YER: Belediye Meclis Salonu
TARİH: 01.03.2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Diyarbakırlılar Derneği ( Şehmus Seviş – Başkan )
2 / Genç Siviller ( İffet Karaca, Hasan Duran, Kıvanç Balkan, Pınar Ergüzen, Ebru Peçe, Murat Gürer, Servet Polat – Üyeler )
3 / Çağdaş Eğitim Kooperatifi ( Mustafa Özçelik – Üye )
4 / Türkiye Barış Meclisi ( Azra Aydoğan, Erkan Okay – Üye )
5 / Bursa Gençlik Ve Kültür Derneği ( Mehmet Öztürk – Başkan )
6/ Demokrasi ve Özgürlük Hareketi (Atilla Kaya)
MESLEK ODALARI-
SENDİKALAR-
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER-
GOZLEMCİLER
1 / Ayla Yıldırım ( BDP – Parti Meclis Üyesi )
2 / Burhan Gündüz (BDP – Üye )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ–
BELEDİYE BAŞKANLARI–
MESAJ YOLLAYANLAR-
DİĞER KATILIMCILAR
Halktan 2 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYAKatılım olmadı
MODERATÖRYakup Kadri karabacak
KONULAR
GENEL KONU: Barış sürecinde sivil toplum
YEREL KONU: Bursa kamuoyu sürece nasıl bakıyor?
KONUŞULANLAR
1 / Ferhat Kentel: Bahsettiğimiz mesele kimlik meselesidir. Bir yandan T.C’nin oluşturduğu kimlik diğeri buna karşılık varlığını sürdüren Kürt kimliği.
Her toplumda, toplumu bir arada tutmak için bir “biz” olgusu vardır. Bu “biz” olgusu korunmacı bir anlayıştır. Modern zamanda bu kimlik’e denk gelmektedir.
Bu ülke de kurulduğu zaman birilerini “kurucu kimlik” denilerek diğer bir kesim dışarı bırakıldı ve dışlandı.
Kemalist rejimin ilk döneminde Kürtlere, eşkıya, medeniyetsiz vs denildi. Herkes Türk’ün kölesi denildi ve baskılar zulümler uygulandı.
Çoğu ülke üst kimlik oluşturup insanları ona uymaya çalıştılar, bazı ülkeler bunu başarmasına rağmen Türkiye bunu başaramadı. Kürt meselesi çıktı, Ermeni, başörtüsü vs meseleleri çıktı.
***
Evet, insanlar devletlere benzer ancak bu adımı aşmalıyız çünkü insanlar devlet gibi düşünmekten vazgeçerse o zaman karşıdakinden de bir parça bulacağı muhakkak. Onun için devlet/ler gibi düşünmemeliyiz.
***
Korkunç bir devlet geleneğinden geliyoruz. Varlık vergisi, 6-7 Eylül olayları ve tüm darbeler… Böyle bir toplum nasıl duyarlı olabilir? Zor tabi.
Bu toplum siyaseti hep büyüklere bıraktılar.
Bir defa olsun bile Türk tarafı barış istiyoruz diye ciddi bir yürüyüş yaparsa o zaman halk olarak siyaseti ve barışı sahiplenmiş oluruz.
90’lar da bu ülkede ki insanlar konuşulmaya başlandı. Ancak bu meseleler hep varı bastırıldığı için konuşulmuyordu. Ama neticede konuşmaya ve yüzleşmeye başladık.
Ötekileştirme yapmadan birbirimizi anlamaya başladığımız zaman aslında sadece kimliksel değil, kültürel ve düşünsel olarak da melez bir toplum olmuş bulunmaktayız.
Bizim kendi tarihimizle, inancımızla yüzleşmemiz lazım.
Ülke olarak bu tarz barış organizasyonu yapan bir ülke değiliz. Ancak yeni yeni emekleme dönemindeyiz ve birbirimizi hoş görerek, elimize yüzümüze bulaştırarak ama konuşmaya devam ederek bir çözüme ulaşabiliriz.
2 / Mustafa Özçelik: Kendimi bir kimlik ve düşünceyle tanımladığım zaman başka bir kişi ile doğal olarak kavga edecek konumunda hissediyorum.
Eğer bizler fikirlerimizden ve kimliklerimizden sıyrılıp o şekilde olaylara bakmış olursak meselelerin çözümü daha kolaylaşacağı düşüncesindeyim.
Rejim tarafından düşman olarak görülen Kürtler ve Dindarlar bu barışı sağlarlar umarım veya temennim o yönde.
Rejimin düşmanı olan bu iki yapı bugün süreci yürütmesinde ilginç bir duruma gelmiş bulunmakta.
Umarım barışa ulaşmış oluruz.
3 / Şehmus Seviş: AKP iktidarlarıyla birlikte AB uyum yasaları çerçevesinde STK oluşumlar arttı ve yeni yeni çalışmalara başladılar.
Öncesinde askeri statükonun baskısından dolayı pek bir STK çalışmalarından söz edilemez herhalde.
Bu süreçte STK’ların yetersiz ve geri planda oldukları görüşündeyim. STK’lar bu süreci sahiplenip desteklemesi düşüncesindeyim, umarım öyle olur..
4 / Ayla Yıldırım: Sivil toplum dediğimiz şey acaba ne kadar sivil?
Militer bir anlayışla şekillenen bu toplum, ne kadar sivil kalmış olabilir ki? Militer toplumlar daha çok kendi liderleri perspektifinde hareket ederler. Türkiye de böyle bir toplum olduğu için “sivil” toplumdan pek bir şey beklememek düşüncesindeyim.
Daha önce ki durumlarla karşılaştırıldığı zaman bu sürecin daha umut vadeden bir süreç olduğu görüşündeyim.
Biz her ne olursa olsun barıştan yanayız.
Eğer toplum bu süreci sahiplenmezse belli kesimlerin bu süreci sabote edeceği aşikardır.
Bir yandan Kandil’e göndererek diğer yandan Kandil’i bombaladığınız için süreçten vazgeçecek değiliz.
Bu çelişkilerin yaşanmaması için ciddi bir STK gücü olması gerektiği düşüncesindeyim.
5 / Atilla Kaya: Bu tarz konuları ihtiyacı olan konuşur.
Hem bu toplantı olsun hem de diğer barış toplantıları olsun buna rağbet eden azınlıklar yani Kürtler oluyorlar.
Bence bu ülke de bir vicdan hareketi başlatmak gerektiğini düşünüyorum.
Evet, nasıl ki Hrant’ın cenazesine farklı farklı renklerden binler katıldıysa böyle bir farklılıkla bir oluşum oluşturulup sürece destek olması gerektiği düşüncesindeyim.
ÖNERİLER
Daha fazla katılım sağlanmalı ve medya’ya duyuru yapılmalı.
ORTAK SONUÇ
1 / Süreç destekleniyor. Ve devam edilmesi isteniyor
2 / STK’ların bu süreci sahiplenmesi gerektiği vurgulandı
3 / Taraflar sabotelere izin vermeden süreci sahiplenmeli ve devam etmeliler.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100’e yakın STK’ya mesaj yoluya duyuru yapıldı, aynı şekilde siyasi partilere hem mesaj hem mail hem telefon yoluyla duyuru yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mesaj yoluyla tüm vekillere duyuru yapıldı, bazıları telefonla arandı. Herhangi bir vekil katılımı sağlanamadı.
MEDYA İLE
Tüm ulusal ajanslara haber verilmesine rağmen herhangi bir katılım sağlanmadı. Yerel medya’ya da duyuru yapılmasına rağmen herhangi bir kurum katılım sağlamadı.
SONUÇLAR
TkMM genel konuya ilişkin videolar gösterildi.
Genel olarak toplantının adabına uygun bir oturum gerçekleşti.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Bursa kMM Hamalı Emin İleri