Tarih : 05.12.2009
Yer : Kervansaray Termal
Küçük Millet Meclisi katılımcıları:
1. Günyüzü Kadın Derneği – Çiğdem Tunç (Başkan)
2. Bursa Tabip Odası- Dr. Bülent Aslanhan (Başkan)
3. İnşaat Odası – Necati Şahin (Başkan)
4. Mazlum Der- Hasan Önal (Başkan)
5. Türkiye Yazarlar Bir. Bursa Şubesi- Enes Keskin (Başkan)
6. Sodev- Mustafa Şenyurt (Başkan)
Diğer Katılımcılar:
1. İdris Kalender (Emekli Öğretmen)
2. Kenan Menteşe
3. Yunus Ermiş
4. Mustafa Özçelik (İnşaat Mühendisi)
5. Şükrü Aksu ( B.B. B meclis üyesi)
6. Mustafa Özçelik( İnşaat Mühendisi)
7. Murat Şenyurt
8. Av. Saniye Barut
9. Gıyasettin Bingöl ( Eğitimci)
10. Abdürahim Işık ( Eğitimci)
11. Ali Rıza Özmen ( Muhasebe)
12. Sedat Yalçın ( Mali Müşavir)
13. Kemal Ekinci (Müteahhit)
14. Nesimi Üçlertoprağı (Belediye Mec.Üyesi)
15. Yahya Şimşek ( Eski Dönem Milletvekili)
16. Niyazi Pakyürek (22.Dönem milletvekili)
Gözlemciler:
1. Özcan Mertyürek ( MHP il Başkan Yard.)
Milletvekilleri:
1. Faruk Çelik( Devlet Bakanı)
2. Sedat Kızılcıklı ( Milletvekili)
Mazeret bildiren vekiller:
Katılmayan Ak-parti milletvekillerinin tamamı şehir dışında olmaları sebebiyle mazeret bildirdiler. MHP ve CHP’den katılım olmadığı gibi mazeret bildiren de olmadı.
Belediye Başkanları:
1. Mustafa Bektaş ( Keles Belediye Başkanı)
2. Kemal Bayraktar( Osmangazi Belediye Bşk. Yar)
Kolaylaştırıcı (Moderatör): Tahsin BULUT (Bursa Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri)
Medya:
1. Özlem Buğday Yağmur (Olay Gazetesi)
2. Aysın Komitgan (Meydan Gazetesi)
3. Yüksel Baysal (Meydan Gazetesi)
4. Osman Akın (İHA Muhabiri)
********** Toplantı içeriği ***************
Konular: (Gündem)
1- Genel Konu: Aleviler ve Dersim ve 82 Anayasasına yansıma şekli.
2- Yerel Konu: Bursa’nın Ulaşım Sorunları
Moderatör: TKMM üyeleri hoş geldiniz. Modaretörlük eşitler arasında kolaylaştırıcılıktır. Buradaki farklı sesleri dinlemek benim için bir hayli stresli bir iş. Neden buradayız? Komplocu düşünmemek adına diyorum ki bu sivil toplumun entegrasyonudur diyebilirim. Bu formatın isabetli olduğuna inanıyorum. Konuşurken duygusal olmadan konuşup sosyolojik boyuta değinmeliyiz.
1. Kemal Ekinci (Bursa CHP Eski İl Başkanı): Sayın bakanın önderlik ettiği Alevi çalıştayına katılımın neye göre yapıldığını bilmiyorum. Çalıştayda yeni kriterler getirilmesini diliyorum. Alevilik meselesi büyük bir sorundur. Alevilik meselesi Türklükle ilgilidir ve Türklerin Müslüman olmasıyla başlamıştır. Kerbela’dan sonra Horasana kaçan H.z Ali taraftarları Ermeni karşıtı ve Ali yandaşı olmuştur.Biz uzak doğu felsefesinden, Şamanizm’den etkilenmişiz. Anadolu ya Selçuklularla çatışarak girmişiz. Hazar kanadı Alevi-Şii Basra kanadı sunidir.
Alevilik Türk-İslam sentezidir. Namaz var ama şekli yok. Biz sorgularız her şeyi, Allah’ı ve melekleri sorgularız. İyi, güzel ve çirkin insandadır. Bu vardır aerobik yaparak (havaz) yapmıyoruz. Eline, beline, diline, hâkim olacaksın. Hacıbektaş Anadolu’nun Türkleşmesine katkı yapmıştır. Anadolu Aleviliği insanlara eşit davranır. İnsanlar Alevilikle ilgilidir, haksızlığa direnmelidir isyanın temeli topraktır. Selçuklukta, Osmanlı da böyledir. Beylikler dönemi Aleviliğin en iyi yaşandığı dönemdir. Çelişmenin dönüm noktası Şah İsmail-Yavuz Sultan Selim bizim sorunumuz Cumhuriyetle yok. Esas sorunumuz Osmanlı ve Osmanlıcı düşüncelerdir. Koçgiri isyanını bilinmeden Dersim isyanını bilmek mümkün değil. Konuşarak sorunları çözebiliriz Osmanlı-Ermeni anlayışını bırakmadan toplumsal barış sağlanamaz.
2. Mustafa Özçelik (İnşaat Mühendisi): Günümüzde yapılması gerekenleri yapmama sorunu var. T.C. kuruluşunda ki Jakoben-militarist tavır hala devam ediyor. Sanki Anadolu’nun İslamlaşması tamamlanmadı. Sorunun temeli laikliktir. Laiklik yeniden sorgulanıp tanımlanmalıdır. Devletin dinle ilişkisinin kesilmesi gerekir, Diyanet Başkanlığı kaldırılmalıdır. Din dersleri zorunlu olmasın, nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kaldırılsın. Dersim isyanında katliam yapılmıştır. Demokrasi olmadıkça karşı duruşlar olacaktır. Mağdurlar oldukça isyanlar olacaktır, haksızlıklar ortadan kaldırılmalıdır. Dersimde yapılanlar gizlense de ortaya çıkmıştır.
3. Mustafa Şenyurt (Sodev Başkanı): Ben 1.Alevi çalıştayına tesadüfen katıldım. Dinleyici olarak oradaki yöntemlerden etkilendim. Din dersi zorunlu olmasın deniyor, nüfus cüzdanlarına din hanesi yazılmasın, bunlar basit şeyler bu haklar tanınmalı. Bir örnek vereyim Herkes küçük arsasına cami yapabiliyor ama cem evi için bürokratik engeller çıkarılıyor. Bu soruna belediyeler kolaylık sağlayarak çözebilir. Dersim olaylarının sebeplerinden çok sonuçlarıyla ilgilenmek istiyorum. Orada dinsiz Kızılbaşların adeta soykırımı yapılmıştır. Bu bir soykırım başlangıcıdır. Barış-kardeşlik temelinde sorunu çözebiliriz. Eşit yurttaşlık ilkesi ile soruna çözüm bulabiliriz. Dersim tartışması cerahatin boşaltılması adına iyi olmuştur.
4. Sedat Yalçın (AKP Bursa Eski il Başkanı): Bu toplantının düzenlenmesini anlamlı buluyorum. Hükümetin başlattığı Demokratik açılımın Alevilik boyutu çok önemlidir çünkü sizi dinleyen bir devlet vardır. Burada üslup çok önemli Alevi toplumun devlete bakışı güvensizlik temelindedir. Aleviler bunu sunileştirme projesi olarak anlıyor. Devlet dairelerinde ayırım yapıldığına inanıyorum. Burada devlet Alevilere güven vermeli. Devlet-hükümetin samimi olduğuna inanıyorum. Alevilik kültürünün yazılı dokümanları yok edilmiştir, sözlü anlatımlar çoğunluktadır. Devlet her kesime eşit mesafede durması gerekir.Cem kül.var.Cem evleri yeni bir kavram.Cem evlerine hoş görülü davranılmalı.Bu coğrafyada Aleviler-Kürtler hep bir arada yaşamalıyız.
5. Çiğdem Tunç ( Günyüzü Kadın Derneği Başkanı): Ben söze Dersim katliamı ile başlamak istiyorum. Sayı önemli değil kaç kişi olursa olsun bu bir katliamdır. Geçmişte ve şu anda da Aleviler üzerindeki baskı toplumsal baskıdır. Ben Bursa’da Alevileri tanıdım Aleviler kendilerini hep gizlemek zorundadırlar. Aleviler Şimdi kendilerini daha rahat hissediyorlar. Bir Müslüman kadın örtünmede özgürse Alevilerin de inandıkları gibi yaşamaları gerekir. Devlet-meclis bunu sağlamalı. Umarım devlet Alevileri dinliyordur.
6. Dr. Bülent Aslanhan (Bursa Tabipler Odası Başkanı) İki oturumdur Türkiye’nin önemli sorunlarını tartışıyoruz. Dersim ve Alevileri toplumsal referanslarla tartışmak istiyorum. Cumhuriyetin temel harcı ile başlamak istiyorum. 1922 deki protokollerle başlayalım; Aleviler ve Kürtler kurtuluş savaşında ihanet etmemişlerdir. Devletin yeniden kuruluşunda birlikte hareket etmişlerdir. Cumhuriyet Ziya Gökalp’ın Türk İslam sentezini geliştirmiştir. Suni, Türk ve erkek egemen bir anlayış… Burada Alevilere, Kürtlere ve kadınlara yer verilmemiştir. Ötekileştirmeden sorunu çözebiliriz. Diyanetin hızlı biçimde özelleşmesi gerekir. İnançlar cemaatlere bırakılmalıdır. Bu özelleştirme özgürleşmedir denebilir. Dersime bir özür borcumuz vardır. Özür dilemek büyüklüktür.Çok kültürlü bir ülke olmak zenginliktir.
7. Nesimi Üçlertoprağı (Yıldırım Belediyesi Mec.Üyesi): Bizim tarihimizde bazı şeyler saklanmıştı. Söz gelimi 1514-Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail olayını bilmiyoruz. Biz tarihle hesaplaşmak istemiyoruz. Alevilik eline, beline,diline sahip olmaktır.Bugüne gelince sayın bakanın başkanlığındaki Alevilik çalıştayının daha da yaygınlaşmasını istiyoruz.Aleviler kente yeni geldiler.Köyde cem evine ihtiyaç yoktu.Ama şehirde cem evleri ihtiyaçtır.Vergilerimizin nereye gittiğini sorgulayacağız elbette. Cemevlerinin ibadethane sayılmasını istiyoruz. Geçmişle hesaplaşmak istemiyoruz. Din dersleri zorunlu olmaktan çıkarılsın,Alevilik çalıştayında temsiliyetin doğru yapıldığına inanmıyorum.Bu toplantıya başka Alevi dernek ve kurumlarının temsilcileri de katılmalıydı.1938’de Dersimde bir katliam yapılmıştır. Ancak diğer kesimlerin hiç suçu yoktur denemez. İsyan bastırılırken vahşice yöntemler kullanılmıştır. Sonunda Onur Öymen’i göstermenin anlamını merak ediyorum.
8. Özcan Mertyürek: Yılların biriktirdiği sorunlar sevgi-barış ve kardeşlik temelinde çözüleceğine inanıyorum. Bu çalışmalar Alevilerin ihtiyaçlarına cevap verecekse yapılmalı siyasi çıkar hesabı yapılmaksızın yapılmalıdır. Tartışmalar ayrışmayı değil birliğe temel olmalıdır. Bu çalışmalarda rövanş niyetiyle yapılmamalıdır. Alevilik ayrı bir din olarak değerlendirilmemelidir. Dedelerimizin kavgasını torunlar yapmamalıdır. Anayasal kavram olan laiklik temelinde yapılmalı siz, biz tartışmasından uzakta tutulmalıdır. Esenliğe, barışa, kardeşliğe katkı sunabileceğine inanıyorum.
9. Kenan Menteşe: İyi akşamlar diliyorum gelecek adına umutluyum Alevilerin ve halkın devletle bir küskünlüğü var. Devlet halkın olamamıştır Millet için lazım olan demokrasidir. Devletin, halkın herkesle sorunu vardır. Örneğin halk müziği yasaklanmış bu anlayış Âşık Veysel’i Kızılay’a sokmamıştır. İnsanlar şeklen değiştirilerek tek tip insan yaratılmak istenmiştir. Çözüm belli; dünyada demokrasi diye bir kavram var. Sorunlarla yüzleşirken çalıştığımız en sert söylem: Cumhuriyeti demokrasiye yedirmeyeceğiz. Bu hâkim anlayış hala kırılmamıştır. Demokrasinin özü kanun değil hukuk olmalıdır, demokratik açılımın başarılacağına inanıyorum. Bu açılımlar geleceğimizi biçimlendirecektir. Toplumsal önyargıları kırmalıyız. Demokrasinin kültürel ayağını harekete geçirerek sorunu aşacağız. Demokrasiler çiçek bahçeleri olmalıdır. Farklı çiçekler ve güller fark edildi.
10. Kemal Bayraktar (Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı): Son zamanlarda devlet veya hükümet tarafından Türkiye’de yaşayan insanların insan olarak algılanmaları beni mutlu etmiştir. Artık insanlarımız, yöneticilerimiz, aydınlarımız bu işin farkındadırlar. Empati yapmalıyız, ön yargılardan uzak durmalıyız, sorunu sloganik olarak değil gerçek anlamıyla ifade edelim. Kardeşçe adımları ideolojik değildir; örneğin madımak olaylarının arkasına saklanmamalıyız. Alevilik konusunda Suniler gibi düşünen Aleviler olduğunu biliyoruz.
11. İdris Kalender: Açılıma taraftar olmak kadar karşı olmakta bir haktır. Temenni ederdim ki açılımı kendi halkımız olarak yapmamız gerekseydi. Bu açılımları batılı güçler istiyor. İki vazgeçilmezimiz var: 1.milli önderimiz Atatürk 2. dini önderimiz Hz. Muhammed. Bunlar olmadan ne Alevilik nede sunilik olmazdı. Batılıların Peygambere hakareti kabul edilemez. Milli önderimize saldırarak bizi parçalamak istiyor. Alevilik sorunumu var; şimdiye kadar kardeş kardeş yaşadık. Obama Ankara’ya geldi ve bu açılımları TBMM de söyledi. Minare olmadan İslam olmaz İsviçre’ye rağmen o minareler oraya dikilecek. Dinler arası diyalog safsatadır. İslam haksızlığa karşı mücadele dinidir. Ayrılıkları kaşımayacağız, açılımların hiç birini kabul etmiyorum. Tunceli olayları çetecilerin devlet otoritesine karşı baş kaldırırsıdır. Devlet kendini savunmuştur.
12. Özlem Buğday Yağmur (Olay Gazetesi): Onur Öymen’in vukuatının ardından bu güne gelindi. Bu çağda suçun, ceza şeklinde gündeme gelmesi üzücü. Sorunu matematiksel olarak da ifade etmek doğru değil. Sorunu rakamlardan çıkaralım. Kaç kişi olursa olsun önemli. Biz acılarımıza tutunmayacağız ama sorunun üstünü de örtmeyelim. Bir şeyi çok iyi biliyorum Alevilik ve Aleviler hala bir öteki. Ben suniyim eşim Alevi. Sohbetlerde nişanlandığımı söylediğim insanlar, nişanlımın Alevi olduğunu duyduklarında hep yüz ifadelerini değiştirdiler. Tarih acılarla dolu ama günümüzde pek matah değil.
13. Yahya Şimşek (Bursa Barosu Eski Başkanı): Gerek Alevi-Kürt açılım adına ne derseniz deyin gelinen nokta yararlı olmuştur. Bir zamanlar söz edilmesi suç olan konuların platformlarda tartışılması önemlidir. Özünde hak ve özgürlükler vardır. Demokratik açılım için önce demokrasi açılmalıdır. Demokrasinin önündeki engel siyasi partiler ve seçim yasalarıdır. Bu yasalar değişmelidir. Bu yasalarla Demokratik açılım olmaz. Geçmişi bu şekilde tartışarak sorunu çözebilir miyiz? Mesela ‘’yazıhaneme biri geldi, benim dedem Dersim’de öldürülmüş tazminat istiyorum’’ dedi; geçmişin yaralarını kaşımayalım günümüzün sorunlarını çözelim. Cem evleri, din derslerinin zorunlu olması ve nüfus cüzdanlarındaki din hanesi sorunlarını çözelim. Demokratik açılımı hukuken, yasaları değiştirerek yapmalıyız. Hukuk korunarak demokrasi olur.
14. Şükrü Aksu (Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi): Ben bir Dersimli Aleviyim demokratik acılımı önemsiyorum. Bizler bu cümleleri dahi söyleyemezdik. Bu anlamda bunu önemsiyorum. Yıllarca bize potansiyel suçlu olarak bakıldı. “Hem Alevi hem de Kürt”, bu suçlu olmak için yeterliydi. 1993 sürecini yaşadım; birbirimizi anlamalı ve dinlemeliyiz farklılıklarımız zenginliğimizdir. Bu sivil bir ortamda çağdaş kimliksel özelliklerimizi ortaya koymalıyız. Çağdaş demokrasiler hatalarıyla yüzleşiyor, bizde yüzleşmeliyiz. Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Acılar yaşanmış ama onları bağrımıza basarak sorunu kardeşlik temelinde çözmeliyiz. Ciddi bir asimilasyon politikası yaşandı. Cemevleri ve zorunlu din dersleri konusunda AİHM kararları var. Bu sorun çözümlenmelidir. Resmi ideoloji ile bizim öğrettiklerimiz farklı. Cem evleri ibadethane ve kültür merkezi olarak kabul edilmesi lazım. Bu ülke bizim ülkemiz herkes düşüncelerini özgürce açıklamalıdır.
15. Hasan Önal ( Mazlumder Bursa Şube Başkanı): Bu sorunları konuşuyor olmak önemli bundan memnuniyet duyuyoruz. Çatışmaları ve kırgınlıkları bir tarafa bırakmalıyız. Bütün bu açılımların anası yeni bir anayasadır. Toplumun barışmaması için bir neden yok. Sorun devletin kendini kapatmasıdır. Devlet toplumu anlamamış devlet Kürtlerle, Alevilerle, Sunilerle barışık değil. Hep bir düşman yaratmıştık. Temennimiz bakışların ileriye çevrilmesi. Aleviler denince Suniler akla gelmemeli. Sorun aslında devletle Aleviler arasındadır. Alevilik mezhep mi, tarikat mı? Olabilir. Kendilerini nasıl ifade ediyorlarsa öyle olsun dayatma olmasın. Zorunlu din dersi devletin sorunu Sünnilerin değil bana göre kaldırılsın. Cem evleri olsun nüfus cüzdanlarında İslam kaldırılsın. Alevilerin muhalif bir duruşları var bunun sosyolojik ve inanç boyutları var. Açılımlardan korkmayalım.
16. Sedat Kızılcıklı (Bursa Milletvekili): 96-97’de Malatya’ya gidecektim. Yanımda Bitlis Ahlatlı bir arkadaşım vardı. Darende’de biri el kaldırdı durmadım. Biz onu almadık sonra geri dönüp aldık, bizi evine davet etti ve evine gittik. Götürdükleri yerde Hz. Ali resmi vardı, anladık ki bunlar Alevi. Konuk severliğini unutamıyorum. Büro komşum bir Alevi, mühendislik bürosuydu. Hiç sorunumuz olmadı Ben dersimi yeni öğrendim, insanlar doğum yerlerini gizlemişler, arabalarının plakalarını farklı yerlerden almışlar, hep kendilerini gizlemişlerdir.
Alevilik bir din midir? Mezhep mi? Kendilerini nasıl ifade ediyorlarsa öyle olsunlar, dualarını nasıl ediyorlarsa etsinler. Şiddet uygulamadıkça bir sorun yoktur. Din dersine girmesin, nüfus cüzdanından din hanesini kaldırsın. Doğuştan kazanılan haklarla kimse övünmesin.21.yy yaşadıklarımızı anlamamız lazım. Artık 20.yy kapamamız lazım.21.yy referanslarıyla hareket etme alt kimliklerimiz olabilir. Evrensel kimliğimiz İnsan olmaktır, evrensel normlara göre hareket etmeliyiz. Özgürlük, eşitlik, demokrasi temelinde sorun çözülür. Herkes kendi dertleri için değil ortak dertler için bağırmalı. Yani bir elbise dikmeliyiz bu devlete, artık yama tutmuyor. Bir şey söylendiğinde kimin söylediğine değil ne söylediğine bakalım.
17. Faruk Çelik (Bursa Milletvekili- Devlet Bakanı): Ankara’da yoğun biçimde açılımlarla uğraşıyoruz. Sistematik değil spontane bazı aktarımlarda bulunacağım. Bugün Dersimi konuşmayalım. Cumhurbaşkanımızla birlikte Tunceli’ye gittik. Farklı bir il; Büyük bir sıkıntı olduğunu gördük, sorunlar hep örtbas edilmiş. Bize düşen payı almalıyız, geçmiştekiler herkes almalı. Tunceli, Elazığ, Sivas veya Hakkâri değil Tunceli’ye gitmek Cemevlerinde ziyaret etmekte geç kalınmış. Munzur Tunceli için önemli. Munzur’un kutsiyeti nereden geliyor bunu anlamaya çalışıyoruz.
Tunceli’nin özelliği Kürt Alevi oluşları. Buradaki törenlerin yalnız Tunceli’ye özgü olduğudur. Alevilerin anlaşılması için farklı ritüellerini anlamalıyız. Dedelerin bugün ki konumları ve problemleri halka yansımış. Tunceli ile çok ilgilenmemiz gerekir. Her hizmeti götürmeliyiz. Duble yol gitmiş. Üniversiteye Alevi bir rektör atanmış. Açılış dedenin sazı ile olmuş. Açılıma samimi başladık hiçbir müdahale olmadı, amacımız müdahaleci olmak değil, hakem olmak. Devlet olayların içinde olduğu halde Aleviliği yok saydı. Çatışmacı bir zihniyet hâkim oldu. Alevilerin Sunileştirilmesi, Kürtlerin Türkleştirilmesi gibi çatışmacı bir zihniyet benimsedi. Maraş, Çorum, Sivas olaylarını Suniler veya Aleviler başlatmadı. Ülkede kaşınacak sorun varsa birileri kibriti çakacak.
Öncelikle sorunları temelinde çözmek lazım. Problemleri görmezden gelmeyerek çözüm noktasında samimi olmalıyız. Bunu siyasi rant meselesi yapmıyoruz. Her şey dışarıya endekslenmemeli. Herkesin etkisi vardır. Çevre ile sorunlarımızı çözerek, görüşerek açılım politikaları geliştirdik. Dış güçlerin fonksiyonu nedir? Amerika geldi Irak’ı işgal etti, sonuç böyle oldu. Belki ABD Irak’ta incirlik benzeri çok sayıda üs inşa etmiştir. Terörist başının yakalanmasını hatırlayalım; kim bize teslim etti? Günümüzde büyük devlet olmak için bölgenin ve dünyanın sorunlarıyla ilgilenmek gerekir. Şartlar uygun olduğunda sorunun üzerine gidilmeli. Kürt açılımda sessiz olmak en çok DTP nin hakkıdır. Yapıcı olmak gerekir sorunlu makamda olunca sorun başka görünür. Bu işten beslenen kesimler var. Alevilik, Cemel, Sifin olayı, Kerbela’da Peygamber torunlarının şehit edilmesi. Burada mantıktan çok duyular egemen. Ben Mekke’den geliyorum. Yanımızdaki İran hacılarının mersiyelerine Türk hacılarda ağladı. Taraftarlık kemikleşmiştir. Şia Ali diye başlayan süreç Şah İsmail ile devam etti. Horasan erenleriyle Türkler Müslüman olmuştur. Bunun fikri açılımı Kızılbaşlıktır. Kızıl başlara atılan iftiralar bazı sosyal travmalar yaratmıştır. Şia nasıl İran’a uzanan bir yol ise, Alevilikte Anadolu’ya uzanan bir yoldur. Önemli olan çözüme endekslenmektir.
Diyanet kalksın; o zaman Sünni sorunu çıkmaz mı? Ne istediğinize bakın. Kimse diğerinin alanını daraltmasın. Osmanlıdaki Şeriye, evkaf, erkânı harbiye daha sonra diyanet vakıflar ve genelkurmay olarak devam etmiştir. Sorunu uzatmıyoruz. Ocakta çalıştayları bitiriyoruz. Son yedinci çalıştayda taraflar olacaktır. Hem Sünni hem de Alevi kanaat önderleri çözüm önerilerini getirecektir. Cemevleri ibadethane olsun, peki devrim yasaları tekke ve zaviyeleri kapatmamış mı? Bunu İslam içinde mi dışında mı gördüm. Cem evi yeni kentsellikten çıkan bir ihtiyaç. Kırsal da Alevi sorununu çözüyordu. Din dersi yok. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var. Bu derste Alevilikte anlatılsın. Alevi anlayışında bir din dersi almak istiyorsa buda verilmeli. Alevilerin yoğun yaşadığı yere Yavuz Sultan Selim Mahallesi ismi konmuştur. Bu enteresanlıklar var. Diyanet Cumhuriyetle yaşıt bir kurum Suniler için mi getirilmiş. O günün koşullarında din cemaatlere bırakılabilirimiydi? Biz şeffafız Alevilere değer veriyor taleplerini karşılayacak öneriler getiriyoruz.
Kullanılan Materyaller:
Mutfaktan gönderilen DVD’ nin gösterimi yapılmıştır. İlk defa katılanlara tanıtım broşürleri verilmiştir.
Değerlendiren:
Av. Mehmet Emin Yalçın