Yer :Adıyaman Belediyesi Meclis Salonu
Tarih :04.12.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
Adıyaman Tütün Platformu (Abdurrahman Tutdere – Başkan)
Akalp Kadın Komisyonu (Serap Çoşkuner )
Anadolu Engelliler Derneği (Abidin Harputluoğlu – Dernek Bşk.)
Anadolu İş Kadınları Derneği (Aysel Doymaz – Üye)
Arı Yetiştiricileri Birliği Derneği (Mehmet Öztürk)
Gökkuşağı Derneği (Habib Bozan – Üye)
İmam Hüseyin Kültür Derneği (Yılmaz Korkmaz – Üye)
İnsani Yardımlaşma Derneği (Osman Koçak-Üye)
Kadın ve Çocuk Hakları Derneği (Şeyma Tok – Şener Güllü Dernek Sekreteri)
Kamer Vakfı ( Halise Aslan – Şube Bşk. Yrd.)
Zihinsel Engelli Ailesi Derneği (Zeynal Alagöz- Başkan)
b. Meslek Odaları
Adıyaman Barosu (M.Nazım Pektaş)
Türk Mühendis Mimarlar Odası Şehir Plancısı (İbrahim Özcan)
c. Sendikalar
Yok
d. Kanaat Önderi, Bireyler ve Diğer Katılımcılar
Mustafa Işıldak
Ali Büyükşahin
Katılan Milletvekilleri:
Yok
Belediye Başkanları:
Yok
Mesaj Yollayanlar:
Yok
Moderatör:
Nihal Bengisu KARACA (Gazeteci- Yazar)
Gözlemciler:
İsmet Kaya
Adıyaman Tütün Platformu (Mehmet Genç – Üye)
Adıyaman Tütün Platformu (Ramazan Gökay – Üye)
Adıyaman Tütün Platformu (Baykan Sarıkaya – Üye)
Medya:
Asu TV (Yunus Emre Doğan, Deniz Çolak)
Mercan TV (Özer Karakuş, İsmail Alkan)
Konular:
Genel konu: 2011 Bütçesi Hazırlanırken (Devlet Bütçesi Türkiye`nin İhtiyacını Ne Kadar Karşılıyor?)
3 Generalin Açığa Alınması
Yerel konu: Adıyaman Tütünü ve Kotalar
Konuşulanlar:
M.Nazım Pektaş : Bütçe iktisat gerektiren bir konu.Bütçenin hazırlanması, uygulanması konusunda çok bilgi sahibi olmadığımız kesin.Bütçeyi oluşturan gelirler, vergiler fon gelirleri, cezalar vs.dir.Bütçenin dengelenmesi için ceza kaynaklarının, vergi kaynaklarının arttırılması gerektiği söylendi. Bu yıl bir seçim bütçesi ortaya çıktı.Bu geçmişte yaşadığımız sıkıntıları yeniden yaşanması anlamına gelmektedir.Eğer bir seçim bütçesi varsa Türkiye'nin faiz dışı fazlalığı olacaktır.Bu da borçlarını karşılamayacak anlamına gelecektir.IMF borçlarının kapatılacağı, iç borçların kapatılacağı gibi söylemler vardı.Biz ekonomisini refah temellerine oturtturulmuş ülke istiyoruz.Birilerine hoş görülmek maksadıyla bütçe hazırlanmamalı.Biz bir dönemizi kurtarmak için ülkenin geleceğini tehlikeye atmamalıyız. Bütçe daha dengeli, gelir kaynakları daha net olmalıdır.Bütçede olguların yerli yerine oturtulması gerek.Umudum Türkiye gerçeklerine uygun bir bütçenin olması yönündedir.
Abdurrahman Tutdere: Bütçe teknik bir konu.Uluslararası ve yerel kaynakların hepsinin birlikte değerlendirilmesi gerekir.Şu gerçeği kabul etmek gerek.Ülkemiz bütçe yapma başarısını gösteremiyor.Sürekli bir bütçe açığı var.Hem bu hükümetin hem de önceki hükümetlerin bütçe yapma konusunda başarısız olduklarını görüyorum.Hukuk devleti olma konusunda mücadeleler verildiği bir nokta da Adalet Bakanlığı bütçesini diğer bakanlıkların bütçesinden daha düşük görmekteyim ben.Adalet Bakanlığı bütçesi yetersiz.Bu nokta da daha ciddi bir bütçe hazırlanmalı.Bu bir eksikliktir.Aynı şekilde Sağlık Bakanlığında da bu sorun var.2005'den beri Adıyaman Adalet Sarayı yapımıyla ilgili bütçe sorunu var.Umarım 2011'de bu hallolur.Hiçbir zaman bütçe disiplininde taviz verilmemelidir.
Ramazan Gökay: Bütçeye farklı bir pencereden girmek istiyorum.30 yıldan günümüze uygulanan ithalata dayalı büyümeyi esas aldığımız için denk büyümeden söz edilemez.IMF'ye şu kadar borcumuz kaldı bu kadar borcumuz kaldı denir.Kamuoyunun anlayamadığı ekonomik sözcüklerle saptırılır.IMF borç bankası değildir.IMF'deki borç diğer finans merkezlerinden aldığımız borçların komisyonudur.Finans merkezinin çıkarı hangi yöndeyse bize o dayatıldı.Eğer bir yerde üretim yoksa orda makro büyümeden söz edilemez.Sanayi yoksa ekonomiden bahsedilemez.Üniversitelerimiz bilim üretmekten geri kalmakta.Bilim adamı yetiştirilememekte.Patent başvurusu olmamakta.
Yılmaz Korkmaz: Bana göre herşey insanla başlayıp insanla bitiyor. Vergi gelirleri bütçenin mali kaynağını teşkil ediyor. Eğitime fazla bütçe ayrılmalı. Çalışan öğrencilerime soruyorum."Fiş ve fatura alıyor musunuz?"diye. İş yeri sahipleri "Fiş vermeyelim indirim yapalım" diyorlarmış. Unutmayalım ki en büyük yatırım insana yapılan yatırımdır.
Habib Bozan: Ülkemizin de içinde bulunduğu dünya sistemine baktığımızda dünyada bir doların altında bir gelirle yatağa giriyoruz.16.000 çocuk açlıktan ölüyor. Ülkemizde %20'lik varlıklı kesimle %20'lik fakir kesim arasında 9.1'lik bir farklılık var. Sağlıklı bütçede, milli gelirin dağıtılmasında adaleti esas almalıyız. Bölge gerçeklerine uygun bütçe sistemleri olmalıdır. İstanbul ve İzmir Türk sanayisinin %50'sini kaplıyor. Bizim bu bölgelerde sıkıntılar yaşanıyor. Gerçekler bizim toplumsal yapımıza ne kadar yansıtılacaktır? Olaya geniş bakmak gerekiyor. Bugün ülkemizde asgari ücretle bile iş bulamayan milyonlarca insan sırada bekliyor. Bu yüzdende kayıt dışı ekonomi daha fazla. Kayıt altındakiler SSK primlerini, BAĞ-KUR primlerini, vergilerini veriyor. Diğerleri de bunları yolunabilen kaz olarak görüyor.
Osman Koçak: Bu açıkla ilgili vergi affı yapmaları açığı kapatma olarak algılanabilinir.
Abdurrahman Tutdere: Bütçeyle ilgili üzerinde durulması gereken bir diğer konuda 3-5 yılda bir yapılan vergi affıdır. Vergi afları, vergisini zamanında ödemeyen büyük şirketlere avantaj sağlıyor. Temel vergilerin alınması konusunda vergisini zamanında ödemeyenlere vergi affı getirmelerini ben doğru bulmuyorum. Vergi afları vatandaşın vergisini zamanında ödemesi sonucunu doğuruyor. Vergisini zamanında ödeyenlere de en azından bir indirim uygulaması gerektiğini düşünüyorum.
M.Nazım Pektaş: Türkiye'de vergi kurumlara ve şahıslara nasıl yükleniyor.Biz kendi vergimizi ödemekte güçlük çekiyoruz.%40'lık dilimini ödemekte güçlük çekiyoruz.Biz mesleğimizi icra ederken yaptığımız harcamaları verginden düşemiyoruz.Bu da ödediğimiz vergileri %60'lara çıkartıyor.Kurumsal vergi ödeyenlere kolaylıklar sağlanabiliyor.Bence de bu afların olması yanlış.Vergi konusunun Türkiye de çok ciddi bir sorun olduğu bir gerçektir.Bütçe ve vergiler noktasında hükümete tavsiyelerimiz de olamıyor.
Abidin Harputluoğlu : Vergi oranlarının yüksek olmasından dolayı vatandaşlarımız vergi ödeme de zorluk yaşamakta.Ayrıca vergi oranlarında değişiklik olursa vatandaşlar vergilerini öder ve vergieden kaçınmazlar.Örneğin bir bakkalla bir holding arasında vergi oranları yeniden düzenlenmelidir.Esnaflar için daha az bir vergi oranı olmalıdır.
Serap Çoşkuner: Ben bir hukukçu değilim ama Hukuki olarak sorun olmadığını hukuk bakımından yasaya uygun olduğunu öğrendik. bakanlığın yaptığı hukuka uygundur.Hukuki olarak nokta konulmuş olabilir ama ; bir vatandaş olarak yada benim gibi düşünen bir çok kişinin aklında soru işaretleri var.bu bir siyasi uygulama ?siyasi bir karamıydı?
ben burada bir zamanlamada hata görüyorum…iki içerik hatası neden bu sanıklardan sadece 3 tanesi…eğer bu kişiler yetersiz ve görevini yeterince düzgün yapmıyorlardıysa onları buraya getiren kişilerin terfilerinde sorun yok…üç bir çok kurum içinde haklarında suç dosyaları bulunan dava dosyaları var.neden tsk ?
M.Nazım Pektaş: İnsanımızda bir algı sorunu var.Bu ülke 1960, 1980 ihtilallerini yaşadı.Sonrası da var. Biz her nedense askerlerle ilgili yapılmış her tasarrufa karşı çıkıyoruz.Asker dokunulmazdır, bizim algımız bu.Benim kıymet verdiğim bir abim operasyon başladığı bir dönemde bana ; "Ya düşünebiliyor musun? Generaller açığa alınıyor" dedi.Ben de ;" Bu ülke başbakanını asmış, bu ülkede binlerce insan faili meçhule gitmiş siz bunları sorgulamadınız" dedim.Askerin bir bakan tarafından açığa alınması olabilecek bir şey değil gibi bir algı var.Bu bizim askere bakışla ilgili bir problemimiz.Orası peygamber ocağıdır.Hala öylemi bilmiyorum.
Serap Çoşkuner: 3 generalin terfisinde üçlü kararname lazım…1 milli savunma bakanlığı 2 başbakanlık inhası 3 cumhurbaşkanlığı onayı…hepimizin de bildiği gibi bu üçlü kararnamede bulunan siyasi iradenin içinde haklarında açılmış davlar ağır cezada bekleyen dosyaları var…buda iş başındaki sivil idaresi…kimse dokunulmaz değildir…bu TSK da olsa suç işlemişse ceza almalıdır gereken yapılmalıdır.
İsmet Kaya: Türk anayasa tarihine bakıldığında işlemleri aslında yadırgamamak gerek.Asker, devleti biz kurduk, biz kurtardık diyerek bizim de anayasa yapmaya hakkımız var demişlerdir.İhtilalları devrimleri biz yaparız dedikleri halde kendilerini Cumhurbaşkanlığına Başbakanlığa da bağlamışlardır.Başbakanımız,Cumhurbaşkanımız askerlere hiçbir şey söylememişlerdir.Burada sadece generallerin açığa alınması değil o dönemdeki bakanlara da dava açılması gerekiyor.Mesela Kenan Evren.Kenan Evren yargılandığında o dönemin bakanları da yargılanmalıdır.
Osman Koçak : Hükümet tarafından terfi verilmedi.Sonra askeri mahkemeye itiraz edildi.İtiraz sürecinde nasıl sonuç çıkacağını biliyorduk zaten.Terfilerin verilmesi kararı çıktı.Hükümet de açığa alma kararı verdi.Böyle bir çatışma var.
Habib Bozan: Mevlana'nın bir sözü var diyor ki, Dün dünde kaldı yeni şeyler konuşmak lazım.Bu 3 generalin açığa alınma olayını demokratik dediğimiz İspanya 1950'lerin sonunda yapmıştır.Bizim değer verdiğimiz askerler de kendi vatandaşlarına bu şekilde değer veriyor mu?Çıkan belgelerden öyle olmadığını anlıyoruz.
Yılmaz Korkmaz : Bir şey merak ediyorum.Devlet mi halk için yoksa halk mı devlet için vardır?Halk yeterince fedakarlık yaptı.Peki devlet ne yaptı?
Baykan Sarıkaya: TBMM'de milletvekillerinin ülkenin geliri ve giderini buradaki kadar konuştuğunu görmedim.Bence ön yargılar var.Vergilerimiz de %1'lik, %17'lik, %23'lük dilimler var.Siz hangisine uygunsanız ona göre vergiler verin.Siz trafikte hata yapıp ceza alıyorsanız cezanızı ödeyeceksiniz.Lüks arabalara biniyor,telefonlar kullanıyorsanız bunların vergisini elbette ödeyeceksiniz.3 generalle ilgili dokunulmazlık yoksa açığa da alabilirsiniz.
Serap Çoşkuner: Pırlanta da kdv oranı alınmamaktadır…yani sıfırdır…
Ramazan Gökay : Ben birey olmamın bilinciyle askerlerle ilgili bir şey söylemek istiyorum.Osmanlı döneminde bir Cumhuriyet projesi uygulandı.Bu da gerekliydi.Ama 1950'li yıllardan sonra diktatöryel bir baskı oldu.Biz sizin yerinize düşünürüz gibi bir anlayış oldu.Askeri yapısı vatan, millet,Sakarya adına bizim yerimize düşünebildiğini söyleyenler kendi silahını halkına yöneltiyor.Politika bir yaşam biçimi,siyaset bunlara çizgi veren bir yöndür.Doğu ve Güneydoğu'da TÖYİK'in açıklamasına göre 500 milyar dolar kayıt dışı gelir var.Bunlar yolsuzluğa giriyor.Askeri yapıda da bu kirliliğe bulaşanların ayıklanması gerekiyor.
M.Nazım Pektaş: YAŞ toplantılarında bir görüntü veriliyor.O görüntüyü içime sindiremiyorum.Bir tarafta asker bir tarafta hükümet iki başlılığı gösteriyor.
Yılmaz Korkmaz: Tütün kotası sanırım Tansu Çiller döneminde başladı.3'lü koalisyon döneminde. Bu tütün kotası halk için mi devlet için mi bazı şirketler için mi yapıldı?Bunun araştırılmasını istiyorum.Adıyaman'dan dışarıya tütün kotası ile ilgili çok göç yaşandı.Tarım öldürüldü.Hayvacılık yok edildi.Sanayi şehri olamıyoruz bari tarım şehri olalım.Tütün Adıyaman'ın damarıydı.Tütün kotası belirli aşamalarla kaldırılmalı.Tütün konusunda halkın fikrinin alınması istiyorum.
İsmet kaya: Televizyonlar da sürekli görüyorum tütünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini.Eğer tütün Adıyaman'ın can damarı oluyor fakat ;Urfa'da,Malatya'da can alıyorsa bu tarafı da düşünmek lazım.Bir haşhaş ekim noktasında ciddi kurallar ve denetimler var.Ama tütün noktasında böyle bir şeyle karşılaşmadık.
Aysel Doymaz: Tütün kotasının konulması insanları tembelliğe iten bir şey.En az 3 yarıcının 4-5 çocuğu var.Baktığınız zaman 15 kişi istihdam ediliyordu.Tütünün kaldırılmasıyla Adıyaman'a işsizlik geldi.Tütün kotasının gelmesiyle haksızlıkta ortaya çıktı.Çiftçiler çok mağdur durumda.
Ali Büyükşahin: Çelikhan denilince tütün aklımıza gelir.Bizim Çelikhan vatandaşı arazi bakımından çok mağdur kalmaktadır.Tütün oranın en büyük gelir kaynağı.Çünkü buğday ekilse arazi yetersiz.Özellikle bizim o taraf yoksul bir bölge.Tütün kotası konuldu peki bu vatandaşlar ne olacak?Bu insanların geliri nasıl olacak?Devlet bir alternatif ortaya çıkarsın.Kendi tütünümüzü üretip içemiyorduk bir zamanlar.Eğer bir kota konuluyorsa ona alternatif çıkarılmalı.Çıkarıldı ama uygulama olmadı.Tütün zararlıdır tamam o zaman tütün fabrikaları tamamen kapatılsın.Bizim tütün çok kaliteli bir tütün.Bizim tütünümüz neden bir samsun, Maltepe olarak ortaya çıkmasın.Biz yabancı sigaralar içiyoruz.
Zeynal Alagöz: Herşey güzel fakat insanların da suistimalleri söz konusu.Tekelin açık olduğu dönemlerde bile tütün tekele verilmiyordu.Pamuk ekilecek arazilere bile biz tütün ektik yani biz kötüye kullanıyoruz.
Baykan Sarıkaya: Tütüne alternatif,tütündür.Eğer tütün üretimini kaldırırsanız o zaman içimi de ortadan kaldırırsınız.Köylerden büyük şehirlere göç başlamış.Tütüne ekonomik olarak bakmak lazım.Adıyaman ekonomisi yıllardır tütün ile beslendi.Göç eden aileler göç ettikleri yerlerde bir iş bunalımı yaşadılar.Çocuklarını fabrikalara koymaya başladılar.Hem de asgari ücretin altında.Tütün üretimi düzgün olmayan yerlere tütün üretme hakkı verilmiş.Ama Adıyaman'dan kaldırılmış.
M.Nazım Pektaş: Tütün Adıyaman'ın gerçeği.3'lü koalisyonun olduğu dönemde ABD'nin dayatmasıyla tütün kotası konuldu.Adıyaman'da alternatif tarım gündeme getirildi ama alt yapısında sorun var.Pamuk için gerekli su miktarı inanılmaz boyutta.Adıyaman'da sulama yapılamıyor. Enerji maliyetleri yüksek.Alternatif üretimin çözüm olmadığı ortaya çıktı.Ova kesimi için geniş arazilerin olduğu yerlerde alternatif tarım uygulanabilir.Dışarıya göçüde önlersiniz.Alt yapı oluşturulduktan sonra bunlar olabilir.Dağ taraflarında insanlar şekiller yaparak tarım arazileri oluşturmuştur.Bu bölge tütünü daha kaliteli ve ABD'nin büyük şirketlerini de talep ettiği bir tütündür.Biz tütünü işleyelim piyasa da daha serbest satalım.Adıyaman'ın ürettiği tütünün bütün dünyaya satışı %1 bile değil.Tütün binlerce ailenin gelir kaynağı olacak, işsizliği önleyecek, dışa göçü önleyecektir.Böylece metropollerde çarpık kentleşmeyi önleyeceğiz.
Ali Büyükşahin: Ben Irak'a gittim oralarda Adıyaman tütünü satılıyor hem de Çelikhan bölgesinin tütünü.
Abdurrahman Tutdere: Tütün platformu olarak bir çalışma yapıyoruz.Tütünün Adıyaman için önem taşıdığı herkesçe biliniyor.Adıyaman Çelikhan ve dağ köylerinde tek başına tütün yetiştiriyor.Bununla ova kesiminde yetişen tütünü ayırmak lazım.Katkı yapılmayan bir tütün var Adıyaman'da.Böyle bir tütün dışarda hiçbir yerde yetiştirilemiyor.Adıyaman bir tarım kenti ama; tarım politikasının yanlış uygulanması sonucunda o da bitti.Tütünle ilgili yasal engeller var.2002 yılında 4733 sayılı yasa Adıyaman'ı bitirdi.2006 yılında hükümet 8.maddeyi iptal etti.8.madde iptal edildikten sonra bir rahatlık geldi.Şimdiki hükümet 2008 yılında 8.maddeyi öyle ayrıntılı düzenledi ki tütünü şuradan şuraya götürüp satmanız imkansız oldu.Ağır müeyyideler ön gören bir yasadır bu.TBMM'nin 4733 sayılı yasayı değişmesi gerekiyor.Adıyaman'da 1 ay süresinde 25ton tütün ele geçirildi.İnsanların tütününe el konuluyor.Mevcut yasaya göre tütün üreticilerinin sarmal tütün satması zor.Ağır müeyyideler vardır deniliyor.Sarmalık kıyılmış tütüne ilişkin %63 vergi yükümlülüğü var.Tekele zammı basıyor devlet.4733 sayılı yasanın yeniden düzenlenmesi gerekiyor.Devlet projeler uyguladı.Halıcılık,SODES,alternatif tarım hiçbiri tütünün yerini tutamadı.500 metrekarelik alana ne ekerseniz ekin o ailenin ihtiyacını karşılayamayacaktır.
Mehmet Genç: Tütün konusunun meclise gönderilmesini ve çözülmesini istiyoruz.Tütün konusu çözülmezse halkın ne cevap vereceğini zamanı geldiğinde göreceğiz.
Ramazan Gökay: Avukatlarımız işin teknik boyutunu anlattı.Adıyaman yangın yeri tütünden dolayı.Tütünün yasaklanması 24Ocak karalarının bir sonucudur.Biz platform olarak etkili yetkili vekillerimizin yanına gidip sorunumuzu anlattık.Dedik ki vergiler ağır.Onlar da bize vergileri toplayamazsak biz odun, kömür,kırtasiye dağıtamayız dedi.Devlet vergi toplama memuru olma lüksüne sahip değildir.
Yılmaz Korkmaz: Adıyaman ırgatlar kenti olmaktan kurtulamadı.Atatürk Barajında Adıyaman toprakları su altında kaldı.Ama suyu Urfa kullanıyor.Bizim halkımız meyveciliği bilmiyor.Her tarafa nar ekimi başladı.Kilosu 1tl den ama halkta para yok ki alsın.Kanatlı hayvanlar da bir şekilde telef edildi.Pazarlama da iyi yapılmıyor.
Mustafa Işıldak: Sigarasız bir dünyada yaşamak güzeldir. Ben de 18 yıllık tiryaki iken 22 yıldır da bırakmış biriyim. Lakin biz kendi ürettiğimiz ürünü yasaklarken ABD tütünü içiyoruz. Kalkınmada öncelikli yöreler olarak Doğu ve Güneydoğu'ya nasıl pozitif ayrımcılık uygulanıyor ise tütün ekimi konusunda da Adıyaman ve benzer illere de uygulanması, hatta sulak veya taban araziden yoksun olan dağ köylerimize de pozitif ayrımcılık uygulanması gerekir. En büyük handikabımız tütün ekiminin bir bıçak gibi kesilip yasaklanmasıdır. Oysa 3-5 yıllık bir geçiş süreci uygulanması ve bu sürede de alternatif ürün çalışmalarının yapılması gerekirdi. Adıyaman’ın %50sinin yeşil kartlı olmasının, dolayısıyla halkın %50'sinin çalışıp diğer %50'sini beslemesinin sebeplerinin başında tütün gelmektedir. 30 yıllık Anayasa’yı değiştirmeye gücü yeten devletimizin, 10-15 yıl önce başlayan tütün konusunu da ülke gerçekleri ışığında yeniden mercek altına alması gerekmez mi?
Zeynal Alagöz: Siyasilerimiz Adıyaman için hiçbirşey yapmıyor.Bu kış gününde sular nasıl kesilir?Biz oy veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz.Akarsularımız boşa gidiyor.Alternatif ürünleri artık uygulasınlar.
Yılmaz Korkmaz: Dönüm parasını 79 il aldı ama Adıyaman alamadı.
Ramazan Gökay: Sözün kısası Rize için çay ne ise Adıyaman için de tütün odur. Adıyaman dışarıda her yerde tütünüyle anılır. Tütününe dokunduğunuz zaman Adıyaman'ın göbeğine dokunmuş sayılırsınız.
Osman Koçak: Tütüne karşıyım. Ama tütünle ilgili kota konulacaksa bu her yerde olmalı Alt yapı hazırlanmadan alternatif ürüne geçiş çok büyük bi zarar olur Adıyaman için.
Ali Büyükşahin: Dünya'da sigara tamamen yasaklanırsa biz de razıyız. Yarın, öbür gün diyecekler üzüm de yasak. Şarap üretiminden dolayı. Tütün talihsizdir.
Osman Koçak: Adıyaman tütünü katkı olmadığı için zararı daha az bir tütündür.
M.Nazım Pektaş: 40-50 yıl sonra tütün üretimi belki de tamamen yasaklanacak. O zaman da Çelikhan bölgesinde hayvancılık yapılacaktır belki de.
Abdurrahman Tutdere: Talep varsa neden kendi üretimimizi kendimizin yapmasına izin verilmiyor.
Zeynal Alagöz: Iğdır'da şeker pancarı yetiştiriliyor fakat; Azerbaycan'dan şeker pancarı alınıyor. Şeker pancarında da kota var.
M.Nazım Pektaş: Devletler arasında bir anlaşma var. Anlaşmalar ve kotalar buna göre belirleniyor. Ülkeler kendi içinde üretimi belirliyor. Ben sana şunu üretip vereyim, sen de bana bunu üretip ver deniyor. Türkiye'de şeker pancarı da belli bölgelerde üretiliyor.
Ramazan Gökay: Suyumuz bol ama tarımda ıslah edilmiyor. Biz mevcut sularımızı boşa akıtıyoruz.
Ali Büyükşahin: Çelikhan'da kuru fasulye de yetiştirildi sonra tütünün getirisi çok olduğu için tütün yetiştirildi.
Yılmaz Korkmaz: Adıyaman'da domatesin, karpuzun çekirdeğinden bir şey yetişmiyor. Yerli domates yok. Tohum yok Adıyaman'da. Bizim halkımız vekilleri gördükleri zaman sorunlarını dile çok getirmiyorlar.
Öneriler:
Yok
Ortak sonuç:
Yok
Değerlendirme:
İletişim
a. Sivil toplum ile
b. Milletvekilleri ile
c. Katılımcılarla
d. Medya ile
Değerlendirenler:
Tutanak Adıyaman kMM Girişimcisi Şenel ŞARALDI ve çalışmaya gönüllü olarak destek veren Rüveyda Tüysüz tarafından hazırlanmıştır.