Yer : MÜSİAD Toplantı Salonu.
Tarih : 04/12/2010 – Cumartesi
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1. Müsiad ( Metin Bulut – Başkan)
2. Balakgazi Eğitim Vakfı ( Hakan Esen-Başkan)
3. Anadolu Gençlik Derneği ( Ahmet Pekcoşkun – Bşk. Yard.)
4. Kalem Der ( Muharrem Güneş – Başkan )
5. Ab-ı Hayat Vakfı ( Osman Şahin )
6. İhya Der ( Mahmut Şahin – Bşk. Yard.)
7. İHD ( Nafiz Koç – Başkan )
8. Gökdere Day. Ve Yard. Derneği ( Şahabettin Arslan – Başkan )
9. Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Fatih Ülgen )
10. Yenikapı Köyü Derneği (Ahmet Dil – Başkan )
b. Meslek Odaları
1. Elektrik Mühendisleri Odası (……. Yüksel )
c. Sendikalar
1. Eğitim Sen ( Halit Ateş – Başkan )
2. Eğitim Bir Sen ( Faruk Yıldız – Basın Yayın Sekreteri )
d. Kanaat Önderi, Bireyler ve Diğer Katılımcılar
Siracettin Sarı
Av. Kadir Çiçek
Katılan Milletvekilleri:Katılım Olmadı
Belediye Başkanları:Katılım olmadı.
Mesaj Yollayanlar:
Moderatör: Roni Margulies ( Taraf Gazetesi Yazarı )
Gözlemciler:
Atik Okuyucu ( BDP Yönetim Kur. Üyesi )
Mustafa Tuğ ( Yüce Diriliş Partisi MKYK Üyesi )
Diğer Katılımcılar:
Medya:
Kanal E
Kanal 9
Kanal 23
Konular:
Genel konu: Nato’nun Füze Kalkanı Projesi ve Eksen Kayması.
Konuşulanlar:
Roni Margulies: Füze kalkanı ABD’nin bir dış politika projesidir. Amerika saldırgan tutumunu halkına meşru göstermek için Müslümanlığı hedef göstermektedir. Füze kalkanı projeside bu bağlamda önemlidir ve öyle görülmelidir. İran bu kalkanın hedefi olarak seçilmiştir. ABD buraya füze kalkanı koyarak Türkiye ile İran arasında güvensiz bir ortam oluşturmayı amaçlamaktadır. Ayrıca diğer Ortadoğu ülkeleriyle de yakınlaşmasını engelleyip kendi tarafına çekmek istemektedir. İşin bir de ekonomik boyutu vardır; bu yüksek maliyetli projeyi NATO ülkelerine yıkıp, kendi silah sanayine gelir elde etmek istemektedir. Ancak işin ekonomik boyutu ikinci sırada gelmektedir. İlk sırada ABD’nin dünyadaki genel siyaseti olan ‘İslamiyeti şeytanlaştırma’ politikası olduğuna inanıyorum. AK Parti hükümetinin eksenini doğuya kaydırmak gibi bir niyeti olsaydı füze kalkanı projesine baştan karşı çıkardı. Ama Ama bölgesel bir güç olma isteğinin sonucunda bu füze kalkanı projesini kabul etmiştir. Türkiye’nin bölgesel bir güç olması da ekonominin patronlarının işine gelmektedir.
Şahabettin Arslan: Türkiye’nin bölgesel güç olabilmesi için kendi iç sorunlarını çözmesi gerekir. Kürt sorunu, alevi sorunu ve düşünce özgürlüğü konularını çözdüğü taktirde diğer bölge devletlerinin Türkiye’yi bölgede bir abi olarak göreceklerine inanıyorum. Türkiye dünyayla bütünleşmek istiyorsa, dünya standartlarında bir demokrasiyi yerleştirmesi gerekir. AK Partinin politikaları Özal’ın mirası üzerine konuşlanmıştır. Çoğunluğun Türkiye’nin nesnel gerçekliği olduğunu görmüşlerdir.
Hakan Esen: 90 lı yılların ikinci yarısından itibaren Türkiye’de Kürt sorunu konusunda ve İslami yükselişe set vurma konusunda kendilerince meşru hareketlerin, AK Partinin 2002 de iktidara gelmesiyle endişelerin bu kesimde tavan yaptığını ve derdest edilmesi gerektiğini her platformda dile getirmişlerdir. 2005 te kuvvet komutanlarının bir kısmının emekliliğe sevk edilmesinden sonra planlarının bozulmasıyla yer altına çekilmişlerdir. Bu yer altına çekilenler bugün Ergenekon adı altında karşımıza çıkmışlardır. Bunlar halka rağmen kendi hegemonyalarını sürdürmek istemektedirler. Bugün geldiğimiz nokta geri dönüşü olmayan bir noktadır. Bu mesele herhangi bir partinin kıstaslarına sığmayacak kadar derin ve büyük bir meseledir. Ülkenin sosyal ve siyasal yapısını uzun süre etkileyecek kadar derin bir meseledir. Bölgede Amerika ya, biz buranın kabadayısıyız, efendisiyiz bize danışın demekten ziyade; bu meydan artık eskisi gibi boş değil demek lazım. AK Parti hükümetinin de yapmaya çalıştığı budur. Ben şahsen bu füze kalkanının ülkemize konuşlandırılmasından memnun olmadığımı belirtmek istiyorum. AK Partili değiliz ama aklın yolu birdir düşüncesiyle yapılan doğru değişiklikler konusunda AK Parti hükümetinin arkasında olduk. Artık eski türkülerle yeni konserler verilmemesi gerektiğine inanıyorum. Bu işin geri dönüşü yoktur, askeri idare mahkemesi verdiği kararla bu işe son noktayı koymuştur.
Halit Ateş: Türkiye de eksen kayması uzun zamandır süregelmektedir. Oysa eksen kayması yoktur. AK Parti hükümeti de dahil 85 yıldır Türkiye nin dış politikasında geleneğin haricinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. AKP bu noktada takkiye yapmaktadır. Kemalizmin oluşturduğu kurumlarla bir toplumsal formasyon oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu geçmişte de böyleydi, AKP döneminde de böyledir. Kemalizm dünyaya entegrasyon konusunda engel teşkil etmektedir. Bu noktada bazı içsel dinamikler devletin dışında organize olmuşlardır. Bunlar devlete sırtını dayayarak bu noktaya gelmişlerdir. Küresel sermaye bir değişikliğe giderken, AKP Türkiye yi bu değişikliğe göre konuşlandırmak üzere ortaya çıkartılan bir objedir. AKP Kemalizm in toptan yok edilmesinin önüne geçerek, Kemalizm i esnetmeye ve çağa göre biçimlendirilmeye soyundurulmuş bir hükümettir. AKP kendine anti-siyonist deyip en fazla Yahudilerle işbirliği yapmak örneğinde olduğu üzere bir eksen kayması söz konusu değildir. Ama anti Siyonist diyerek toplumsal bir dezenformasyona da yol açmaktadır. Şeriat ve laiklik söz konusu olduğunda çok hassas olan ordunun, sorun ‘Kürt sorunu’ olunca şeriatçıları desteklemesi ülkede asıl sorunun Kürt sorunu olduğunu göstermektedir. Şeriat laiklik vb. sorunlar ise yapay sorunlardır. 1980 den beri cezaevlerine tıkılan ve işkenceden geçirilen Kürt halkına İslami kesimin sessiz kalması, resmi ideolojinin dine ne kadar yansıdığının göstergesidir. Savaşta muhatap alınanlar barışta da muhatap alınmalıdırlar. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye nin ne iç ne de dış politikalarında başarı beklenemez. Çünkü hem iç politika da hem de dış politikada Türkiye nin en önemli sorunu Kürt sorunudur. Türkiye bölgede güçlü bir devlet olmak istiyorsa Kürt sorununu mutlaka çözüme kavuşturmalıdır. STK lar ve demokratik kitleler devlet mantığından bağımsız olaylara yaklaşırlarsa sorunların çözüleceğine inanıyorum.
Av. Kadir Çiçek: Türkiye nin füze kalkanı projesiyle bölgesel bir güç olacağını iddia eden arkadaşlara katılmak mümkün değildir. Bu projeyi kabul etmekle Türkiye hala dış güçlerin etkisi altında olduğunu göstermiştir. Füze kalkanının hedefi İran ve bölgedeki diğer Müslüman devletlerdir. AKP eliyle yürütülen bu projeyle hükümetin bir piyon olduğu meydana çıkmıştır. Kürt sorunu konusunda; bölgede faaliyet gösteren İslami örgütler olmasına rağmen PKK bu örgütleri pasifize etmiştir. Aksi taktirde İslami örgütlerin Kürt sorunu konusunda ki hassasiyetleri inkar edilemez.
Atik Okuyucu: NATO masumane bir örgüt değil, bir savaş örgütüdür. Kuruluş aşamasında da halkları baskı altına almak için kurulmuş bir örgüttür. ABD AK Parti vasıtasıyla bu bölgede kendi hegemonyasını oluşturmaya çalışmaktadır. İnsanlar AKP nin dikte ettiği bir İslamiyetten çok, gerçek İslama entegre olmalıdırlar. Kürt ve Türk halkları arasında bir duvar örmek isteyenler Türkiye devleti ve ABD hegemonyasıdır. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye her daim ABD ye bağlı kalmaya devam edecektir.
Av. Mahmut Şahin: Ortadoğu da ki Müslüman devletlerin ABD ye ve batıya karşı bir tehdit unsuru oluşturduklarına inanmıyorum. NATO Amerikanın emperyalist emellerinin bir sonucudur. Bu yüzden füze kalkanı projesi, ABD nin hegemonya aracından başka bir şey değildir. İslami ve demokrat kesimlerin füze kalkanı projesi konusunda toplumu çok net bir şekilde uyarmaları gerekmektedir. Füze kalkanı Ronalt Reagen döneminden kalma bir projedir. Bu proje kendi meşruiyetleri için bir araçsallık teşkil etmektedir. Füze kalkanının sakıncalarını şimdi belki göremeyebiliriz ama egemenlerin ileriye dönük uzun süreli politikalar geliştirdiklerini düşünecek olursak ileride ne kadar sıkıntı yaratacağını anlamak zor olmaz.
Faruk Yıldız: Türkiye nin ekseni kaymıştır bu doğrudur ve tam da olması gereken yöne doğru kaymıştır diye düşünüyorum. Türkiye bölgesel bir güç olma konusunda çaba göstermektedir. Ama yok eğer bu projeyle sömürgeci bir amaç taşıyorsa hepimiz buna karşı çıkmalıyız. İktidar partisi bizi olmamız gereken eksene oturtmaya çalışmaktadır. Bizler STK lar olarak buna destek olmalıyız. Bir takım medya ve köşe yazarları wikileaks teki ordu hakkında çıkanları halktan gizlemektedirler. Sadece AKP ve başbakanla ilgili belgeler üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Kişi başına düşen milli gelir son 8 yılda kat be kat artmıştır, şayet eksen kayması buysa bırakalım kaysın. STK lar olarak buna destek olmalıyız. Cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi toplumu manipüle etmek içerisinde olmamalıyız. Neocon ların Türkiye de ki uzantıları bugünkü Ergenekonculardır. Dün Menderes i idam edenler tarihin çöplüğüne gitmişlerse bugün bu emelleri taşıyanlarda tarihin çöplüğüne gitmeye mahkumdurlar.
Ahmet Pekcoşkun: Türk, Kürt, Laz, Çerkez bu coğrafyada uzun süredir birlikte var olmuşlardır. Ama Türkiye yi asıl yönetenler iç dinamikler olmadığı için birçok problem ortaya çıkmıştır. Etnik yapısından dolayı kimse horlanmamalıdır. Memleket elden gidiyor; biz hala bir kısmımız iktidarı bir kısmımız ise muhalefeti desteklemekteyiz. Bu mesele ne iktidarın ne de muhalefetin meselesidir. Memleketin bir yerlere varması için herkes elinden geleni yapmalıdır. NATO nun kuruluş amacı Sovyetler Birliği ve Doğu Blok u ülkelerdir. Bunların dağılmasından sonra NATO kendine eni bir düşman yaratmıştır ve bu düşmanda Müslüman ülkelerdir. Füze kalkanı projesini de bu anlamda ele almak gerekir. Bu projenin asıl amacı Müslüman ülkeler arasında ayrımcılık yaratmaktır. ABd Irak ve Afganistan gibi Müslüman ülkelerde katliamlar yaparken, bizler eksen kayması adı altında yapay sorunları tartışmaktayız. Türkiye de bir eksen kayması yoktur, sadece insanların kandırılması vardır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hep dış güçler tarafında yönetilmekteyiz. Neden biz kendi kendimizi yönetemiyoruz. Bu dünya bütün insanlığa Allah’ın bir hediyesidir ve bunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur.
M. Nafiz Koç: Emperyalist ülkelerin hegemonyasını sürdürebilmeleri için kukla devletlere ihtiyaçları vardır. Bu durum 1920 ler den beri süregelen bir realitedir. Bugün terör kavramında çeşitli farklı görüşler vardır. İran kimine göre sadece bir devlettir ama ABD ve yandaşlarına göre ise İran terörist bir devlettir. Bu durum örgütler içinde geçerlidir. Mesela Hamas Türkiye de kilere göre direniş örgütü ama İsrail e göre ise terörist bir örgüttür. Terör kavramı bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. İran ın öcü olarak gösterilmesi de ABD ve güdümündeki ülkeler tarafından yapılmaktadır. Füze kalkanına herkes karşı çıkmalıdır. Türkiye ye emperyalizmin yerleşmesi ülkedeki Müslümanların buna destek vermesi ve karşı çıkmamaları sonucunda gerçekleşmiştir. Türkiye de ki Müslümanlar kendilerini gözden geçirmelidirler.
….. Yüksel: Bence eksen kayması var. Geçmiş hükümetler hep askerlerin hegemonyası altındaydılar. Halk kendini yönetemiyordu. Askerler artık eskisi gibi hükümetlere söz geçiremiyorlar. Hükümet halkın kendisine verdiği bu yetkiyi iyi değerlendirmelidir. Türkiye de insanlar çok çabuk etiketleniyor ve durum beni çok rahatsız etmektedir.
Muharrem Güneş: Türkiye de iç politikalar dış politikadan ayrı görülemiyor. Müslümanlar tarihi süreç içinde bazı durumlarda pasif davranmışlardır ama Müslümanların kırmızı çizgileri vardır. Kendilerini Marksist-Leninist olarak nitelendiren birilerini Müslümanların savunması beklenemez. Bizler bir yandan bizi tehdit olarak gören devlete askerlik yapmak istemezken, diğer yandan devletle silahlı çatışmaya giren örgütlere karşı da mesafeli olmamız gerektiğine inanıyoruz. Müslümanlar ideolojik olarak herkesle ortak bir paydada buluşamayabilirler. Müslümanların Kürt sorununa verdikleri destek, şiddetten uzak kaldıkları müddetçedir. Emperyalistler Müslüman ülkeleri birbirine kırdırmak istemektedirler. ABD nin Arabistan a 60 milyar dolarlık silah satışı ve Türkiye ye füze kalkanı konuşlandırmasını bu doğrultuda değerlendirmek lazım. Türkiye devleti insanları öyle manipüle etmiştir ki, herkes kendince bir doğruya yelken açmıştır.
Roni Margulies : Bundan 20 yıl önce farklı görüşte ki insanların bir araya gelip konuşması düşünülemezdi ama görüyoruz ki kMM öznelinde bunu başarmışız bu umut vericidir. 28 Şubat bir milattır. O güne kadar bu ülke benim diyenlere Müslümanlar ‘dur’ demiştir. 28 Şubatın bazılarının düşündüğünün aksine çok olumlu sonuçları da olmuştur. Suni Türklerinde bazı sorunlarının olduğu yine 28 Şubat süreciyle birlikte ortaya çıkmıştır. AKP nin temsil ettiği İslamiyet değildir. AKP hükümetiyle birlikte sapla saman birbirinden ayrılmıştır. Kemalist paradigma tükenmese de son çırpınışlarını vermektedir. Kürtlerde bir öfke var; sosyalistler ve Müslümanlar nerde diye haykıran Kürtleri anlamak lazım. Terör nedir kimdir tartışmasını yapmak kimseye bir fayda getirmez. Dün teröristken bugün başbakan olan insanlar vardır. Hükümetin en büyük hatalarından biri PKK yi terörist olarak lanse etmesidir.
Öneriler:
Ortak sonuç:
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
Kırktan fazla stk ya email, sms ve telefonla haber verildi.
b. Milletvekilleri ile
5 milletvekiline sms ile haber verildi.
c. Katılımcılarla
d. Medya ile
3 yerel tv kanalına haber verildi, üçü de katıldı.
Ulusal ve yerel gazetelere email ile haber verildi 2 yerel gazete katıldı.
Sonuçlar:
Değerlendirenler:
Ercan Sözüer ( Elazığ kMM Girişimcisi )
04.12.2010 Elazığ kMM Toplantı Tutanağı
previous post