YER: Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Belediye Sümerpark 1 Nolu salon
TARİH: 05.03.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Hür-Der (İbrahim Gökdemir –Yönetici)
2 / İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi (Hüseyin Fırat Mavigök-Yönetici)
3 / Diyarbakır Özürlüler Platformu (Selim Paksoy- Yönetici)
4 / İnsan ve Erdem Hareketi (Ahmet Ay –Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / Diyarbakır Barosu (Av.M.Emin Aktar- Başkan)
SENDİKALAR
1 / Eğitim BirSen-Latif Kardeş-Üye
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Katılan Olmadı
GOZLEMCİLER
Hiç bir siyasi parti yöneticisi katılmadı
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ: Katılan Milletvekili olmadı
BELEDİYE BAŞKANLARI: Katılan Belediye Başkanı veya yardımcısı olmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
1/M. Mehdi Eker- AK PARTİ
2/İhsan Aslan- AK PARTİ
3/Gülten Kışanak-BDP
DİĞER KATILIMCILAR
1/ Eğitim BirSen-Mehmet Ensari-Üye
2 / Eğitim BirSen-Kasım Akgönül-Üye
MEDYA: 1 / Haber Panorama
MODERATÖR:Markar Esayan- Gazeteci,Yazar
KONULAR
GENEL KONU: Kadına Yönelik Şiddet
YEREL KONU: Sığınma Evleri
ANAYASA
KONUŞULANLAR
1/ Mehmet Ensari: Dinlerin tamamı kadına büyük bir önem veriyor. Kutsal kitaplarımızda, kaynaklarımızda kadından çokça bahsedilir. Ancak bu kaynaklar ön plana çıkarılmazlar. Peygamberimizin kız çocuklarına verdiği önem çok bilinmez ama erkek çocuğundansa kız çocuğunu daha çok tercih ettiğini biliyoruz. İslam’ın kadına verdiği değer çok önemlidir. Ancak İslam’a olan bakış açısından dolayı bu husus göz ardı edilir. Temel sorun İslam’a bakış açısından kaynaklanıyor. Kadının özgürleşme sürecinde erkeğin hazırlanması gerekiyor. Erkek bu özgürlüğe hazırlanmadığı zaman, kadının özgürleşmesini kendisine başkaldırı olarak algılanması sonucunu doğuruyor ki bu kadına yönelik şiddete neden oluyor. Sığınma evi çok itici bir kavramdır. Kadının yeri hiçbir zaman başka sığınma evi olamaz. Kadının yeri kendi evidir. Korunması gereken biri varsa o da erkektir. Kadının sığınma evine ditmesinin koşullarının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Eşitlik adına okullarda kız ve erkek çocukları yan yana oturtuluyor ki bu durum insanların tercihte bulunma özgürlüğünü ortadan kaldırdığı gibi, bu aynı zamanda şiddettir. Kız çocuklarının başındaki örtünün kaldırılması en büyük şiddettir. Medyada korkunç bir dezenformasyon var. Dizilerde kadın bir meta olarak gösteriliyor. Kadın sömürülüyor, erkek kadını köleleştiriyor bu durum bilinçaltımızda büyük bir yer edinip bir kültüre dönüşüyor. İslami kesimin kadın sorunları konusunda hassasiyet gösteren, mücadele eden STK’ları daha çok kurması örgütlemesi gerekiyor.
2 / Eyüphan Kaya: Şiddet hayatın her alanında vardır. Ben öğretmenim ve şiddetin okullarda da eğitim kurumlarında da olduğunu söyleyebilirim. Şiddet okulda evde dışarıda her yerde var. ancak kadın zayıf olunca ona daha çok yansıyor. Eğitim kurumları kadını ve kadına yönelik şiddeti iyi anlatamıyor. Çok yetersiz kalıyor. Seküler eğitim tarzı iyi bir insan yetiştiremediği gibi, kadına yönelik şiddeti de bitirecek bir eğitim sistemi yaratamıyor. Şiddet uygulayanın Müslümanlığının tartışmalı olduğunu düşünüyorum. Din adamlarının aile planlamasına karşı çıkmalarına karşıyım. Din adamaları çok fazla çocuk olunca kader kısmet diyor ancak kadının yaşadığı eziyeti, sağlık sorunlarını, estetiğinin bozulmasını ise göz ardı ediyor. Böyle düşünen din adamlarının da eğitilmesi gerekmektedir. Kadına yönelik şiddeti sürekli gündemde tutmamız lazım. Kadına yönelik şiddete karşı STK' ların çok ciddi bir şekilde mücadele etmesi lazım. Milletvekillerine baskı yapılarak daha etkili yasal düzenlemelerin yapılası gerekmektedir. Eğitim ve öğretimde mücadele edilmesi lazım. Aile ve kanından sorumlu Devlet Bakanımız aile için ne yapmış ne yapıyor? Hayret ediyorum, bu konuda Hükümeti de sorgulamamız gerektiğine inanıyorum. Kaybettiğimiz her zaman bu milletin aleyhinedir. Sürekli eğitim kavramı çerçevesinde aile eğitimleri de vermeliyiz. Konumumuz ne olursa olsun eğer kapasitemizin üstünde çalışıp yorgun düşmüyorsak bu sorunlar devem edecek,çünkü geçmişin ihmali var
3 / İbrahim Gökdemir: Kadının başındaki örtünün kaldırılması çabası cumhuriyet tarihi boyunca özgürlük olarak topluma empoze edildi. Bu çaba kadına yönelik şiddetin temel nedenlerinden biri oldu. İslamiyet kadının özgürlüğüne asla engel değildir. Toplumu ayakta tutan değer olan dinden uzaklaştığımız oranda şiddet hayatın her alanında baş gösterir.
4 / Kasım Akgönül: İslam dininde beş temel ilkeden biri ailenin korunmasıdır. İlahi adaletin öngördüğü kurallara uygun hareket edersek kadına yönelik şiddet de yaşanmaz. İlahi adalet anlayışından uzaklaştığımız oranda toplumsal sorunlar yaşanır.
Kadınlara yönelik şiddet ve tecavüzde cezaların yetersiz oluşu caydırıcılık yönünün zayıf oluşu kadına yönelik şiddeti daha
4 / Hüseyin Fırat Mavigök: Kadına yönelik şiddetin kaynağında erkeğin eğitim düzeyi, kültürsüzlüğü, sosyal yetersizliği ve kendisiyle barışık olmamasında yatıyor. İslam anlayışının yanlış öğretilmesi veya yanlış empoze edilmesinin de kadına yönelik şiddete neden oluyor. İslam dininde çok eşlilik anlayışının da kadın sorununu yaratmasında katkısı var. Aile içinde erkelerin tarihten beridir daha üstün tutulması, kadınlara paylaşılan mallardan pay verilmediği geleneğinin bize öğretilmesi de büyük bir sorundur. Özellikle son yıllarda “namus cinayeti” veya “aşk cinayeti” gibi kavramlarla tabir edilen olaylar nedeni ile yaşamını yitiren kadınlar kamuoyunda geniş yer bulmuş, ancak bu konuda henüz yasal veya idari hiçbir düzenleme yapılmamıştır. 2010 yılı içersinde bölgemizde bu şekilde öldürülen kadınların sayısı 72’dir. Yine 2010 yılı içersinde 113 kadın intihar etmek sureti ile yaşamını yitirmiş, 73 kadın ise intihar teşebbüsünde bulunmuştur. 2010 yılında içersinde 76 kadın tecavüze maruz kalırken, 45 kadında tacize maruz kalmıştır. Kadın ölümleri ve kadınlara karşı taciz ve tecavüz olaylarındaki artışın en büyük nedenlerinden biri yasal düzenlemeler ve yasaların uygulamasında yaşanan sıkıntılar ve eksikliklerdir. Özellikle 18 yaşın altındaki çocukların maruz kaldıkları taciz ve tecavüz olaylarında yargının çocuklara karşı yaklaşımı ve sanıklara yönelik adeta aklama niteliğinde ki kararları, bu konuda uzun yıllar yürütülen cezasızlık politikaları bu alandaki ihlallerin artarak etmesinin en büyük kararlarındandır. Kadın hakları alanında hiçbir eğitimin verilmemiş olması sorunun çözümünü engelleyen önemli noktalardan biridir. Devletin yanlış politikası, yaratmış olduğu şiddet kadınlara yönelik şiddetin en büyük kaynaklarından biridir.
5/ Ahmet Ay: Kadına yönelik şiddet, “erkeğin kadına isyanının isyanıdır.” Kendi haklarının farkına varan kadın istismar ve sömürülmesine başkaldırdı. Bunu hazmedemeyen erkek şiddeti çare olarak gördü. Dinin yanlış algılanması, töresel yanlışlıklar, namus algısı, ekonomik sıkıntılar sonucu kadın daha da mağdur edildi. Bilinçli toplum sorunlarını konuşarak, tartışarak çözme yoluna giderken bilinçli olmayan, gelişmemiş ülke halkları sorunlarını şiddetle çözmeyi esas alır. Şiddetin cinayetle sonuçlanması ise hem yukarıdan saydığımız sebepler ve hem de kültürel değişimdir.Kadın daha önceleri gördüğü şiddeti en yakınlarına giderek çözerdi. Araya girenler olayı tatlılıkla çözer ve bu olay duyulmadan biterdi. Şimdi ise kadın şiddet gördüğünde emniyete, sığınma evlerine sığınır ya da uzaklara gider. Bu tez duyulan kötü haber “gururuna, namusuna” hakaret telakki edip maalesef işi cinnet ve cinayete vardırıyor.
6/ Selim Paksoy: Kadının ekonomik özgürlüğe sahip olmaması ve ailelerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar kadına yönelik şiddetin kaynakları arasındadır. Diyarbakır’daki sığınma evine yerleşen iki kadının bir hafta sonra bu sığınma evinden bir şekilde ikna edilip alınmasından hemen sonra öldürülmeleri, sığınma evleri ile ilgili konuya daha fazla eğilmemiz gerektiği sonucunu ortaya koymaktadır.
7/ M. Emin Aktar: Kadının katılmadığı bir toplantıda kadına yönelik şiddeti de konuşmamamız aslında çok eksik kalır. Hukuksal mekanizmalar yetersiz. Yetersiz olan bu mekanizmalar kadına yönelik şiddetin nedenlerinden biridir. Paşalı olayında mahkeme koruma kararı alıp cinayeti işleyen kocayı uyarsaydı durum farklı olabilirdi. Elbette ki yasalar tek başlarına kadına yönelik şiddeti engelleyemez. Ancak yargı vereceği kararlarla toplumda bir kadına yönelik ilerici, özgürlükçü bir kültürün oluşmasına büyük bir katkıda bulunabilme imkânına sahip olduğu halde yetersiz kalıyor. Erkek bakış açısı yargıda da hakimdir. Tahrik konusunda mahkemelerin daha hassas kararlar vermesi gerekmektedir. Kadının toplumsal yaşama katılımını sağlamak için herkesin üzerine düşen görevler vardır. Toplumun genel olarak şeffaflaşması gerekmektedir.
ÖNERİLER
Toplantıya ilgisizliğin nedenlerinin araştırılıp katılımın arttırılması için daha çok çalışılması gerekir önerisi, toplantıya katılanların ortak görüşüydü.
ORTAK SONUÇ
1 / Kadına Yönelik Şiddetin kaynağında, toplumun eğitilmemiş olması, yargı kararları, emniyet makamlarının yetersizliği, Ekonomik Sorunların olduğu katılımcıların ortak görüşüydü.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
94 STK, kanaat önderine mail gönderildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine mail gönderildi ancak herhangi bir cevap verilmedi.
MEDYA İLE
Diyarbakır’daki yerel ve ulusal basın temsilcilerine toplantı günü ve toplantı gündemi bizzat temsilci veya muhabirlerin kendilerine söylendi, 34 yerel TV ye faks çekildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, cevap veren tek bir STK temsilcisi oldu. Oda gündemin uygun olduğunu söyleyen bir kadın idi. Ancak oda toplantıya katılmadı.
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi. Genel konu ve yerel konunun 8 Mart öncesi önemi anlatıldı. Mutfağın yapabileceği çok şey yok. Mutfak Milletvekillerinin güncel E-mail adresleri ile telefon numaralarını bana gönderirse sevinirim.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Diyarbakır kMM Hamalı Serhat EREN
05.02.2011 Diyarbakır kMM Toplantı Tutanağı
previous post