Yer : Gazeteciler Cemiyeti
Tarih : 08.05.2010
Yerel Katılım:
Memur-Sen (Cahit Çekmen-Bşk)
ÖZGÜR-DER (Ramazan Çelikal-Bşk)
Özgür Eğitim-Sen (Mustafa Sevinçer-Bşk.)
Özel Eğitim Merkezi (Mehmet Baltas-……..)
BAT-DER (M.Emin Bulut-Bşk)
MAZLUMDER (Ahmet Sevim-YKÜ)
Kahveciler Odası (Hadi Boğadır-Bşk)
Ekopolitik (Murat Sofuoğlu-Merkez Direktörü)
TOBB Genç Girişimciler Kurulu (Durmaz Adanır-Genel Sekreter)
Gazeteciler Cemiyeti (Arif Arslan-Bşk)
Mezopotamya Gazeteciler Cemiyeti (Fazıl Sezer-2. Bşk)
Minibüsçüler ve Otobüsçüler Odası (Mehmet Tekin-Bşk)
Çevre Gönüllüleri Derneği (Hasan Argunaga-Bşk)
Tabip Odası (Mehmet Demir-Genel Sekreter)
İHD (Nihat Ekinci-YKÜ)
BARO (Yusuf Tanrıseven-Bşk)
Batman Üniversitesi (Zeki Argunhan-Mak. Müh.Böl. Bşk.)
ESM Sendikası (Cüneyt Aksoy-Bşk)
DİYA-DER (Mahfuz Nazar-Genel Sekreter)
Nubihar-Der (M. Şirin Aslan-Bşk.)
Ulaştırma Memur-Sen (Davut Ertuğrul-Bşk.)
Yerel Gündem 21 (Ömer Faruk Akyüz-Genel Sekreter)
Hasankeyfi Yaşatma Girişimi (İpek Taşlı-Üye)
Milletvekilleri:Ahmet İnal (Ak Parti)
Belediye Başkanları:Serhat Temel (Batman Belediye Başkan Vekili) Hamza Ayış (Belediye Başkan Yrd.)
Medya:
Batman Çağdaş
Batman Petrol
Batman Gazetesi
Kanal 72
Moderatör: Prof. Murat Belge (Akademisyen-Yazar-Gazeteci)
Konular:
Genel konu: Anayasa Değişiklik Paketindeki Yargı ile İlgili Maddeler
Yerel konu: Batman Medyası ve Sorunları
Konuşulanlar:
Nihat Ekinci: 1982 Anayasası’nın değiştirilmesi gerektiği konusunda neredeyse toplumun tamamı hemfikir durumdadır. Ama bu değişimin toptan olması gerekmektedir. Bugüne kadar 16 kez bölüm bölüm değişiklikler yapılmış fakat bunların hiç biri katkı sunmamıştır. Bu paket beklentiyi karşılama noktasında oldukça eksik kalmıştır. Özellikle insan hakları noktasından baktığımızda bu daha net görülmektedir. Paketteki değişikliklerin en can alıcı kısımları genellikle devletin üst kesimini ilgilendirmektedir. Olumlu şeyler var olmakla beraber yeterli değildir.
M. Emin Bulut: Sivil toplumun en başından beri bu işin içine katılması gerekirdi. Daha öncede söyledim ismi anayasa olan bu işin içinde maalesef ne analar nede çocuklar yer almıyor. Anayasa ama babalar yapıyor. Ama yamalı bohça da olsa hiç yoktan iyidir.
Yusuf Tanrıseven: Anayasalarda en güzel olan toplumsal mutabakatın sağlanmasıdır. Ama mutabakat olmadan da anayasa yapılmaz diye bir şey yoktur. Esasında bu pakette tartışma konusu olan iki madde vardır. Aslında burada muhalif kanadı endişelendiren ya da korkutan şey bir gücün yerine başka bir gücün geçecek olabilmesi ihtimalidir. Bu paket eğer devamı gelecekse, bundan sonrakiler için ön ayak olacaksa iyi ama devamı gelmeyecekse ve bununla sınırlı kalacaksa buda hiç yapılmasın daha iyi… Çünkü Tek başına anlamlılığını yitirir.
Hasan Argunaga: Yeni anayasanın şart olduğunu hepimiz biliyoruz. Hükümetin 8 yıllık karnesine baktığımızda yaptıkları her şey kötü diyemeyiz. Yalnız anayasa konusunda hükümet bize öneri sunulsun dedi. BDP kendi önerisini getirdi, özellikle de baraj konusundaki önerileri önemliydi. Ama nedense BDP’nin önerileri hiç dikkate alınmadı. Bu büyük bir eksikliktir bence. Ancak her şeye rağmen yapılan bir değişiklik var. Bu değişiklikle kısmen de olsa vesayet kalkacak. Destek vermek gerektiğine inanıyorum.
Mehmet Demir: Yapılan anayasa değişikliğini önemsiyorum, hayırlı olmasını ve referandumda geçmesini diliyorum. Yalnız yapılan anayasa değişikliğinin bir sivil anayasa olması için, genel başkanların yaptığı anayasa değişikliği olmaması ve millet iradesini yansıtan bir anayasa olması için siyasi partiler yasasının ve seçim barajını düşüren değişikliklerin yapılması veya en azından deklere edilmesi gerekirdi. Anayasa değişikliğinin sokağa yansımasını fazla görmemekle birlikte getirdiği en önemli değişiklik bence HSYK kompozisyonunu değiştirmesidir. En azından vicdanlı, özgür savcı ve hâkimlerin korkmadan özgür karar vermesine sebep olacak. En azından Ferhat Sarıkaya gibi savcılar Genel Kurmay Başkanının talimatıyla görevden alınmayacaklar.
Hamza Ayış: (Konuşmasını Kürtçe yaptı) Demokratik toplumların en önemli özellikleri kanunlarıdır. Ondan da önce zihinlerin demokratik olmasıdır. BDP eleştiriliyor ama size sormak istiyorum: Sizi dinlemeyen, sizi dikkate almayan, önerilerinizi görmeyen bir zihniyete nasıl destek verirsiniz? Sekiz yıllık iktidarları sırasında Kürt sorunu ile ilgili ne değişti? Başbakan nankörlük yapmayın diyor. Başbakana sormak istiyorum: Kendisi ana dilini kurslarda mı öğrendi acaba? Bunun için paralar mı verdi? AKP’nin niyetinin demokrasi olduğuna inanmıyorum. Bu başbakanın Siirt’teki olayla ilgili tavrıyla da çok net ortaya çıkmıştır. Şu anda sistemde çatışan iki kesim var: Bunlar ulusalcı kesim ile Türk-İslam sentezi dedikleri kesim… Bu paket Kürtlere hiçbir şey getirmiyor. Artık Kürtleri kandırmak o kadar kolay değil.
Ahmet Sevim: Ülkede bir zihniyet bölünmüşlüğü var. Doğudaki talepler batıda, batıdaki talepler de doğuda karşılığını bulmuyor, önem arz etmiyor. Yapılan bu değişikliğin içerdeki 1500 BDP’liye ne getireceği, bu pakette yer alan çocuk istismarı içerdeki Kürt çocuklarını da kapsıyor mu? Bunlar önemli sorunlar. Ama her şeye rağmen bu pakete destek verilmeli diye düşünüyorum.
Cahit Çekmen: Bu ülkede kime sorarsanız sorun, hangi kesime giderseniz gidin var olan anayasadan memnun değil. Bu yapılan pakette elbette yeterli değildir. Ama bazı kritik noktalarda değişiklik yapılması elbette iyidir. Bunu destekliyoruz ama bunun devamının gelmesi kaydıyla… Bir memur sendikası olarak da grev hakkını elde edinceye kadar da bu konudaki mücadelemiz devam edecek.
Ramazan Çelikal: Bu paketin yetersiz olduğu noktasına bende katılıyorum. Kökten değişmesi kanısındayım. Bunu yaparken de bu yapılanı da görmezlikten gelmemeliyiz. HSYK’nın yapısının değişmesi belki de Ergenekon ve faili meçhullerin önündeki engeli de kaldıracaktır. Bir de şu açıdan bakacak olursak, bu pakete evet veya hayır diyerek kimleri sevindireceğimiz veya kimleri üzeceğimiz noktasını iyi düşünmeliyiz.
Serhat Temel: Şunu belirtmek istiyorum. Şu anda Kürt siyasetçiler üzerinde olan baskı 80 döneminde bile olmamıştır. Partimizden 1530 kişi şuan içerde ve ne sebebi ne de yargı süreci belli değil. AKP bu kadar geniş kadrosuna rağmen onlardan 1530 kişi bu şekilde içeri alınsaydı iddia ediyorum ayakta duramazlardı. Ama biz her şeye rağmen devam etmeye çalışıyoruz. Anayasa değişikliği sürecinde hiçbir önerimiz dikkate alınmadı. Seçim barajı konusunda bile %7 ye razı olduğumuzu belirtmemize rağmen bunu dikkate bile almadılar. Onlara destek vermek için gözle görülür tek bir neden yok. Ayrıca ben parti kapatma maddesinin bilerek geçirilmediği kanısındayım. Şayet isteselerdi bunu da rahatlıkla geçirebilirlerdi. Bunu yapmayarak bir anlamda bize yüklenmeye çalıştılar. 8 yıllık dönemleri boyunca iktidardılar ama bir türlü muktedir olamadılar.
Ahmet İnal: Değerli arkadaşlar zamanımız kısıtlı olduğu için size kısaca bu paketin sokağa nasıl yansıyacağından ve yargı ile ilgili paketten bahsedeyim:
– Vatandaş kendisiyle ilgili kişisel verileri öğrenebilecek ve istediği taktirde sildirebilecek.
– Vergi borcu ve askerlik sorunu ile ilgili konulan yurt dışına çıkma yasağı ortadan kalkacak.
– Kadın ve engellilere yönelik pozitif ayrımcılık güvence altına alınıyor. Ayrıca TMK mağdurları ile ilgili bir çalışma da yürütülüyor şu anda.
– Memurlar toplu sözleşmeye kavuşacak.
– Ana dilde propaganda serbestleştirildi.
– Ombudsmanlık sistemi getiriliyor.
– Partisi kapatılanın vekilliği düşmeyecek.
– Yaş kararları yargıya taşınabilecek. Artık bu noktada mağdur olanların haklarını arama imkânları olacak.
– Memur disiplin cezalarına itiraz edebilecek.
– Anayasa mahkemesine bireysel başvuru imkanı doğuyor.
– Darbecilerin yargılanması sağlanacak. Maalesef buna en çok acı çekenler, en çok mağdur olanlar bile sahip çıkmıyor, karşısında duruyor.
– Anayasa Mahkemesi meselesine gelince herkesin katkısının olduğu bir durum mu daha iyi yoksa şu anki durum mu daha iyi? Geniş katılımcılık mı daha iyi yoksa şu anda yaşanan kısır döngü mü? Şu anki döngüde hepsi birbirini seçiyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Yerel Konu
1. Arif Arslan: Yerelde basına karşı bir ön yargı var. Olumsuzlukları haber yapmak kabahat oluyor. Karşı karşıya gelmek durumunda kalıyorsunuz. Oysa bir yerde yaşanan bir olumsuzluk varsa biz bunu yansıtmak durumundayız. Tıpkı olumlu şeyleri yansıttığımız gibi… Ayrıca burada olup bitenleri genel basına aktardığımız zaman bu çok dikkate alınmıyor. Haberlerimiz ön plana çıkarılmıyor. Uğradığımız haksızlık ve davalarda Barolar pek yanımızda olmuyor. Ayrıca STK’larda gazetecilere pek destek vermiyor.
2. Yusuf Tanrıseven: Batman’da yerel basın enflasyonu yaşandığı bir gerçek. Basınımızda mavi boncuk dağıtma alışkanlığı var. Gazetecilerin bölünmüşlüğü var. Bunun önlenmesi gerekir. Ayrıca basını silah olarak kullanma durumu da var maalesef(Reklam vermeyince hemen olumsuz haber yapma). Haber yapılırken kulaktan dolma haber yapma yerine muhatapla görüşülmesi daha uygun ve anlamlı olur. Ayrıca sadece gazetecilerde değil insan hakları noktasında baromuza başvuran herkese yardımcı olmaya çalışır, yanlarında yer alırız. Ama böyle bir talep olmadığı müddetçe biz ne yapabiliriz ki?
3. Nihat Ekinci: Gazetecilerin bir araya gelmesi gerekiyor. Diğer arkadaşları da işin içine katmak gerekiyor. Yerelde bir iletişim sıkıntısı var. Köşe yazarlarının eleştirilmesi konusuna katılmıyorum.
4. Hasan Argunaga: Gazeteciliğin sorumluluk gerektirdiğine inanıyorum. Yerel basında birçok konuda yazılar yazılıp çiziliyor. Kategorize etmek istemiyorum ama yerel basında da önemli sıkıntılar var. Gazetecilerin önemli sorunları, sıkıntıları var. Gazetelerin bombalandığı, ölüm tehditlerinin alındığı bir dönemden bugüne geldik. Güç birliğimizin olması gerekiyor. Yerel basın olmak sorumluk gerektirir. Kalemi olanın vicdanının da olması gerekir.
5. Serhat Temel: Belediye olarak hizmet verirken bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Canla başla mücadele edip hizmet vermeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de elbette eksiklerimiz de yanlışlarımız da olabilir. Bunun basın tarafından da dile getirilmesi ya da eleştiri konusu yapılması elbette bizi rahatsız etmez. Ama bir konu hakkında tam bir bilgi sahibi olmadan, bilip bilmeden, tabiri caizse belden aşağı vurmanın da gazetecilikle bir ilgisinin olmadığına inanıyorum. Basınımızda özellikle köşe yazarları içerisinde böyle bir kesimin olduğuna inanıyorum. Bizi nasıl eleştiriyorlarsa onların da dönüp kendilerine bakmaları gerekir. Basın her yerde basındır. Bunun yereli geneli olmaz. Basın etik ve objektif olmalıdır.
Öneriler:
Ortak sonuç:
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
65 kadar sivil toplum kuruluşuna mail ve telefon yolu ile diğer bütün STK’lara da basın yolu ile duyuru yapıldı.
b. Milletvekilleri ile
Telefon, faks ve mail ile her dört milletvekilimize de ulaştık, 1 katılım oldu; 3 vekilden bir geri dönüş alamadık.
c. Medya
Bütün yerel basın ve ulusal basının temsilcileri davet edildi. Fakat toplantının Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılıyor olması ve yerel basının kendi içindeki bölünmüşlüğü basın ilgisini beklenenin altında tuttu.
Değerlendirenler:
Cuma Gülcü (Batman kMM Girişimcisi)