YER: Ticaret ve Sanayi Odası
TARİH: 05.02.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Hasankeyf Girişimi (Recep Kavuş – Başkan)
2 / Çevre Gönüllüleri Derneği (Hasan Argunağa – Başkan)
3 / Türkiye Emekliler Derneği (Remzi Çekmen – Eğt. Ve Teşkilat Sekreteri)
4 / Tüm Muhtarlar Derneği (M. Masum Padir – Başkan)
5 / Mustazaf-Der (Abdurrahman Cens – Başkan)
6 / Umut-Der (İsa Aydın – Başkan)
7 / Nubihar-Der (Nuri Mehmetoğlu-Başkan)
8 / Düşünce ve İnanç Platformu (Cahit Çekmen – Dönem Sözcüsü)
9 / BEYDER (Osman Alpgan – YKÜ)
10 / Mum Işığı Derneği (Yahya Arı – Başkan)
11 / İnsan Hakları Derneği (Nihat Ekinci – YKÜ)
12 / Öğrenci Servisleri Derneği (İbrahim Susuz – Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / Minibüsçüler ve Otobüsçüler Odası (Mehmet Tekin – Başkan)
2 / Yeşilevler Minibüs Hat Kooperatifi (Yusuf Gönül – Başkan)
3 / 19 Mayıs Minibüs Hat Kooperatifi (Cemil Turan – Başkan)
4 / Batman Tabip Odası (Mehmet Demir – Başkan)
5 / TMMOB (Metin Doğrul – Üye)
SENDİKALAR
1 / ESM Sendikası (Cüneyt Aksoy – İl Temsilcisi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Zeki Argunhan (Batman Üniversitesi – Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü)
2 / Erdoğan Pekkolay (Doktor – Tabip Odası Genel Sekreteri)
3 / M. Emin Badur (Muhtar)
4 / M. Selim Pılotin (İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde Memur)
5 / Nurettin Teymur (Mustazaf-Der Başkan Yrd.)
6 / Ekrem Gülşen (Mustazaf-Der Sekreteri)
7 / Masum Ayyıldız (Umut-Der Başkan Yrd.)
GÖZLEMCİLER
–
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / M. Emin Ekmen (Ak Parti) (Toplantının ikinci bölümüne katılabildi)
BELEDİYE BAŞKANLARI
Belediye başkanı katılımı olmadı. Belediye adına aynı zamanda İHD temsilcisi olan ulaştırma müdürü olan Nihat Ekinci katıldı.
MESAJ YOLLAYANLAR
–
DİĞER KATILIMCILAR
–
MEDYA
1 / İlke Haber Ajansı
2 / Doğru Haber Gazetesi
3 / Batman Duruş Gazetesi
4 / Kanal 72
5 / Batman Pusula Gazetesi
6 / Batman Günışığı Gazetesi
MODERATÖR
Nihat Ekinci (İHD – Belediye Ulaşım Müdürü)
KONULAR
GENEL KONU: 102. Maddenin Uygulanmasından Sonra Yaşanan Süreç ve STK’ların Sıkıntıları
YEREL KONU: Şehir İçi Trafik Sorunu
KONUŞULANLAR
YEREL KONU
1 / Recep Kavuş: Batman’da şu anda yerleşik nüfus üç yüz yirmi bini, gün içinde köy, ilçe ve çevre illerden gelenlerle birlikte beş yüz bini bulmaktadır. Elli yıllık hızla gelişen kentleşme sürecine baktığımızda planlı bir yapılaşma ve büyüme söz konusu değildir. Trafik de bu konuda önemli bir sorun teşkil etmektedir. Trafikte yaşadığımız sorunları ana başlıklar olarak ele aldığımızda karşımıza öncelikle şu sorunlar çıkmaktadır. 1- Park sorunu (yer bulamama ve araçların istedikleri yere keyfi olarak park etmesi) 2- Şehir içinde toplu taşıma araçları yeterli olmadığı için hususi araç kullanımının artması ve yaşanan sıkışıklık. 3- Trafik sinyalizasyonlarında yaşanan aksaklıklar 4- Alternatif yolların olmaması. Çevre köy, ilçe ve illerden gelen minibüs, otobüs, kamyon vb. araçların şehir içinden geçmesi, alternatif çevre yollarının olmamasıdır.
2 / Hasan Argunağa: Özellikle ana caddelerde çok ciddi park sıkıntısı yaşanıyor. Yolun sağ tarafı adeta kullanılamıyor. Ara yollarda da araçların hız yapma problemi vardı. Yaptığımız öneri ile yapılan kasisler nedeniyle bu sorun önemli ölçüde azaltıldı. Bildiğim kadarıyla yapılan apartmanların altının otopark olması yasal bir zorunluluktur. Bu yasal zorunluluk neden Batman için uygulanmıyor. Ya da neden bunu uygulamayan yapılara izin veriliyor? Park sorunu için de en önemli çözümün çok katlı otopark yapımının olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Diyarbakır caddesinde alınan park ücreti ve çok kısa süre bile kalınsa bu ücretin tahsil edilmesi insanları aracını yola park etmeye sevk ediyor olabilir. Yine öğrenci servislerinin de trafik kurallarına çok riayet etmediklerini görüyorum. Özellikle süratli kullanma noktasında dikkatli olmadıklarını düşünüyorum.
3 / Metin Doğrul: Apartmanların bodrum katının otopark olması, yasal bir zorunluluktur. Bütün apartmanlar apartmanın yapım projesinde bunu gösterirler ama uygulamada yapmazlar. Bu nedenle Batman’da yapı kullanma izin belgesi(iskan belgesi), sahibi bina sayısı çok azdır. Şu anki belediye bunların üzerine daha ciddi gidiyor ama buda yeterli olmamaktadır maalesef. Ulaşım problemi çok önemli olan ama maalesef aynı şekilde çok da göz ardı edilen bir sorundur. Yapılan şehir imar palanları bilimsel yapılmadığı için bu önemli sıkıntılar yaratıyor. Şu anda yapılan yerleşim yerlerinde bir nebze de olsa bu yapılmaya çalışılıyor. Artık tek yönlü ulaşım yollarına ihtiyacımız var. Yapılan bazı yerlerde de maalesef kurallara uyulmuyor. Burada da denetim sorunu ortaya çıkmaktadır. Ulaşım mastır planının yapılması çok önemlidir. Bütün her şey orada belirlenir. Bilimsel verilere dayanarak yapılır. Belediyenin bunu mutlaka yapması gerekir. Diyarbakır caddesine bağlanan yolların tek yön olması ve park alanlarının yan yollara kaydırılması da çözüm olabilecek başka bir konudur.
4 / Cahit Çekmen: Batman’da çok ciddi bir trafik sorunu var ve bu aslında Türkiye ile paralel gelişen bir sorundur. Bugün baktığımızda neredeyse Türkiye’nin tamamında bu sorun mevcuttur. Şehrimize baktığımızda, trafik ışıklarında önemli sıkıntılar var. Belediye otobüslerinin genişliğinin yollarımıza uygun olmadığını düşünüyorum. En azından bundan sonrakilerin bu dikkate alınarak alınması gerektiğini düşünüyorum. Belediyenin özellikle yeni yollar yapma ve bu konuda gerekli yerleri istimlâk etme yoluyla radikal kararlar alması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca yeni imara açılan yerlerde de yolların genişliğinin çok da yeterli olmadığını düşünüyorum. Yoğunluğun çok olduğu bölgelerde çok katlı otoparklara ihtiyaç var. Çevre yolunun (Grossmar-Buket Lahmacun arası) altlı üstlü geçit şeklinde yapılması daha uygun olur diye düşünüyorum. Ayrıca belediyenin şehir içindeki çukurları çok iyi takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu çukurlar yüzünden çok kazalar olduğunu görüyor ve düşünüyorum. Çukurlar yüzünden aniden fren yapma, yada kırma sonucunda oluşan çok sayıda kaza vardır.
5 / İsa Aydın: Fazla israfçı davranıyoruz gibime geliyor. Geçici bir süre için de olsa bir bilinçlendirme yapılarak, toplu taşıma araç kullanımı özendirilmelidir. Ayrıca yapı ruhsatı verilirken bu ruhsatları verenlerin daha dikkatli olmaları gerekir. Ana arterlerin iyi düzenlenmesi gerekir. Binaların altının otopark yapılması çözülemeyecek bir sorun değildir. Biraz daha duyarlı olursak bu kanun rahatlıkla uygulanabilir. Kurallara uymama durumu da var, bu da denetim eksiliğinden kaynaklanıyor.
6 / Masum Padir: Trafikte iki yıl öncesine kadar kırmızı ışıkta en fazla iki üç araç birikirken, şimdi inanılmaz bir yığılma oluyor. Gün gittikçe de bunun artacağı belli. Yapı ruhsatları verilirken artık çok daha fazla hassas olunmalıdır.
7 / Cüneyt Aksoy: Batman trafiği gerçekten bir keşmekeşlik içinde. Bunun en önemli nedeni de eğitimsizliktir. Şehir içi dolmuşlar trafiği felç etmiş durumdalar. Ayrıca ışıklarda da sorunlar var.
8 / Cemil Turan: Herkes bütün suçu minibüsçülere atıyor ama bu konuda herkesin eksikliği ve kabahati vardır. Suçu tek bir tarafa atarak bu sorunu çözemeyiz. Bu sorunun tek çözüm yolu herkesin el ele vermesidir.
9 / Osman Alpgan: Belde mahallesi minibüslerinin yavaş ve keyfi davranması, otobüslerin uzun aralıklarla geçmesi ve sayılarının az olması sorun yaratıyor. Bu da insanda bezmeye yol açıyor. Bu nedenle imkânı olanlar toplu taşıma araçlarını tercih etmemek durumunda kalıyorlar. Otobüs geçiş sürelerinin daha kısa tutulması, minibüs güzergâhlarının daha kısa mesafede tutulması bir çözüm olabilir.
10 / Yahya Arı: Otobüs ve minibüs çalışma saatlerinin uzatılması gerekmektedir. Erken saatte seferlerin sona ermesi vatandaşı mağdur etmektedir.
11 / Mehmet Ekin: Toplu taşımada belediye-trafik ve toplu taşımacılar birlikte hareket etmezlerse bu sorun çözülemez. Eğitim konusunda bizim de bazı eksikliklerimiz var. Ama bunların dışında kavşaklarda ve trafik işaretlerinde sorunlar var. Ayrıca cep şeklinde duraklar yapılmalı ve en az 3-5 metre içeride ve yeterli uzunlukta olmalıdır. Her şey teoriyi iyi bilmekle olmuyor, bazen bir şey yapılırken işin içinde olanların da fikrinin alınması gerekir.
12 / Nihat Ekinci: (İHD temsilcisi ama Belediye Ulaşım Müdürü olarak konuştu)Öncelikle bir şeyi ortaya koymamız gerekiyor. Hepimiz için bir tek Batman var. Batman kent gerçekliğinde bir trafik sorunu vardır. Bu hepimizin sorunu ve hepimizden kaynaklı bir sorundur. Öncelikle bazı şeyleri aktarmak istiyorum.
-Belediyenin şu anda faal olarak çalışmakta olan 26 otobüsü ve bunlara ait 6 güzergâh vardır. Güzergâhların bu kadar uzun olmasının nedeni, olabildiğince düşük gelirli vatandaşların faydalanmasını sağlamaktır.
– Şehir içi minibüslerde ise ruhsatlı toplam 274 minibüs ve 7 tane güzergâh vardır. Şoförlerden hepimiz yakınıyoruz haklı olarak, ama unutmayalım ki onların da kendilerine göre sıkıntıları ve sorunları var(çalışma sürelerinin uzunluğu, güvencesiz çalışma vb.).
– Toplu taşıma sistemiyle ilgili bir havuz sistemi yapmayı planlıyorduk ama belediye başkanımızın tutuklanmasından sonra fikrimizi uygulamaya geçiremedik.
– Diyarbakır Caddesi’nde park ücreti almamızın en büyük nedeni oraya park yığılmasını engellemeye çalışmaktı. Ayrıca araç parkından ilk on dakika için ücret alınmaz şayet süre on dakikayı geçerse ücretlendirme yapılabilir.
– Şu anda şehir içinde 20 tane ışık merkezi var. Bunlardan beş tanesi karayollarına aittir. Işıkların çakışması konusunda sıkıntılar var. Özellikle sağa dönüşlerde yayalarla çakışıyor. Geçiş önceliği yayada olmasına rağmen buna riayet edilmiyor.
– Belediyenin kusurları yok mu peki? Elbette var. Nüfusu üç yüz binin üzerinde olan şehirlerin ulaşım mastır planının yapılması gerekmektedir. Ama bunun yapılabilmesi için de şehrin imar planının olması gerekir. Daha şehrimizin bir imar planı yok.
– Kent içi taksilere birçok kolaylık sağlamamıza rağmen hala gerekli ilerlemeyi sağlayamadık.
– Kaldırımlarımız yayalar için uygun değil, hele engelliler için hiç uygun değil. Bu konuda çalışmalar var ama yeterli değil.
13 / Mehmet Demir: Ben şoförlerin mazeretlerini doğru ama haklı bulmuyorum.
14 / Zeki Argunhan: Ortada bir sorun var. Böyle bir sorun varsa, bunda bütün aktörlerin suçu ve mazereti vardır. Burada özellikle yetkililerin bir araya gelmesi ve il trafik komisyonunun harekete geçmesi gerekir.
GENEL KONU
1 / Ekrem Gülşen: Son yaşananlar üzerine İslami kesimin üzerine bilinçli bir şekilde gidilmekte ve İslami stk lara karşı adeta bir linç kampanyası başlatılmıştır. Bunun üzerine sizlere ve kamuoyunu şu bildiriyi okumak istiyorum(Metin dört sayfadan oluştuğu için satırbaşlarıyla yazılmaya çalışıldı).
-Öncelikle tahliyeler bir lütuf değil, geciktirilmiş bir yasanın uygulanmasıdır.
– Hizbullah davası sanıklarının bırakılması bahanesiyle, İslami camiayı ve İslami stk ları linç etme çabası içine girilmiştir.
– Hükümetin bu yaşananlar karşısında takındığı tavır İslami kamuoyunun vicdanını yaralamıştır.
– Daha dün “hukuksuzluğa eyvallah diyemem” diyen başbakan, bu camiaya yapılanlara neden eyvallah diyor?
– Hak ve Özgürlükler Platformu’nun bileşenleri olarak kuruluş amacımız, var olma felsefemiz, İslami ve insani hizmettir.
– Derneklerimiz legal kurumlardır ve hiç kimsenin arka bahçesi değildir.
– Hükümette çağrımız, bu yanlış ve baskı tutumundan vazgeçmesi, yapılan haksız operasyonların durdurulması ve gözaltına alınıp tutuklanan dernek yöneticilerinin serbest bırakılmasıdır.
– BDP, PKK ve Öcalan’ın tahliyeler sonrası Hizbullahi camia hakkındaki söylemleri ve sergiledikleri saldırgan tavırlar provokatörlüktür. Söylemleri ve tavırları sonucunda oluşabilecek bir gerginliğin sorumlusu kendileridir. Bu tür davranışlarda bulunanları sorumluluk bilinciyle ve akilane siyasete çağırıyoruz.
– İslami STK’lar legal yapıdan illegal yapıya çekilmek isteniyor.
2 / Hasan Arguağa: Konu CMUK ilgili bir konu. 2004’te kabul edilmiş bir maddedir. Altı yıl sonra uygulamaya geçmiştir. Altı yıl önce yapılmış bir değişikliğin bir kesimi kapsadığını düşünmüyorum. Buradaki esas sıkıntı yargılamanın bu kadar uzun sürmesi ve tutukluluk süresi olmasıdır. Bu yaşananlardan dolayı toplumun gerilmemesi, kışkırtmalara uyulmaması gerektiğini düşünüyorum. Ama genel olarak baktığımızda stk ların üzerinde bir baskı var. En basit bir çevre yürüyüşüne bile katılmanız hakkınızda dava açılması için yeterli görülmektedir.
3 / İsa Aydın: Bu yasa çıktığında Nusaybin dosyası olarak bilinen davada 9 yıl 9ay olmuştu. Sırf bu davada yargılananlar faydalanmasınlar diye yasa yürürlüğe sokulmadı.
4 / Recep Kavuş: Bu konunun bir kesimi nasıl etkilediğinden ziyade, asıl mesele yargı sisteminin adilane, hızlı, demokratik ve eşit olup olmadığıdır. Yargı sisteminin özellikle siyasi davalarda ciddi mağduriyetlere yol açan bir işleyişi var. Bu AİHM’de alınan kararlarda da ortaya çıkmaktadır. Bu durum Türkiye’nin iç hukukunun uluslar arası ölçeğe uygun olmadığını gösteriyor. Eğer bir dava on yılda sonuçlanamıyorsa, bu mağduriyet değil de nedir? Suçlu olsa bile bu bir adalete güvensizlik yaratır. Yeri geldiğinde bazı konularda bütün gücünü ortaya koyup durumu çözen sisten bu tür konularda neden böyle davranır o da ayrı bir soru işareti.
5 / Mehmet Demir: Stk ların daha bağımsız ve objektif olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu yasanın kişiye özel çıkarıldığına inanmıyorum. İstenseydi Öcalan davasında olduğu gibi bu dava da hızlandırılabilirdi. Burada bir kayırma olduğunu düşünüyorum. Ama bütün bunlara rağmen serbest bırakmaların yasadan kaynaklı doğru kararlar olduğuna inanıyorum.
6 / Abdurrahman Cens: 102. Madde herkesi kapsıyor mu? Evet kapsıyor. Bu yasadan faydalanarak çıkan binden fazla kişi var. Baktığımızda Hizbullah’tan 21, PKK’den 36 ve daha birçok kesimden kişiler… 21’in binden büyük olduğunu ilk kez görüyoruz. Hakkı görmek istiyorsanız, namlunun ucuna bakmak gerekir. Kanunda ne diyor: Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur. Mahkemenin 11 yıl sürmesi büyük bir haksızlıktır. Bu yetmedi aileleri de cezalandırılıyor. Bu camia bir canavar değil. Gelin bizi biraz tanımaya çalışın. İslam konusunda hala bir önyargı, fobi var. Kayırma olduğu söylendi. Kayırma Müslüman camiaya yoktur. Hele bu Kürt ve Müslüman ise hiç yoktur. Hukuksuzluk varsa neden bize yapılan hukuksuzluk görülmek istenmiyor. Şayet biz kendimizi yargının yerine koyarsak o zaman sorun bizdedir demektir.
7 / Osman Alpgan: Aslında sorun yargı ile ilgili bir mesele. Burada eleştirilecek kesim iktidardır bence. Çürük gerek Kandil, gerekse de bu olayda medyanın etkisiyle gelen tepkiler üzerine hep geri atmıştır. Eğer yapılanların halkın yararına olduğunu düşünüyorsa, kesinlikle geri adım atmamalıdır.
8 / M. Emin Ekmen(Milletvekili): Birinci bölümdeki şehir içi trafik, tabi yoğunluklu olarak belediyenin sorumluluğu içinde görünse de bunun merkezi hükümetle de ilgili olan kısmı vardır elbette. Bu noktada güney çevre yolunun yapılması konusunda adımlar atıldı. Sanırım geçen hafta sözleşmesi yapıldı. Güney çevre yolu fiilen bu mevsimle birlikte başlayacak. Bu yolun bitmesiyle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelen bütün araçların şehir içine girmeden o yolu kullanması şehir içi trafiği için de bir rahatlama olacaktır. İkinci olarak da eski devlet hastanesi kavşağı ile Şevket Başak Camii’nin bulunduğu kavşağın, ya kavşaklı geçiş şeklinde yapılması ya da bu teknik olarak mümkün değilse Ankara’nın birçok yerinde olduğu gibi battı çıktı şeklinde, bir taraftan gelenin şehir içi trafiğine girmeden direk çıkışını sağlayacak şekilde olmasını sağlayacak bir proje var. Karayolları Bölge Müdürlüğü bunu Genel Müdürlüğe teklif etti. Biz de bunun gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız.
Tahliyeler konusuna gelince, tahliyeler CMUK un 2004 yılında yapılmış bir değişikliğinin sonucu. İki kez ertelenerek 6 yıl sonra yürürlüğe konuldu. Bu altı yıllık ertelemeden tabi PKK, Hizbullah, Dev-Sol ve bütün kesimler olumlu ve olumsuz etkilendi. Bir ayrım yapılmaksızın. Aslında bu halinin de tutukluluk süresi için uzun olduğunu kabul etmek gerekir. Devlet aleyhine olan suçlar da on yıl gibi bir süre söz konusu oluyor. Bu yasa kabul edildiğinde mecliste iki parti vardı. Tabi CHP Türkiye’deki hukuk sisteminin garabetini ve insanlara yapılan zulümleri Ergenekon dosyasıyla fark ettiler. Tabi yıllardır Türkiye’de yargı sistemi hakkı, hukuku, insan haklarını korumayı değil, statükoyu ve statükonun kutsallarını korumayı rol edindiği için, yıllardır birçok dosya da gerek terör dosyalarında, gerekse adli vakalarda insan vicdanını yaralayıcı hukuksuzlukların olduğunu hepimiz biliyoruz. Şimdi CHP’liler Hizbullah sanıkları salıverilince kıyametleri kopardılar, ardından hemen meclise bir önerge verdiler. On yıllık tutukluluk süresi çoktur, bunu beş yıla düşürelim diye. Sebepse Ergenekon tutukluları bundan faydalansın diye. Ergenekon dosyası Türkiye tarihinin hukuk, demokratikleşme ve normalleşme adına en önemli davalarından biridir. Ama bunda usul ve şekil yönünden yapılan yanlışlar varsa bunun da karşısında durmalıyız. Ama siz yasanın gereği yapılarak salıverilen kişileri temel alarak hükümete yükleniyorsunuz, ardından da on yıl çoktur bunu beşe indirelim diyorsunuz. Eğer bir devlet bir kişi hakkındaki suçlamaları, delilleri beş yılda veya on yılda sonuçlandıramıyorsa burada bir zafiyet, adalete aykırı bir durum var. Burada adalete aykırı durumu a şahsı iken savunmak, b şahsı için savunmamak da Türkiye tipi bir çelişkili durum olur. Yargı ile ilgili sıkıntılarımız zaten var. Biz bu sıkıntıları gidermeye çalışıyoruz. Adli konularda bile beş yılda sonuçlandıramama var. Bu da vatandaşın devlete olan güvenini zedeliyor. Türkiye’de temel sorun zihniyet sorunudur. Sonuçta on yıllık süre çok fazladır. Eğer hükümet bu süreyi bir kez daha uzatsaydı, bu kez tutuklular ve bunların yakınları serzenişte bulunacaktı. CHP de diyecekti ki sırf Ergenekon tutukluları tahliye olmasınlar diye böyle yaptılar. Ve yargının bu vazifesini yerine getirmemesinden dolayı bize yüklenmeye çalışıyorlar. Yani ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamama durumu ortaya çıktı. Oysa Ak Parti bunu yaparken adil yargılama açısından net davrandı. Başbakanın da dediği gibi legal zeminde faaliyetler gösteren bütün dernekleri ziyaret edebiliriz. Bu çok doğaldır. Ayrıca devlete ait söyleyecek sözü olan herkesin legal alanda faaliyet gösterip düşüncelerini paylaşmalarından da yanayım. Bunların legal yoldan çıkıp illegal faaliyetlere girmesini elbette istemeyiz. Dağdan inen PKK lilerin sosyal hayata adaptasyonu ve monte edilmesini savunan biri olarak, son yıldır her hangi bir eyleme ve olaya karışmamış, silaha başvurmamış insanları da dışlayıp bunların demokratik hayata katılımlarının önüne geçmeyi doğru bulmam. Devlet de yaparsa, başka güç odakları da yaparsa bence yanlıştır. Bu anlamda ben Öcalan’ın açıklamalarını da çok tehlikeli buldum. Ne yani insanlar gidip birbirlerini mi boğazlasınlar. Bu mu kastediliyor. Yapmamız gereken ilk şeyin herkesin birbirini birinci ağızdan anlamaya çalışması gerekir. Şiddete ve silaha başvurmadığı müddetçe herkesin herkesle bir araya gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Olayın veya failin kim olduğuna göre tavır almamız doğru değildir. Ayrıca yaptığımız birçok değişikliğin bürokratlar tarafından hazmedilmediğini de görüyoruz. Bu konuda da sıkıntılar yaşıyoruz.
ÖNERİLER
–
ORTAK SONUÇ
1 / Kentte önemli bir trafik problemi vardır.
2 / Trafik probleminin çözülmesi için bu konuyla ilgili bütün kurumların bir araya gelerek, birlikte kararlar alıp bunu uygulamaları gerekir.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
70 kadar sivil toplum kuruluşuna mail ve telefon yolu ile diğer bütün STK’lara da basın yolu ile duyuru yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon, faks ve mail ile her dört milletvekilimize de ulaştık, Bir katılım oldu. Diğer üç vekilimizden bir geri dönüş alamadık.
MEDYA İLE
Bütün yerel basın ve ulusal basının temsilcileri davet edildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, 5 tane yanıt geldi, konuları gelen bu beş yanıt doğrultusunda oluşturduk.
SONUÇLAR
Genel ve yerel konu ele alındı. Üslup ve tartışma ortamı gayet güzeldi. Zaman zaman konu dışına kaymalar olsa da yapılan uyarılarla bu düzeltilmeye çalışıldı.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Cuma Gülcü
Batman kMM Girişimcisi
05.02.2011 Batman kMM Toplantı Tutanağı
previous post