydi ancak burada bir tanımlamaya gidildi, imam hatiplerde ve diğer okullardaki Kuran-ı Kerim derslerinde serbest oldu. Diğerlerinde ise zımnen bir yasak çıktı, bu noktada bakanlık nezdinde dile getirirseniz sevinirim.
13 / Ersin Eryılmaz: 2002 den sonra Türkiye halkın değerlerine bağlı olarak yaşanabilir bir ülke haline geldi. Bu anlamda çalışmaları takdir ediyorum. Fakat inşa edilen duvarda bir tuğlanın eksik kaldığını düşünüyorum. Bu da fiili olarak devam eden başörtü yasağıdır. Bunu aşılması gerekiyor. Ülkemizin her alanında temel dini özgürlükler yaşanmalıdır. Genel anlamda kıyafet serbestisi getirildi ancak imam hatiplerde ve diğer okullarda Kuran-ı Kerim derslerinde başörtüsü takılabilir denilerek, bunun dışındakilere bir yasak getirildi gibi anlaşılıyor. Yapılan düzenlemeden sonra başörtüsü ile ilgili baskı uygulanmaya başlandı. Bu eksiklik bir an önce giderilmelidir. Türkiye ekonomik ve gelişmişlik olarak bir yerlere geldi ancak yerelde aynı şeyi, kasasında para olarak alınan belediye için söylememiz mümkün değildir. Yine yerel yönetimin eksik hizmetlerinden dolayı halkımızın yaşam standardı günden güne düşmektedir. Belki yüksek sesle dile getirilmiyor ama mahkemeye yansımış yolsuzluk iddiaları var, merkezi hükümetin bu konuda devreye girmesi, bir tedbir uygulaması gerekir diye düşünüyorum.
14 / Şuay Alpay: Küçük millet meclisinin çalışmaları uzun süredir devam etmektedir. Bu toplantılara katılan arkadaşlarımız oldu. Ben ilk defa iştirak ediyorum ancak daha önce katılmayışımın sebebi küçük millet meclisinin çalışmalarını önemsemediğimden olmadığını çok açık ifade etmek isterim. Ben konuşan toplumun, sorunları dile getiren ve sivil toplumla donatılmış bir toplumun problemlerin çözümüne ile açık ve şeffaf bir topluma ciddi katkı sağlayacağına yürekten inanan bir insanım. Uzun yıllar çeşitli STK larda yöneticilik yapmış biri olarak buranın ehemmiyetini herkesten daha fazla bilerek, küçük millet meclisinin bu çalışmalarını da tebrik ediyorum.
Buradaki birçok arkadaşında ifade ettiği gibi 2002 öncesi ve 2002 sonrası neredeyse siyasal kronolojik tanımlama açısından bir milat olmuştur. Bu durum sadece buradaki bazı arkadaşların ifadesi değil, Türkiye’ de objektif ve makul çevrelerin ve giderek de tüm dünyanın kabul ve teslim ettiği bir haktır. Bunun önemini hepimiz biliyoruz ancak siyaseten böyle düşünmeyenler olabilir. Bizim onlara da saygımız var çünkü bir yerde eleştiri varsa, insanın kendini tabir etme ve düzeltme imkanı olur. Şahsen ben kritik yapmayı, eleştiri yapmayı temel bir insan hakkı olarak görmekteyim. Bir tek olmazsa olmazımız var: o da silaha ve şiddete başvurularak yapılan eleştiridir. Dünyanın hiçbir ülkesinde şiddete ve kana dayalı bir muhalefet ömrünü sürdürememiştir. Bunlar kendilerine, ülkelerine ve temsil ettikleri topluma yazık etmişlerdir.
Ak Parti Türkiye’ de siyasal sistemi derinden sorgulayan, toplumsal değişimi değiştiren ve gerçek manada inkılap sayılabilecek bir hareketin adı olmuştur. İnsanı merkezine alıp, sosyal, siyasal ve ekonomik gelişimini de bunun üzerine oturtmuştur. Bu en çok ülkeyi yönettiğiniz mekanizmalarda ve rakamlarda kendini göstermektedir. 2013 yılı bütçesine bakacak olursak: icraatlarımız somut delillere dayanmaktadır. Özellikle mali disiplini ve makro ekonomik istikrarı korumayı amaçlayan, bir yandan yatırımları, büyümeyi ve istihdamı destekleyen, yine insanı merkezine alarak eğitim sağlık ve altyapıya önem veren ve bununla birlikte sosyal nitelikli harcamalara özen gösteren bir anlayışa sahibiz. Bunları somut delillere dayandıracak olursak; 2012 yılında eğitime ayrılan bütçe 68.1 milyar TL dir ve bu 2002 yılının tam altı katıdır. Yine sağlık için ayrılan bütçe ise yaklaşık 68 milyar TL dir. Örnek olması açısından söylüyorum; 2002 yılında en düşük memur maaşı aile yardımı dahil 380 TL iken, 2012 yılı sonu itibariyle bu rakam yaklaşım 1.700 TL civarındadır. 2002 de asgari ücretle ne kadar mal ve hizmet alınıyordu şimdi ne kadar mal ve hizmet alınıyor buna bakmak lazım.
Faiz tüm olumsuzlukların ve tüm geriye gidişlerin anasıdır. 2002 de iktidara geldiğimizde nominal faiz yüzde 60, reel faiz ise yüzde 30 civarındaydı. 2012 yılı sonu itibariyle ise nominal faiz yüzde 5.8, reel faiz ise sıfırdır. Yine 2002 de devletin 100 lira gelirinin 86 TL si faiz harcamalarına giderken bugün 16 TL ye düşmüştür. Bu bile nereden nereye geldiğimizin en basit göstergesidir. Türkiye’ de 2002 yılına kadar kamu kaynakları doğru kullanılmıyordu. Biz Ak Parti hükümeti olarak 3Y yani; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele ettik.
Bilindiği üzere Ak Parti siyaset bilimi adına bütün parametreleri altüst etti. Genelde şöyle bilinirdi; bir parti iktidara gelir, ikinci seçimde oylarını düşürür ve sonrasında yok olur gider. Oysa Ak Parti sosyal siyaset adına üç dönem üst üste oylarını arttırarak bu fikri çürüttü. 12 Eylül 2010 bir kırılma noktasıdır ve milletin dediği olmuştur. Arzumuz ve amacımız yeni ve sivil bir anayasa yaparak, darbeci anayasadan ve onun kanunlarından kurtulmaktır.
Elazığ merkezi hükümetin yaptığı projelerden yeterince nasibini almaktadır ve bununla ilgili hiçbir problem yoktur. Bölge hastanesi projesi özellikle Elazığ açısından çok önemlidir. Sayın başbakanın hayalimdir dediği bir projedir ve bu yüzden yakından takip etmektedir. Bu hastanenin yapımıyla ilgili hiçbir problem yoktur. Sadece Ankara’ da konuşlanmış TTB diye marjinal bir dernek var ve bu dernek içerisinde Elazığ’ ın da bulunduğu üç hastane için dava açtı ve bunun sonucunda Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sayın bakanla bu sorunun iki türlü aşılacağını düşündük. Birincisi hukuk cephesi açısından ne yapılabilir ve nasıl aşılabilir idi, ikincisi ise yasa değişikliği üzerine yoğunlaştık. Yine kentsel dönüşüm sayın başbakanımızın ifade ettiği gibi afet riski altındaki bölgelerin dönüştürülmesi kanunun bir alt başlığıdır. Elazığ bu proje kapsamındadır ve birinci derece deprem kuşağında olduğundan öncelik alacak illerden biridir.
Ak Parti olarak anadilin kullanılmasıyla ilgili engelleri çok büyük oranda kaldırdık. Bu işin muhatapları kim ise gerekli değerlendirmeleri yapacaklardır. Galericiler sitesi ile ilgili çalışmalarda son aşamaya gelinmiş olup Elazığ için ciddi sıkıntı yaratan bu problemin ortadan kalkacağını umuyorum. SODES projeleri daha çok STK lar için devreye sokulmuştu ancak bazı kamu kurumları da devreye girdi ve projeden pay almaya başladılar. Benim gönlümden geçen ise STK ların bundan daha fazla pay almasıdır. Yüksek hızlı tren ile ilgili olarak Elazığ; etüt proje planlaması açısından programa alınmıştır.
15 / Hakan Esen: Ak Partinin son on yılda oylarını arttırarak iktidarda kalması partiyi kendine değil de halka dayandırmasındandır. Ekonomik anlamda artan gelirlerin toplumun her kesimine eşit olarak dağıtılmadığını düşünenlerdenim. Ancak hükümetten de her şeyi bir anda toz pembe olarak ayaklarımızın altıda sermesini beklemekte biraz haksızlık olur diye düşünüyorum.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
80 den fazla sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS, Sözlü ve Çağrı Pusulalarıyla haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
5 milletvekiline E-Mail ve SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, üç Tv kanalı katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Elazığ kMM Girişimcisi Ercan Sözüer
05.01.2013 Elazığ kMM Toplantı Tutanağı
previous post