YER: MÜSİAD
TARİH: 05.02.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Resul Şahin – Başkan )
2 / Balakgazi Eğitim Vakfı (Hakan Esen – Başkan Yard.)
3 / Anadolu Gençlik Derneği ( Ahmet Pekcoşkun – Başkan Yard. )
4 / ELÖYDER ( Mustafa Gençaban – Başkan )
5 / İHD ( M. Milat Özçelik – Üye)
6 / Yenikapı Köyü Derneği ( F. Ahmet Dil – Başkan )
7 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
8 / Elazığ Eğitim Öğretim Hiz. Der. ( Murat Cafer Kırdagül – Başkan )
MESLEK ODALARI
1 / Elazığ Barosu ( Rüstem Kadri Septioğlu – Başkan )
SENDİKALAR:
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER :
GÖZLEMCİLER:
1 / Atik Okuyucu ( BDP – Yön. Kur. Üyesi )
2/ Siracettin Sarı ( Hak Par – Yön. Kur. Üyesi )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Tahir Öztürk ( AK Parti Milletvekili ) Katılamayacağını belirtti.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 4 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Kanal 9
2 / Kanal E
3 / Kanal 23
MODERATÖR
Vahdettin Bahadır ( Diyarbakır Müsiad Eski Başkanı )
KONULAR
GENEL KONU: Siyasi ve Toplumsal Üslup
YEREL KONU: Bölge İstinaf Mahkemelerinde Elazığ’ın Konumu.
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1 / Vahdettin Bahadır: İnsanın kendini ciddiye alması gerekir. İnsan kendini anlamaya çalışırken, ‘’mana’’yı kıstas almalıdır. Manayı ne kadar içselleştirirse o denli kendini ve toplumu tanıyabilir. Bir insanda ciddiyet, kaygı ve endişe olmalıdır. Bir insana at gözlüğü takılmamalı ve o insanda ön yargı olmamalıdır. İnsanın kendine saygısı olmalıdır. Şablonlar ve klişeler üzerinden hareket etmemelidir. İnsanı anlamak farzdır. Saf bir adaleti herkes için istiyormuyuz, buna dikkat etmemeiz lazım. Diyalog ve müzakere önemli unsurlardır. Kutsal devlet, kutsal tarih, ırkçılık ve kavimiyetçilik bu toplumdaki çatışmanın ve düşmanlığın ana sebeplerindendir. Türk, Kürt ve Alevi bu toprakların asli unsurlarıdır. Ama bu unsurlar birbirlerini tanımamaktadırlar. Bir sorunu çözmenin en etkili yolu diğerini anlamaktan geçer. Günümüzde binlerce insanın camileri doldurup taşırmasına rağmen düşmanlıkların halen devam ediyor olması çok manidardır. Din düşmanlıkları yok eden en güçlü ve mukaddes olgulardan biridir. Kısacası diyalog kurarak birbirimizi anlamalıyız ki daha güzel bir hayatı tahsis edebilelim. Tarihte ilk ırkçı ve milliyetçi kendisini Adem’den üstün gören Şeytan’dır. Her kim kendini diğerlerinden üstün görüyorsa Şeytan’ın yolundadır.
2 / Av. İbrahim Gök: Toplumun en önemli değerlerinden biri dildir. Yüzlerce yıllık Türk Kürt kardeşliğinin bozulmasındaki en önemli unsur da dildir. Her siyasi partinin ortak bir amacı olmalıdır. Bu amaç ta ‘’ ülkeye ve insanlığa neler verebilirim’’ olmalıdır. Bu amaç doğrultusunda insanlar önyargılarında arınmış olmalıdırlar.
3 / Resul Şahin: Siyasilerin dilinin beğenilmediği toplumca aşikardır. Biz seçenler olarak seçilmişlere ne verebiliyoruz ki ne bekleyelim. Kendi aramızdaki konuşmalarımız onlarınkinden çok mu farklı. Biz ne isek onlarda bizim seçilmişlerimizdir. Geldikleri zaman onları sorgulamıyoruz. Her söylediklerini kayıtsız şartsız alkışlamaktayız. Bu durum onlarda kendine güveni pekiştirmektedir. Ve bu yolda devam etmelerini sağlamaktadır. Bu üsluptan ancak insani değerlere sahip olmakla kurtulabiliriz. Toplum düzelirse seçilmiş siyasilerinde bunun sonucunda kendilerini çeki düzen vereceklerine inanıyorum. Hatalarını onlara söylemeliyiz ve onları alkışlamamalıyız.
4 / Ahmet Pekcoşkun: Siyasilerin üsluplarını tasvip etmediğimiz halde bu benim adamımdır o senin adamındır deyip bu üsluplara karşı çıkmıyoruz. Siyasiler yıllardır seçmenlerini ikinci sınıf insan kategorisine koymaktadırlar. Hiç birimizde kalkıp onların bu üsluplarını sorgulamıyoruz. Siyaset yapma adına birbirlerinin kişilik haklarına hakarette bulunmaktadırlar. Liderler yumuşak bir üslup kullanacak olsalar halkın gözündeki değerleri daha da artar. Türkiye’ de uygulanan sistem ‘ iyi polis kötü polis’ sistemidir. Ne yazık ki siyasetimiz dışarıdan yönlendirilmektedir. Bir an önce yerli siyasete geçmemiz gerekmektedir. Siyasilere seslenmek istiyorum. Siz vekilsiniz asıl değilsiniz, asıl olan biziz ve siz bizi dinlemek zorundasınız. Aslınızın ihtiyaçlarına göre hareket etmek zorundasınız. Siyasiler kapalı kapılar ardında farklı kameralar karşısında ise farklı konuşmalar yapmaktadırlar. Bu şekilde yönetilmeyi hak etmiyoruz. Lütfen siyasiler kendilerine çeki düzen versinler.
5 / M. Milat Özçelik: Toplumu biz olarak görmemeliyiz. Biz derken aynı zamanda ayrımcılık ve farklılaştırma yapmıyor muyuz. Bu ülkedeki bizden bahsediyorsak bir çok farklı obje vardır. Ve bu objelerin farklı kutsalları ve değerleri olabilir. Önemli olan insanların kendilerinde olmayan kesimlerin değer ve kutsallarına saygı duymalarıdır. Sorunlar çözülmek isteniyorsa bu ayrıştırıcı söylemlerin bir kenara bırakılması gerekir. Barış dili kullanılmalıdır. Barış dili ise özünde hiçbir ayrıştırıcı unsur barındırmaz. Kendi adıma herkesin herkesi sevmesi gerektiğine inanmıyorum. Ama şuna inanıyorum; bir kimse bir başkasının özgürlüğüne müdahale etmiyorsa bu onu sevdiğinin bir göstergesidir.
6/ Vahdettin Bahadır: Biz derken muhafazakarları kastetmiştim. Yani bir anlamda muhafazakarları eleştirmiştim. Dindarlar için kutsal devlet, kutsal tarih ile milliyetçilik yoktur ve olmamalıdır da.
7/ Hakan Esen: İnsanlar ‘‘itidal ve fedakarlık’’ çerçevesinde ve peygamberimiz Hz. Muhammed’ in duygu ve düşünceleri üzerinden diğer insanları anlamaya çalışmalıdırlar. Dünya sevgi üzerine kurulmuştur. Sevgi de bir çok duyguyu peşi sıra getirir. Bu sıranın sonunda da insan gelir. Ve insan sevginin en önemli sacayağıdır. Bir sözün veya bir kelimenin yerinde kullanılması en büyük bombadan daha da etkilidir.
8/ Siracettin Sarı: İnsanları anlamadığımızda hem kendimizi hem de diğer insanları tek tipleştiririz. Her insanı o insanın yapısıyla ve o haliyle görmek ve anlamak gerekmektedir. Topluma dayatılan tek tipçilik mevcut sistemden bağımsız değildir. Cumhuriyet döneminden başlayan farklılıkları yok saymak günümüzde insanların birbirini anlamamasındaki en önemli realitedir. Cumhuriyette İslam Türklüğe entegre edilmiştir. Din kendi başına bağımsız bir olgu olmaktan ziyade Türklükle yani ‘‘ Türk- İslam’’ senteziyle görüldü ve görülmeye de devam edilmektedir. Siyasette yaşamda ve toplumda üslup çok önemlidir. Bunun gerçekleşebilmesi içinde karşımızdakine ve kendimize saygı duymamız gerekir.
YEREL KONU:
9/ Rüstem Kadri Septioğlu: Hukukta bir çözümsüzlük ve yargıda bir tıkanma söz konusudur. Bunun sonucunda danıştayın ve yargıtayın daire sayılarının arttırılması söz konusu olmuştur. İstinaf mahkemeleri ülkemizin yabancı olduğu bir konu değildir, daha önceden kurulmuş ama bazı sakıncaları görülerek 1924 yılında uygulamadan kaldırılmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından sonra halkına güvenmeyen bir sistem söz konusu olmuştur. Sistem bu güvensizliğin sonucu olarak kendine bir takım kaleler yapmıştır. Bu kalelerden biri de yargıdır. Yapılan değişiklikleri de bazı yerleri ele geçirme olarak değerlendirmektedirler. Şu anada bulunduğumuz küçük millet meclisi toplantısı demokrasiye geçişimizin güzel bir örneğidir. İstinaf mahkemeleri de bu demokrasiye geçişin yargıdaki örneğidir. Her şeyin merkezden yönetilmesi despot bir rejim doğurur. Yerinde yönetim ne kadar güçlü hale gelirse o kadar demokratikleşiriz. Yargıdaki tıkanıklığın tek çözüm yolunun istinaf mahkemeleri olarak görmemek gerekir. Yargının demokratikleştirilebilmesi için hukuk fakültelerinin kalitesinin arttırılması gerekir.
Şu an Elazığ’ da ki mevcut eski adliye sarayının Adalet Bakanlığı’nın elinden alınıp Defterdarlığa verilmesi söz konusudur. Maalesef bunun haberi bile yapılmadı. Oysa mevcut eski adliye sarayı her yönüyle bölge istinaf mahkemesi olabilecek bir pozisyondaydı. Bir yıldan fazladır bunun takibini yapmaktayız; çünkü bu dokuz istinaf mahkemesi yeterli olmayacaktır. Oysa temsil ettiği il sayısı açısından, coğrafi konum açısından ve güvenlik ile ulaşım açısından Elazığ ili çok uygun bir pozisyonda bulunmaktadır; ayrıca adliye sarayının yanında bulunan lojmanlara sahip olması da bu konuda Elazığ iline bir artı değer katmaktadır. Adalet Bakanlığı nezdinde bulunduğumuz girişimler sonuçsuz kalmış olup bina birkaç gün önce Adalet Bakanlığı’nın elinden çıkmıştır.
10/ Resul Şahin: Bizler Elazığ STK platformu olarak bu konuyu 23 Şubat’ta gündemimize alacaktık ama siz bu konuda bize çok olumsuz bir haber verdiniz. Oysa gerçekten mevcut bina bütün yönleriyle ele alındığı zaman istinaf mahkemesi yapılabilmesi açısından her türlü uygunluğu taşımaktadır. Mevcut bina her ne yapılmak isteniyorsa, bunun için çok daha uygun olan ama artık şehrin içinde olmasının hiçbir anlamı kalmamış Karayolları, DSİ ve Orman Bölge Müdürlükleri binaları kullanılabilir. Bu müdürlüklerin de yeni çevreyoluna taşınması çok uygun olur diye düşünüyorum. Elazığ STK platformu olarak ilimiz açısında hayati bir önem arz eden bu konunun takipçisi olacağız.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
60 kadar sivil toplum kuruluşuna E Mail, telefon, SMS ve bizzat ziyaret edilerek duyuru yapıldı. Toplantı lobisinde TkMM broşürleri de verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
5 milletvekiline fax ile çağrı yapıldı, katılım ve ‘biri hariç’ geri dönüş olmadı.
MEDYA İLE
Bütün yerel ve ulusal medyaya haber verildi, üç Tv kanalı katıldı.
KATILIMCILARLA
.
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Elazığ kMM Hamalı Ercan Sözüer ve gönüllü destek veren Yunus Güneş.
05.02.2011 Elazığ kMM Toplantı Tutanağı
previous post