Yer : Ağrı Halk Eğitim Merkezi salonu
Tarih : 03.04.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimciler:
1- Ağrı Dağı Folklör ve sanat Etkinlikleri Derneği
2- 6 Nokta Körler Derneği
3- Mazlumder- Levent Çiğil
4- Çıra Kültür Merkezi- Murat Atmaca (Başkan)
5- İHH- Kerem Anığı (Başkan)
6- Anadolu Gençlik Derneği- Şafi Erim
b. Meslek Odaları:
1- 13.Bölge Eczacılar Odası Ağrı Temsilciliği- Dilan Özgür Özmen (Temsilci)
c. Sendikalar:
1- Eğitim-sen- İbrahim Söğüt
Katılan Milletvekilleri:
Katılım olmadı
Belediye Başkanları:
Katılım olmadı.
Mesaj Yollayanlar:
1- Hanifi Alır
2- Cemal Kaya
3- Abdulkerim Aydemir
4- Fatma Salman Kotan
5- Yaşar Eryılmaz
Moderatör:Mesut Gökçe
Gözlemciler:
1- Hak-Par- Fehmi Atmaca
2- Saadet Partisi- Süleyman Erim
3- AK Parti- Mustafa Aydın
Diğer Katılımcılar:
1- Besra Şimşek (Belediye Meclis Üyesi)
Medya:
1- Maske Haber Ajansı
2- A-R-T
3- KANAL 04
Konular:
1- Genel konu: Anayasa ve Referandum
2- Yerel Konu:Ağrı'nın geri kalmışlık nedenleri ve TOKİ
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Dilan Özgür Özmen: Muhalif partiler her şeye muhalif oldukları gibi anayasa değişikliğine de muhalif oluyorlar. Hükümetin dediğine ne olursa olsun hep karşı geldiler. Siyah dediklerine beyaz, beyaz dediklerine ise siyah diyorlar. Halbuki anayasa değişikliği halkın ihtiyacı olduğu için çalışma başlatıldı. Herkes anayasanın değişmesini istiyor fakat hadi deyince kimse yanaşmıyor. Hatta bir araştırma şirketinin yaptığı araştırmada, halkın %55’i anayasa değişikliğine evet derken, %35’, hayır, %20’si ise kararsız olduklarını belirtmişlerdir. Fakat bana göre hükümet her konuda olduğu gibi bu konuda da kararlı gibi gözüküyor. Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulduğunda büyük oranda kabul edileceğini düşünüyorum.
2- Murat Atmaca: Açılım süreciyle ilgili kopartılan fırtınaların yersiz olduğunu, bunların Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne hizmet etmediğini kamuoyu çok iyi anlamıştır. Türkiye sanal korkuların, sanal tehditlerin baskısından, kurtulmaya başlamıştır. Aynı şekilde, Türkiye'nin gereken anayasal değişiklikleri yapmadan demokrasisine, ekonomisine, dış politikasına, iç politikasına ve sosyal yaşamına yeni kazanımlar katamayacağına işaret etmek gerekir. CHP, AK Parti'nin sunduğu bu tasarıyı yetersiz bulduğu için eleştirmek yerine, darbe anayasasına sahip çıkıyor. Açıkçası tüm muhalefet ipe un seriyor. Ama bence milletin ne ipe un sermeye ne de bu kadar geniş vakte tahammülü kalmamıştır. Taş atan çocuklardan bazılarının hapiste kaybedecekleri bir tek günleri olmadığı gibi. Anadilinde konuştu diye ceza alan, suçlu ilan edilenlerin bekleyecek zamanları olmadığı gibi…
3- Kerem Anığı: Demokrasi, uzlaşma, paylaşma ve ortak çözüm üretmektir. Fikirler ayni kalacak diye bir şey söz konusu olamaz. Tartışılacak, eleştirilecek ki o zaman ortaya sağlıklı bir fikir çıksın. Anayasa konusu hala tartışılmaya devam etmektedir. Maalesef Türkiye’de uzun zamandır demokrasiden bahsedemeyiz. Çünkü fikirlerimizi paylaşamıyor ve sağlıksız tartışmalarla huzursuzluk yaratmaya devam ediyoruz. Restleşmeler ve ayrışmalarla hiç bir zaman bir yere varamayız. Dün AKP yeniden imza toplayarak TBMM Başkanlığına yeniden sundu. Görülen o ki mevcut hükümetin içinde de ayrışmalar söz konusu. AKP partisinin içinde de anlaşmazlıklar var. Bu durum göz ardı edilecek mi yoksa değerlendirmeye alınacak mi merak konusu. Başbakan bu konuda ne kadar ısrarlı olduğunu her seferinde dile getiriyor. Ana muhalefet partisi CHP ise sert eleştiriler yapmaya devam ediyor. Buna bağlı olarak da diğer muhalefet partisi MHP ise, eleştirilerine devam etmektedir. Bence daha çok demokrasi için anayasa değişikliği şart diyorum.
4- İbrahim Söğüt: Bu arada toplumla uzlaşma sağlanamadan da bu is sağlıklı yürümez. Halkın isteklerini de göz ardı edilmemelidir. Toplumumuz da bu anayasanın değişmesini istiyor. Hala sıkıntılar yasamaktayız mevcut anayasayla. Ülkemizin sıkıntılarına ve taleplerine cevap vermiyor. Bu durumda milletin tamamıyla arzularını ve meclisin mahiyetini ve gerçek seklini gösterecek şekilde hazırlamalıdırlar.TOKİ İLİMİZE Girerse ve halkımızda kabul ederse ilimiz gelişir güzelleşir diye düşünüyorum.
5- Levent Çiğil: 1982 Anayasası bugüne dek 15 değişikliğe hedef olmuş ve 85 maddesi değişmiş. Bu kez 3’ü geçici 26 maddesinin değişmesi söz konusu. Anayasa 177 esas, 16 geçici maddeden oluştuğuna göre, son değişiklik önerileri geçtiği takdirde askeri darbe ürünü 1982 Anayasası’nın yaklaşık yarısı değiştirilmiş olacaktır.Demek ki buda gösteriyor ki ülke yavaş yavaşta olsa demokratikleşmeye doğru gidiyor.Anayasa değişikliği bir an önce gerçekleşmelidir.
6- Şafi Erim: AKP heyetinin hazırladığı 3'ü geçici, toplam 26 maddeden oluşan anayasa değişiklikleri paketi ile ilgili öneriler tartışmaya açıldı. Bu önerilerle ilgili düşüncelerimi şöyle sıralayabilirim. 1982'de, 12 Eylül askerî rejimi tarafından yapılan anayasa için referandumda, elbette ki "Hayır!" oyu verdim. Bugün de demokrasiyi bürokratik vesayet altına koyan, temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlayan bu anayasa yerine, başlangıcından son maddesine kadar özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin temel ilkeleri üzerine kurulu, yani gerek halk egemenliğini, gerekse yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini güven altına alan yepyeni bir anayasa istiyorum.
7- Fehmi Atmaca: Bir çok eksikleri olmasına rağmen yinede atılan bu adımı yerinde buluyorum. Bugünkü koşullarda TBMM'de, liberal demokratik ilkelere dayalı yeni bir anayasayı kabul edecek genişlikte bir mutabakat bulunmuyor. AKP hükümetinin son seçimlerden önce, Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki uzmanlar kuruluna hazırlatmış olduğu anayasa taslağının TBMM gündemine getirilemeyip rafa kaldırılması bunu açıkça gösterdi. AKP hükümetinin söz konusu taslağı kendi grubuna dahi kabul ettiremeyeceği görüldü. Yargıyı bürokratik vesayetin aracı olmaktan kurtaracak, partiler rejimini demokratik esaslara uygun hale getirecek, hukuk devletini güven altına alacak kısmi değişiklikler zorunlu hale geldi. Bu nedenle, prensip olarak, AKP milletvekilleri tarafından önerilen değişiklikler paketine olumlu bakıyorum.
8- Mustafa Aydın: Gerçekten de Anayasa bir uzlaşma metnidir. Uzlaşmanın da ötesinde, anayasanın bir toplumsal pakt özelliği taşıması gerekir. Yani toplumun tüm kesimlerinin, siyasal partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların, meslek kuruluşlarının, üniversitelerin katkısıyla hazırlanması gereken bir metin olduğunu düşünüyorum.Benim görüşüm, bu Anayasanın tümüyle değişip bir toplumsal uzlaşma zemininde, bir toplumsal pakt özelliği taşıyacak şekilde yeniden yapılması gerektiğidir. 1982 Anayasası’nın otoriter yapısının da ufak tefek değişikliklerle makyajlanarak giderilmesi mümkün değildir.
9- Süleyman Erim: Ülkemizin demokratikleşme gibi ciddi bir sorunu mevcut olup düşünsel olarak içerisinde sosyoloji, felsefe, siyaset ve psikolojiyi barındıran hukuku, icra eden biz hukukçuların ülkenin sorunlarına duyarsız kalması mümkün değildir. 1982 darbesinin bir ürünü olan Anayasanın kısmi değişikliği, bizi memnun etmekle birlikte yeterli görmemekteyiz. Bu değişiklikle birlikte bile HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısından kaynaklanan ve genel olarak yargı üzerinde baskı olarak değerlendirilebilecek anlayışın ortadan tamamı ile kalkabileceği kanaatinde değiliz. Çünkü erklerin ve hele yargının bağımsızlığının maddeler değiştirilerek sağlanması mümkün görünmemektedir. Ancak kanun ve polis devleti anlayışından vazgeçilerek gerçek anlamda hukuk devleti ilkesinin ve anlayışının yerleşmesi ile yargı bağımsız olabilecektir. Ülkemizdeki sistemin bir bütün olarak kendi iç dinamikleri ile değişmesi bu değişimin ve oluşan yeni anlayışın hukuka yansıması ile ülkenin etnik,siyasi, dini vb. tüm toplumsal unsurların taleplerinin dikkate alınmak suretiyle düzenlemeler yapılması, bu unsurların anayasal güvence kavuşturulması ve oluşum sürecine dahil edilmesi ile ancak ideal anlamda yeni bir anayasa yapılabilir. Ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu toplumsal barış ve uzlaşı ancak böyle bir Anayasa ile sağlanabilir.
Değerlendiren:
Mesut Gökçe
Ağrı kMMGirişimcisi