YER: Adıyaman Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 04.02.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sivil Destek Der. (Mustafa Işıldak – Der. Bşk)
2 / Kamer (Zeliha Toprak – Bşk)
4 / Çatom (Mesut Yalcın)
5 / Adıyaman Gençlik ve Kültür Evi (Aydın Sarıkaya Üye)
6 / İmam Hüseyin Kültür Der. (Yılmaz Korkmaz – Der. Üye)
7 / Uluslararası Turizm Yazarları Federasyonu (Mahmut Arslan)
8 / Zihinsel Engelli Ailesi Der. (Zeynel Alagöz Der. Bşk)
9 / Kardelen Gençlik Der. (Hacı İlhan)
10 / Gönüllü Anneler Der. (Nejla Özelçi)
11 / İHH (Mustafa Gençcan)
12 / Kav Der. (Ramazan Gökay -Bşk.)
13 / Adıyaman Kadın Sorunlarını Araştırma ve Çözme Der. (Naile Şahin)
15 / Spor ve Kültür Der. ( Mesut Karayılan )
16 / Akalp (Türkan Ağır)
17 / Anadolu Gap Görmeyenler Der. (Mahmut Göktaş)
19 / Adıyaman İşsizler Der. ( İsmet Güneş -Bşk. )
20 / Atatürkçü Düşünce Der. (Aslan Palalı)
21 / Anadolu İş Kadınları Der. (Birsen Günay)
25 / Ak Yaşam Der. (Abdullah Temur)
26 / Kahta Kommagene Gazeteciler Cemiyeti (Hacı Bozkurt – Bşk)
MESLEK ODALARI
1 / Ziraat Odası (Fuat Bereket)
2 / Baro (Abdurrahman Tutdere)
SENDİKALAR
1 / Ben Birsen ( Osman Nuri Koçak )
2 / Emekliler Birliği Sendikası (Sadık Yetiş)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Ali Büyükşahin
2 / Mehmet Merdanoğlu
3/ Nemrut Dağı İşletmecisi (Neşat Akel)
4/ Adıyaman Kent Konseyi Genel Sekreteri ( Sevgi Karabulut )
5/ Turizm işletmecisi (Abdulkadir Özbek)
6/ Eğitimci ( İsmet Kaya)
7/ Hayat Tv Evrensel Gazetesi İl temsilcisi (Metin Alan)
8/ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Şube Müdür Yardımcısı (Fethi Avsever)
GOZLEMCİLER
1 / Sabri Gergerli
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
1 /Ahmet Aydın
2 / Murtaza Yetiş
3/ Mehmet Erdoğan
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 43 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Asu TV (Yunus Emre Doğan, Deniz Çolak)
2 / Mercan TV (Özer Karakuş, İsmail Alkan)
MODERATÖR: Dr. Ayşe Esmeray YOGUN (Toplumsal iletişim ve yönetim uzmanı, akademisyen )
KONULAR
GENEL KONU: Yargıda değişiklik paketi derde deva olacak mı? (Çek kanuna ilişkin düzenlemeler, Tutukluluk süresi, tutuklama tedbirine başvurulmasını zorlaştıracak düzenlemeler)
YEREL KONU: Adıyaman turizmi neden gelişmiyor? (Sorunlar – Çözümler)
KONUŞULANLAR
1/ Ayşe Esmeray YOGUN: Ben moderatörüm. İş sizde ben sadece işi yönetmeye çalışacağım. Bugün ki bu konuya ben de sizlerle aynı mesafedeyim. Uzak olduğum bir iş,o yüzden top sizde. Sizler farklı bilinçleri,farklı deneyimleri,farklı fikirleri olan insanlarsınız.Demokratik kitle örgütü siz oluyorsunuz ama konuşacağınız konuyu Ankara belirliyor.Bu bana komik geldi.Benim size tavsiyem bunu bence değiştirin.Bizim ne konuşacağımızı niye Ankara söylesin ki!
2/ Sevgi Karabulut: Burada herkes gönüllü, bundan ücret alan yok. Gündemi belirlemek gibi bir gücümüz yok. Herşey de dayatma var zaten.
3/ Ayşe Esmeray YOGUN: Herkes gönüllü madem neden gündemi biz belirlemeyelim. Bundan sonra siz belirleyin.
4/ Abdurrahman Tutdere: Sivil toplum örgütlerinin örgütlenmede de sıkıntıları var. Bu konuyu da gündeme alıp tartışalım.
5/ Ayşe Esmeray YOGUN: Düşünen insanlar var karşımda. Bu kadar beyin bir araya gelmişken gündemi başkasının belirlemesi yanlış.
6/ Osman Nuri Koçak: Mecliste alınacak bir karar burda, halk ortamında konuşulur. Oradaki yapılanlar burada konuşuluyor. Ama bunun yanında bizde gündem belirleyebiliriz tabi.
7/ Şener Şaraldı: Konu belirleme tekliflerinize açığız. Konu bazında kMM her türlü teklife açık.
8/ Ayşe Esmeray Yogun: Bu işi kalıcı hale getirebilirsiniz. Gelecek gündem için bence yerel sağlık sigortasını, herkesi ilgilendiren konuyu tartışabilirsiniz.
9/ Ramazan Gökay: Denir ki tavanı taban belirler. Çünkü seçkinlerin egemen olduğu bir toplumdayız. Sistematik bir oluşum var. Diyorlar ki sizler düşünmeyin biz düşünürüz. Toplumsal yapıyı düşünmeyin biz zaten sizin yerinize düşünüyoruz. Az önce demokratik kitle örgütü dendi. Toplumda sivil toplum kuruluşları denen örgütlenme biçiminin toplumsal yaptırım anlamında herhangi bir projesi yoktur. Tamamen sistemden besleniyor. Oysa burada temel olan şey demokratik kitle örgütü olabilmektir. Sivil toplum kuruluşları ise talimatlar neyse ona göre hareket eder. Sözüm ona Sivil Toplum örgütüyüz. Ne yapılıyor. Önümüze konan çözümlerle çizgiden saptırılıyoruz.
10/ Dr. Ayşe Esmeray YOGUN : Konumuz yargı reformu. İsterseniz öncelikle reformu algılayalım. Bunlar reform mu onları konuşalım. Biz bir sürü şeyi ABD’den öğreniyoruz. Bende bir şey öğrendim şu anda bence oturma biçiminizde çok tuhaf. Ben de sizinle birlikte oturmak istiyor.
11/ Sevgi Karabulut: Reform, bence yenilik demek. Sürekli birşeyler yapılıyor, yapılacak deniliyor. Ama neyi nereden yapacağız?
12/ İsmet Kaya: Değişim, toplumsal gerçekliğin kaçınılmaz tarafıdır. Bir suda iki kez yıkanılmaz. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Her değişim olumlu şeyler mi getirir yoksa olumsuz şeyler mi getirir tartışılır. Gelecek olumlu değişim dalgasına sırt çevirenlere arap baharında şahit oluyoruz.
13/ Ayşe Esmeray YOGUN: Siz daha çok değişim zorunluluğunu nitelendiriyorsunuz.
14/ İsmet Kaya: Geçen sene 12 Eylül’de Anayasa’nın bir kısmı değil de tümü referanduma getirilseydi oy %80’lere çıkardı.
15/ Zeynel Alagöz :Değişikliğe katıldığımız ve katılamadığımız şeyler de var.Kişi Allah’tan da korkmazsa durum vahimdir. Reform da mutluluk için bir amaç.
16/ Aslan Palalı: Reform yeniliktir mutlaka. Eski bir şeye dönüşte bir reformdur. Yapılan reformun tutmayacağını düşünüyorum. Bu hükümetin yaptıkları reformların içi çok boş.
17/ Ayşe Esmeray YOGUN : Yeniden şekillendirmektir reform. Bu eski birşeyde olabilir. Bunun olumlu ya da olumsuz olabileğini bilmiyoruz. Bizi ileriye de taşıyabilir geriye de taşıyabilir. Şimdi ihtiyaç reform mu yoksa paradikma mı ? Zihniyet değiştirecek değişiklikler var mı? Yoksa mış gibi mi yapıyoruz.
18/ Yılmaz Korkmaz: Reform dedik. Bence reform süre gelen sorunların süre gelen çözümlerle çözülmesidir. Bana göre çözmek demektir. Değişikliklerin olumlu olmasını istiyoruz.
19/ Nejla Özelçi: Konumuz çok önemli. Değişiklik elbetteki güzel. Nasıl ki teknoloji gelişiyor. Her noktada gelişmek, değişmek isteriz. Değişiklik yapılması şart ama kendi hesabımıza değil de halkın isteğine göre değişiklik yapılmalıdır. Değişiklik olmadıkça ilerleme olmayacaktır. Yapılan değişiklikler pratiğe taşınmalıdır.
20/ Abdurrahman Tutdere: Reform nedir dedi hocam. Reforma nerden baktığımızla alakalıdır. Tabiki içerisinde reform yeniliği olan bir konudur. Özellikle şu anda Türkiye’nin gündeminde yargı reformu var. Bu bence yargı reformu değil daha kapsamlı ve daha derinlemesine tartışılırsa o zaman yargı reformu olur. Belli kısımlarda bazı yasa maddelerini pansuman ettiler. Şu anda çek kanunundan dolayı 1500 tutuklu var. Siz bu yasayı çıkarttığınızda yargıyı bu dosyalardan kurtaracaksınız. Bunun halk arasında yaratacağı sonuçlar tartışılmadı. Çek mağdurları yasası var. Çeki keşide eden mi mağdur yoksa çek karşılığı malını veren mi mağdur. Borç yiğidin kamçısıdır. Biz bu pansuman yasa ile borçunu ödemeyenleri koruyoruz. Geçmişte de böyle şeyler oldu bunlar temelden çözümler değildir. Siz kendi ticaret hayatınızı korumak istiyorsanız tek taraflı bakıldığında eksik kalıyor. Bu reformlar politiktir. Bu reformlar bir ihtiyaç mı? Evet ihtiyaç. 2080 bin dosya var. Bunun da bir şekilde çözümlenmesi lazım. Ama keşke bütün maddeleri üzerinde bütün kısımların görüşleri alınarak sorunlara kalıcı çözümler üretilseydi. Biz beş yıl sonrada aynı şeyleri tartışıcağız. Önceki yasada çek karşılığı ödenmediği zaman adli para cezası ödeniyordu. Şuanki düzenleme de idari para cezası geldi. İdari para cezası ile çek düzenleme yasağı gelecek. Bu Türkiye’deki siyasi hayatı çok olumsuz etkileyecek. Bu yasa kısa günü kurtarmaya yönelik bir yasa. Benim edinildiğim bilgiye göre Avrupa ülkelerinde çek kıymetli bir evraktır. Orda hapis yok. Çeki veren bankaların sorumlulukları daha fazla. Banka çek karşılığında teminat almalıdır. Bizde her adam çek alabiliyor. Çeki kıymetli evrak durumuna getirecek düzenlemeler yapılmalı. Türkiye’de koca cezadan kurtulmak için çeki hanımının adına yapıyor. Cezayla da kadın karşı karşıya kalıyor.
21/ Ayşe Esmeray YOGUN: Ülkemiz de çek nakit olarak geçmiyor.
22/ Mustafa Gençcan: İçimizde esnaf olan arkadaşlar da vardır. Ben çek yasasıyla ilgili yapılan reformu destekliyorum. 70 milyon kişi içerisinde 1500 kişi önemlidir. Türkiye’de bulunduğun sektörlerle alakalı bir gecede bir esnafı batıracak siyasi olumsuzlukları da gözardı etmemeliyiz. Bir insanı borcu var diye hapse atıp onu tüketici konumuna getirmemek gerekir. Devlet bize fırsat versin, bizim içerde bu borcu ödeme şansımız yok. Bu milli gelire de zarardır. Bu işte elbette çürük elmalar da olacaktır. Ben AKP’li bir insan da değilim. Bu konuşmalarımda siyasi bir yön yok. Ben bir esnaf olarak söylüyorum.
23/Ayşe Esmeray YOGUN: Ticari heyette güveni tartışmak lazım herhalde.
24/ Osman Nuri Koçak: Ben avukatın dediği gibi bu işin bankaların altında olduğunu düşünüyorum. Bankalar önüne gelene çek vermemeli. Çekin icraat yapacak esnaflara verilmesini istiyorum.
25/ Abdurrahman Tutdere: Yanlış anlaşılmasın ben de insanların içeride tutulmasından yana değilim. Adam dürüst ama işi kırılmış borcunu ödeyemiyor bu durumda bütün aile mağdur oluyor. Siz aslında aileyi cezalandırıyorsunuz. En büyük sorun bankacılık sisteminde. Bu çok boyutlu bir mesele iyi konuşulmalı. Toplumsal talep olmalı, sivil toplum örgütleri burada araya girmeli. Sorunun kökünden çözülmesi için baskıcı olmamız lazım. Çek mağdurları örgütlendi bunu meclise taşıdılar. Bir insan ticari faaliyetlerini yürütemiyor. Bütün kamuoyunun örgütlenip ne istediğini ortaya koyması gerekiyor.
26/ Sabri Gergerli: Değişik görüşler var elbette. Bende çek yasasının bir şey getirmeyeceğine inanıyorum. Seneti veya çeki kıymetli evrak olarak görmüyoruz.
27/ Aslan Palalı: Yargıda değişiklik paketini konuşuyoruz. Öncelikle yargı ne kadar özgür ve bağımsız bu tartışılır. İstedikleri yasayı çıkaran ve istedikleri gibi uygulatanların hükümetin, başbakanın,cumhurbaşkanının ve birilerinin ağızlarına ve söylemlerine bakan bir yargı sistemi i,yoksa özgür bağımsız bir adalet sistemi mi?Ülkedeki insanların güven noktalarından birisi olan yargı ve adalet sistemi tamamen ele geçirilmiş ve insanların artık bu kuruma da güveni kalmamıştır.Son örneği ise yüz yılın vurgununun yaşandığı deniz feneri davasında görevlerini yapan savcılara dava açılması ve susturulması bununla birlikte bu işi namusuyla yapanlara verilen gözdağı olduğu da ortadadır.Bu yeni tasarı ile birlikte yargı hizmetlerinin hızlandırılması için yapılan düzenlemelerin yanı sıra hakim ve savcıların sayısını arttırmak amacıyla idari yargı adaylığına hukuk fakülteleri dışından adaylar alınabilecek.Hukuk fakültesinden mezun olmuş bu işe yeminle başlayan insanlar bağımsız kalamazken dışarıdan alınan hukukçu olmayan insanların bağımsız kalmaları nasıl beklenebilir.Şimdi çek kanunu iyileştirme çalışmalarının yanı sıra endişe verecek çalışmaları da görmezden gelemeyiz.Karşılıksız çek suçundan dava zaman aşımı süresi 6 aydan 3 yıla çıkarıldı.Karşılıksız çek suçundan cezaevinde bulunan 1457 kişinin serbest kalması yolu açıldı.Yargıtay ve mahkemelerdeki 600 bin dosyanın düşmesi gündemde.Ve çek suçundan hapis cezası bekleyen 100 bini aşkın kişide kurtulmuş oldu.Kısacası bu şu anlama geliyor.Bu yeni yasayla birlikte milyar dolarları götüren,bu işten milyonlarca insanı işinden,ailesinden,hayattan,yaşamdan mağdur edenlerin aklanması ve dışarı salınması aynı zamanda çek senet mafyasının desteklenmesi önünün biraz daha açılması yasası da denilebilir.Yasayı çıkaranlar ve uygulatanlar adalet ve yargı bir kez mağdurları ve ezilenleri değil,mağdur eden ve ezenlerin ekmeğine yağ sürecekler diye düşünüyorum. küçük Millet Meclisi eski konumunda değil. Bu toplantıyı üzülerek izliyorum. Seçilenlerin bir tanesine bile yine ulaşamıyoruz. Karşımızda seçilmiş insanlar olmayacaksa bu toplantının bir anlamı yok. Ben etkili olan kurumları işin içine katmamız gerektiğine inanıyorum.
28/ Mehmet Merdanoğlu: Reform güzel bir şey. Yenilik ve değişim güzelliğe doğru olmalı. Reform denildi elektrik kaçakçılarının suçları affedildi. İşin gerçeğine yönelik bir şey yapılmalı. Ankara’daki her gelen kendi bildiği gibi şeyler yaptı. Reform dedik Anayasa reformu yaptık evet dedik. O zaman Cumhurbaşkanı seçimini 5 yıl yaptık şimdi 7 yıl oldu.Asıl kanun yönetmeliğin,tüzüğün önüne geçer.Günü kurtarmak için oluşumlar olmaktadır.Hepimizin yararına seçilmişlerin bizleri dinlemeleri gerekir.Biz burada konuşuyoruz ama zihniyetler değişmeli.
29/ Osman Nuri Koçak: Seçilmişlerimizi istiyoruz ama öz eleştiride yapmak istiyorum. Biz gerçekten ön yargıları dışarıda bırakıp giriyor muyuz? 367 o yıllara kadar yokken o yıl ne oldu da 367 oy bulmanız gerekir dendi. Bu gün 5 yıl diye bir karar alındı, 7 yıla kadar çıkarıldı dendi. O gün neden 367 uygulamasında bir zorluk yaşatıldı?
30/ Mustafa Işıldak: Konu güzel ve geniş bir konu. Biz özgür bir ortamda kendimizi ifade edebiliyoruz. Suriye gibi bir ülke değiliz. Reform başladığı yeri belli olan ama ucu açık bir konu. Mevcut çek yasasına göre çeki keşi de olan çekini alabilecek mi? Yasalarımızda sanığa avukat tutma hakkı var. Devlet sen hırsızlık yaptığın için sana avukat tutuyorum diyor ama malı, parası çalınan kişiye sen avukat tut diyor.
31/ Mehmet Merdanoğlu: Biz burada sorunları dile getirirken hiçbir siyasi parti ile konuşmuyoruz. Kaçak elektrik olayında benim faturam ne oldu. Ben Adıyaman’ı, Türkiye’yi, reformu konuşuyorum. İsmi güzel her gelen reform dedi ama bir düzelme olmadı. Biz dürüstçe faturamızı ödüyoruz. Ama yine ezilen ben oluyorum. Az da olsa bir güzellik oluyor burada her renkten her düşünceden insanlar var.
32/ Yılmaz Korkmaz: Ben yargı değişimini destekleyenlerdenim. Reform daha ileriye yol almıştır. Her konuda alt yapının hazırlanması, bilinçlendirmenin olması lazım. Adaleti ortadan kaldırırsak bir kaos doğar. Geçmiş Anayasaların halkımıza neler getirip neler götürdüğünü görüyoruz.
33/ Mahmut Arslan: Reformdan bahsediyoruz. Formatın değiştirilmesi gerek. Biz AB gibi bir kulübe üye oluyoruz. Bu kulübünde kuralları var. Mesela siz lokantaya gidersiniz çay içersiniz çek bırakırsınız oralarda. Biz ortadan mı başlıyoruz acaba? Bunun alt yapısını oluşturmak gerekir.
34/ Ayşe Esmeray YOGUN: Reformu konuşmaya çalıştık. Şimdi ihtiyacımız olan reform mu yoksa zihniyetin değişmesi mi? Çek bizde yanlış kullanılıyor. Ticari hayatta mağduriyetin olduğunu gördük. Çeki alanda çeki verip tahsil edemeyende mağdur oluyor. Sahiplenilme sorununuzda var. Böyle bir şikayetimiz var. Birlikte tartıştığımız paradikma değişikliği, kanun önünde kararname, tüzük, yönetmelikle bu değişiklikler olmaz. Yasa yasa yasa dedik.
35/ Metin Alan: Yeni hazırlanan “yargı reformu “ dendi. Paradigmanın değişmesi gerektiğine bende katılıyorum. Sözde Sivil Toplum örgütleri düşüncelerini söylüyor. Sözde hükümette o düşünceleri göz önüne alıyor. 12 Eylül’de yeni Anayasa’ya makyaj yapıldı. 9 milyon yeşil kartlının yeşil kartı kaldırıldı. Sağlık hizmetleri alabildiğine piyasalaştırıldı. Yasalar yapılırken pek de bizlerin konuştuğu dikkate alınmıyor. Yargı reformu bu reformu konuşmak lazım. Paket yargıda hükmedemediği yerleri ele geçirme paketi olarak karşımıza çıkıyor. Danıştay’ı ele geçirmenin bir paketi. Uzun süreli tutuklamaların kısaltılmasından bahsediliyor. Zaten tutuklanacak kimsede kalmadı. Ayrıca kendilerini olası bir halk ayaklanmasında tutuklatmamak için tutuklamayı zorlaştırıyorlar. Basın davaları düşecek dendi. Bir çok kesim dışarıda bırakılmış. Bunlar ne adına tutuklanıyor. Bizim istediğimizi yapmazsanız sizi tutuklarız deniliyor. Usulsüz cenaze yasası var. Bu durum da bence en çok ceza yiyen kesim polisler ve askerler olur. Sahipsizlerin mezarı sahiplilerin mezarından fazla çünkü. Reforma genel olarak bakıp söylememiz gerekir. Taş ve molotof atanları da silahlı eylem paketinde düzenliyorlar. Bizim ülkemize de demokratik hukuk sistemi getirilmek isteniyorsa yeni bir hukuk sistemi yapılmalı. 12 Eylül’den sonra Devlet Güvenlik Mahkemeleri oluştu. Astığım astık kestiğim kestik. Şimdi de özel yetkili mahkemeler var. Ülkedeki gidişata baktığımız da adalet mülkün temelidir denir. Orada mülk koruma altına alınır ve her şey bu sistem üzerine oturtulmuştur. Artık insanlar düşünüp öyle konuşuyor. Acaba bu konuşmam suç sayılır mı diye? Halkın lehine bir paket değildir. Bütün sendikaların, muhalefetin, Sivil toplum örgütlerinin örgütlenmeleri ve seslerini duyurmaları gerekir.
Yerel Gündem
36/ Ayşe Esmeray YOGUN: Hepimizin öncelikleri var hayatta. Farklılıklarımız var. Farklılıklarımız acaba birbirimizin toleransını etkiliyor mu? Biz bize benzeyen insanlarla mıyız yoksa farklı insanlarla konuşabiliyor muyuz? Ben AKP’liyim deyip AKP’yi eleştirebiliyor muyuz? CHP’liyim deyip CHP’yi eleştire biliyor muyuz? Yapılarımızı yozlaştırmamak için ben Belediye binasındayım ama Belediye’yi eleştirebilmeliyim. Bu yaklaşımlar bizi daraltıyor, küçültüyor. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Yaptırım gücümüzün sadece seçim zamanı olmadığını göstermeliyiz.
37/ Mahmut Arslan: Adıyaman’da turizm neden gelişmiyor. Dünya da başka örneği olmayan Nemrut dağı gibi bir tarihi mimara sahip Adıyaman’da neden turizm gelişmiyor? Bunun Adıyaman’a kaybı 150 milyon dolar. Bunu biz gündeme getirelim dedim. Kommegane dönemi doğu batı arasında bir sentezdir.1998’de milli park alanı olarak ilan edildi. Orada yapılan arkeoloji çalışmaları hep kazıya yönelik. 1989-1992 yılları arasında Nemrut’ta yapılan çalışmalarda mezar odası olduğu tespit ediliyor. Nemrut’ta kum fırtınası oluyor, buradaki heykelleri alacağız bir müzeye koyacağız diyor. Biz buna karşı çıktık. Bilim adamları da karşı çıktı. Sayın bakan bu olayda vazgeçtiğini söyledi ama valimize de heykellerin taşınması için bir müze istediğini söylemiş. Müze reenkarnasyon tarafından hazırlanmış. Nemrut Dağı 3 kez tadilata uğradı. Nemrut Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlıdır. Yani Malatya’yla hiçbir ilgisi yoktur. Birkaç firmaya çıkar sağlatmaktır amaç. Bir kısım belgeleri de göstermek istiyorum ben. Biz nasıl sahip çıkabiliriz onu düşünmeliyiz.
38/ Sevgi Karabulut : Beyefendi tapusuyla her şeyiyle bizim diyor. Ben buna eminim tapusu bizim ama biz ne kadar sahibiz. Tesislerin başına koyduğunuz insanlar asla eğitimli değil. Turizm eğitimi alan insanları görmeliyiz orada. Yolumuz olsun, tesislerimiz olsun bir Malatya kadar sahip değiliz.
39/ Zeynel Alagöz: Geçen sene Balıkesir’de bir toplantıya gitmiştim. Oradakiler bizden bir talepleri olduklarını söylediler. Nemrut’u görmek istediklerini ve bizden bunun için ön ayak olmamızı istediler. Bizde sayın valimizle konuştuk. O toplantı esnasında bizim seçtiğimiz insanları orada görmüyorduk. Bu şekilde Adıyaman’a, Nemrut’u bir yerlere götüremiyoruz. Turistik işletmelerle görüştük. Bir otel sahibinin gelin bizde kalın dediğini görmedim. Biz daha iyi olması için mücadele ediyoruz. Biz Adıyaman halkı faydalansın diyoruz.
40/ Neşat Akel: Ben ilkokul mezunuyum, ben işletmeciyim, ben memleketime hizmet ediyorum. Bankalara 200 milyar borcum var. Siz eğitimsiz diyerek orada elemanımı suçluyorsunuz. Adıyaman’dan bedava insan çok geçti. Böyle bir durumda para kazanamıyorum.
41/ Ayşe Esmeray YOGUN: Kaliteli işletmecilik nedir bu ilk başlığımız olsun. Çok fazla bedava insan geçti, para kazanamıyorum dedi beyefendi.
42/ Mahmut Arslan: Nemrut Dağı geçişi daha önce müzedeydi. Bunu kaldırdık. Milli park özelleşince bunu tek kaleme indirin dedik. Bunu işletmeciye verdik. Sadece vali beyin misafirleri bedava geçiyor. 3bin-5bin kişi.
43/ Neşat Akel: Bu sayı düşürülmeli.
44/ Abdurrahman Tutdere: Şimdi burada Nemrutla ilgili işletmecinin feryadını görüyorsunuz. Mülki amirlerin ne kadar aciz olduklarını bütün işi işletmecinin omuzlarına yüklediğini görüyoruz. Adıyaman halkı olarak, idareciler olarak Nemrut’a sahip çıkmayı bilmiyoruz. Nemrut’la ilgili her ne kadar tapu bizde ise de işletmeciliği Malatya almak üzere burada siyasiler üzerlerine düşeni yapmadılar. Adıyaman’ın bu işi davaya götürmesi lazım. Biz Adıyaman olarak örgütlenemiyoruz. Adıyaman Nemrut konusunda haklı ama haklı olduğu davayı kaybediyor. Neden? Çünkü ciddi bir örgütlenme yok. Siz bir hukukçuya danıştınız mı ne yapabiliriz diye? Bu işi yüksek sesle sahiplenmekten başka bir şey kalmadı. Malatya milletvekili dedi ki bu sadece Adıyaman’ın değil bütün dünya vatandaşının dedi. Çıtayı yükseltti. Yanılmıyorsam davayı açmak için bir iki hafta süremiz kaldı. Ama bu konuda hiçbir çalışma yok maalesef duyarlı olmaya ihtiyacımız var.
44/ Ayşe Esmeray YOGUN: Yargı yolu açık denildi. Her birinizin üyesi olduğu Sivil toplum kuruluşları var. Bir eylem planı çıkartalım. Bununla ilgili bize düşen iş bölümünü yapalım. Birlikte bu işi yapalım ve davamızı açalım. Halkın katılımını sağlamak için farkındalık çalışmaları yapalım. Böyle bir şeyi şimdi yapalım mı?
45/ Mahmut Arslan: 2001 yılında Nemrut Dağı planı değişti. Adıyaman tarafındaki yollar bile iptal edildi. 2500-3000 kişi toplandı ve o projenin tümünü iptal ettirdi.
46/ Mehmet Merdanoğlu: Biz toplum olarak balık hafızalıyız. Bu hükümet 10 senedir iktidarda. Bundan önceki hükümetlerde de vaatler verildi ama yapılmadı. Recep Tayip Erdoğan 2002 seçim arifesinde biz Nemrut’a gerekli önemi vereceğiz, köprü yapacağız dedi. 2 dönemdir bizim Sincik ilçemiz en fazla oy veren yer. Adıyaman’da hangi söz yerine geldi. Bu vaatler verildi. Biz bu vaatlerin akıbetini sormalıyız. Vakit geç ama bitmiş değildir. Nemrut için Fatiha okumaktan başka bir şey değildir.
47/ Mustafa Işıldak: Dava sürecinin hızla başlaması lazım. Kendi gücümüze inanmamız lazım. Her şeyi siyasilere vermekten kurtulmamız lazım. Adıyaman valiliğinin davaya müdahil olmayacağını bilmemiz lazım. Çünkü oda devletin bir memurudur. Daha önemli bir konuya değineceğim. Bugün burada Adıyaman merkezden turizmci var mı? Maalesef yok.
48/ Yılmaz Korkmaz: Biz bir kere yetkileri karşımızda gördüğümüzde rahat konuşamıyoruz. Nemrut’a teleferik yapılmadı. Sosyal sorunlarımız var. Perre Antik kenti 10-15 km karelik bir yer altı şehri. Neden Perre’ yi gündeme almıyoruz. Neden burayı Adıyaman için kullanmıyoruz. 10 tane 20 tane grup gelsin bunun için çalışma yapsın.
49/ Mahmut Arslan: Anadolu Roma döneminde yaşamıştır. Bu yüzden de her köşede kaya mezarları vardır. Siz köyü kaldıracaksınız, onu kazacaksınız, Roma dönemi bitecek Mezopotamya dönemine gireceksiniz. Perre bir sponsor rant kaynağıdır. Köstebek kazar gibi kazıyorlar. Perre’ ye giden münferit turisttir. Ana tema Nemrut’tur. Çünkü gelen turistlerin tur programı kısadır.
50/ Dr. Ayşe Esmeray YOGUN: Orası sit alanı olduğu için oraya tesis kurulamıyor denildi.
51/ Abdurrahman Tutdere: Sit alanlarında hiçbir inşaat çalışmaları yapılamıyor ama koruma kurumu kararıyla yapılıyor. Bakıyorsunuz Adıyaman tarafında en ufak bir yol çalışması yapamazken Malatya tarafında yapılıyor.
52/ Mahmut Arslan: Milli parklar kanununda sit alanı ölen yerdir. 12 tane Adıyaman tarafında olan yer kaldırılmış. Diğer tarafa izin verilmiş. Kim vermiş, siyasiler vermiş. Siyasi sahiplenme olmalı. Nemrut’taki heykeller taşınıyor. Bunu siyasiler yapıyor. Müze hazır bu iş bitmiş.
53/ Ayşe Esmeray Yogun: Bir proje yürütün. Yerel farkındalık nasıl yapılır? El ilanları dağıtın. İnsanları bir “?” ile dürtün. Adıyaman’ın 515 derneği var. Bunların 50 tanesi yani %10’u aktif sivil toplum kuruluşları. Bunların kaçı konuyla ilgilenir? Adına kolektif mücadele deyin ve STK’lar olarak bir araya gelin, insanları haberdar edin.
54/ Hacı Bozkurt: Konuşuyoruz ama biraz sonra dışarıya çıkar ya boş ver deriz. Arkadaşlar Adıyaman turizmini koruyacak, geliştirecek ama turizmle ilgili bir derneğimiz, vakfımız bile yok. Adıyaman turizmini koruma derneği kuralım ve buradaki arkadaşlar da hepimiz altına imzamızı koyalım. Sonra da bunu koordine edecek arkadaşları seçelim ve olayı bitirelim.
55/ Ali Büyükşahin: Adıyaman sakin Malatyalılar bu konuda çok duyarlı davrandı. Baktılar ki Adıyaman’dan bu konuda bir çalışma yok. Biz basit davrandık. Tesisler, heykeller bize basit geldi. Ne siyasilerimiz ne aydınlarımız ne de halkımız önemsemedi. Bir toplantı yapın, o toplantıda bütün sivil toplum örgütleri ve siyasi kesim toplansın bir heyet oluşturulsun. Halkı duyarlı olmaları için empoze etmek lazım.
56/ Ayşe Esmeray YOGUN : Yerel farkındalığı oluşturduk. Nüfusunuzun %30 ‘u aynı anda turizm sitesine tıklasa site çöker mi? Çöker. Siz de bunun gibi bir eylemle siyasinin kulağını çekersiniz.
57/ Neşat Akel: Nemrut’a 6 ay boyunca Malatya’ dan 7 bin kişi geçmiş Adıyaman’dan 70 bin kişi geçmiş.
58/ Mahmut Arslan: Malatya tur programında değil. Adıyaman tarafındaki tesislere izin verilmeli, uygar bir ulaşım sağlanmalı. Bizim yapacağımız iş bu. Geçen milletvekilimiz dedi ki, biz bakanımızı heykellerin taşınmaması konusunda ikna edemedik.
59/ Ayşe Esmeray YOGUN: Aktif STK’nın kaç tanesini aktif bir şekilde bu işin içine katarız?
60/ Aslan Palalı: AKALP var. 64 dernek ve sendikanın dahil olduğu bir platform. Turizmin gelişmesi anlamında bazı projeler yapıldı ama sonuç alınamadı.
61/ Abdurrahman Tutdere: Somut adımları siz söylediniz ama bizde bir örgütlenme sorunu var. Bu işin lokomotifi olacak birkaç derneğe ihtiyacımız var gerisi gelir. Biz bu adımları nasıl hayata geçirebiliriz. Bunu tartışmamız lazım.
62/ Ayşe Esmeray YOGUN: Ben 5 STK diyorum aktif çalışacak olan bu konuda bizimle yürür diyelim. 5 STK’nın her birinden kaç kişi gelir? 12 kişi olsun. Biz 12 kişiyle ne yaparız?
63/ Abdulkadir Özbek: Sayın valimiz, sayın Belediye başkanımız, sayın Kahta Belediye başkanımız turizme karşılar.
64/ Mustafa Işıldak: 2006 yılında Adıyaman üniversitesi açıldığında ben Adıyaman Nemrut üniversitesi olsun dedim. Ama kabul etmediler.
65/ Nejla Özelçi: Yıllar önce Nemrut festivalleri olurdu. Şimdi yok. Ürünümüz var ama biz bunu duyuramıyoruz, reklamını yapamıyoruz.
66/ Metin Alan: Adıyaman dini motiflerle işlenmiş bir kent. Neden sahip çıkılmıyor? Bu biraz da dini yönlü sanırım. Nemrut heykelleri de nücübe olarak görülmüş.
67/ Mahmut Arslan: Arkadaşlar 2006 yılından beri ODTÜ başkanlığında ilk kez bir proje başlatıldı ve projeler bitti. Uygulanmaya başlandı. Bu şebeke bu projenin önünü kesmek istiyor, sabote ediliyor. Bu projeyi iptal etmeye çalışıyor. Bu arada Malatya diyor biz bunlara hizmet edelim. Adıyaman Nemrut’la Kommagene’yi bir birinden ayırdı. Bu aşıldı. Projenin hayata geçmesi engellenmeye çalışılıyor.
68/ Ayşe Esmeray Yogun: Hadi sizden eylem önerileri alalım;
-Metin hazırlanacak, bütün sivil toplum örgütleri imzalayacak. Bakanlığa ve milletvekillerine gönderilecek.
-Bakanlığın önüne heykel ya da taş bırakabilirsiniz. (sessiz eylem)
-Mahmut hocanın çarpıcı iddialarını gündeme getirmesi gerekir.
– Bir araya gelip karanlık eylemi yapılabilir. Herkes evinin balkonuna Nemrut afişleri asabilir.
-İmza kampanyası yapılabilir.
-Site oluşturulabilir.
-Malatya’ya verilen izne ilişkin bireysel dava açılabilir.
69/ Abdurrahman Tutdere: Tek çözüm adresi TBMM’dir. Biz burada oluşturacağımız demokrasi baskısını milletvekillerimizin ensesine bırakacağız. Burada 5 parlamenterden 3 tanesi Kahtalı. Adıyaman’daki bütün siyasi parti başkanları ziyaret edilebilir, bu konu gündeme getirilebilir. Taş fikrinize katılmıyorum. Çünkü taş taşımak silah sayıldı yeni reformla. Dava açmanın maliyeti 200 TL’dir. Adıyaman genelinde en az 300 kişi bile ses getirir.
70/ Ayşe Esmeray YOGUN: Eylem planı dediğimiz birlikte adım atmaktır. Şiddet içermeyen ama dikkat çeken eylemler yapın. Sahiplenecek olanlar sizlersiniz ama sizde de niyet eksikliği var. Herkese onur, şeref, çalışma metnini imzalatın. Bu bir otokontroldür. Yaptırımdır. Bu kişiler için çalışma günü belirleyin. Sistematik toplantı yapın. Bence bu davayı açabilecek yetkinliktesiniz. Bana ihtiyacınız olduğunda ben de elimden gelen desteği veririm.
ÖNERİLER
ORTAK
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
MİLLETVEKİLLERİ İLE
MEDYA İLE
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Rapor AdıyamankMM İl Girişimcisi H. Şenel ŞARALDI ve çalışmaya gönüllü olarak destek veren Rüveyda Tüysüz tarafından hazırlanmıştır.