YER: MÜSİAD
TARİH: 02.04.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İHD ( M. Nafiz Koç – Başkan)
2 / Anadolu Gençlik Derneği ( Ahmet Pekcoşkun – Başkan Yard. )
3 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
4 / YADER ( Salih Çetin – Başkan )
MESLEK ODALARI
–
SENDİKALAR
–
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER :
1/ M. Milat Özçelik ( İHD Yön. Kur. Üyesi )
GÖZLEMCİLER:
1 / Atik Okuyucu ( BDP – Yön. Kur. Üyesi )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
1 / Kanal 9
2 / Kanal E
3 / Kanal 23
MODERATÖR
Hakan Esen ( Balakgazi Eğitim Vakfı )
KONULAR
GENEL KONU: Libya’ya Müdahale ve Türkiye.
YEREL KONU: Siyasi Partilerin Seçim Programları.
ANAYASA: –
KONUŞULANLAR
1 / Hakan Esen: Bugün yaşanan gelişmeler neticesinde Ortadoğu’ da yeni bir tarih yazılmaktadır ama asıl üzerinde durulması gereken nokta bu sosyal başkaldırının arka planıdır. Hangi sosyal kırılmalar yaşandı ve hangi realiteler gün yüzüne çıktıda bu olaylar patlak verdi ve neden şimdi? Demokratik anlamda hep şikayet edip durduğumuz ve eleştirdiğimiz Kuzey Afrika ile Ortadoğu coğrafyasındaki halkın şuurlanması ve idrakinin yerine gelmesinin sonucunda mı bu halk hareketleri gerçekleşti yoksa uluslar arası güçlerin emperyalist amaçlarının bir sonucumudur, buna bakmak lazım. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ da ki bu halk hareketleri ve Libya’ ya yapılan müdahale Türkiye’nin bölgedeki önemini uluslar arası arenada ve dünya liderler arasında bir kez daha gözler önüne sermiştir. Fransa’nın aktör olarak öne çıkmasından Türkiye’nin rahatsızlığını dile getirmesi, önce karşı çıktığı NATO müdahalesinin sonradan savunucusu olması, komuta kademesini İzmir’ e aldırması ve Londra Konferansına katılmış olması bölgede Türkiyesiz bir çözümün mümkün olmayacağının bir göstergesidir. Yine başbakanın gurup konuşmasında halk hareketlerinin olduğu ülke liderlerine yönelik söylediği ‘ halklarınıza karşı şiddet kullanmayın’ konuşmasının Tahrir Meydanı’nda binlerce insana izlettirilmesi bunun bir diğer göstergesidir.
2 / Ahmet Pekcoşkun: Buradaki olayları iyi tahlil etmek için NATO’yu ele almak lazım. Nato’ nun buradaki tavrı soğuk savaş sonrası konjektürün bir yansımasıdır. NATO Varşova Paktı’ na karşı kurulmuş bir oluşum idi. Sovyetlerin dağılmasına kadar da düşmanı ‘‘kırmızı’’ idi. Doğu Blok’u dağıldıktan sonra geleceğinin selameti ve işlevselliğini yitirme korkusuyla kendine yeni bir düşman yaratmak zorundaydı. Bu düşman da ‘‘ Yeşil’’ dolayısıyla Müslümanlar oldu. Nato’ nun Brüksel’ de ki binasına yukarıdan bakıldığında haç şeklinde olması düşündürücüdür. 60 yıldır İsrail’ in Filistinlilere yapmadıkları kalmadı ama NATO’nun buraya herhangi bir müdahalesi söz konusu olmamıştır. Aynı şey Sırpların müdahalesine maruz kalan Bosna Hersek için de geçerlidir. Afganistan, Irak veya başka bir Müslüman ülke söz konusu olduğunda kendinde müdahale hakkı bulması düşündürücüdür. Rusya başbakanı ve Fransa dışişleri bakanı Libya’ ya müdahaleyi haçlı seferi olarak değerlendirmişlerdir. Almanya’nın ‘‘ Libya’ ya askeri müdahaleye katılmayacağız’’ demesi takdirle karşılanmalıdır. Libya’ ya bir bombardıman söz konusudur ve hedef olarak ta siviller alınmaktadır. Mademki bir askeri operasyondan bahsediliyor o halde neden siviller ölüyor. ABD eski dışişleri bakamı Condoleezza Rice 2003 de yaptığı bir konuşmasında Fas’ tan Endonezya’ ya 22 İslam ülkesinin sınırlarının değişeceğini söylemişti. Halkların kendi yönetim şekillerini değiştirmek istemesi çok doğaldır. Acaba Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ da ki olaylar halkların istemlerin bir sonucumudur yoksa dış mihrakların bir oyunumudur buna bakmak lazım. Batılı ülkelerin buralara müdahale etmelerinde ki en önemli etmen, bu ülkelerdeki yer altı kaynaklarıdır. Benim çözüm önerim: Türkiye’nin öncülüğünde İslam Birleşmiş Milletleri kurulmalıdır ve Libya ve benzeri ülkelere bir müdahale söz konusu olacaksa bunu İslam Birleşmiş Milletleri yapmalıdır.
3 / M. Nafiz Koç: Gerçekten bütün bu olaylar demokrasi adına mı yapılıyor yoksa diktatörlüğün devamını sağlama adına mı yapılıyor bundan biraz şüpheliyim. Kendi içinde demokrasiyi oturtamamış bir ülke olan Türkiye’nin Libya ve benzeri ülkelere demokrasi götürmesi mümkün değildir. Bu olayların asıl sebebi bölgede ki petrol kaynaklarıdır. Bu ülkelere yapılan müdahale de ABD ve AB’nin çıkarları doğrultusundadır. Libya’ya yapılan müdahale Birleşmiş Milletlerin müdahalesi değil bu bölgeden çıkar olan ülkelerin müdahalesidir. Bunun sonucu olarak ta Libya’ya yaramaz çocuk muamelesi yapılmaktadır. Türkiye dahi NATO’nun İsrail’e müdahale etmemesi ne kadar samimi olduklarının göstergesidir. Kendi içinde başörtüsü gibi bir sorunu çözemeyen ülke olan Türkiye’nin diğer Müslüman ülkelere ağabeylik yapması da mümkün değildir.
4 / Atik Okuyucu: Ortadoğu ve Kuzey Afrika daha önce de başta Büyük Britanya olmak üzere emperyalist devletler tarafından tasarlanmıştı. Mevcut Suriye yönetimi tüm ülkenin sadece yüzde 15’ini temsil etmektedir. Bu yönetim Hama ve Humus şehirlerini bombalayıp 60 Bin kişiyi katletmiştir. İslam ülkelerinde ki şekillendirme hareketi demokrasi ve insan hakları adına değil, tamamen batılı ülkelerin çıkarı doğrultusunda yapılmaktadır. Müslüman devletlerin öncelikle kendi aralarında oturup konuşması ve İslamiyet’in ne olduğunu anlaması gerekir. Türkiye gibi Müslüman bir ülkede başörtüsünün yasak olması anlaşılmazdır. NATO’nun korktuğu tek şey vardır o da İslam’dır. ABD ve AB İslamiyet’in gelişmesinden rahatsızdırlar. Dünya küçülmüştür ve kimse bu benim iç meselemdir diyemez. Biz kendi içimizdeki meseleleri çözmez isek diğer ülkelerin müdahalelerine itiraz edemeyiz. İnsanların hak ve hürriyetleri kısıtlanırsa dış müdahaleler kaçınılmaz olur. Ben dışarıdan yapılan müdahaleleri işgal olarak görmekteyim. Ayrıca başbakanın Suriye’de ki karışıklıkla ilgili rahatsızlığını dile getirmesi enteresandır. Başbakanın son gelişmelerdeki tavrını beğeniyorum ancak kendi ülkesindeki Kürt sorunu konusundaki tavrı çelişkili bir durumdur.
5 / Salih Çetin: Devletlerin çıkar ilişkileri ve yer altı zenginlik kaynakları tüm bu sıkıntıların en önemli sebebidir. Savaşların en büyük faturası aile yapılarına, kadınlara ve çocuklara çıkmaktadır. Oysa asıl korunması gereken değerler bunlardır. İnsan hakları evrensel bildirgesi yanında, çocuk hakları evrensel bildirgesi de yayınlanmalı ve uygulanmalıdır. Türkiye’nin kendi vatandaşlarını Libya’dan kurtarma operasyonu tüm dünya tarafından takdirle karşılandı ama geride kalanları kimin kurtaracağı hiç düşünülmedi. Libya’ya müdahale kaçınılmaz bir hal almıştı. NATO’nun müdahalesine Türkiye’nin mesafeli durması doğru değildir. Türkiye’nin operasyona katılması şarttır.
6/ Mehmet Kayabaş: NATO’nun Libya’ya müdahalesine kesinlikle karşıyım. Türkiye sıkıntıya düşmemek için çok dikkatli hareket etmek zorundadır. Batılı devletlerin Libya’nın yer altı kaynaklarında gözü olduğunu düşünüyorum.
7/ M. Milat Özçelik: Ben Libya’ya müdahaleyi çok olumlu ve doğru buluyorum. İslam Birleşmiş Milletleri müdahalesi da kabul edilemez bir durumdur. Acaba müdahaleyi sırf batılılar yaptığı için mi karşı çıkıyoruz yoksa gerçekten karşımı çıkıyoruz. Özünde müdahaleyi destekliyorum çünkü orada zulüm görmüş bir halk var ve başlarında da bir zalim olduğuna inanıyorum, bunun sonucunda da müdahale kaçınılmazdır.
8/ Ahmet Pekcoşkun: Bu müdahalede NATO’nun çifte standardı söz konusudur. Ayrıca İslam Birleşmiş Milletleri savaş amacıyla değil, dünyaya barış ve kardeşlik getirmek amacıyla kurulmalıdır.
9/ Hakan Esen: Rusya’nın itirazları Libya’ya müdahaleyi geciktirmiştir. Ayrıca Libya’nın özellikle Türk askeri istemesi dikkat çekicidir. Burada hepimizin evinde sorunlar var ama bu bizim başkalarının sorunlarına koşmamamızı gerektirmez. Sorunlara çözüm bulabilmek için tamamen sorunsuz olmamız gerekmiyor. NATO Doksandan sonra düşmansız kalınca işlevini yitirmemek için kendine yeni düşmanlar yaratmıştır. BOP projesinde biz nerde durmalıyız bunu tespit etmek gerekir. Aktör mü olacağız yoksa figüran mı, Aktör olacaksak sorun yok. Türkiye’nin bölgedeki ağabeyliği önemlidir. Çözümün Osmanlı zihniyetinde olduğuna inanıyorum. Bakıyoruz Osmanlının çekildiği Balkanlar, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da karışıklıklar baş göstermiştir. Geçenlerde Sırp liderin ‘‘ Biz Osmanlıyız’’ demesi anlamlı ve sorunun çözümü konusunda yol göstericidir.
ÖNERİLER
–
ORTAK SONUÇ
–
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
60 kadar sivil toplum kuruluşuna E Mail, telefon, SMS ve bizzat ziyaret edilerek duyuru yapıldı. Toplantıda on istek anket formu katılımcılara verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
4 milletvekiline ve belediye başkanına SMS ile çağrı yapıldı, katılım ve geri dönüş olmadı.
MEDYA İLE
Bütün yerel ve ulusal medyaya haber verildi, üç Tv kanalı katıldı.
KATILIMCILARLA
.
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi.
Yerel konu ise konunun muhatapları parti il başkanları toplantıya katılmadığında konuşulmadı.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Elazığ kMM Girişimcis Ercan Sözüer
02.04.2011 Elazığ kMM Toplantı Tutanağı
previous post