YER : Adana Valiliği Kültür Sanat Merkezi (Tarihi Kız Lisesi)
TARİH: 08 Ekim 2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/ Türkiye İnsan Hakları Vakfı (Mustafa Çinkılıç- Adana temsilcisi)
2/ Atatürkçü Düşünce Derneği ( Mevlüt Berk- ADD Adana şube yöneticisi)
3/ Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ( Fatma Temel – Şube Yönetim Kurulu üyesi)
4/Türk Hukuk Enstitüsü (Özlem Süslüoğlu- Adana Şube Yöneticisi)
MESLEK ODALARI
1 / Adana Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (Nihat Sözütek- Yönetim Kurulu Üyesi)
2/ Ziraat Mühendisleri Odası –TMMOB-İKK (Ramazan Karakoç- Adana Şubesi Yöneticisi)
SENDİKALAR
1/ TÜRK-İŞ ( Halil Çekin – TÜRK-İŞ bölge Yönetim Kururlu Üyesi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
GOZLEMCİLER
1/ Abdulkadir Üçkardeş (MHP Adana İl Başkanı)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1/Turgay Develi (CHP)
2/ Seyfettin Yılmaz (MHP)
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılan Belediye Başkanı olmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan milletvekili olmadı. Telefonla görüştüklerin mazeret bildirdi.
DİĞER KATILIMCILAR
Halktan 1 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 /KANAL A TV.
2/KENT TV.
3/Bölge Gazetesi
4/Cihan Haber A jansı
MODERATÖR
Türk Hukuk Enstitüsü (Özlem Süslüoğlu- Adana Şube Yöneticisi)
KONULAR
GENEL KONU: TBMM'Yİ 24. DÖNEMDE NE sorunlar BEKLİYOR? Adana kMM'Yİ 3. DÖNEMDE NE sorunlar BEKLİYOR?
Toplum TBMM'DEN 24.DÖNEMDE NE BEKLENİYOR? Adana TkMM'DEN 3. DÖNEMDE NE BEKLENİYOR?
YEREL KONU :Belediye Meclis Üyelerinin Belediye Şirketlerinde görev almasının yarattığı sorunlar
KONUŞULANLAR
1/ Özlem Süslüoğlu : Bu meclis tekrar açıldı. Çalışmaya başladı. Yemin krizi de çok şükür aşıldı. Bu TBMM nin geçeceği en büyük sınavın Anayasa olduğunu düşünüyorum. Anayasanın özellikle 54 maddesi ile ilgili düzenlemenin yapılmamasını ümit ediyorum. Biliyorsunuz bu 54. madde Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür diyor. Bu maddeye de el atılacağını düşünüyorum. Bu haliyle kalmasının daha kapsayıcı olacağına inanıyorum. Kimseyi azınlık statüsüne koymadan Türk Devleti nüfus cüzdanını taşıyan herkesi Türk sayarak daha kapsayıcı olur diye düşünüyorum
2/ Mustafa Çinkılıç: Bu gün bence parlamentonun önündeki en önemli sorun siyasi katılımı önünün açılmasıdır. Eğer siyasi katılımın önünü açmazsak Anayasa yapımının da çok önemli olacağını sanmam. Çünkü var olan siyasi iktidar anayasayı dokuz ayda yapıp bitirme anlayışındadır. Bu yaklaşıma hem MHP den hem CHP den bir tepki geldi. Bir anayasa yapılırken toplumun tüm kesimlerinin sürece katılımının kanallarının açılması gerekir. “Dokuz ayda bu işi bitirelim” demek katılımın önemsenmediği gösteriyor. Samimi olarak şunu düşünüyorum. Dokuz ayda alel acele yapılan anayasaya ne sıkıştırıp ne kaçıracaklar? Hal bu ki anayasalar böyle yapılmaz. “Daha evvel yapıldı, oldu” denebilir onlar zaten ne yapacaklarını bize sormadılar ama eğer siz demokratik bir anayasa yapacağız diyorsanız o zaman önce demokratik katılımın önünü açmalısınız. Böyle bakınca bence bu parlamentonun birinci işi: “Hangi suçtan tutuklu olursa olsun, tutuklu kişi seçime girmiş ve milletvekili seçilmişse başka bir karar gerek kalmaksızın milletvekilliği mazbatası aldığı anda tutukluluğu kendiliğinden sona erer” anlamında bir maddelik bir yasal düzenleme yapmaktır. Mademki parlamento toplumsal iradenin bir yansıması, o zaman millet bir kişiyi – bu bizim beğendiğimiz partiden olur yada beğenmediğimiz partiden olur- milletvekili seçmiş, o kişinin tutuklu kalması milli iradeye aykırıdır. Ben milletin seçtiğini iki hakimin içerde tutmasını kabul etmiyorum. Şu deniyor. “Hakimlere emir mi verelim?” Hakimlere emir verin diyen yok. Hakim önündeki yasayı uygular. Yasayı değiştirirseniz sorun biter. Bir dönemler bu ülkede idam cezası da vardı ve hakimler, tipik suça uygun eylemlere idam cezası veriyordu. Yasa değişti artık idam cezası istese de veremez. Sayın vekillerime önerim ilk iş olarak bir bir maddelik yasa tasarısı hazırlayarak CMK’ nın tutuklama maddesine “ Milletvekilli seçilen kişinin tutukluluk hali kendiliğinden sona erer” diye bir fıkra eklenilmesi sağlansın ve meclis seçilmiş ancak parlamentoya gelemeyen 8 tutuklu vekil ayıbından kurtulsun. Böylece milli iradenin yansıması sağlanarak anayasa yapım sürecine başlansın.
3/ Mevlüt Berk: Anayasa konusunda bilgili insanlarımız var, çok sayıda bilgisiz insanlarımız da var. Biz millet olarak hiçbir şeyin farkında değiliz. Hangi konularda uzlaşacağız? Önce uzlaşacağımız konuları getir önümüze, biz uzlaşacak mıyız? Uzlaşmayacak mıyız? kararımızı veririz. Anayasanın toptan değiştirilmesini TBMM’ si yapamaz. Neden yapamaz? Devlette 3 erk var Yasama, Yürütme ve Yargı erki. TBMM’ si yasama organıdır yasa yapar. Her çeşit yasayı çıkarır. Anayasa yasamıdır? Sorusu geliyor akla. Anayasa bir yasa değildir. Toplusal sözleşmedir. Yasa olmadığı için TBMM toptan yeni bir anayasa yapamaz. Nasıl yapılacak? Millet yapacak. “Kayısız Şartsız Egemenlik Milletindir” sözünün anlamı bu. Millet yapacak. Anayasanın toptan değişmesi için ya bir savaş olur. Yada rejim değiştirilecekse yeni bir anayasa yapılır. Anayasayı toptan değiştirmek isteyen siyasal iktidarın saklamak istediği şet ortaya çıkıyor. Rejimi değiştirmek. Demek ki iktidar rejimi değiştirmek istiyor. Yani demokratik, Laik, Sosyal Hukuk devleti kalkıyor yerine başka bir rejim geliyor. Bu açık seçik net ortaya çıkıyor. Anayasanın neyini beğenmiyorsun başlangıç maddelerini mi? Atatürk’ün adının geçmesini mi? Türk’ün adının geçmesini mi? –bunu açıkça söylüyorlar- İktidar partisinin bir yetkilisi “Cumhuriyetin dışında her şey değişecek” diyor. “Cumhuriyet” dışında her şeyi değiştirirsen bu “Muz Cumhuriyeti” olur. “Cumhuriyet” diğer ilkelerle bir bütündür. Yanlış hatırlamıyorsam bu iktidar da dahil, geçmiş iktidarlar Anayasanın yüzün üzerinde maddesini değiştirmiştir. Muhalefetin desteğine ihtiyaç duyulmadan da değiştirilmiştir. Şimdi iktidar neyi değiştirmek istiyorsa değiştirebilir. Milletin iki kişisinden birinin oyunu almıştır. Ancak, anayasanın toptan değiştirilebilmesi için trajik komiktir ama Kenan Evrenden ders almak gerekir. Kurucu bir meclis oluşturulması gerekir. Madem ki anayasayı millet yapacaktır. Tüm topluk kesimlerinin; sivil toplum örgülerinin, üniversitelerin, sendikaların ve benzerlerinin temsilcilerinden oluşacak bir kurucu meclis ancak toptan yeni bir anayasa yapar. Bu parlamentonun yapacağı; Anayasa yapımı için kurucu meclis seçimlerini düzenlemek ve çalışma şartlarını belirlemek için yasa çıkarmaktır. Bu şekilde oluşan meclis anayasayı yapar. Ben şimdiki meclisin anayasayı toptan değiştirmesine karşıyım buna olanak sağlayan muhalefeti de yanlış görüyorum. Kururcu Meclis şarttır Kururcu Meclis olmadan yapılan Anayasa, Anayasa değil bir kanun hükmündedir. Anayasa değişikliği bir tuzaktır. Türkiye’yi parçalama tuzağıdır. Bir sivil darbe içerisinde yaşıyoruz. AKP kendi anayasasını yamak istiyor.
4/ Nihat Sözütek: Anayasa tamamen siyasilerin dışında hukukçulardan, profesörlerden, kamu kuruluşlarından toplum gönüllülerinden kısaca ülkeyi tamamen saran sarmalayan bir Anayasa yapılmalıdır. Örneğin ben bir CHP ‘li olarak kendi anlayışım doğrultusunda MHP’li kendi anlayışı doğrultusunda, AKP’li kendi anlayışı doğrultusunda bir anayasa yapmaya kalkarsa yine bir karmaşa yine bir kaos ortaya çıkacaktır. Böyle bir anayasa yapılmaya kalkışıldığında yine sonunda sandalye sayısına kalkan ellere bakılarak oylama sonucu çoğunluğun dayatması bir anayasa ortaya çıkacaktır. Ülkede kutuplaşma devam ettirilerek ülkeyi İslami bir devlete doğru götürme hızla çalışıyor. Bir tarafta Kürt sorunu bir tarafta, İslami bir tehlike –aslında ülkesini pazarlayan bu zihniyetin İslam ile de ilgisi yok-
5/ Özlem Süslüoğlu: Gerçektende bize hukuk fakültelerinde öğretilen bir anayasa yapılacaksa Kurucu Meclisin olması gerekir. Darbe döneminde yapılmış bir anayasa eksilikleri tabi var. Günümüzde insan haklarına dayalı demokratik hakların gelişmesine bağlı olarak anayasanın birçok maddesi değişti tabi bu değişimin devam etmesi lazım. Anacak ilk 3 maddenin kriterleri dışına çıkmadan değiştirilmesi gerekir. Bu 2011 seçimlerinde vatandaşlarda bu anayasa değiştirilecek diye oy verdi. Bilinçli mi değil mi? maalesef tartışılır ancak seçim sonucu böyle tecelli etti. Ak Parti yine çoğunluğu aldı ama eskisine göre daha az. Muhalefetsiz istediği değişiklikleri yapamaz. Muhalefete çok büyük görev düşüyor.
6/ Mustafa Çinkılıç: Belediye meclisleri yereldeki parlamentolardır. Ankara’daki bir milletvekilinin her hangi bir kamu iktisadi teşekkülünde görev alamadığı gibi yerelde de meclis üyelerinin de aynı şekilde belediye şirketlerinde çalışmaması gerekir. Kentin sorunlarının çözülmesi için zaman ve enerjilerini harcayan üyelere beli bir maaşın verilmesi şirketlerde görev verilmesinden daha doğru bir uygulama olacağını düşünüyorum. Maaş almayan meclis üyelerinin belediyenin yan kuruluşlarında görev almaları ve ‘adrese teslim ihalelerden’ dolayı toplum rahatsızlık duymaktadır. Bu şirketlerde bulunmak –ister istemez–belediye başkanını denetleyememek gibi bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Danıştay, bu durumun yasal olmadığını belirtmiş. Bu suça birileri el koymadıkça veya şikâyetçi olmadıkça devam eder.
7/ Nihat Sözütek: Belediye şirketinde çalışan bir meclis üyesinin tarafsız olmasının mümkün değildir. Üyelerin bu gerçeği düşünüp istifa etmesi gerekir. Adana’nın sosyal ve ekonomik varlığından çok şey kaybetti bundan sonra buları konuşmamız lazım.
Vekillerden:
1/ Turgay Develi (CHP): Daha önce bir basın mensubu olarak bu çalışmalarınıza destek vermiştim bu çalışmaların çok olumlu olduğunu düşünüyorum. Biz bir hat yapıyoruz, Adanalı olarak hata yapıyoruz, siyasi partiler olarak hata yapıyoruz. STK’ ar olarak, sendikalar olarak hata yapıyoruz. Siyasetin gereğini yerine getiremiyoruz. Biz tartışılan konuların nedenlerini konuşmalıyız oysa sonuçları konuşuyoruz. Anayasa dahil. Hepiniz biliyorsunuz Anayasası olmayan toplumlar da var. İktidar erkini eline geçirenin anayasa yaptığı bir ülkede, bir başka dönem gelir yeni iktidarlar kendi anayasasını yapıyor. Hiç merek etmeyin doğal bir süreç yaşanacak bu dönem de bitecek bu dönem de bitecek bu sefer yeni gelenler de anayasalarını yapmak için iktidar erkini kullanacaktır. Anayasa maddeleri içerisinde nelerin değiştirileceği de çok önemli değil. Asıl sorun nerden gelip nereye gittiğimiz ve ülke sorunlarının çözümüne nasıl katkıda bulunduğumuzdur. Bir genel başkanın listede seçilebileceği yerde yazarak milletvekili olmayı içime sindiremiyorum. Siyasi Partiler Yasası’ndaki bu maddenin değiştirilmesinin yeni hazırlanacak Anayasa’dan çok daha önemli buluyorum. Ben kişilerin milletin asli unsurları olarak düşüncelerini, inançlarını, yeteneklerini toplumun diğer katmanları ile paylaşarak ve yarışarak parlamentoya gitmesinin yolu açılana kadar biz bu tuluatı oynamaya devam edeceğiz. Bu değişmedikten sonra beni veya başka arkadaşımızı seçen genel başkanların oluşturduğu mecliste bizler değer üreten milletvekilleri değiliz. Parmak indirip kaldıran onların dediklerini yapan insanlarız. Bunun değişmesi için yurttaşların bilinçlenmesi gerekiyor. Ben bu dönem parlamentoda bunlarla uğraşacağım. Ben bu toplumun öncelikli sorununun anayasa olduğunu da düşünmüyorum. Hepinizin bildiği gibi anayasa bizim önümüze dayatıldı. Yapacaklar. Bu karanlık dönem de geçecek. Şimdi istedikleri anayasayı yapacaklar. Her virgülü ile mücadele edeceğiz kuşkunuz olmasın. Ne değiştirirlerse değiştirsinler doğmadan ölü doğan bir anayasadır.
2/ Seyfettin Yılmaz (MHP): Üzülerek belirtmek istiyorum ki Türkiye, AKP’ nin yönlendirmesiyle oluşan gündemle meşgul. Bu gün burada da gördüğüm gibi Türkiye’nin her yerinde TV’ lerde 3-5 kişi çıkıyor Anayasayı tartışıyor. Kahvelerde Anayasa tartışılıyor. Medyanın etkisiyle toplum yönlendiriliyor ve bu gün burada da büyük idealler etrafında toplanmış grubumuzun da 1-1,5 saattir Anayasayı konuşarak zaman geçiriyoruz. Anayasa Türkiye’nin öncelikli konusu değildir. Öyle ülkeler vardır ki hiç anayasası olmadığı halde insan haklarına saygılı, hukukun üstün olduğu insanlarının müreffeh ve mutlu olduğu bir şekilde ülkeleri yönetilmektedir. Dünyanın en mükemmel anayasasını da yapsanız onu uygulayacak yorumlayacak erk orada sayılan vasıfları taşımıyorsa ülkeyi kaostan çıkaramazsınız. Bu iktidarın yapacağı anayasaya kim inanacak? Anayasanın işlemeyen maddeleri değiştirilebilir. Yüz küsur maddesi de çeşitli iktidarlarca değiştirilmiştir. Bu gün Kanarya Sevenler Derneği dahil toplumun her kesimini egemenliği altın almaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Sendikaların karşısına kendi sendikalarını, STK’ ların karşısına kendi STK’ larını çıkaran ve kendi söylemlerini egemen kılan bir iktidar var. Bu ortamda hangi demokratik anayasadan bahsedebiliriz. Ülke bir parti devletine doğru gidiyor. TBMM’ ni bu dönem bekleyen en önemli sorunları nedir? Diye baktığımızda PKK ve terör sorunudur. Dış politikadaki nereye gidileceği belli olmayan, geleneksel dış politika dışında uygulanan politika, medyada yazılıp çizilenlerin aksine ekonomik sorunlar da önemli bir gündem maddesidir. Diğer bir gündem maddesi de Enerji politikalarıdır. Toplumsal yozlaşma tavan yapmıştır. Bu nedenle önemli maddelerimizden biri de kadına şiddet gibi, fuhuş gibi, esrar vb gibi toplumsal sorunlardır. Adana gündeminde daha yakıcı sorunlar var. Bu konunun çok gündemde tutulup, polemik haline getirilmesini doğru bulmuyorum. Zaten konu gündeme geldikten sonra sorun çözülmüştür. Söz konusu uygulama belediyenin tüm şirketlerinde geçerli değildir. Böyle bir sığ tartışmanın dışına çıkarılması lazım. Çünkü süreç bitmiştir. Süreci biten bir meselenin tekrar tartışılmasının polemikten başka bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Biraz gündemi geriden takip ediyoruz gibi… Meclis üyeleri belediye şirketlerinde yer alma aşamasında konuşulmasının Adana için daha yararlı olacağına inanıyorum. Ama herkesin de bildiği gibi kimseye sorulmadan bir uygulama yapılmıştır. Tüm şirketlerde değil; bir tek Altın Koza’da meclis üyeleri mevcut. Meclis üyelerinin kamuoyunun vicdanını rahatsız edecek maaşları almalarını yanlış buluyorum. Bu şirketleri kuruluş amaçlarına uygun çalışacak hale getirmemiz gerekir.
ÖNERİLER : yeni öneriler gündeme gelmedi.
ORTAK SONUÇ : ortak sonu çıkmadı.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
30 sivil toplum kuruluşuna doğrudan telefonla birebir görüşmeyle duyuru yapıldı. Toplantı lobisinde 10 istek dağıtıldı. İlkelerimiz kitapçığı dağıtıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e postalarla ulaşılmaya çalışıldı. 6 vekille doğrudan telefonla görüşüldü.
MEDYA İLE
Geçmişte basına faks çekiyorduk ancak yeterli ilgi olmuyordu. Bu kez doğrudan görüştüm. Doğrudan görüşme daha etkili oldu
KATILIMCILARLA
Telefonla katılımcılardan konu istedim. Bir öneri gelmedi. Mutfağın önerisini sundum.
SONUÇLAR
Mutfağın hazırladığı genel konuya ilişkin video teknik nedenle gösterilemedi. Daha evvel izlediğim için özetledim. STK ların katılımının azlığı dikkat çekiciydi. Ancak TMMOB’ nin Ankara mitingi katılımı etkiledi.
Adana kMM Hamalı
Musfafa Çinkılıç