YER : Adana Valiliği Kültür Sanat Merkezi (Tarihi Kız Lisesi)
TARİH: 04.02.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (Mustafa Çinkılıç- Adana temsilcisi)
Atatürkçü Düşünce Derneği ( Mevlüt Berk- ADD Adana şube yöneticisi)
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ( Fatma Temel – Çukurova Şube Temsilcici)
KADAER (Nurten Mersin – Adana Şb. Temsilcisi)
Türk Hukuk Enstitüsü (Özlem Süslüoğlu – Adana Şb. Temsilcisi)
Toros Kadın Koop. ( Göksu Günay- Kooperatif temsilcisi)
MESLEK ODALARI
Adana Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (Nihat Sözütek- Yönetim Kurulu Üyesi)
Ziraat Mühendisleri Odası –TMMOB-İKK (Mustafa Altıok- Adana Şubesi Yöneticisi)
Adana Barosu (Ümit Arif Özsoy – Baro Yönetim Kururlu Üyesi)
SENDİKALAR
EGTİM SEN ( Abdullah Yalçın – Adana Şb. Temsilcisi)
DİSK (Kemal Aslan –DİSK Bölge Temsilcisi- GENEL İŞ 1. Nolu Şb.Bşk)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılan milletvekili olması
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılan Belediye Başkanı olmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ Fatoş Gürkan (AK Parti)
DİĞER KATILIMCILAR
2 izleyici katıldı.
MEDYA
1/ Kanal A (yerel )
2/ Akdeniz TV (yerel)
MODERATÖR
Atatürkçü Düşünce Derneği ( Mevlüt Berk- ADD Adana şube yöneticisi)
KONULAR
GENEL KONU: Yeni Yargı Paketi Hayatımızda Neleri Değiştirecek?
YEREL KONU : Adana Büyükşehir Belediyesinde soruşturma sürecinde gelinen nokta; 4. Dalga
KONUŞULANLAR
1/ Nihat Sözütek: Her şey iktidarın elinde. Bu yargı paketi de halk yararına bir şey getirmeyecek. Yargının işleyişi artık vesayet altında yasaların olumlu yönde halk yararına değişeceğine inanmıyorum. Yargı yok ortada. Hükümetin emrinde. Yasaları değiştirmek sonucu değiştirmiyor. Ben hukukçu değilim. Yapılan değişiklikleri tam bilmiyorum. Ancak bu güne kadar yaşananlara bakınca olumlu bir sonuç beklemiyorum. Ben şimdi daha tedirginim. Bu ülkede harp mi var? İç savaş mı var? Ben ancak böyle özel olağanüstü bir durumlarda özel mahkemeler kurulur diye biliyorum. Bu iktidarın yaptığı yasalarla özel yetkili mahkemeler birilerini derdest edip götürüyor. Bunları bekliyorduk. Bir ülkenin temel taşı yargıdır. Bu sarsılmıştır. Aslında yeni yargı paketine de gerek yoktur. Kanun Hükmünde Kararname ile zaten işler yürütülüyordu.
2/ Kemal Aslan: Bu yargı paketleri hazırlanırken kime sormuşlar? Hangi kurumun görüşünü almışlar? Kendileri yazmış kendileri uyguluyorlar. Bundan dolayı da kurum olarak bu yargı paketinden olumlu bir sonuç çıkmayacağını düşünüyorum. 12 Eylül günlerini arar hale geleceğiz. Kimseye sormadan kendi kafalarına göre hazırlanan paket anca bu kadar olur. Olumlu bir sonuç çıkacağı kanaatinde değilim.
3/ Abdurrahman Yalçın: Biryandan yeni yargı paketi deniyor öbür yandan baskılar son hızla devam ediyor. 21 Aralıkta yaptığımız bir yürüyüş nedeniyle toplantı gösteri yürüyüş yasasına muhalefetten ifadelerimiz alınmaya başladı. 21 Aralıkta biliyorsunuz bir günlük iş bırakma yapıldı. Tamamen barışçıl bir toplantı ve yürüyüş yapıldı. Buna bile tahammül edilemiyor. Yargı paketi bu sorunlara çözüm değil. Bakın dolandırıcılar serbest kalıyor. Çek ver. Milleti dolandır. Hapis yatma. Ben çek alacaklısıyım alacağımı alamıyorum. Çek veren de bunu cezasını çekmiyor. Bu adil değil. Her şeyin bir bedeli olmalı. Yapıyorsan hırsızlığı cezasını çekmelisin. Efendim 10 yıl çek yasağı olacakmış, olursa olsun zaten adam karşılıksız çek ile alacağını almış. 10 yıllık gelirinden fazlasını kazanmıştır belki. Yargı siyasetin istediği yönde gidiyor. Bu pakette HSYK değişmiyor. Bu yargı paketi ile AKP kendi adaletini kuruyor.
4/ Mithat Öztürk: Yargı paketinde yaklaşık 100 madde dendi tamamını bilmiyorum. Ama ilk göze çarpan ve söylenen uzun tutukluluk suresi. Demek ki bu gün de istense uzun tutukluluk süresi kısaltılabilirdi. Niye yapılması. Bu gün gündeme gelişinde de bir oyun var gibi geliyor. AKP kendi lehine kullanacak bir hale getirecek diye endişe ediyorum. Diğeri de çek yasası. Bende esnafım. Burada hem çürük elmaların varlığı çoğalacak. Mafyanın eli güçlenecek. Yasal düzenlemelerden daha çok toplumsal barış önemli.
5/ Mustafa Çinkılıç: Parlamentoların görevi aslında yasa yapmaktır. Temel görevi budur. Toplumda bir sıkıntı olur, daha önce çıkmiş yasalar artık günlük yaşantıyı karşılayamaz noktaya gelince Parlamento da bunu görür ve çağın koşullarına uygun olarak yasa yaparlar. Ancak beni tedirgin eden açıkçası bu iktidarın yasa yapma biçimidir. Örneğin ekonomik suça ekonomik ceza AİHM kararlarındada belirtildiği gibi tutukluk süreleri uzundur. Bu makul bir süre olmalıdır. gibi bakınca sanki bu paket bunları değiştirmiş gibi görünüyor. Daha önce Anayasa değişiminde de benzer şeyler yaptığı,6111. Sayılı torba yasasında aynı şeyi yaptı. Birkaç tane iyi güzel toplumun benimseyeceği şeyleri söylüyor. Ama arkasından kendi akış çizgisine aykırı ne varsa onları yapıyor. Asıl tedirginlik bu. Yasaların tüm yurttaşlar tarafından bilindiği kabul ediliyor. Bu hemen hemen tüm dünyada böyle. Genel olarak “Ben kanununu bilmiyordum” diyemezsiniz.O zaman yasalar çıkarken bu yasaların oluşum sürecine kalıtlam hakkımız olmalı. Kemal başkanın belirttiği gibi bu yasanın yapım sürecinde toplum yok. Biz neye ihtiyaç vardı neler değişti bilmiyoruz? Dolayısiyle bilmediğimiz bir yasal değişikliklerle yarın karşımıza değiştirmiş ve bizim de bilmemiz gereken yasalar çıkacaktır. Böyle bir tedirginlik ve sıkıntılar. İkinci olarak öne çıkan uzun tutukluluk sürelirinin indirilmesi var. Ancak bunu yanında pakette cezaların arttırılması da var ancak bu tartışılmıyor. İyi şeyler yapılıyor gibi gösterilerek başka şeyler yapılıyor, dolayısıyla beni tedirgin yasanın değiymesi değil, neyin değiştiğini bilme şansımızın olmayışıdır. Yani yasal alanda, bulanık bir su yapılıyor ve bulanık suda herkes kendi balığını avlıyor.Bu yargı paketinde daha öncekiler gibi bazı konularda gerçekten olumlu şeyler getiriyor. Ama bazı konularda olumsuz şeyler getiriyor. Ve bunu olumlu şeylerle olumsuz şeyleri gizleyerek yapıyor, Yoksa her bir konu ayrı ayrı gündeme getirilip yasalaştırılabilir. Örneğin uzun tutukluluk sürelerinin indirilmesi bir yasa teklifi olarak gelebilir ve tartışılır kanunlaştırılır. Ama bu yapılmıyor. O zamanda açaba neler gizlenmek isteniyor diye düşünüyor insanlar. Ayrıca, bana göre; bu parlamentoda çıkan yasaların tamamı meşruiyet yönünden sakattır. Sekiz Milletvekili yok. Bu parlamentoda sekiz Milletvekilinin tutuklululğu çözülememişken temel bir özgürlük hpergün, her yasa yapılırken inhlal edilirken, olumlu bir yasa yapılacağını beklemek mümkün değildir. Yasa yapımına ilişkin olarak başka bir noktada, parlamenter sistemdeki bize özgü bir tek adam sıkıntısıdır. Başbakan çıkıp grup toplantısında bir yasanın çıkacağına ilişkin olarak -daha o yasa komisyonlarda bile görüşülüp karara bağlanmadan- yasanın neleri içerdiği, nasıl çıkacağı, Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra nasıl başvuru yapılacağı gibi konularda son sözü söylüyor ve yasa başbakanın açıkladığı gibiö çıkıyor. Oysa teorik olarak bile olsa hükümetten gelen teklifin parlamentoda değişme ihtimali bulunmaktadır. Ancak verilen önergelerin hiçbiri gündeme alınmadan yasalar başbakanın açıkladığı gibi çıkıyor. Yasa hazırlanıyor. Önce Başbakan onaylıyor, grup toplamda açıklıyor ve meclisten aynen geçiyor. Tedirginlik yaratan aslında bu.
6/ Ümit Arif Özsoy: Yeni yasa paketine ilişkin olarak baro olarak açıkladığımız bir görüşümüz web sayfasında var. Gündemdeki yasalar o kadar hızlı, o kadar çabuk ve o kadar tartışılmadan ve o kadard da hukuk dışı olarak geçiyor ki bunu takip etmemiz mümkün olamıyor. Biz yargının taraflarından biri olmamıza rağmen, bizim haberimiz yok. Yargı paketin hazırlanmasında ortaya koymasında savunmanın hatta hakim ve savcıların (bürokrat olmayan hakim ve savcıların) görüş alınmıyor. Muhtemelen bu yargı paketinde sadece Adele Bakanlığında görevli bürokratlardan alınan bilgiler doğrultusunda hazırlanıyor. Ve ne yazık ki yargı paketinde küçük iyileştirmeler yanında çok büyük olumsuzluklar var. Yargıda bugün en büyük sorun yargı bağımsızlığı ve özel yetkili mahkemeler hukuksuzluğudur. Bu pakete baktığımızda bu konuda bir düzenleme olmadığını görüyoruz. Türkiye'de yargı bağımsızlığı on yıllardır tartışılıyor. Ancak pakette buna ilişkin düzenleme yok. Mevcut yürütme kendilerinden önceki yürütmelerde dolduğu gibi, (bu yürütmede bunu daha fazla görüyoruz.)HSYK' da etkisini ve otoritesini kaybetmek istemiyor. Arttırarak devam ediyor. Şuan Adalet Bakanlığı'nın açıkladığı iradeye, iktidarın açıkladığı iradeye HSYK uymak zorunda hissediyor. Blok halinde seçilen, çoğu Adalet Bakanın bürokratından oluşan bu yapı korumak isteniyor. Özetle bu yargı paketinde sadece 1. 2 ufak olumlu adımlar dıyşında, genel tabloya baktığımda, bu yargı paketine olumlu bakamıyorum
7/ Göksu Günay: Arkadaşlar, şimdi bende yüze yakın madde denince, ben hukukçu da değilim. Önce de söz almadan diğer arkadaşıların görüşlerini aldıktan sonra konuşmak istiyorum diye düşündüm. Ama şimdi hukukçu arkadaşlara bakıyorum o kadar vahim bir durum var. Ben bir yurttaş olarak yargı diyince adaleti anlıyorum yargı eşittir adalettir bana göre yıllardır adaletsizlik hukuksuzluk karşısındayız. Geçmişte de vardı. Ama son on yıldır bu da yoğun olarak devam ediyor. Milletvekilleri tutuklu, gazeteciler tutuklu toplum tehdit altında tutulmaya çalışılıyor.Yurttaşlar olarak allak bullak durumda nereye gidiyoruz, kaygılar duyuyoruz. Bu nedenlerle AKP “çok iyi bişi yapıyorum” dese bile biz onun altında bişey arıyoruz çünkü uygulamada gerçekten böyle bir tablo çizdi. Güzel bişiyi görülse bile arkasında mutlak olumsuz bişeyler yapılıyor, siz olumlu bişeyler gösterip, olumsuz bişeylerin geçmesi sağlanıyor. Ben aslında kendi tepkisizliğimize kızmak istiyorum. Kendimi de içine katarak söylüyorum. Bu yargı paketine şüpheyle bakmak sadece yetmiyor bu yargı paketine ilişkin bir tavırda koymamız gerekiyor. Bir tepkisizliğimiz var. Oysa seçimle işbaşına gelen kişilerin neler yapabileceğine ilişkin Hitler örneğini yaşandı. Gerçekten AKP Hükümeti ve Tayyip Erdoğan bu ülkeyi nereye götürüyor?
8/ Özlem Süslüoğlu: Öncelikle üçüncü yargı paketini değil, üçüncü yargı paketinin önümüze getiriliş şeklini tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Hükümetin bu şekilde torbalarla paketlerle Kanun Hükmünde Kararnamelerle hızlı bir şekilde oldu bittiye getirilerek yasa yapmasını doğru bulmuyorum. Daha öncede anayasanın tamamını evet hayır şeklinde oylamak zorunda kalmıştık. Yargıyı hızlandırmak yükünü hafifletmek isteniyorsa, öncelikli olarak Adliye ve icra dairelerine rahatça çalışabileceği geniş bir ortam sunulması ve personel sayısını artırması gerekir. Paketle getirilmek istenen borçlu ev haczinin önüne geçerek icra dairesinin yükünü hafifletmek mümkün değil. Bu durum alacaklıyı mağdur edeceği gibi alacaklının farklı yönlerde alacağını tahsil etme yoluna giderek hukuksuzluğun ve kaosu da arttıracaktır. Yeni yargı paketi ile avukatlık mesleğini yapmamızı daha da güç güçleştirilecektir, meclisteki avukat vekillerimiz haklarımızı korumalıdır.
9/ Mustafa Alıtıokka: Bizim yönümüzden KHK lerle TMMOB 'ni zar sokan bir düzenleme geldi. Bakanlığa bağlanıyor. Biz son paketle ilgili olarak gündeme alıp değerlendirmedik. Bize iktidarın tavrını bildiğimizden 3. pakete de olumlu bakmıyoruz.
10/ Mevlüt Berk: Aslında tüm süreç 2004 yılında temel yasalarındağiştirilmesiyle başladı. AKP hükümeti'nin Hrant Dink cinayetinin karara bağlandığı günün ertesinde yeni yargı paketi düzenlemesi dikkat çekicidir.Bu cinayetin ardında örgüt olmadığı yönünde çıkan kararın ardındaki irade olan AKP hükümeti toplumla alay etmektedir. Pakette tutukluluk sürelerinin kısaltılacağı veya koşullarının zorlaştırılacağı umuluyordu ki,yer almıyor. Pakette mevcut yasada ifade edildiği halde yıllardır uygulanmadığı, AKP hükümetinin de yıllardır uygulanmamasına göz yumduğu bilinen 'tutukluluk için güçlü şüpheler aranması gerektiği,hatırlatılıyor.Buna göre bu yargı paketi ''mevcut yasaların uygulanmasını isteyen bir yasadır'' Yeni pakette,CMK100/3 de bulunan katalog suçlar kavramı uluslararası hukukta yer almamaktadır.Bu suçların işlendiğine yönelik kuvvetli suç şüphesi halinde tutuklama kararı verilebileceğine ilişlin düzenleme tutuklamanın ''istisnai değil,zorunlu''olduğunu öngören bir düzenleme olduğu biliniyor.Tutuklama,tutukluluğun devamına,tahliye isteminin reddi kararı verilmesinin,somut biçimde kararda gösterilecek,-suçun vasıf ve mahiyeti,mevcut delil durumu-matbu ifadeler yerine,ayrıntılı açıklamalar yapılması öngörülüyor.bunun anlamı gerekçe matbu olmayacak,mahkemeler kompozisyon yazacaklar,demektir Özel Yetkili Mahkemelere yine devam,CMK 250 mad.de düzenlenen Özel yetkili mahkemeler,eski DGM leri aratır olmuştur..ÖYM.adil yargılama ilkesine bir tehdittir.(Savunma hakkı kısıtlanıyor) ÖYM.in kaldırılması zorunludur.Bu nedenle bu yargı paketi bir reform değildir. Gizli dinlemeler devam edecek,hangi gazetecilere özgürlükten söz edilebilir. İstihbarat için telefon dinlenmesi suç sayılmazken,bunların yayınlanması da suç sayılmayacak,iddianamelerde yer verilen özel hayata ilişkin bilgilerin yayınlanması da suç sayılmayacak. Daha önce,Gizliliğin ihlal edilerek elde edilmiş kaydın yayımı halinde buna dayalı haberleştirmenin suç oluşturmayacağı gibi düzenlemeler bulunmakta idi,buna karşılık,yargıçlar hakkında eleştiriler bile suç sayılıyordu.Sanık avukatlarından önce yandaş basına bavulla belge verilmesine varan hukuksuzluk,bavulcuları değil evleri ve işyerleri basılan ,bilgisayarlarına ve yayınlanmamış kitaplarına el konulan gerçek gazetecileri vurmaya devam edecek hukuk. Bu Paket,gizli tanıklık,gizli soruşturma,delilleri kaldırılmadı aksine bilirkişiler de gizlendi.TMK,hedef olmamaları için bilirkişi raporlarında ,bilirkişilerin ismine yer verilmeyecek.,bu bilirkişi adlarının sansürlenmesi,bilirkişilik kurumunun daha da karanlık işlere alet edileceğini göstermektedir.Bilirkişi raporlarının daha önce güvenilmezliği defalarca kanıtlanmış,sanık avukatları güvenilir bilirkişi arama zorunda bırakmış bilirkişiler deşifre edilmişlerdir. Özetle bu paket mevcut durumu korumakta olan bir 'Mevcut yasala Uygulanmasını İsteme yasasıdır.
Adana Büyükşehir Belediyesinde soruşturma sürecinde gelinen nokta; 4. dalga.
1/ Nihat Sözütek: Ben esnafıın tamamında para toplandığını bilmiyorum. Para toplanmadı. Esnaftan para 2001 yılında toplantı alan bizzat Aytaç Durak, bu durumu o dönem gelen müfettişede illettim ama üstü kapatıldı. Fakat bu dönemde böylebirşey yok. Bu gün ihaleye fesat karıştırmak, ekmek fabrikası ihalesi, belediyeye araç kiralama inalesi vb konuşuluyor. Bu arada 4-5 duraktan alınmış para var. Demir Spora bağış olarak verilmiştir. Bağış gönüllülük esasına göre verilir. Sanırım ödeyen arkadaşların elinde makbuzları da vardır. Olay dolmuşçudan para toplanıyor diye çarpıtılıyor, bence olayın içinde daha büyük ihaleler var. Hatırlayın genel sekreter yardımcısı Kenan Gündoğdu 1-1,5 yıl önce belediyede dövülmüştü. Dövenler de kendi partilileriydi diye söylendi. Asıl mesele ihalelerdir diye düşünüyorum. Olay öyle Demir Spara yardım parası filan değil verilmişse 50- 100 milyon liradır. Konuşulan rakam yanında bunun lafı bile olmaz.Tabi bu da olmamalıydı. Bundan birileri nemalanmış, yolunu bulmuşmudur? Bulmuştur. Şimdi belediyede herkes tedirginlik içinde, telefona bakmaya , imza atmaya korkuyorlar. Benbunu gözledim.
2/ Mustafa Çinkılıç: Biraz önceki yargı paketi gibi, belediyelere yönelik bu operasyonlar da kuşku yaratmaya başladı. Ciddet suç işleniyordur. İşlenilen suçlar takip edilmemil, yakalanan suçlular cezalandırılmalı. 4. Dalga dosyasını tam bilmiyoruz. Mutlaka teknik takipler. İfademler vb. vardır. Ancak operasyonlar muhalefet belediyelerine yönelince ve sanki sırf bu belediyelerde usulsüzlük yapılıyor gibi gösterilince, gerçeklik kayboluyor. Suç işleyende, hakkında soruşturma yapılanlar bu mazerete sığınıyor. Bakın Aytaç Durak' ın yargılandığı ve tutuklandığı olay 2006 yılında oldu. O zamanda koruşuldu tartışıldı, incelendi ama Aytaç Durak o gün AKP belediye başkanıydı. Soruşturm ayapılmadı. Bu gün yapılıyor. Bu gün yapılanın yanlışlığını söylemiyorum. O gün yapılan yanlıştı. Şimdi de sadece muhalif belediyeleri yönelik operasyonlar devam edince insanlar bundan kuşku duyuyor. İktidar yanlısı olan belyediyelerde sanki usulsüzlükler hiç yok, iktidar yanlısı olan belediyelerde sanki herkes namuslu, iktidar yanlısı olmayanlarda tersi gibi bir tablo oluşuyor. Bu kaygı vericidir.
3/ Ümit Arif Özsoy: Dosyalar konusunda net Bir şey soylemekmümkün değil. Soruşturma devam ediyor. Ancak, genel olarak baktığımızda, yerel yönetimlerinmekanizması mı insanları kirletiyor, yoksa kirli insanlar mı bu mekanızmayı bozuyor? Yerel yönetimlerin sistemlerini, rant mekanizmanısın , imar yolsuzluklanı tartışmak gerekir. Adana açısından ulusal medyada 3 yönümüzle yer alıyoruz. Ya kadın şiddeti, ya uyuşturucu ticareti ya da belediye operasyonları. Bu Adana açısından bir talihsizliktir.
4/ Mustafa Altıokka: Bir haberden yıla çıkarak farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Haber “ yüreğir belediyesine operasyon” diyor. Haberi inceliyorsunuz. Belediye başkanını bir akrabası mı nedir ona ilişkin bir haber sanki belediye gibi lanse ediliyor. Aynı durum Çukurova belediyesindede oldu belediye ile ilgisi olmayan bir konuda sanki belediyede Bir şey varmış gibi haber yapılıyor. Bu medya ile nereye gidilir. Örneğin belediye başkanı bir şekilde ziyaret için emniyete gidiyor.Hemen başlık atılıyor “şok. Şok.Şok belediye başkanı emniyette” diye. Bende bir belediye çalışanıyım. Birçok şeyin abartıldığını düşünüyorum. Hazırlık soruşturmasında polis ve jandarma hertürlü evrakı,bilgisayarı alıp torbalara dolduruyor ve 1400 sayfa ifade alıyor. Savcıya gittiğinde “vardır bir birşey” diyerek bence okuyamadan tutuklulğu sevkediyor ve aynı süreçte tutuklarıyor. Oysa bir bilirkişi elinden geçmelidir. Tutuklama ciddi bir tedbirdir. Tutuklanan kişi yargılama sonunda aklanmak için çırpınıyor. Bence savılık mekanizması da ihtisaslaşmal. İhale işlerini anlamak kolay değil. Her yerde suç işleniyor ama ben belediyelerin bu kadar abartıldığı gibi suç yuvaları olduğuna inanmıyorum. Ben belediyedeyim, ihaleye fesat karıştırmaları yasal olarak büyük boyutta engellenmiştir. Bir tedirginlik yaşandığı doğrudur. Odadan, kalemden, böcekten herkes tedirgin. Kamu hizmetleri aksıyor.
5/ Göksu Günay: Mustafa beyin “ belediyelerin bu kadar abartıldığı gibi suç yuvaları olduğuna inanmıyorum.“ şeklindeki görüşükeşke olabilse. Belediyelerin imar rantı sağladığı ve bir rant yuvalarına dönüştüğü biliniyor. Şize gerçekten inanmak isterdim. Örneğin nehrin kenarındaki yeşil alanda bir gökdelen dilirken halinde otel inşaatı yükseliyr hiçkimse buna nasıl imar verildi diye sormuyor. 4. dalga ”spor parası” üzerinden kopuyor. Bu durum şaşırtıcı demek ki imar rantına kimse dokunmuyor. Ben bu kentte yaşamaktan üzüntü duyuyorum, sıkılıyorum. Bir misafirim geldiğinde götüreceğim hiçbir şey yok. Tüm çevre, tarih ranta kurban edilmiş. Bunu yapan insanların hiç mi sorumluluğu yok. Bu soruşturmalar sadece muhalif belediyelere olduğu için tepki gösteriyoruz.
6/ Mevlüt Berk: Tutuklu Adana Büyükşehir Belediye başkanı Aytaç Durak olayı ile ilgili 4.dalda olarak gözaltına alınmalar olmuştur,soruşturma nedeni ihaleye fesat karıştırmak ve Adana Demirspor'a baskı ile bağış parası toplanmasıdır.on kadar davadan yargılanan Durak suç işlemiş olabilir olmayabilir yargı ortaya çıkaracak bunu ancak ergenekon davaları gibi baskın yaparak dalgalar halinde baskın yaparak gözaltı ve tutuklamalar yapılması olağan hukuk kurallarına aykırıdır. Toplumda bir baskı korku yaratmakta,bu biçim uygulama tepkisiz bir toplum yaratmak isteyenlerin amaçlarına hizmet etmekten başka bir şey değildir.
ÖNERİLER : Yeni öneriler gündeme gelmedi.
ORTAK SONUÇ : Ortak bir sonuç yok.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
30 sivil toplum kuruluşuna doğrudan telefonla birebir görüşmeyle duyuru yapıldı
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e postalarla ulaşılmaya çalışıldı.
MEDYA İLE
Faks çekildi, e posta gönderildi, iki yerel tv ile telefonla görüşüldü
KATILIMCILARLA
Telefonla katılımcılardan konu istedim. Gelen öneriler doğrultusunda gündem oluşturuldu.
SONUÇLAR
Mutfağın hazırladığı . sunum gösterildi. Kuruluşumuz, Temel ilkelerimiz ve Milletvekillerinin fotoğraflarını içeren karnesi slayt halinde hazırlanmıştı. Gösterildi.
Adana kMM Hamalı Musfafa Çinkılıç