Yer : Ticaret ve Sanayi Odası
Tarih : 02.01.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1. İnsan Hakları Derneği ( Osman Kündeş-Şube Başkanı)
2. MAZLUMDER (Murat Çiçek-Şube Başkanı)
3. ÖZGÜR-DER ( Ramazan ÇELİKAL-Şube Başkanı)
4. Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu ( Mehmet Şat-Dönem Sözcüsü)
5. Çevre Gönüllüleri Derneği ( Hasan Argunaga-Şube Başkanı)
6. Kurdi-Der ( Evin Bilge-Şube Başkanı)
7. Selis (Diyari Hediye Kayık-Kadın Aktivisti)
8. Hasankeyfi Yaşatma Girişimi (RecepKavuş)
9. NEFEL(Yoksullukla Mücadele Derneği) (Mahmut Akıl-Genel Sekreter)
b. Meslek Odaları
1. Ticaret ve Sanayi Odası ( Mehmet Teymur- Oda Başkanı)
2. Baro ( Yusuf Tanrıseven-Oda Başkanı)
3. Mezopotamya Gazeteciler Cemiyeti ( Fazıl Sezer-Başkan Yardımcısı)
4. Harita Mühendisleri Odası (Abdulvahap Baş-İl Temsilcisi)
5. Tabipler Odası ( Zülfükar Cebe-Yönetim Kurulu Üyesi)
c. Sendikalar
1. Sağlık Emekçileri Sendikası(SES) (Deniz Topkan-Şube Başkanı)
2. MEMUR-SEN ( Cahit Çekmen- İl Başkanı)
3. Ulaştırma Memur-Sen ( Davut Ertuğrul-İl Temsilcisi)
4. Yapı-Yol-Sen (Ayhan Şanlı-İl Başkanı)
5. Enerji-Bir-Sen ( Ahmet Gayretli-İl Temsilcisi)
6. ESM Sendikası (Cüneyt Aksoy-İl Temsilcisi)
7. SAĞLIK-SEN ( İbrahim Kara-İl Başkanı)
8. Büro-Memur-Sen ( Hüseyin Şansi-İl Başkanı)
9. Genel-İş Sendikası ( Halis Yakut-Şube Başkanı)
10. Tüm-Bel-Sen ( Muzaffer Çınar-Şube Başkanı)
11. Eğitim-Bir-Sen ( Şafi Özperk-Şube Başkanı)
d. Kanaat önderi bireyler
Katılan Milletvekilleri:
Milletvekili katılımı olmadı.
Belediye Başkanları:
1. Hamza Ayış (Batman Belediye Başkan Yardımcısı)
Mesaj Yollayanlar:
1. M. Emin Ekmen ( AK Parti)
Moderatör:
Altan Tan (Araştırmacı-Yazar)
Gözlemciler:
1. Ticaret ve Sanayi Odası (Şemsettin Gülmüş – Meclis Başkanı)
2. Batman Belediye Meclisi ( Adnan Pekgül-Meclis Başkan Vekili)
Diğer Katılımcılar:
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 50 (elli) izleyici/gözlemci katıldı.
Medya:
1. Cihan Haber Ajansı
2. Batman Gazetesi
3. Kanal72
4. Batman Postası
5. Batman Çağdaş
6. Batman Doğuş
7. Batman Petrol
8. Batman Express
9. Batman Medya
10. Taraf Gazetesi
Konular:
1. Genel konu: DTP-Parti Kapatma-Anayasa Mahkemesi ve bunun anayasal yansıması
2. Yerel konu: Eski ve yeni belediye başkanının gözaltına alınıp tutuklanmaları ve bu süreçte yaşananlar.
Konuşulanlar:
Kadir Akkuş (ESM Sendikası İşyeri Temsilcisi) :Bütün bu yapılanlar ( DTP’nin kapatılması ve belediye başkanımızın tutuklanması) bence bütün Kürtlere ve Batmanlılara karşı yapılmıştır. Bunlar bundan sonrası için verilmiş birer gözdağıdır. Daha kötü şeylerin habercisidir. Yapılanları onaylamıyor, kınıyoruz.
Osman Kündeş ( İHD İl Başkanı) : Bütün bu olanların temelini teşkil eden şey esasında insan hakları sorunudur. Türkiye ilk önce insan haklarına saygı ve Kürt sorununun çözümü noktasında adımlar atmalıdır. Halkın taleplerini dile getirmesi ve bununda dikkate alınması gerekir.
Halis Yakut (Genel-İş Sendikası Şube Başkanı) : Ortada herkesin rahatsız olduğu bir durum var. Maalesef bu ülkede tekli sisteme alternatif bir ses çıktığında, hep bu tablolar yaşanmıştır. İradem olarak görülen bir insana bu yapılanlar aslında ona oy verenlere verilmiş bir mesajdır. Bu bir devlet politikasıdır. Bugüne kadar bu hep böyle olmuştur. Devlet politikasının dışına çıkan partiler hep kapatılmıştır. Esas sorun anayasal sorundur. Kürtler hak arayışı içine girince hedef oluyor maalesef. Anayasal değişim şart. Kim kendini nasıl görüyorsa ve yaşamak istiyorsa buna uygun tabandan gelen anayasal değişim olmadığı sürece bu böyle devam eder.
Davut Ertuğrul ( Ulaştırma Memur-Sen İl Temsilcisi) : Halk tarafından seçilmiş olan bir belediye başkanının suç işlemiş olsa bile bu şekilde muamele görmesi bizi rahatsız etmiştir. STK’ların bu tür haksızlıklara karşı birlikte hareket etmesi çok güzel bir davranıştır. Umarım bundan sonrada gelecek her türlü haksızlıkta, kime geldiğine bakılmadan birlikte tepki koyulur.
Hasan Argunaga ( Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı) : Yaşanılan sorunlar rejim sorunudur. Seksen yıl önceki zihniyetle hareket ediliyor. Güzel şeyler olacağı yönünde büyük umutlar içine girmişken, yaşananlar gösteriyor ki rejim yine kendini savunmaya geçti. Yapılanlar halkın gururuna dokundu, halkın onuruna kelepçe vuruldu. Hükümet bu konuda hiçbir şekilde reaksiyon göstermedi. Ellerin kelepçelenmesi konusunda bir üzüntüsünü bile dile getirmedi. Hükümet kendi ayağına balta vurmuştur. Bölgede büyük bir kredi kaybetmiştir. Yine MGK kararlarıyla ülke yönetilmeye başlandı. Batman’dan 72 STK demokrasi ortak paydası ile Diyarbakır’a gitti. Bu çok güzel ve anlamlı bir adımdı. Ya Ak Parti gerçeği görür, ya da hepimiz kaybederiz.
Mehmet Teymur (BTSO Başkanı) : Tek çözüm sivil anayasadır. DTP’lilerin meclise dönmeleri güzel bir gelişmeydi. Bu yaşananları tasvip etmek mümkün değildir.
Cahit Çekmen (Memur-Sen İl Başkanı) : İşin dönüp dolaştığı konu demokrasi ve demokratik kültürüdür. Herkesin demokrasi anlayışı kendine demokrat olunca sıkıntı meydana geliyor. Herkese demokrat, herkese demokrasi olmalıdır. Sivil bir anayasa derken, alın size bir defter herkes kendi isteklerini yazsın sonra bunu anayasaya çevirelim diye düşünmek ya da beklemek bir fanteziden öte bir şey değildir. Demokrasiyi önce kendi içimizde içselleştirmeliyiz. Seçilmiş insanlara saygı Türkiye’de oturmamıştır. Taleplerde öncelik legal olanlarda olmalıdır. Parti kapatma konusunda Ak Parti’nin şimdiye kadar çoktan bir adım atması gerekirken bunu yapmakta gecikiyor. Yaşanan son süreç şunu da göstermektedir ki devletin üst tabakasında ciddi bir hesaplaşma var. Şu anki sistem güçlü devlet zayıf halk olgusuyla kuruldu. Herkesin, demokrasiyi herkese demokrasi anlayışıyla halkı güçlendirmesi gerekiyor. Ayrıca belediyemizden bize de belediye içinde örgütlenme olanağı verilmesini talep ediyoruz.
Recep Kavuş ( Hasankeyfi Yaşatma Girişimi) : Başbakan da belediye başkanı iken buna benzer bir şekilde tutuklanıp cezaevine gönderilmişti. Bu durumu yaşamasına rağmen bu konuda bugüne kadar herhangi bir adım atmaması bu yaşananlara ortak olduğunu gösteriyor. Yargı olayları hep sürece göre işliyor. Bir önceki belediye başkanımız çok daha sert demeçler verdiği, hakkında çok daha ağır iddialar olduğu ve hakkında kesinleşmiş hapis cezası olduğu halde o süreçte hiç böyle bir muamele görmez ikin şimdi yaşananlar ile bu halk rencide ediliyor. Bunu kınıyorum.
Bununla beraber yaşanan çok güzel şeyler de oldu. Batman da ilk kez bütün kesimler bir araya geldi. Bu çok güzel bir gelişmedir. Bu birlik olduğu sürece her sorunu aşarız.
Muzaffer Çınar ( Tüm-Bel-Sen Şube Başkanı): Bu durumu tahlil etmek için devlet sistemini iyi anlamak lazım. Devletin olduğu her yerde iç çatışmalar olmuştur. Bu sistem bunu hep yapmıştır.Bize düşen devleti küçültüp milleti büyütmek olmalıdır. Türkiye’nin stratejik konumu ve ABD’nin bölgeye hükmetme stratejisi bugünleri doğurdu. AK Parti kendiliğinden iktidara gelmedi. Bunda Ortadoğu emelleri olan ABD ve İsrail’in rolü büyüktür. Başbakan son gidişinde ABD’de umduğunu bulamadı. Bu süreç gelişti. Şunu iyi anlamak gerekir, bu gemide hepimiz varız. Ya birlikte kurtulacağız, yada birlikte batacağız.
Yusuf Tanrıseven ( Baro Başkanı) : Türkiye’nin kendine özgü bir demokrasi anlayışı var. Birey ön planda değil. Bazı şeyler kanunların değişmesiyle olmuyor. Zihniyetin de değişmesi lazım. Kutsal devlet anlayışının kalkması gerekir. Anayasanın değişmesi gerekiyor, ama her şey bununla da hal olmuyor. Uygulamada sıkıntı oldukça bu böyle devam eder. Güzel olan bir şey var ki halk bürokrasinin önünde gidiyor.
Şafi Özperk ( Eğitim Bir-Sen) : Yaşananlara karşılık, ortaya çıkan sonuç şu: Yeni anayasa. Yaşanan tutuklamalara gösterilen tepkilerin yanında önemli bir nokta şu ki KCK inkâr edilmiyor. Ben şunu merak ediyorum; belediyenin işleyişinde KCK’nın etkisi ne kadar? İrademize sahip çıkacaksak bu yönüyle de sahip çıkmamız gerekiyor.
Deniz Topkan ( SES Şube Başkanı) : Yaşananlar bu güne has bir şey değil. 86 yıllık imha ve inkâr sürecinin bir sonucu bu. Ak Parti’nin açılım süreci herkese büyük umut verdi. Her şeye rağmen ilk defa Kürt sorunu meclis çatısı altında tartışılmaya başlandı. Bunlar umut vericiydi. Ama akabinde yaşananlar bu sürece ters düştü. Şimdi yine hayal kırıklığı ve umutsuzluk oluştu. Düşünce özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kalkması gerekiyor. Anayasanın yamalarla değil, köklü olarak değişmesi gerekiyor. Seçilmişlerin tutuksuz olarak yargılanmaları ve çocuklara verilen cezaların kaldırılması toplumsal barışın önündeki engelleri kaldırmada önemli bir adım olacaktır.
Zülfükar Cebe ( Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi): Yaşananlar tasvip edilir değildir.Halkın günlünde ortak vatanda kardeşçe yaşama dair umutlarda kırılmalara sebep olmuştur. 80 yıllık devlet geleneğinin tezahürüdür. Devleti yönetenlerin artık bir karar vermesi gerekiyor.Ya Kürtler için de legal demokratik siyaset kanallarını açmak suretiyle ortamın normalleşmesini sağlayacaklar veya şiddeti kürt sorunun çözümünde tek çözüm aracı olarak görmeye devam edecekler ki bence bu ikinci yol toplumun birlikte yaşama isteğini dinamitlemek ve telafisi mümkün olmayacak gelişmelere sebep olmak dışında bir anlam ifade etmeyecektir.
Abdulvahap Baş ( Harita Mühendisleri Odası İl Temsilcisi) : Hiç kimse hukuka karşı dokunulmaz değildir. Ama %70’in oyu göz önüne alınarak tutuksuz yargılama olabilirdi. Bunun ve DTP!nin kapatılmasının siyasi kararlar olduğunu düşünüyorum. Ama bunlarda Ak Parti’nin bunda katkısı ne kadar bu konuda kuşkuluyum.
İbrahim Kara (Sağlık-Sen İl Temsilcisi) : Bu sürecin bir yerlerden yönetildiğini düşünüyorum. Ayrıca bu süreçte şunu da gördük ki doğudaki taşlar ile batıdaki taşlar aynı değilmiş.(negatif ayrımcılık) İzmir’deki taşlara seslerini çıkarmayanlar taş atan çocukları içeri tıkıyorlar. Çözüme en yakın olunan noktada en uzak hale geliyoruz. Yaşanan bu süreçte hükümetin sessizliği üzüntü vericidir. Demokrasiyi sadece kendimize istememeliyiz.
Evin Bilge ( Kurdi-Der Şube Başkanı) : Hükümet kısa bir süre önce bir adım attı. Halka yakın durdu. Onun isteklerine uygun adımlar attı. Ama ne zaman ki Habur görüntüleri ortaya çıktı, ülkenin batısında rahatsızlık oluştu, hükümetin gerçek yüzü ortaya çıktı. Batıdaki oyları kaybetme korkusu baladı. Sürülen boyalan akmaya başladı. Anladık ki hepsi birer seçim politikasıymış. Bizler barış istiyoruz, yapılanları tasvip etmiyoruz.
Murat Çiçek (MAZLUMDER Şube Başkanı) : Biz en başından beri olacaksa herkesi kapsayacak demokratik açılım olsun istedik ve bunu dile getirdik. Karşılaştığımız tablo ruhsuz, hukuksuz ve yasasız uygulamaların bir sonucudur. Hukuksal zeminleri zorlayarak bir yere varılmaz. Değişikliklerin olması gerekiyor. Usulle ilgili büyük bir sıkıntı var. Hükümet bu çelişkiyi izah etmelidir. Tabi aynı zamanda PKK de Tokat saldırısını izah etmelidir. Açılımın olmazsa olmazı ifade özgürlüğüdür. Şu anda ifade özgürlüğü tehdit altındadır. Parti kapatmalar çözüm değildir, bunun kalkması gerekiyor.
Hüseyin Şansi(Büro Memur-Sen) : Her şeyden önce içimizdeki kirleri temizlemeliyiz diye düşünüyorum.
Hamza Ayış (Belediye Başkan Yardımcısı) : 30 yıldır yaşananlar bir sorunu ortaya koyuyor. Ortada bir sorun var, bir savaş var. Şayet sorun veya savaş yoksa bu kadar kan ve harcanan 400 milyar $ nereye gitti? Kürtler 93’ten beri demokratik yollara başvuruyor. Fakat kapılar hep yüzüne kapanıyor. Elbette Kürtler içinde de demokratik sorunlar var. Bir sorun var ise, bunun tarafları da vardır. Siz iki kişi arasındaki sorunu o iki kişi ile çözebilirsiniz. Onlardan birini devre dışı bırakarak çözüm bulamazsınız. Bu sorunun çözümünde herkesle görüşülüyor ama Kürtler hariç. Kürtler çözümü hep Ankara’da aradı başka yerlerde değil. Ama maalesef hep elleri boş kaldı. Hep tasfiye edildiler. Geçmişe bakın bu iş operasyonlarla çözülemez. Şayet gerçekten çözüm istenseydi, ne kırk bin insanımız ölürdü, ne de 400 milyar dolar heba olurdu. Şimdi KCK diye bir şey ortaya atıyorlar. Bunun gerçekle bir alakası yok. Belediye de kaldığım süre içerisinde böyle bir süreç yaşanmamıştır. Bizim her şeyimiz herkese açıktır. Herkese hesap verebiliriz. Yaşananlar bir komplodur. Yapılanları meşrulaştırma hareketidir. Yasal kılıf bulma çabasıdır. Merkezi Diyarbakır’da olan yerel yönetimler mekanizmamız var. Bu da legal bir oluşumdur. Bu sorun çözülmek zorundadır. Ayrıca bütün STK’lara teşekkür ediyoruz. Birliktelik ve tepkileri için. Zulme karşı ayakta durmalıyız. Başbakan 3 yıl önce Almanya’ya gitti. Oradaki Türk çocuklarının Almanca konuştuklarını görünce, üzüntüsünü dile getirdi ve asimile olmamalarını istedi. Ama bu ülkede yaşayan Kürtler de dilini istiyor. Kürtler 5000 yıllık tarihi, kültürü ve dili olan bir millettir. Demokrasi denilen şey, çok seslilik ve çok renkliliktir. Verilen Batusuna Örneği çok alakasız bir önekti.
Altan Tan (Kolaylaştırıcı) : Yaklaşık üç saattir burada farklı görüşteki insanların düşüncelerini rahatlıkla ifade etmesi ve herkesin birbirini dinlemesi çok güzel bir olaydır. Dünyayı ve bölge siyasetini iyi görmek gerekir. Dünya her yönüyle değişiyor ve dünya siyaseti de yeniden şekilleniyor. Bunu anlamazsak başarılı olamayız. Eski metotlarla artık bu işleri yürütmek mümkün değil. Öncelikle demokrasiyi sadece kendimize değil, herkese istemeliyiz. Kimse kimseyi anlayıp yardımcı olmuyor. Haksızlığa uğrayan kendisinden değil ise yeterince sahiplenmiyor. Bu nedenle önce kendi içimizde demokrasiyi oluşturmalı ve geliştirmeliyiz. Önce iğneyi kendimize batırmalıyız. Şu yaşananlardan şunu görüyorum ki başbakanın demokrasi niyeti yok. Bunu uygulamalardan anlamak çok zor değil. Ak Parti içinde iki grup var. İçlerinden bir grup sürekli askere göz kırpıyor. DTP içinde de askerin laiklik anlayışıyla aynı fikirde olanlar var. Peki bu işi nasıl çözeceğiz? Bu işin bu kadar uzamasının nedeni her seferinde muhaliflerin birbirine düşürülmesidir. Bunu yapan güçler var. DTP ile Ak Parti birlikte anayasa yapmaları gerekirken kavgaya başladılar. Anlaşması gerekenler yan yana gelmelidirler. Bunlar yan yana gelmeden hiç bir şey değişmez. Ak Parti her konuda şunu söylüyor: Yapacaktım, bırakmadılar. Ben buna inanmıyorum. Yapmak istese yapardı. Şu anda ümitler kırılmış durumda. Demokratikleşmenin bir hazırlığının olması gerekir. Gücünü halktan alması gerekir. Sorunu içerden çözmek gerekir. Herkese top yekun, içimizde demokrasi… Kendimizi eleştirmekten çekinmeyelim. Toplumsal barış ve uzlaşı için bütün muhaliflerin bir araya gelip anlaşması gerekiyor.
Öneriler:
1. Altan Tan : Konular birbiriyle ilişkili olduğu için konuları birleştirerek konuşmaya ne dersiniz? (Öneri kabul edildi.)
Ortak sonuç:
1. Ortak görüş: Belediye başkanları halkın temsilcileri olduğundan, yargılama süreci bitene kadar tutuksuz yargılanmaları daha anlamlı ve olumlu olurdu.
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
60 tane sivil toplum kuruluşuna e-mail, telefon ve davetiye yolu ile duyuru yapıldı. ( Toplantı lobisinde TkMM broşürleri de verildi
b. Milletvekilleri ile
Telefon, faks ve mail ile şu Batman her dört milletvekiline de ulaştık. İçlerinden sadece M. Emin Ekmen geri dönüşte bulundu. 2 Ocak bir tedavisi olduğunu şayet toplantı bir hafta ertelenebilirse katılabileceğini söyledi. Böyle bir şansımızın olmadığını belirttik.
c. Katılımcılarla
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, 5 kişiden yanıt geldi, bu beş kişinin de önerdiği konu aynı idi. Önerdikleri konu seçildi.
d. Medya ile
20 tane ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. 12 kadarı geldi. Medya ile daha sıkı ilişkiler içinde olmanın daha verimli olacağı sonucuna varıldı.
Sonuçlar: Toplantıya katılım ve ilgi çok olumluydu. Bunda moderatörün yörede sevilmesi de etken bir faktördü. Bundan sonra da aynı şekilde moderatörler ayarlanabilirse çok daha verimli çalışmalar yapılabilir.
Değerlendirenler:
Cuma Gülcü ( İl Girişimcisi)