YER: Adıyaman Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 03.03.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sivil Destek Der. (Mustafa Işıldak Der. Bşk)
2 / Kamer (Zeliha Toprak Bşk)
3 / Adıyaman Kent Konseyi ( Sevgi Karabulut – Genel Sekreteri)
4 / Gönüllü Anneler Der. (Nejla Özelçi- Bşk.)
5 / Adıyaman Gençlik ve Kültür Evi (Aydın Sarıkaya – Üye)
6 / İmam Hüseyin Kültür Der. (Yılmaz Korkmaz – Der. Üye)
7 / Arıcılar Birliği Der. (Mehmet Öztürk)
8 / Zihinsel Engelli Ailesi Der. (Zeynel Alagöz, Der. Bşk)
9 / Saf-Van Der. (Fatih Köroğlu)
10 / Anadolu Engelliler Der. (Abidin Harputluoğlu)
11 / Adıyaman Kadın Yaşam Der. (Semra Karadağ)
12 / Kadın ve Çocuk Hakları Koruma Der. (Şener Güllü)
13 / Adıyaman Kadın Sorunlarını Araştırma ve Çözme Der. (Naile Şahin)
14 / Kamer (Halise Arslan Üye)
15 / Mercan TV (Serkan Yılmaz)
17 / Adıyaman İşsizler Der. ( İsmet Güneş Der. Bşk. )
18 / Anadolu İş Kadınları Der. (Birsen Günay)
MESLEK ODALARI
1 / Mühendis ve Mimarlar Odası (İbrahim Özcan Üye)
3 / Baro (Zeynep Saya)
SENDİKALAR
1 / Emekliler Birliği Sendikası (Sadık Yetiş)
2 / Eğitim Birsen Sendikası (Gaffari İzci- Bşk.)
3 / Eğitim Sen Sendikası (Hediye Kılınç- Bşk.)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Ali Büyükşahin
2 / Mehmet Merdanoğlu
GÖZLEMCİLER
1 / HAS Parti İl Başkanı (Mustafa Alkayış)
2/ Doğan Yıldız (Öğrenci)
3/ İskender Korkut (Belediye Kültür Müdürü)
4 / Eğitim Birsen ( Sinan Temel )
5 / Eğitim-Sen (Fidan Tuncer)
6 / Mühendisler Odası (Zeynal Bakır)
7 / Eğitimci ( İsmet Kaya)
8 / AK Parti Kadın Kolları İl Bşk (Ayla Pektaş)
9 / CHP Kadın Kolları İl Bşk (Türkan Ağır)
10 / HAS Parti Kadın Kolları İl Bşk ( Sibel Aktaş)
11 / HAS Parti Kadın Kolları (Betül Özçelik)
12 / HAS Parti Kadın Kolları (Yasemin Sünbül)
13 / HAS Parti Kadın Kolları (Tülin Çoban)
14 / HAS Parti (Zeynal Yılmaz)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
1 / Ahmet Aydın (AK PARTİ Milletvekili)
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 43 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Asu TV (Yunus Emre Doğan, Deniz Çolak)
2 / Mercan TV (Özer Karakuş, İsmail Alkan)
3/ Haber7yaman (Ahmet Yılmaz)
MODERATÖR: Yrd. Doç. Dr. Murat Şakir Ceyhan
KONULAR
GENEL KONU: Devlet istihbarat Örgütlerinin görev ve sorumlulukları. Ne olmalı? Ne olmamalı?
YEREL KONU: 8 Mart Dünya Kadınlar günü. Adıyaman’da kadının siyasetteki etkisi ve rolü.
KONUŞULANLAR
1/ Murat Şakir Ceyhan: Böyle güzel bir oluşum hazırladıkları için öncelikle ben Şener Bey’e teşekkür ediyorum. Ben zehir saçan dilimle tanınırım. Benim bu konuda sıkıntım var. Hatırlatmak istediğim bir şey var. MİT konusu yasama, yürütme ya da yargı kararına bağlanmış bir konu değil. Paylaşmak istediğim gerek bugün ki gerekse geçmişte bu hadiseler içinde yer almış insanlar, herkes biraz çekingen konuşuyor. Siyasetçiler bu konuyla ilgili konuşurken kelimeleri seçerek konuşuyor. Sizler de konuşurken devletlerin kendini koruma refleksleri olduklarını aklınızdan çıkarmayınız. İstihbarat hukuku diye bir şey yok aslında. Utanarak söyleyeceğim bir şey daha var. 6-7 Eylül olayları. Meclis yasa yapıyor. Devlet yürütme işini yapıyor. Ve devletin yürütmesini denetleyecek bağımsız bir yer de yargıdır. Yasama, yürütme ve yargı bu üç temel şey devlet korucusunun aracıdır. Bence bir dördüncüsü de var. O da medyadır.
2/ Yılmaz Korkmaz: Öncelikle istihbarat ile ilgili konuya geçmeden önce Adıyaman’da Karapınar Mahallesi’nde Alevi yurttaşlarımızın evlerine işaretler konması bizleri endişelendiriyor. Biz tüm Adıyaman halkını sağduyulu olmaya, aklıselim davranmaya davet ediyoruz. Yapanları da kınıyorum. MİT ile ilgili de eğer bunlar devlet memuru iseler diğer devlet memurları gibi bunların da görevlerinin belirlenmesini ve halkın da bu görevlerle ilgili de bilgilendirilmesini istiyorum. Faili meçhullerin çoğunun altından bu tür istihbarat örgütlerinin çıktığını artık herkes biliyor.
3/ Mustafa Işıldak: Söz konusu meselede bazı gerçeklikleri ifade etmek gerek. Öncelikle MİT ile ilgili yasa değişikliği bu olaylar olmazdan önce yapılsaydı biz şu an bunu konuşmazdık. Öter yandan artık Toplum Destekli Polisin kurulduğu hatta Aile Polisi ve Aile Hakemliği gibi kurumların kurulmasının gerekliliğinin konuşulduğu bir dünyada polis gibi MİT’in de suçlu veya şüphelilerle görüşmesi yerindedir. Asıl olan suç faillerinin yakalanmasından önce suçun önlenmesi olduğuna göre Polis Vazife ve Salahiyetleri kanunu gereğince suçun önlenmesi veya önlenen bir suçun çoğalmaması için herkesle de görüşülebilir. Çünkü polis gibi MİT de sadece suçluları yakalayıcı değil suçu önleyici olmalıdır, diye düşünmekteyim.
4/ Murat Şakir Ceyhan: Bu konu ham bir konu. Savcının bir tanesinin yaptığı araştırma sonucunda devletin bu önemli kolunu ifadeye çağırmasaydı hangimizin bu konuyla ilgili şikâyetleri olduğunu biliyorduk ki. MİT’in görevlerini kamuoyu ile paylaşmak bence de çok güzel ama ne kadarı paylaşılmalı? Gücü kim elinde tutarsa o an aklındaki düşman tanımı kimse ona uygun alt yapılanmaya gidiyor. Bu ülkenin sorunları var. Bizim ülkemizde demokrasi sorunu var. İstihbarat örgütlerini şeffaflaştırmak adına dünyada bir ilk olabilir miyiz? Bu konudaki hassasiyetinizi iyi anlıyorum. MİT’in görevinin iyi anlaşılması lazım. MİT eğer genelde ülke dışındaki faaliyetlerden sorumluysa zaten bu konuyu sizlerle paylaşamaz. MİT’in istediği şekilde hareket etmesi gibi bir şey yok. Dünya halkları, devletleri bu işi mantıklı bir çerçeveye oturtmadığı sürece siz de oturtamazsınız.
5/ Zeynal Bakır: Baktığınızda mesele ülkenin güvenliği ile ilgili mesele. Mesele şu aslında, tek bir kişinin böylesine önemli bir kurum üzerinde tek söz sahibi olması noktasıdır. Bir Başbakanın böylesine önemli bir kurumu tek başına idare etmesi herhalde doğru değildir. Bu kadar önemli bir kurumun bir kişinin elinde olmasından razı değiliz. Misal düşünün ki ırkçı bir başbakanın elinde bu kurum. Böyle bir durum acaba başbakanın keyfi davranmasını da getirir mi? İstediğinizi yapacaksınız kimse size soru sormayacak. Bu kurumlar denetlenebilir ama her şeyi paylaşmayabilirsiniz. Ben bu ülkede güvenle yaşıyorum, kimse gelip gecenin 03:00’ de benim kapıma işaret koyamaz diyebilmemiz lazım.
6/ Murat Şakir Ceyhan: Bakın yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrıdır. Yargı denetleyebildiği sürece yasama ve yürütme de sıkıntı yok. Ama sadece yürütmenin etkisine bırakırsanız devletin temel teorisinde sıkıntı olur.
7/ Zeynep Saya: Milletvekillerimiz de dâhil bütün dokunulmazlıkların kaldırılması lazım. Demokrasinin de bir sınırı var mıdır? Öncelikle bunun değerlendirilmesi lazım. Güvenlik mi yoksa özgürlük mü? Birinin varlığı diğerini yok sayıyor. Şeffaf devleti yaratmak adına sizin bizim ödediğimiz vergilerden maaş alan bu devlet memurunun gizlilik gerektirecek sırları anlatma noktasında ceza mahkemesinde düzenlemeler var. Bence uluslar arası sermayenin dayattığı güçler dengesi söz konusu. Kendinizi ifade etme noktasında dahi sermayenin sınırlandırılması ile benim üzerime düşen rolü oynuyorum sanki. Biz hukuk devleti olmak istiyor muyuz istemiyor muyuz? Bizim öncelikle buna karar vermemiz lazım. Devleti yöneten insanların sorumlulukları elbette ki çok ağır. Ama denetleme görevi olan yargıyı bile siz ikiye bölmüşsünüz. Hukuk karşısında herkesin eşit olması lazım. Gizlenmesi gereken bir devlet sırrı varsa onu elbette paylaşmazsınız. Ama senin memurun bir yanlış yapmışsa da sen onu çıkarıp yargılayabilmelisin. Hukuk karşısında herkese eşit davranılmalı.
8/ Murat Şakir Ceyhan: Neden bu kadar kıymetli hukukçular özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını istemek için bu kadar çok bekledi ki.
9/ Zeynep Saya: Yetki sizdeyse ve esas olan devlete karşı işlenen suçlar noktasında birileri kaldırmamışsa senin kaldırmandır.
10/ Mustafa Alkayış: Bu söyledikleriniz hukuk konusuyla alakalı bir şey. Özel yöntemler geliştiriliyor. Türkiye’de şu an ki Anayasamızı askeri darbe sonucunda yapmışız. ‘Anayasamızı, ceza yasamızı nasıl yaparsak iyi ederiz’i çok da tartışmamışız. Özel yetkili mahkemelerin kesinlikle olmaması gerekiyor. Bazı durumlara, bazı kişilere göre değişen yargıyı biz kabul etmiyoruz. Savcının aldığı taslak kesinlikle siyasal bir müdahaledir. Ama çıkan yasada Hakan Fidan’ı korumak için çıkan bir yasadır. Türkiye artık yeni bir Anayasa bekliyor. Sivil bir Anayasa. Her kurum, her siyasi kesim denetlenmeli ama hukuka uygun bir şekilde. Bugün bir bakan çete oluştursa, yolsuzluk yapsa eğer iktidara mensup ise bu kişinin sorgulanması mümkün değil. Bu da ister istemez denetimi engelliyor. Şeffaflığı götürüyor.
11/ Murat Şakir Ceyhan: 82 Anayasasının yapıldığı yıllardaki koşullarla şu anki sosyo-kültürel yaşam arasında bir anlamlılık kalmamıştır artık.
12/ Gaffari İzci: Ben öncelikle Adıyaman’ın huzuruna yönelik bir takım evlere konan işaretlerin faillerinin bir şekilde bulunmasını istiyorum. Kimsenin gücü huzurumuzu bozmaya yetmeyecek. İstihbarat örgütleri demokrasiye ve insan haklarına hizmet eden, insanı merkez alan, aynı zamanda denetlenebilen bir merkez olmalı. Kamuoyu bu konuda bilgilendirilmeli. İç ve dış tehdit ne anlama geliyor bunları bilmemiz lazım. Türkiye’de çok farklı istihbarat kurumları var birbirleriyle çelişen hatta birbirlerini yok etmeye çalışan. MİT’in görevleri merkezi esas alan bir yaklaşımla yapılmalıdır. Faili meçhuller, bir ırka ya da bir siyasi oluşuma yönelik onu yok etmeye çalışan bir anlayışla çalışmamalıdır MİT. Bireysel ve örgütsel menfaatleri gözetilerek çalışma yapılmamalıdır. Tüm dünyadaki uluslar arası istihbarat örgütleri kapitalizmin maşası durumuna gelmiştir. Esas temel soru şu, tüm kesimler denetime açık olmalı mıdır? Herkes evet diyor. Ama temel sıkıntı bunun nasıl yapılacağı, bunu kimin yapacağı ve bunun nasıl uygulanacağıdır. Bana kalırsa seçilmişler yapmalı. Seçilmişler en azından millete hesap verir. Ama bürokratlar hesap vermiyor.
13/ Murat Şakir Ceyhan: Şu veya bu kurumların tek başına bunları yapmaya gücü ve aklı yetmeyecektir. 28 Şubat olayını konuştuk uzun dönem. Medya olmasaydı biz bunu o kadar konuşamazdık. Kim neye inanıyorsa medyayı çok ucuz bir şekilde kullanıyor.
14/ İskender Korkut: Ben de Adıyaman’da meydana gelen bu son olayı kınıyorum. Kelimelerle dans ediyoruz dediniz biraz önce. Herkes kendi penceresinden doğru bildiklerini söylüyor. Yasamaya giden parlamenterlerle yakın bir zamanda görüşmelerim oldu. O kadar cesur konuşuyorlardı ki. Ama parlamentoya girdiklerinde o cesurluk yok oluyordu. Hala 82 Anayasasının seçim kanunu ile yaşadığımıza göre bizim öncelikle bu Anayasadaki siyasi partiler kanununu değiştirmemiz lazım. Yürütme yasamanın üstünde olmayacak. Dünyada istihbarat örgütleri kesinlikle birbirleriyle bağlantılı bir şekilde çalışıyorlar.
15/ Murat Şakir Ceyhan: Adıyaman, Türkiye’den çok daha iyi. Burada ki insanlar ne düşünürlerse düşünsünler birbirlerine karşı çok demokratik kültürleri var. Adıyaman insanının birbirlerine karşı sorun çıkarabileceklerine ben inanmıyorum. Bu salonda herşey konuşuluyor ve şu kapıdan çıkışta da beraber çay içiliyor. Bahsettiğiniz o işaretlenmeyi bende bütün kalbimle lanetliyorum. Bu halktan saklanan değil halkın gözüne getirilmeyen gerçekler var. Ne zaman ki yasama özgür olacak bu memleket öyle demokrasiyi anlayacak.
16/ Dogan Yıldız: Hepimiz biliyoruz ki Ortadoğu’ da karışık bir dönemdeyiz. Ve ülkemizde de Kürt-Türk sorunu çıkarılmaya çalışılıyor. Böyle kritik bir dönemde neden MİT sorunu ortaya çıkarıldı? O zaman hukukçular neredeydi? Neden böyle bir zamanda MİT’çiler çağırıldı.
17/ Hediye Kılınç: Şimdi emekli olan istihbaratçılar yaşamlarını kitaplaştırıyorlar. İstihbarat örgütlerinde bugün ki örgütlenme biçimiyle devletlerin kirli yüzlerini görüyoruz. Hrant Dink olayı, 34 kişinin öldüğü katliam olayı, Maraş olayları vs. birçok örnek üzerinden söylüyorum. Dünyada da Türkiye’de de bu örneklemelerden çok fazla. Devletler yapamadıklarını istihbarat örgütleri üzerinden yaptırıyorlar. Kişiye özgü yasalar çıkarılıyor. Bir yanda vurgun yapan milletvekilleri mecliste iken bir yanda da diğer milletvekilleri hapiste.
18/ Murat Şakir Ceyhan: Bu tarz konularda sadece sizin renkleriniz, doğrularınız, gerçekleriniz doğruları bulmanızı engeller. Dünya’nın her yerinde derin devlet dizayn çalışmaları yapılmaktadır. Kötü öldürüldüğünde susarsanız iyi öldürüldüğünde konuşursanız kimse size destek çıkmaz.
19/ Nejla Özelçi: Şuanda siz üniversite görevlisisiniz. Şuna inanıyorum ki mevcut iktidarımıza yönelik bir konuya değinseydiniz siz başka yerlere giderdiniz. Ben düşünce özgürlüğünün olmadığına inanıyorum. Silivri’de yatan birçok kişi niçin yattığını bilmeden yatmaktadır. Önce suçlu tespit edilir. Sonra suçunun ne olduğu tespit edilir ve şundan dolayı sen hapis yatacaksın denilir. Bizde maalesef demokrasi de yok düşünce özgürlüğü de yok.
20/ Murat Şakir Ceyhan: Yargılama süresinin uzun olması noktasında yürütmeyi yürütenler her kim olursa olsun o insanların zamanını çalmamalıdır. İnsanların ilişki kuruşları noktasında bence Adıyaman çok güzel bir yer. Büyük şehirlerdeki hadiselerden burası daha muaf.
Yerel Gündem
21/ Murat Şakir Ceyhan: Pek çok şeyi borçlu olduğumuz kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başlamak istiyorum. 2012’nin kadın hakları açısından dönüm noktası olmasını diliyorum. Kadınların siyaset içindeki rollerini tartışıcağız.
22/ Birsen Günay: Ben Güneydoğu olarak bakmak istiyorum konuya. Bir kadının Güneydoğu’da bir yerinin olması gerekiyor. Ve mecliste de bir yer alması gerekiyor. Biz kadınlar olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Bugünde daha fazla etkinliklerinin olmasını istiyorum. Herkesin bugünü önemsemesini istiyorum. Bir kadın kendi ekonomik özgürlüğünü sağlamalı. Kadınlarımız başarılıdır.
23/ Murat Şakir Ceyhan: Dünya Kadınlar Günü hangi yapıda olursa olsun. Bütün kadınların yapmak istedikleri her işte başarılı olabileceklerini sağlayan tek şeyin fırsat eşitliği olduğuna inanıyorum.
24/ Zeynep Saya: Umarım kadınlara başka alanlarda da öncelik verirsiniz. 2000 verilerinden bu yana bir şeyleri çok dillendirdikçe o sorunda azalma olması gerektiği düşünülür. Ama 2007’den bu yana binde bin dört yüz oranında kadına şiddette artma olmuştur. Her hakkın bir ödevi vardır. Biz kadınlar geçiş süreci yaşıyoruz. Yoksulluk dahil kadınsallaşıyor bu günde. Mecliste erkek bakış açısıyla değil kadın bakış açısıyla çözüm üretmek gerekir. Cinsiyet eşitsizliğinin kaldırılması noktasında kadın haklarının da insan hakları içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Yerelde neredeyse hiç kadın yok. Kadınlar önce ilimizi akabinde de ülkeyi yönetmeye girmeli diye düşünüyorum. Ev kadınlığı noktasında bakıyorsunuz evin içindeki bizlerin yaptığı işi parayla yaptırsaydınız senede 70 bin liraya tekamül ediyor. Çalışma yaşamında oranımızın düştüğünü görüyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dokumadaki kadınların yakılmasıyla oldu. Biz küllerimizden yeniden doğmalıyız. Boşanmadaki artışı kadının çalışma yaşamında yer almasıyla bağdaşlaştıran yazarlar var. Bizim bütün kanunlarımız değişiyor. Bir hukukçu olarak ben bile takip edemiyorum. Siyasi partiler kanununda hiçbir değişikliğe gidilmemesinde samimi olup olmadıklarının sorgulamasının yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ben bu seçimlerde benim partimde dahil olmak üzere dedim ki bütün siyasi partilerimiz sınıfta kaldı. CHP’nin tüzük kurultayı söz konusuydu. O kurultaya kadınlar damgasını vurmalıydı. %33’lük bir kota getirildi. Bunu kadın kotası diye algılıyorum.
25/ Murat Şakir Ceyhan: Kadınlar erkliği birleştiğinde kadın duyarlılığını kadınlar taşımalı. Kadın erkeksileşip kadınını unuttuğunda erkekler daha feci oluyor.
26/ İskender Korkut: Yerelde de merkezde de keşke kadına kota koyulmasa. Siyasi anlayış içerisinde kadın erkek arasında ayrım yapılmamalı. Kadın sanki vitrin olarak konuluyor. Bilgisine bakılmıyor. Adıyaman’da STK’ ların da yönetiminde bayan yok. Ticaret sanayi odasında da bayan yok. Ama bu kentte organize sanayisinde çalışanların % 85’i kadın medyada da magazinsel olarak kadın ön plana geliyor. Kadın bilgisiyle, birikimiyle, çalışmalarıyla ön plana gelmeli. Maalesef Adıyaman’da da kadının sorunları 8 Mart’ tan 8 Mart’a gündeme geliyor. Çünkü kadınlar da 8 Mart’tan 8 Mart’a sorunlarını dile getiriyor. Medya’nın, STK’ ların kadına gereken önemi vermesi gerekiyor. Kota noktasında Zeynep hanıma katılmıyorum.
27/ Zeynep Saya: Kota derken ben cinsiyet ayrımı olmaması gerektiğini söyledim zaten.%33’de az.Her iki cins arasında %50 olmalı. SEDAV diyor ki pozitif ayrımcılık bir ayrımcılık değildir. Sorun şu cinsiyetinden ziyade kadın bakış açısını yansıtmıyorsa kadının bakış açısı mecliste konuşturulmalıdır.
28/ Sevgi Karabulut: Ben çocuklarıyla birlikte üniversite okuyan bir anneyim. Ben AKP kurulduğundan beri bu işin içindeyim. Kadını listede 5. Sıraya koyarsanız bayanlar hiçbir şey yapamaz zaten. Ben aktif siyasetin içindeyim. Kadın olarak 8 mart bizi bağlamamalı. Kadın boşanma davası açıyor. 2 gün sonra öldürülüyor. Biz böyle anılmak istemiyoruz.
29/ Murat Şakir Ceyhan: Pozitif ayrımcılık bence mecbur olunduğu için yapılıyor. İyi bir niyet ama kötü bir yol. Kadının fiziki bedeni prim yapıyorsa erkekler bu noktada kendini suçlamalı. Magazinde kadının medyalaşması kadının suçu değil.
30/ Yılmaz Korkmaz: İslami kesimde de kadınlar çok eziliyor. Kadınlar çalışma hayatında da en çok tekstilde yer alıyor ve çok eziliyor. Karadeniz’de erkekler kahvede oturuyor, kadınlar çay topluyor. Kahta’ da bir bayanın diri diri toprağa gömülmesi hiç insanı değildir. Bayan 11’de eve gelmiş erkek gelmiyor mu? Kadın haklarında hak ihlali var ki kadın hakları diye bir şey var. Bugün herhangi bir yanlışta kadına çok rahat ceza verilebiliyor.
31/ Mustafa Işıldak: 12 Haziran seçimlerinde AKP’den aday adayı bayan kardeşlerimizden biri, haydi adını vereyim Ayla Pektaş kardeşimiz bizi ziyaret etti. Ofiste konuştuk. Haklı olarak kendisini, yaptıklarını anlatıyor. Sessize aldığı telefonu çalıyor ama o kapatıyor. Bu birkaç kez devam etti. En sonunda açtı ve dedi ki evladım görüşmedeyim. Çocuğunun “Anne biraz da bizimle görüşme yap” dediğini az da olsa duyunca yüreğim parçalandı. İsterdim ki o aday adaylarından biri mutlaka seçilsin. Biz Kadınlar Gününde hep cennet anaların ayağının altında diyerek hamaset edebiyatı yaparız, ama bu dünyada kadınlara yer vermeyiz. Halen daha bayanları sadece çocuğa bakan, evinin işini yapan meta olarak görüyoruz. Onu yönetici olarak görmüyoruz. Bir yerel seçimde o kişi benim oyumla kaybetmezdi, bunun bilincindeyim. Ama ben adayın üzerini karaladım, inandığım partiye evet mührünü bastım, oyumun hukuken geçersiz olduğunu biliyordum. Ana inandığım şekilde yaşamanın erdem olduğunu da biliyordum. Aday tespitine seçme birey olarak tepkimi bu şekilde gösterdim. Kadınlarda kendi inandıkları gibi yaşamak için tepki göstersinler. Seçimden önce tüm siyasi partiden kadınlar birleşerek eş zamanlı deklarasyon yayınlayarak siyasi parti genel merkezlerine kararlılıklarını bildirsinler. Aksi halde seçmen olmaktan gelen güçlerini kullanarak seçimi boykot ediyoruz diye açıklama yapsınlar.
32/ Zeynep Saya: Ben basın açıklaması yaptığımda aslında bütün siyasi partilere tepkimi ortaya koydum. AKP’deki ve CHP’deki bayan arkadaşlarımızın sorunu aynı aslında. Bir araya gelip çağrı yapsaydık birçok şey kırılabilinirdi.
33/ Murat Şakir Ceyhan: Hepimiz benzer şikâyetleri yapıyoruz. Sosyo-kültürel sistemde denge var. Kadın hakkımı alamıyorum diyor. İyi de biri çıkacak konuşacak ki alabilsin. Erkekleri ikna etmeden hakkınızı alamayacaksınız. Kadının hakkını bu veya şu şekilde arttırırsınız. Bu benim örfüme ters diyen, bunun mantıklı açıklamasını da yapan insanlarında burada olmasını ve konuşmasını isterdim. Onları ikna etmek lazım.
34/ Hediye Kılınç: Kadın sorunu Kürt sorunundan daha yakıcı bir sorun. Kadın sorununu konuşup tartışan noktadayız ama çözüm üreten noktada değiliz. Siyasete girerken %40 kadın temsilciye sahip Güneydoğu. 8 Mart etkinliklerini kutlarken Cizre’de kadınlar engellendiler. Bunlar çarşaflı kadınlarda kendi renklerini gösterdiler. 8 Mart etkinliklerini takip edin diyorum. Kadınlar hangi kentlerde ortaya çıkabiliyor; Cizre’de mi, Sinop’ta mı, Adıyaman’da mı? 2012’de kadın istihdamının oranı düşmüş kadına şiddet oranı artmıştır. Kadın sorununu yüksek perdeden değil mahallelerde konuşmak lazım. Çözüme evlerden başlanmalıdır. Karma eğitim tartışılıyorsa +4’ten sonra açık eğitim yapılır deniliyorsa kadınlara sizin yeriniz evdir, çocuk bakmaktır demek isteniyor. Pozitif destek politikalarının gündeme getirilmesi gerekiyor. İçerisinde bulunduğumuz siyasal partilere oklarımızı yönlendirmemiz gerek.
35/ Murat Şakir Ceyhan: Bu bir zihniyet meselesi Endonezya’da erkeklerin maaşları kadınların hesabına yatıyor. Bir tek kadını eğitmeyeceksiniz. Erkekleri de bu işin içine koyacaksınız. İnsanların inançlarını, görüşlerini yok sayarak devleti bir yere götüremezsiniz. Yüksek sesle konuşacaksınız. Size karşı çıkanı duymadan kadın haklarını konuşuyorsunuz. Emekçi kadınlar günü çok güzel bir söz. Her kadın emekçidir zaten. Çalışan kadının ızdırabını göstererek anlatmak lazım.
36/ Gaffari İzci: Bu aslında önemli bir sorun. Birazda bu konuya muhalif bir bakış açısını dile getirmek istiyorum. Kadın sorununu çözülebilmesi için bütün etnik, dinsel, sosyal yapıları kabul etmemiz lazım. Doğu ve Güneydoğu erkeklerini bir maymun kılığına koymuş ve bunu afişe ediyorlar. Üstelik bunu yapan kadın derneği. Biz buna müdahale ettik. Müslüman olan ülkede aile reisi kadın. Her şey kadın adına. Kadın değil erkek istenmeye gidiyor. Bizde ise erkek profilinin üstüne kadını oturtan roller ters. Bizde kadın erkek eşitliği yanlış bir yaklaşım. Kadın ve erkek ilişkilerinde adalet olmalı.
37/ Murat Şakir Ceyhan: Eşit demeniz için kriterler olmalı. Eşitliği aramaktan vazgeçip adaleti aramalısınız.
38/ Gaffari İzci: Sadece fiziksel değil duygusal eşitliği de göz önünde tutmak lazım. Somut olarak şunu öneriyorum; insanın merkeze alınması gerektiğine inanıyorum. Hem kadın hem erkek sorunlarının çözümü de bu şekilde yapılmalıdır.
39/ Murat Şakir Ceyhan: İnsanı merkeze almanın yanındayım ben de. Birey olmalı ama ölçüyü kaçırırsanız ekonomik olarak batarsınız.
40/ Gaffari İzci: Kadın ciddi olarak sömürülüyor. Batı diyoruz ama batıdaki kadınlara baktığımız zamann doğu çok da kötü değil. Batı bana göre bir sömürü sistemi. Bugün ki batılı değerler itibari ile baktığımızda da kaç tane holdingin yönetiminde de kadın var ki? Çok az. Kadınlar kendi içerisinde de erkeklere karşı önyargıları bir tarafa bırakmalı. Leyla Zana’ ya meclis kürsüsünde müdahale edildiği zaman tüm kadın birlikleri buna karşı çıkmalıydı. Böyle bir birlikteliği ortaya koyamadılar. Siyasi diyaloglar ortaya çıktı. Kadını başı açık ya da kapalı diye ayırmanın bir anlamı yok. Bu bölgede kadınların büyük bir oranı başörtülü ama önce siz bu kadınları kadın örgütleri olarak yok sayarsanız, biz bunları daha çok tartışırız. Elbette pozitif ayrımcılık yapılmalı. Ama kadın bu konuda eğitilmemişse, bilgisi, birikimi yoksa bu ayrımcılık çok sakıncalı olur. Öncelikle eğitim. Kadın eğitimle kendini ispat edecek.
41/ Murat Şakir Ceyhan: Bize yanlış gelen hadiselerde hukuka ve adalete inanabileceksek haydi bu sorunları çözün. Bu memlekette hala taksicilikte kadınlar yok. Niye yok? Çünkü taksicilik erkek mesleğidir diye bir algı var.
42/ Gaffari İzci: Hediye Hanım başkan. Niye başkan? Çünkü kendini çok iyi eğitmiş, bu işi yapabilecek birikimde.
43/ Ayla Pektaş: Sizleri saygıyla selamlıyorum. Bu meclisle gurur duyuyorum. Adıyaman’ı, insanları bu kadar sevdiğiniz için, hiç sıkılmadan buraya geldiğiniz için hepinizi tebrik ediyorum. Ben kadınım. Geçenlerde kamuda üst düzeyde birini ziyaret ettim. Bana dedi ki, bir İngiliz atasözü var; keşke kadın doğmasaydım, diye. Keşke sen de kadın olmasaydın dedi bana. Kadınsın çok engeller var. Kadın olmasaydın sen neler yapardın, dedi. Hiçbirimizin doğarken bir seçim şansı yoktu. Ben kadınlığımdan memnunum ve kadınlığımdan önce hep insan olarak değer görmek istedim. Keşke insan olarak karşımızdakiyle konuşurken onun yerinde ben olsaydım nasıl olurdu diye düşünsek ve olaylara ona göre çözüm üretsek. Aday adaylığı dönemimde basından bir abiyle radyoda bir konuşmamız oldu. “Meclise girmesi istenen bu kadın aday yeterli olmadığı halde meclise girmeli mi?” diye bir soru sordu. Ben de “Siz meclise giren erkek adayların yeterliliğini sordunuz mu?” dedim. Ben bu konumda olmamı babama borçluyum. Sen kızsın, şuraya gidemezsin, şunu yapamazsın demedi. Adıyaman’a ilk geldiğimiz yıllarda annem çarşıda yemek yemek istedi. Lokantaya gittik ve içerde hep erkekler vardı. Babam garsona, biz burada ailecek yemek yemek istiyoruz, dedi. Garson da burada aile yerinin olmadığını söyledi. Babam, o zaman herkesi dışarı çıkartın biz içeride yemek yiyeceğiz, dedi. Bir evde çalışan bir kız bir erkek olduğunu düşünün. Siz hiç, Ahmet kalk ablanın pantolonunu ütüle, denildiğini duydunuz mu? Hayır. Belki de bu ayrımcılığı evde biz yapıyoruz. Kadın evin içinde kaldığı sürece o evde hükümdar. Evde içinde sözü dinleniyor. Ta ki sosyal alanın içerisinde varolmaya başladığınızda, erkeklerin alanına girmeye başladığınızda, işte o zaman kıyamet kopuyor. Ne zaman ki kadınlar temsil noktasında fazlalaşacak, işte o zaman alt tabaka da çözümler bulacaktır. Kota konusuyla ilgili de iki şekerli çay içtiğinizi düşünün ve siz ona bir şeker attığınızda tadını alamıyorsunuz. İşte bir eşitsizlik var ve bunu giderilmesi için kota kullanılıyor. Mustafa Işıldak’ın bahsettiği o telefon olayında Şevval’in cevabını söylemedi. Kızım, anne lütfen vaktin olursa biraz da bizimle görüş, dedi.
44/ Murat Şakir Ceyhan: Anneler cins ayrımına evde başlamayarak kadına yönelik eşitsizliği kaldırabilirler.
45/ Yılmaz Korkmaz: Kadın sadece fiziksel değil iş hayatında da sözlü şiddete maruz kalıyor. Hiç kadın felsefeci duydunuz mu? Kadın belediye başkanından neden bahsedilmiyor? Adıyaman’da, ilçede hiç kadın belediye başkanı oldu mu?
46/ Zeynep Saya: Siyasi partilerin yönetimine bakın kaç tane kadın var? İl başkanlarının kaç tanesi kadın? Hediye Hanım gibi bayanlara da erkek gibi kadın diyorlar.
47/ Murat Şakir Ceyhan: Bu bölgede erki kullanma erkek kavramı ile ilişkilendiriliyor. Kadın olsun ama yeterli tecrübesi olan, aklı yerinde olan kadınlar olsun. Sırf kadın değil, hak eden kadın olsun. Eşbaşkanlık da verilebilir. Propaganda yapar gibi kadın hakları savunuculuğunu yaparsak bu başkalarını sinir edebilir. Kadınlara hakları 1934’te verildi ama kadınlar bu haklarını almadı, almayı bilmedi. Kadını erkeğe ortak etmeli ama bunları yaparken de o bölgenin geleneklerini de düşünmek lazım. Amerika’da bir insan 16 yaşında araba kullanabiliyorsa kusura bakmayın Türkiye’de de evlenebilir. Evlilik yaşının aşağıda olmasının sebebi gözü açılmadan evlensin mantığı değil midir?
48/ Semra Karadağ: Biz Adıyaman’da, Adıyaman Kadın Yaşam Derneği’ni açtık. Kadına yönelik pek çok şey söylendi. Bu yaşananlar erkek egemen zihniyetinin yarattığı bir sonuç. Bu seçimlerde millet vekili aday 5 erkek arkadaşlarımız kadınlar lehine geri çekilebilmeyi gösterselerdi o zaman kadınlar için bir şeyler yapabilirlerdi. Çalışma yaşamında yönetici pozisyonlarına baktığımızda da kadın oranı çok düşük. Bir elin parmağını geçmeyen okul müdürü bayanlar var. Değişiklikler yapmaya çalışıyorlar ama ne kadar samimiler bunları da ortaya koymak gerekiyor. Yeni eğitim sistemi getirildi ama gelişigüzel çalışmalarla yürütüldü. Eğitim ile kadın konusu ayrı tutulamaz.
49/ Murat Şakir Ceyhan: 4 + 4 + 4 eğitim sisteminin kamuoyuna tanıtılması eksik. Şu aşamada konuşmanın bir faydası yok.
50/ Semra Karadağ: Toplum mühendisliğinden söz ettiniz. Her şeyi her zaman topluma sormak da doğru değil. Akademik ve bilimsel bir çerçevede çözümler üretilmeli.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Rapor Adıyaman kMM İl Girişimcisi H. Şenel ŞARALDI ve çalışmaya gönüllü olarak destek veren Rüveyda Tüysüz tarafından hazırlanmıştır.