Yer : Adana 4 Bölge Eczacılar Odası
Tarih : 03.04.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- Atatürkçü Düşünce Der.- Av. Mevlüt Berk (Adana Şb.YK. Üyesi)
2- Türk Hukuk Enstitüsü- Av. Özlem Süslüoğlu (Adana Şb. YK. Üyesi)
3- Türkiye İnsan Hakları Vakfı- Av. Mustafa Çinkılıç (Adana Temsilcisi)
4- İHD- Osman Kara (Adana Şube Sekreteri)
5- Adana Sürdürülebilir Kalkınma Derneği- Acar Pek (Temsilcisi)
6- Toros Kadın Koop.- Göksu Günay (Yönetim Kurulu Üyesi)
7- Seyhan Kadın Koop.- Saynur Bulca (Başkan)
8- Gülşah SEYİDOĞLU ( Adana Kent Konseyi Kadın meclisi Temsilcisi)
9- Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER)- Melek Kurt (Yönetim Kurulu Üyesi)
10- ÇYDD- Özgür Onar (Adana Şube Temsilcisi)
b. Meslek Odaları:
1- Adana Tabip Odası- Dr. Rıza Mete (Başkan)
2- İnşaat Mühendisleri Odası- Abdullah Bakır (Başkan)
3- Adana Eczacılar Odası- Ali Seçki (Temsilci)
c. Sendikalar:
1- TÜRK-İŞ- Edip Gülnar (Bölge Başkanı)
2- DİSK- Kemal Aslan (Bölge Başkanı)
3- DİSK-OLEYİS- Ali İhsan Artut (Akdeniz Bölge Bşk.)
4- KESK-EĞİTİM SEN- Abdullah Yalçın (Adana Şube YK.Üyesi)
5- Eğitim-İş Sendikası- İsa Kayaden (Adana Şube Sekreteri)
6- Faruk OLMUK ( KESK -Dönem Sözcüsü, SES Adana Şube sekreteri)
Katılan Milletvekilleri:
Fatoş Gürkan (Ak Parti)
Hulusi Güvel (CHP)
Nevin Gaye Erbatur (CHP)
Belediye Başkanları:
Katılan Belediye Başkanı Olmadı
Mesaj Yollayanlar:
Mesaj yollayan olmadı.
Moderatör:
Saynur bulca (Seyhan Kadın Koop. Başkanı)
Diğer Katılımcılar:
1- Sahra Yeteroğlu (Avukat Katibi)
2- Halil Çekin (TÜRK İŞ Bölge Temsilciliği YK üyesi)
Medya:
1- KANAL-A TV.
2- Cumhuriyet Gazetesi
3- Toros Gazetesi
4- Cihan Haber Ajansı
5- Bölge Gazetesi
Konular:
1- Genel gündem: Anayasa ve Referandum
2- Yerel gündem Adana Büyükşehir Belediyesinde Yaşananlar
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Av. Özlem Süslüoğlu: Anayasa değişikliği yapılmalıdır. Çünkü Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı var. Ancak bu gün AKP iktidarı tarafından yapılacak olan anayasa sivil vesayet altında yapılmış bir anayasa olacak. İlerde daha çok sıkıntı yaratacaktır. Yapılması gereken sivil anayasa değişikliği bu iktidar döneminde yapılmamalıdır. Taslaktaki maddelere göz attığımda; bazı maddelerdeki değişikliklerin yapılması gerektiğini düşünmeme rağmen bazı maddelerin yargıyı yasama ve yürütmeye tabi kıldığını, bu nedenle kuvvetler ayrılığı ilkesini sarsacağını düşündüğüm için değiştirilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Ancak, değişiklik taslaktaki düzenleme aynen kabul edilirse tümüyle oylanacağı için muhtemelen olumsuz oy kullanacağız. Ancak maddeler ayrı ayrı oylansa dahi, vatandaşlarımız ne yazık ki, sempati duyduğu, desteklediği partinin liderinin kanaati doğrultusunda oy kullanacak. Parti başkanının işaretine göre ya “evet” ya da “hayır” oyu kullanacak. Ayrıca, bir yandan demokratikleşme denilerek gündeme getirilen ancak değişmesi gerektiği halde değişiklik öngörülmeyen maddeler ne olacak? İktidar milletvekillerinin taslakta “dokunulmazlık” konusuna dokunmadıklarını görüyoruz. Vatandaş bu maddelerinde değiştirilmesini istiyorsa ne olacak?
2- Ali Seçki: Bir anayasa değişikliği gündeme getirildi ama bilemediğimiz bir acelecilik var. Teklifi sunarken bile anlaşılan boşa atılmış imzaları kullanmışlar. Referandum sürecini kısalttılar. İnsanın aklına bu acelecilik niye diye sormak geliyor. Yargı ve diğer konular birbirine girmiş ve sanki yapılmak istenen bir şeyleri gizlemek için yanına yöresine bir şeyler eklenmiş izlenimi veriyor. Arkadaşımızın söylediği gibi yıllardır konuşulmasına rağmen “dokunulmazlıklar” konusu taslakta yer almamış. Bende herkes gibi anayasanın değiştirilmesinden yanayım ama iktidarın kendi özel çıkarı için anayasa yapmasına da karşıyım. O zaman iktidara çoğunlukla gelen her parti kendisine göre bir anayasa yapmaya kalkar. Anayasalar toplumsal uzlaşma metinleri olmalı. Güzel hükümler var ama dediğim gibi bu acele niye? Zira milletin vekili dediğimiz vekillerimiz ne kadar milletin vekili? Hepimiz biliyoruz ki, siyasi partilerde lider sultası devam ediyor. Demokratikleşmeye önce siyasi partiler yasasından başlamak gerekir. Bu hükümet ve diğer hükümetler ayrım yapmadan söylüyorum. Parti içi demokrasi istemiyorlar. Bu nedenle anayasanın tamamının değiştirmesi bence hayaldir.
3- Av. Mustafa Çinkılıç: Ali beyin acelecilik yönündeki endişelerine, kaygılarına katılıyorum. Bilindiği gibi referandum süresi 90 gündü ve iktidar bunu 45 güne indirmek istedi. Yüksek Seçim Kurulu bu sürede referandum yapılmasının maddeten imkansız olduğunu belirtmesinden sonra 60 gün olarak yasallaştırıldı. Referandum yani halkın belli bir konuda görüşünün alınması tabi ki demokratik bir yol ama yeterli bilgilendirme sağlanmadan yapılacak bir referandum bir çok konunun oldu bittiye getirilmesi sonucunu doğurur. Demokratik bir mekanizma antidemokratik sonuçlar doğurabilir. Bu gün anayasa değişikliğinin parlamentoda yeterli çoğunluğu sağlamayacağı öngörülerek kısaltılan referandum süreci gerçekten alelacele bir şeylerin değiştirilmek istendiği izlenimini vermektedir. Venedik kriterlerine göre referandumların sade ve kolay anlaşılır olması yani oy veren insanların neye oy verdiklerini bilerek oy vermesi gerektiğini öngörmektedir. Anayasanın maddelerini ilerde tek tek tartışacağız. Şüphesiz olumlu öneriler var ama bu öneriler iktidarın yargıyla kavgalı olduğu bir ortamda 15-20 maddenin arasına yargı düzenlemesinin de sıkıştırılıyor olması iktidarın niyeti konusunda kuşku duymamıza neden oluyor. Hele son madde olarak “ bu değişikliklerin referanduma gitmesi durumunda tümünün birden oylanacağı” hükmü kuşkuları haklı çıkarıyor. İktidar kendine demokrat, kendine özgürlükçü bu arada bu kendineliğin gizlenmesi için de bazı rötuşlar yapıyor düşüncesi bence de haklı. Kaldı ki; böyle parça parça değişikliğinde doğru bir yöntem olmadığı kanaatindeyiz. Bazı özel, tek, acil düzenlemelerin yapılması mümkün ancak anayasanın genel ruhunun değişmesi için topyekun değişmesini gerekir. Yapılan değişiklikleri incelediğinizde göreceksiniz ki; güçlü bir cumhurbaşkanı modeli ile, 12 Eylül anayasacılarının mantığını taşıyor.
4- Kemal Aslan: Anayasa değişikliği özünde yargıyı tahakküm altına almak için yapılıyor. Kimse kimseyi kandırmasın anayasanın yargı bölümü dışındaki maddeleri bir perde görevi görmek için konulmuş. Hakim ve savcılardan da kimin suçu varsa yargılansın ama kurallar var ise herkes bu kurallara da değişinceye kadar uyacak. Kuralları değiştirmek için toplumsal uzlaşma şart. Bu iktidar ben yaparım olur mantığı ile hareket ediyor. Taslağı ortaya çıkardıktan sonra buyurun ne diyorsunuz? Diyor. Bu taslakta yargı dışındakileri ayrı ele alalım dendiğinde de hayır ya hepsi birlikte olur ya da hiçbiri yaklaşımını sürdürüyor. Memurları sahte sözleşme vadiyle kandırmaya çalışıyor. Grev hakkı olmayan toplu sözleşme neye yarar?
5- Abdullah Yalçın: İktidar kendi çıkarı için anayasa değişikliği yapıyor. Anayasadan herkes şikayetçi deniyor evet doğru. Ama kendisini sayısal olarak güçlü hisseden her iktidar anayasayı kendisine göre değiştirirse anayasanın toplumsal ortak bir metin olma özelliği kaybolur. İktidar gerçekten temel hak ve özgürlüklerin önünü açmak istiyorsa anayasa değişikliğinden önce sayısal çoğunluğuyla kolayca kanunlaştırabileceği hak ve özgürlüğü kısıtlayan düzenlemeler var. Önce onları düzenlesin. Yapılanlar bana samimi gelmiyor. Bakın Adana'da sırf basın açıklamasına katıldı diye Kabahatler Kanununa göre valilik tarafından geçen yıl 140 lira , bu yıl 143 lira ceza alan yüzü aşkın kitle örgütü yöneticisi var. Bun ilişkin basit bir düzenleme yapılmadan yargıyı da elegeçirme operasyonu olarak görülen bir anayasa değişikliğini samimi bulmak mümkün değil.
6- Melek Kurt: Anayasa değişikliği paketinde kadınlara ilişkin pozitif ayrımcılığa olanak sağlayacak bir düzenleme yok. Siyasi partilerin kapatılmalarını zorlaştırılması yer alıyor ancak, siyasi partilerin parlamentoya girmesinin önündeki en büyük engel olan baraj hala duruyor. Barajın kaldırılması için anayasa değişikliğine bile gerek yok. Değişikliğin bir bütün olarak önümüze konması veya hepsine oy verirsiniz ya hepsini reddedersiniz denmesi doğru değil.
7- Göksu Günay: Anayasa değişikliği şart. Bütün partiler anayasa değişikliğinin gerekli olduğunu söylüyor. Ancak iktidarda bulunan yıpranmış, dayatmacı ve mahkeme kararı ile “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” saptanan bir partinin böyle bir değişikliği ya hep, ya hiç diyerek ve referandum tehdidi ile yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Her fırsatta millet çoğunluğunun demokrasi olduğunu iddia eden iktidara, gerçek demokrasinin ne olduğunu kararları ile anlatan hukukçuları tasfiye etme çabası olarak görüyorum. Adeta kendisini mahkum eden yargıdan intikam alma gayreti gibi geliyor bana.
8- Osman Kara: İktidar bir anayasa değişiklik paketini parlamentoya sundu ama pakette ülkede özgürlüklerin en çok çiğnendiği, çözülmez ise demokrasinin işlemeyeceği artık herkes tarafından kabul edilen “Kürt sorunu” nun çözümüne ilişkin bir düzenleme bulunmuyor. Eşitlikçi, Özgürlükçü, Sivil ve Demokratik bir anayasanın oluşturulabilmesi için toplumun en geniş kesimlerinin anayasa tartışmasına eşit bir biçimde katılımını sağlamak gerekir. Sorunların çözümü için öncelikle; anayasa değişikliği olmadan çözülebilecek sorunlar çözülerek gerçekten demokratik bir açılım yapıldığına insanlar ikna edilmeli. Örneğin; Seçim barajı kaldırılmalı, barajsız bir seçimde bütün siyasi fikirlerin parlamentoda temsiline olanak verilmelidir. Bunun için anayasa değişikliğine gerek yok. Aynı şekilde; toplumda “taş atan çocuklar” diye adlandırılan TMK mağduru çocuklarında durumunu düzeltmek için anayasa değişikliği gerekmiyor. Anayasada; yeni bir yurttaşlık tanımı yapılmalı, Anayasanın 41. maddedeki ailenin korunması düzenlenmesindeki Türk toplumu yerine Türkiye toplumu yer almalıdır. Tüm Çalışanlara, örgütlenme ve sendikalaşma hakkı tanınmalı.Memurlara toplu sözleşme ve grev hakkı tanınmalı.Emekliler de sendika ve üst kuruluşlar kurma hakkı verilmeli. Taslakta bunlar yok. Anayasa mahkemesi ve HSYK üyelerinin belirlemesinde meclise de yetki verilmeli diye düşünüyorum. Parti kapatmalar yasaklansın. Parti kapatma ile ilgili görüşmelerde tüm siyasi partilerin de görüşleri alınsın.
9- İsa Kayaden: İktidarın bu gün gündeme getirdiği anayasa değişikliği paketini “ “Dokunulma” korkusu yaşayanların bağımsız yargıyı yok etme girişimi olarak” özetlemek mümkün. Taslakta kamu emekçilerinin onlarca yıldır mücadelesini verdiği grev ve siyaset yapma hakkının yer almaması AKP'nin tescillenen emek düşmanlığının trajik göstergelerinden birisidir. Bünyesinde, başta 12 Eylül darbecilerine yargı yolunu açan hüküm olmak üzere savunduğumuz değişiklik başlıkları da olmasına rağmen, topluma "bütün" olarak dayatılan değişiklik paketini reddediyoruz. "Reform" adı altında topluma sunulan taslağın yaşama geçmesi halinde parti kapatma fiilen ortadan kaldırılacak, Anayasa Mahkemesi ve HSYK güdümlü hale getirilecek, Danıştay ve Yargıtay'ın yargısal denetim yetkisi sınırlanacak. Tablo son derece açık: Dokunulmazlık dosyalarının arkasına saklanan AKP, hesap için huzuruna çıkmaktan korktuğu bağımsız yargıyı etkisiz kılabilmek için, demokrasiyi iğfal etmeye çalışıyor."Zimmet", "kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık", "resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik" ile "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçlamalarından aklanmaktan kaçan bir Başbakanı bulunan hükümetten, bağımsız yargıyı güçlendirecek bir yaklaşım ortaya koymasını beklemek için hayli saf olmak gerekir.Sendikamızın, toplumun geniş kesimlerinin kabul edebileceği perdelemeye dönük değişiklik başlıkları eşliğinde dayatılmaya çalışılan Anayasa değişiklik paketini içine sindirebilmesi mümkün değil.Her şey bir yana, her geçen gün içinden çıkardığı iktidar yıpranan, meşruiyetini daha da yitiren bir parlamento toplumsal huzuru doğrudan etkileyecek anayasal değişikliği gerçekleştirmemelidir. Ülke hızla seçime doğru giderken, yangından mal kaçırır gibi değişiklik dayatması yapılması, toplumu onarılması olanaksız zararlarla yüz yüze bırakacaktır. Herkesin şikayet ettiği bu anayasa, korkularının tutsağı olmuş AKP'nin dayatmasıyla değil, toplumsal bir uzlaşı sonucu değiştirilmelidir.
10- Gülşah Seyidoğlu: Ortaya çıkarılan ve tartışılan anayasa değişikliği taslağının olumlu tarafları var. Bu yönlerine olumlu bakıyorum. Bence anayasanın demokratik olması için daha fazla madde eklenmeli. Fırsat eşitliğine ilişkin , kadın haklarına ilişkin yönleri de güçlendirilmeli. Anayasa değişikliği olumlu bir fırsat yıllardır topluma deli gömleği gibi giydirilmiş anayasanın ne kadarından kurtulursak iyidir diye düşünüyorum. Ama iktidarın bu düzenlemeyi niye “ya hep ya hiç” noktasına getirdiğini anlayamıyorum. Maddelerin tek tek oylanarak düzeltilebildiği kadar düzeltilmesi yararlı olmaz mı?
11- Av. Mevlüt Berk: İktidar partisi kendi hazırladığı anayasa değişikliği önerisini muhalefete sunarak onaylamalarını istemiş muhalefette değişikliğe onay vermeyeceğini söylemiş bir muhalefet partisi seçim barajını kaldırma koşuluyla desteğini koşula bağlamıştır,ancak iktidar partisinin barajı düşürmeye niyeti yoktur. Hukukça, Anayasa bir yasa değil, toplumsal sözleşmedir. Geniş toplum kesimlerinin temsil edildiği kurucu meclislerce hazırlanması ve toplumun her kesimin uzlaşmasıyla bir anayasa değiştirilebilir. Hukukta usul esastan önemlidir. Usule aykırı düzenleme anayasa mahkemesince iptale mahkumdur. Bir değişiklik kabul edilse bile bu iktidar partisinin anayasası olarak anılacak bu durum da toplumda kaosa neden olacaktır. İçerik olarak da anayasa değişikliği erkler ayrılığını ortadan kaldırıp erkler birliğini amaçlamaktadır. Şu an yasama ve yürütme organları bir partinin elindedir yargı erki de yürütmenin emrine altına alınmaktadır. Yasama ve yürütme siyasidirler. Şimdi olduğu gibi yasama organını oluşturanlar yürütme organının başı tarafından belirlenerek seçilen kişilerdir. Böyle bir seçim toplumsal uzlaşma ve demokrasiye aykırıdır. Değişiklik, Anayasa Mahkemesi, HSYK, üye sayılarını arttırarak atanmalarını da cumhurbaşkanına vererek iktidara bağlı bir yargı yaratılacaktır. Yargının içinde yürütmeden ve yasamadan hiçbir kişi olmamalı. “Anayasa Mahkemesi siyasi karar veriyor” deniliyor. Bu kaçınılmazdır çünkü anayasa özünde siyasi bir belgedir. Yargıçlar keyfi değil toplumun mutabakatı ile oluşturulmuş kurallara göre karar vermektedir. Parti kapatmanın zorlaştırılmasının mantığı yoktur. DTP, TKP bir de Refah partisi kapatılmıştır. Partiler mezarlığı sözü demagojidir. Diğer kapatılan partiler aynı siyasal görüşün uzantısı olarak kurulmuşlardır. İspanyada Batasuna kapatılmıştır. Demokrasinin gereği budur. Anayasanın çizdiği sınırların dışına çıkan parti kapatılmalıdır. Anayasa mahkemesinin içine yasama ve yürütmeden insanlar konulursa bir parti kendinin kapatılmasına kendi karar verir duruma düşülür bu hukuk değil keyfilik diktatoryadır. Anayasa, laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğuna anayasa mahkemesince karar verilmiş bir parti hükümeti değil seçimden sonra gelmiş bir hükümetçe değiştirilmeli kesin kurucu meclis eliyle kotarılmalıdır.
12- Fatoş Gürkan: Arkadaşların soruları için teşekkür ediyorum ama kaygılarına katılmıyorum. Biz anayasanın tamamını değiştirmekte kararlıyız ancak bu gün acil olarak çözülmesi gereken konuları gündeme getirdik. Ben anayasa komisyonu üyesiyim. Teklifin sunulmasında imzalar konusunda hiçbir problem yok. Teklifin ilk sayfasını ben dahil altı arkadaş imzaladık. Ekindeki imzalarda mükerrer olmasın diye çizildi burada bir usulsüzlük yok. Teklifi madde maddi incelediğinizde birçok yenilik geldiğini göreceksiniz. Çocuklara, özürlülere emeklilere yeni haklar geliyor. Memurların toplu sözleşme yapması düzenleniyor. Parti kapatılmalar zorlaşıyor. Anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı getiriliyor. Özel hayatın gizliliği güvence altına alınıyor. Kısacası yapılan işlemler temel hak ve özgürlükleri arttırmak için gündeme getirilmiştir. Neden acele ediliyor? deniyor. Ülkenin acil sorunları var ve bunlar hızla çözülmeye çalışılıyor. Bizim baraj sorunumuz yok gerekirse kaldırılabilir. Kürt kökenli vatandaşlarımız için çok ciddi açılımlar yaptık. Ben katılan ve soru soran arkadaşlara teşekkür ediyorum.
13- Hulusi Güvel: Ülkenin içerisinde bulunduğu sıkıntılar gözden uzak tutulmaya çalışılıyor. Sayın Fatoş hanım insan hak ve özgürlükleri için düzenleme yapıldığını söylüyor. Oysa anayasa değişikliğine gerek kalmadan yapılabilecek ve toplumun önünü açacak düzenlemeler gündeme getirilmiyor. Siyasi parti, Seçim yasası kolayca değiştirilebilir. Anayasa değişikliğinde dokunulmazlıklar konusu yok. Biz anayasa değişikliğinin yapılmasından yanayız ancak toplumu kamplara bölen bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Eskiden toplum daha birbirine kaynaşmış haldeydi günden güne ayrışıyoruz. Bakın anayasaların toplumsal mutabakatla değişmesi gereken bir yasadır. Yasa değil ki hemen değiştirelim. Yanlış oldu yeniden değiştirelim densin. Anayasa değişikliğinde bu nedenle toplumsal uzlaşmayı aramak gerekir. Anayasa değişikliği olarak önümüze konulan metin bu gün kabul edilse işsizlik sorunu mu çözülecek? Tekel işçileşirine yapılanlar bir daha yapılmaz hale mi gelecek? Ben anayasa değişikliğinin yapılması gerektiğine inanıyorum ama yapılacak değişiklikleri gelin mutabakatla toplumla tartışa tartışa içimize sindirerek yapalım diyorum.
14- Nevin Gaye Erbatur: Toplumun her kesimi anayasa değişsin istiyor. AB Anayasa değişsin istiyor. Bu bizim de talebimiz. Anayasanın değişmesini istiyoruz. Anayasa toplumsal bir sözleşme ise toplumun tüm kesimlerini içine alacak bir süreçlerden sonra değiştirilmeli. Önümüze iktidar partisi tarafından konulan bir anayasa değişikliği paketi var 26 madde asıl amacı gizlemeye yönelik olarak önce küçük başlayan paket sonra 26 maddeye kadar ulaştı. Biz 26 maddenin 23' üne bazı değişiklik önerilerimizle birlikte evet diyoruz. Ayırın 23 maddeyi referanduma gerek bile kalmadan toplumun ihtiyacını karşılayalım diyoruz. Bu 23 madeninde bazı yönlerine itirazımız var. Ancak bunlar önergelerle düzeltilebilir. Örneğin, kadın arkadaşlar da işaret etti. Anayasada kadınlara yönelik bir pozitif ayrımcılık düzenlemesi öngörülmüyor. Kadın adeta yok sayılıyor. Oysa iktidar; Anayasa Mahkemesi, HSYK ve Siyasi parti kapatılmasına ilişkin maddeleri topluma dayatıyor. Bu üç maddeyi geçirmek için diğer maddeleri de örtü olarak kullanıyor. Parti kapatmak için TBMM de grubu bulunan partilerden 5' er milletvekili ile bir komisyon kurulacağı düzenlenmiş. Yüzeysel baktığınızda sanki iktidar partisi kendi aleyhine bir düzenleme yapmış gibi görülüyor. 4 parti var 20 millet vekili olan bir komisyon kurulacak. AKP 5/20 olarak azınlıkta kalacak ama yinede düzenlemeden yana. İzlenimi vermeye çalışıyor. Arkadaşlar bu bir aldatmacadır. AKP den 20' şer kişilik kaç hülle partisi kurulabileceğini bir düşünün. Bu düzenleme parlamentoda 20 ve katları milletvekili bulunan partilere ve en büyük partiye, dilediğini yapmak ama kapatma tehlikesiyle de karşılaşmamak gibi bir yol açıyor. AKP' nin amacı bu. Biz seçim barajının da %3- 5 gibi bir orana çekilebileceğini düşünüyoruz. Avrupa’da oranlar bu düzeyde. HSYK ya bakan ve müsteşarın katılması AB ilerleme raporlarında “yargı bağımsızlığını zedelediği” yönünde sürekli eleştiri konusu yapılmıştır. AB ye göre de HSYK da değişiklik yapılmalı ama yapılması gereken değişiklik AKP nin getirdiği gibi bir değişiklik değildir.
İkinci gündem maddesine zaman yokluğu nedeniyle geçilemedi.
Öneriler:
Toplantı saatinin değiştirilmesi tartışıldı. Ortak bir öneri çıkmadı.
Anayasanın maddelerinin görüşülmesi için yeni bir toplantının yapılması tartışıldı uygun bulundu ilk fırsatta STK' laf bir araya gelip değişiklik maddelerini tek tek tartışacağız.
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
30 sivil toplum kuruluşuna belirlenen gündem fakslandı, telefonla görüşüldü.
b. Milletvekilleri ile
Mail ile ve cep telefonlarına kısa mesajla ulaşıldı. Bazı vekillerin sekreterine notlar bırakıldı.
3. Medya
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. 6 kişi geldi.
Sonuçlar:
Gündem için CD hazırlanması ve bunların gösterimi tartışmanın daha düzeyli geçmesine olanak sağlıyor. Sunumlar eleştirilse bile ki eleştirilmesinde bence bir sakınca yok. Bu toplantıda anayasa değişiklik taslağı çoğaltılıp katılımcılara verildi.
Değerlendirenler:
Mustafa ÇİNKILIÇ
TİHV Adana Temsilcisi