YER: BELEDİYE MECLİS SALONU
TARİH: 2 MART 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Aydın-Der (Evren Arı – Başkan)
2 / Çevre Gönüllüleri Derneği (Hasan Argünağa – Başkan)
3 / İHD (Osman Künteş – Başkan)
4 / Bey-Der (Zeki İslamoğlu – Başkan)
5 / Başkent Kadın Platformu (Suzan Yıldırım – Üye)
6 / KAMER (Ruken Yargun – Üye)
7 / Kurdi-Der (Fırat Kanat – YKÜ)
8 / MÜSİAD (Serkan Kılıçaslan – YKÜ)
9/ Türkiye Gençlik Konseyi (Veysi Kalkan- Bşk. Yrd.)
MESLEK ODALARI
1 / TMMOB (Nevaf Taş – Sekreter)
2 / Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti(Melek Barış- Üye)
3 / Mezopotamya Gazeteciler Cemiyeti ( Fazıl Sezer – YKÜ)
4 / BARO ( Zeynep Yılmaz – Üye)
5 / BATSO (Salih Yıldız – Başkan Yrd.)
SENDİKALAR
1 / Genel – İş (İdris Basütçü – YKÜ)
2 / Yol – İş (Yakup Öztürk – Üye)
3 / Kültür Sanat – Sen (Selim Pılatin – İl Temsilcisi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 /
GOZLEMCİLER
1 / Adile Gürbüz (Ak Parti İl Başkan Yardımcısı)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
1 / Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Milletvekili Ayla Akat Ata danışmanı aracılığıyla katılamayacağını bildirdi. Ziver Özdemir toplantıya katılan il başkan yardımcısı aracılığıyla katılamama sebebini bildirdi.
DİĞER KATILIMCILAR
1 /
MEDYA
1 / İlkha Haber Alansı (İsmail Mikyes)
MODERATÖR
Cuma Gülcü (kMM Girişimcisi)
KONULAR
GENEL KONU: KADINA ŞİDDET
KONUŞULANLAR
1 / Fazıl Sezer: Aslında kadına şiddetin de, diğer bütün şiddetlerin de temelinde aynı şey yatmaktadır: Sağlıksız iletişim ve Eğitimsizlik! Eğitimden kasıt diploma değildir. Toplumda adeta gizli bir hastalık olan şiddetle mücadelede kadın ve erkeğin sağlıklı iletişim konusunda eğitim görmesi gerekir. Yasalar ve polisiye tedbirlerle bu işler kolay kolay çözülmez. Burada bence en önemli görev kadına düşüyor. Bu işi başaracak olan kadının kendisidir.
2 / Suzan Yıldırım: Şiddet denilen bir etki tepki meselesidir. Kadına erkek de, kadın da, tırnak içinde belirtiyorum “din” de şiddet uyguluyor. Bunun üstesinden de ancak kadın gelebilir. Konu dönüp dolaşıp ahlaka geliyor diye düşünüyorum. Ahlak tüm toplumlarda var olan evrensel bir kavramdır. Kadınlara çok işiyor düşüyor elbette, ama erkeğe de bir baba olarak fazlasıyla sorumluluklar düşüyor. Eğer baba evin içinde kadını aşağılar, küçümser, şiddet uygularsa bir noktadan sonra en cahil kadın bile artık yeter diyecektir. Eğer baba karısına gereken ilgiyi gösterir, değeri verirse ailede çocuklar da bunu görür, büyüyünce hayatında tatbik eder. Eşitlikten kasıt her şeyiyle aynı olması demek değildir. Toplumda kadının yerini erkek, sistem, sermaye vb. belirlesin istemiyorum. Erkeğin tahtı sallanmaya başlayınca şiddet ortaya çıkıyor.
3 / Fırat Kanat: Öncelikle beyinlerin değişmesi gerekir. İnsan olanın buna karşı çıkması gerekmektedir. Kadın hem biyolojik olarak zayıf görülmekte, hem de neredeyse bütün dinlerde ötekileştirilmişlerdir. Çoğu kez de dinde olmayıp da din adına yapılanlar var. Bu Orta Doğu’da da böyle, Avrupa’da da böyledir. Benim dokuz çocuğum var ve bunların altısı kız. Ben de on, on beş yıl öncesine kadar kızların okutulmasına bile karşıydım. Ama insan gerçeği gördükçe değişebiliyor. Bu işi sistemin çözebileceğine inanmıyorum.
4 / Zeki İslamoğlu:Aslında konuşulması bile ayıp sayılabilecek, bahsederken insanın utandığı bir konu konuşuyoruz. Ama maalesef yaşanan bir durum da var ortada. Öncelikle bireylerin nefislerine uyarak yapmış oldukları yanlışları dine mal etmemek gerekir. Dinimiz kadına hak ettiği değeri vermiş, hatta onu bir başöğretmen olarak nitelemiştir. Toplumun şekillenmesinde esas unsur kadındır. İnanç çerçevesini çok iyi algılamak gerekir. İslam dini haksız ve hukuksuz yere tek bir fiskeye bile asla izin vermez. Bu kim ve ne sebeple olursa olsun. Mevcut sistemin bunun önüne geçebileceğine inanmıyorum. Çünkü caydırıcı cezalar ve gerekli eğitimler yok. Öncelikle suçu ortadan kaldıracak bir ortamın hazırlanması gerekmektedir. Şartlar oluşturulursa bunun ortadan kalkacağına inanıyorum. Az önce adamın namaz kılıp bunu yaptığı söylendi. Eğer adam namaz kılıp üstüne bunu yapıyorsa, o kişi namazı anlamamış demektir. En çok da çalışan kadınların sıkıntıları vardır.
5 / Melek Barış: 8 Mart Kadınlar Günü’nün olması bile bence ayıp bir durum. Hele hele bunun bir eğlence olarak algılanıp, eğlenceler düzenlenmesini de doğru bulmuyorum. Bence İslam kadına en güzel değeri vermiştir, ama maalesef uygulayıcısı yok. Eğitim önemli ve halledilmesi gereken bir sorundur. Bazı kadın derneklerinin de yanlış yönlendirmelerinin olduğunu düşünüyorum. Bu derneklerin erkekleri de çağırıp onlarla da diyaloga geçmeleri gerekir. Kadına neden şiddet uygulanıyor? Şayet bunun sebepleri bilinirse, çözümü de belki daha kolay olacaktır. Bir de ben kadın derneklerinden birinin başkanıyla yaptığım bir röportajda bana kadın derneklerinin şiddet olayını abarttıklarını söyledi. Ben bu röportajı yayınladım. İlginçtir tek bir kadın örgütü buna itiraz etmedi, tepki göstermedi.
6 / Evren Arı: Öncelikle değerli bayan arkadaşların “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü şimdiden kutluyorum. Kadına karşı şiddete neden olan sebepler bence şunlardır: 1. Mülkiyet ve miras hakkı paylaşımı. 2. Kadın ve erkek arasındaki iktidarı erk mücadelesi. 3. Cinsel sapıklıkların zaaf sapmaları ve eylemleri. 4. Örfi hurafelerin kadın üzerindeki yaftalamaları. 5. Rantın kadın üzerindeki ekonomik kullanımları. Bu nedenlerin psikolojik ve sosyolojik olarak tedavi edilmesi gerektiğini önemle vurguluyorum. Bunun dışında özelde ifade etmek istediklerim: Kadına karşı şiddet İslam teori ve pratiklerinde mevcut değildir. İslam’ın kadına bakış ekseriyetlerini iyi tespit etmek gerekir. Kadın ve erkek eşittir veya denktir tartışması 21. yüzyıl dünyasında basit kalan bir tartışmadır. Kürtaj bence de cinayettir. 86 sığınma evi, 64 genelevin bulunduğu bir ülkede anayasal eşitlik formaliteden başka bir şey değildir. Ayrıca sığınma evleri bence sorunu ortadan kaldırmıyor, daha da derinleştiriyor diye düşünüyorum.
7 / Hasan Argunağa: Kadına ait bir günün olması bence de doğru değildir. Ama bu vesileyle şiddete ve kadın haklarına dikkat çekmek için önemlidir. Şiddetin sözde nedenleri o kadar çok ki… Toplumun değer yargıları o kadar çok değiştirilmiş ki… Toplum kendi değer yargılarından uzaklaştıkça, din adına yapılan yanlış uygulamalar da artıyor. Dinin özüne baktığımızda böyle bir durum yoktur. Şu anda öyle bir kapitalist düzen yerleşmiş ki, hiçbir haklı durumu savunamıyoruz. Kadına sadece şiddet uygulanmıyor aynı zamanda emeği de sömürülüyor. Buna kadın dernekleri de sessiz kalıyor. En çok şaşırdığım durum da bu aslında. Bir değişime ihtiyaç var. Şiddete neden başvurulduğunu gerçekten anlayamıyorum. Ortak bir akıl, ortak bir fikir ile hareket etmemiz gerekiyor. Tabi bu sorunun bir anda çözülmesini beklemek de doğru değildir. Bu bir süreç işidir. Batman özeline baktığımızda da, marketlerde, tarlalarda, kadın emekçiler üzerinde inanılmaz bir sömürü var. Günde 15-16 saat arasında çok düşük ücretlerle köle gibi çalıştırılıyorlar. Bunu dile getiren, tepki gösteren de yok. Buna kadın dernekleri de dâhildir. Toplumun ciddi anlamda eğitilmesi gerekmektedir. Eğer ben siyasi bir partinin genel başkanı olsaydım şöyle bir açıklama yapardım: “Kadına şiddete başvuranlar zekâ gelişimini tamamlamamışlardır.”Kürtaj konusuna gelince, mevcut sistem gayrı meşru yaşamı teşvik ediyor. Bir kere bunu reddediyorum. Eğer çocuk da canlanma olmamışsa kürtaj olabilir.
8 / Osman Künteş: Kadınların bütün mücadelesini destekliyoruz. Kadın yaşamın bir parçasıdır ve evrensel haklara sahiptir. Ama maalesef toplum o bilince sahip değil. Halen erkek egemen yapıyla devam ediyoruz. Evde, işyerinde, dışarıda her yerde kadın şiddet görüyor, aşağılanıyor. Demokrasinin az geliştiği toplumlarda bu durum daha fazladır. Türkiye de buna dâhildir. Bunun tek adı var: VAHŞET! İnsan, haklarıyla insandır. Toplumun nasıl bilinçlendirileceği önemlidir. Kadınların sivil hayata daha çok katılmaları gerekir. STK’ların içindeki kadın sayısı artmalıdır. Tüzüklerinde belirtmeleri gerekir. Bu durum siyasi partiler için de geçerlidir. Kadının da insan olması temelinde erkek ne hakka sahipse kadın da o hakka sahiptir.
9 / Selim Pilatin: Bu Dünya’da var olan bir sorundur. Bugün baktığımızda Dünya’da din ile yönetilen sadece 3 devlet var. Aslında onlar da tam olarak din ile yönetilmiyorlar. Gazali’nin bir sözü var: “Din adına kadınları eve tıkmak da yalandır, medeniyet adına kadını ön plana itmek de yalandır” der. Bugün baktığımızda kadın da aslının dışına çıkarılmıştır. Evlilik bir sözleşmedir. Eğer anlaşılamıyorsa sözleşme fesih edilir. Başka yollara gerek yoktur.
10 / Serkan Kılıçaslan: Aslında bunun bilinmeyenleri de var. Biz sadece gündeme gelenleri biliyoruz. Bu konuda sığınma evlerinin artırılması ve STK’ların daha etkin şekilde müdahil olması gerekir.
11 / Nevaf Taş: Bunu tarihi süreç içerisinde değerlendirirsek daha doğru olur sanırım. İlkel toplumlardan tutun, günümüz toplumlarına kadar var olan ve devam eden bir sorundur. Tek çözümü de eğitimdir. Kadın üzerine uygulanan şiddetin en büyük etkisi cinselliktir. Bugün okullarda bile cinsellik hala bir tabudur. Cinayetlerin nerdeyse tamamı kadının istismarının sonucudur. Erkek yapar, kadın yapamaz anlayışının sonucudur bir bakıma. Din de bu konuda bir etkendir. Bu durum azalacağına gittikçe de artıyor. Hayatın her alanında pozitif ayrımcılığa yüzde elli oranında yer vermeliyiz. Ayrıca bu ayrımcılık değil en doğal haklarıdır. Toplumun yarısını onlar oluşturuyorsa, diğer alanlarda da yarısında onlar olmalıdır. Cezai müeyyideleri yeniden düzenlemek gerekmektedir. Belki de cezayı kadınların kendileri belirlemelidir. Belki de gerçekten onları anlayamıyoruzdur.
12 / Zeynep Yılmaz: Sürekli olarak bazı mekanizmalar suçlanıyor. Ama çözüm için tek şart kişisel bilinçlenmedir. Kadının sürekli anne yönüyle öne çıkarılmasından da rahatsızım. Kadın, kadın olduğu için, insan olduğu için değerlidir. Bakanlığın varlığını destekliyorum ama bakanlığın başına sadece bir kadını getirmekle bu iş çözülmüyor.
13 / Salih Yıldız: Aslında merak ediyorum. Bu masada oturanlardan biri şiddet uyguladı mı, veya şiddete maruz kalan oldu mu? Kadın ve erkeğin farklı doğaları olduğuna inanıyorum. Bu işin eğitimle de çözüleceğine inanmıyorum(eğitimden kasıt tahsil). Öyle olsaydı bugün medeni dediğimiz ülkelerde bu sorun hiç olmazdı. Çözüm kişisel bilinçlenmedir. Şiddetin bir sebebi de erkek egemen toplumun giderek azalmasıdır bence. Ayrıca güç yetirebilmeye olan inancın sonucudur. Gücün yetmediği kişilere asla şiddet uygulanması içine girmeyiz. Kadın ve erkek beraber hayatın dengesidir. Birbirini tamamlamaya yönelik adımlar atılmalıdır.
14 / Adile Gürbüz: Şiddetin arttığı görüşüne katılmıyorum. Sadece daha görünür olduğunu düşünüyorum. Eskiden kol kırılır yen içinde kalır denirdi. Ayrıca görünür olmasının çözüme daha çok katkı sunacağına da inanıyorum. Kürtaj bence de cinayettir. Ama yaptırmak isteyenlere de saygı duyuyorum. Bunun için bunun mevcut yasal haliyle devam etmesini istiyorum. Devlet bunu güvence altına almaz ise, merdiven altı diye tabir ettiğimiz yerlerde sağlıksız ve tehlikeli durumların yaşanması muhtemeldir. Batman’da çalışan kadınların dile getirilmesi de önemli ve güzeldir. Kadına sadece fiziki değil ekonomik şiddet de uygulanıyor.
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 / Kadına yönelik şiddet kabul edilebilir bir durum değildir.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100 civarı sivil toplum kuruluşu ile iletişime geçildi. E-mail ve telefonlarla bilgilendirmeler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve fax yolu ile 4 milletvekili ile iletişime geçtik. Vekil katılı olmadı.
MEDYA İLE
30 civarı basın temsilcisi ile e- mail yolu ile iletişime geçildi. Toplantımız öncesi ve sonrasıyla yerel medyada haberleştirildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Batman kMM Hamalı Cuma Gülcü
02.03.2013 Batman kMM Toplantı Tutanağı
previous post