Yer : Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu
Tarih : 07.03.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- İl Genel Meclisi Üyeleri Derneği (Nurkan Şanda- Başkan)
2- Muhasebeciler Derneği (Metin Erol- Üye)
3- Üniv – Dağ (Seher Acar- Genel Bşk. Yrd.)
4- İnsanca Yaşam Derneği (Yücel İskenderoğlu- Başkan)
b. Meslek Odaları
Katılım olmadı
c. Sendikalar
Katılım olmadı.
e. Gözlemciler:
1- Jülide Kulbak İskenderoğlu (Ak Parti İl Bşk. Yrd.)
2- Adnan Öncü (Ak Parti Merkez İlçe Bşk.)
Katılan Milletvekilleri:Milletvekili katılımı olmadı.
Belediye Başkanları:Katılım olmadı.
Mesaj Yollayanlar:
1- Çanakkale Belediye Bşk. Ülgür Gökhan
2- Mehmet Daniş
3- Müjgan Kuşku
4- Ahmet Küçük
Moderatör:Yakup Kadri Karabacak
Medya:1- Pusula Gazetesi
Konular:
Genel Konu : Ordu ve Yargı’nın Politikadaki rolü nedir? Ne olmalıdır?
Yerel Konu : Görüşülmedi.
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Nurkan Şanda: Geçmiştekileri birebir bilemeyiz ama,1960’tan sonrasını bizzat yaşadık,gördük.Bugün yargı ve ordu arasındaki olay ne olmalı?Benim savunduğum şey;ordu gerekli olarak yapılaşmalı fakat;Misak-ı Milli sınırları içerisinde ve yürütme hakkında fikri olmalı.Bugün polisimiz ve jandarmamız nerelerde yapılanmalı,yerleştirilmeli diye tekrar düşünülmelidir.Taşlar yerli yerine oturtulursa otomatik olarak asker devre dışı kalacaktır.Asker bizim askerimiz,evladımız; tamam ama asker bir patronun da koruması olmamalı veya olmamalıydı. O zamanki devlet yöneticileri asıldığında ip yargıdaydı,çünkü birileri öyle istiyordu.Bugün de aynı şekilde bu geçerli.Yargı kanunlar çerçevesinde politika içerisinde bulunabilir olması mümkün.Ama yargı hepimiz için lazım.İdeolojilerini içlerinde tutmalılar.Ama bugün nasıl?Yargı tamamen ideolojik bir taraf tutmakta.Bu bir gerçek.Yargı kanun çerçevesinde konuşursa sorun kalmaz.
2- Metin Erol : Ordu ve yargının pozisyonları apayrı.Ordu Osmanlı’dan bugüne kadar olan büyük bir unsur.Bu bir alışkanlık belki.Yargı hep kullanılmaya,hakim olunmaya çalışılmış.Kim daha fazla hakim olursa onun dediği olmuş.Ordu için de geçerli bir şey bu.Ama şu da bilinmeli ki; iki yanlış bir doğru etmez.Yani,kimsenin Fenerbahçe’yi tutuyor diye Galatasaraylıları yargılamaması lazım.Bizim Galatasaray-Fenerbahçe Futbol müsabakasını tartışmamız için ilk önce zemin buna müsait mi onu tartışmamız lazım.Zaten ordunun yazmış olduğu bir anayasamız var.Herkes eteğindeki taşları döküp doğruları söylemesi lazım.Zeminden kastım,1982 anayasası.Bizim oyun kuralları konusunda değişiklik yapmamız gerek.Öyle bir zemin yapılmalı ki;kimse kimsenin canını yakmasın.O adaletle yapabilecek bir yapı yapmak gerek.Zemini sil baştan,ulusça tartışmamız lazım. Biz zaten Medeni Kanun’u İsviçre’den,İnsan haklarını ABD’den aldık. Bu yüzden anayasamız yamalı bir bohça gibi. Kendimize özgü mükemmel bir zemin hazırlanmalı, diğer Avrupa ülkelerindeki yaşanmışlıkları da kabul etmek lazım.
3- Jülide İskenderoğlu : Anayasa şuan hazırlanabilir. Yanaşan olsa da olmasa da yapılmalı. Bunu ortak bir çalışma grubuyla yapmak zorundayız. Meclis zaten bunun için var.
4- Nurkan Şanda : Referanduma 1982 anayasasında gidildi. Askeriye oy kullanmayanlara ceza uyguladı. Bu gibi konularda objektif olmak gerekir. “Önce insan”, yaşam hukukuna saygılı, Hıristiyan, Müslüman’ın ortak paydada olduğu bir anayasa hazırlanmalı. Kimler yapabilir bu anayasayı? Bu toplumun insanları, yoruma açık olmadan paylaşımcı bir şekilde yapmalı. Baş örtüsü, inanç, söylem dikkate alınmalı. Ülkenin seçtiği bir meclis var 550 tane Milletvekili oylayacak. Milletvekili dert dinleyebiliyorsa yapacağı kanunda o insanları temsil edecek. Yargı,yapılan kanunları değerlendirirken,değişik insanların değişik yorumları olmamalı.Bu kırmızıdır,kırmızıya başka bir renk diyen bulamazsın.Hala Danıştay;'a giden bir kararın geri bir cevabı gelmiyor.Evrensel insan hakları çerçevesinde bakmak gerekir,farklı yorum olmamalı.Peygamberimizin Veda hutbesi başlı başına evrensel bir beyannamedir.Bundan kimse bahsetmiyor.Herkes dışarıdan,başkalarının söylemiyle de yapmamalı kanunları.
5- Seher Acar : Anayasa denildiği gibi yamalı beşik. Ben bu ülkenin bir genci olarak, geçmişi yaşamasam da duyduklarım ürkütücü. Bu ülkede Anayasa mahkemesi gibi büyük bir eşik olduğu sürece meclisin söylemleri hep lafta kalıyor.Hükümet daha 22 Temmuz’daki seçimden sonra gündeme getirmişti yeni bir sivil anayasayı.Fakat bu millet buna hazır değil deyip ertelediler.Şimdi gene gündeme getirildi,fakat bu sefer farklı bir bahaneyle yeni bir seçim ister oldular.Bu ülkede ne muhalefet doğru bir fikir veriyor ne de yerine düzgün alternatifler sunuyor.
6- Yücel İskederoğlu : Biz yeni bir cumhuriyetin evlatlarıyız.Ama hala Osmanlı’ya bağlıyız.Bu toplum cahil demek üzücüdür.”Bu anayasayı bu millet yapabilir mi?”demek bu milleti aşağılamaktır.Bugün 72-73 milyon olan barışçı bir ülkeyiz.Ne kadar ayrıştırılmış bir ülke de olsak,bu ülke her şeyi yapar,anayasayı da yapar.Bunu sormak rencide edicidir.Bu millet nasıl yönetilir,kim yönetir?Toplumda iki ceza kanunu olan yönetim var.Birincisi,ordu;ikincisi,yargıdır.Bu kurumlarımız artık kendi evlerine dönüp bu milleti yönetmeyi değil,bu millete hizmet etmeyi denemesi lazım.Bu 1982 anayasasının değişimiyle olur.Hukukumuz ve yargımız insanları cezalandırmak üzerine değil,insanlara doğruyu göstermek amacına uygun çalışmalıdır.Yargı topluma müdahale etmemelidir.
7- Jülide İskenderoğlu : Cumhuriyeti kuranlar sadece ordu değil,herkes.Darbe istemek demokrasiye zıt.Ben özgürüm,benim fikirlerimi söyleyen özgür,eğer farklı düşünürsen benden değilsin.Yargıda bir siyasi fikir var.Konu siyasetse kendi fikirlerini söyleyemezler.Adnan Menderes asılırken bazı güçler bunu istiyor.Orduda aile ayrımı var.Bir askeri okul sınavında öğrencinin zekasına,fiziğine bakılmıyor;daha çok aile yapısı araştırılıyor.1950’li yıllarda İstanbul Başsavcısı 18yıl İstanbul’da görev yapıyor.”Benim amcam CHP’den bakandı,ne zaman Adalet Partisi geldi, biz sürgün edildik” diyor.Peki sen siyaset sayesinde 18sene İstanbul’da kalmadın mı?
Değerlendirenler:
Seher Acar- Yakup Kadri Karabacak