Yer : Adana 4 Bölge Eczacılar Odası
Tarih : 10.10.2009
Yerel Katılım:
1. Aydın HÜR (Adana Esnaf Odaları Birliği YK üyesi)
2. Nihat SÖZÜTEK (Minibüsçüler Odası Bşk)
3. Mustafa ÇİNKILIÇ (TİHV Adana Temsilcisi)
4. Sadi SÜRENKÖK (İMO Adana ŞubeBşk. Ve ASO YK üyesi)
5. Göksu GÜNAY (Toros Kadın Koop. Bşk)
6. Av.Beyhan GÜNYELİ (İHD Adana Şb)
7. Ali SEÇKİ (Adana Eczacılar Odası)
8. Ahmet Han ALPMAN (Adana Eczacılar Odası YK üyesi)
9. Metin ÇELİK (SMMM Odası- Pir Sultan Abdal Derneği Şb.Bşk)
10. Saynur BULCA(KA-DER)
11. Edip GÜLNER (TÜRK-İŞ Bölge Temsilcisi)
12. Kemal ASLAN (DİSK Bölge Temsilcisi- Genel-İş Sendikası 1 nolu Şb.Bşk)
13. Belgin BAKIR (Onur Kadın İstihdamı Kooop Bşk)
14. Tahir ALPARSLAN (Adana Şoförler Odası YK üyesi)
15. Mahmut ALPTEKİN (Adana Fırıncılar Odası Bşk .)
16. Mehmet Emin KILIÇ –(Adana Fırıncılar Odası Genel Sekreteri)
17. Faruk OMUK (KESK-SES)
18. Özgür ONAR (ÇYDD Çukurova Şubesi)
19. Yılmaz ZENGİN (Eğitim Sen)
20. Melek KURT (Akdeniz Kadın Koop. Birliği Bşk.)
21. Ömer SARISOY (Belediye –İş sendikası )
22. Hüseyin ULUKAN (Belediye –İş sendikası )
Milletvekilleri:
Milletvekili katılımı olmadı.
Kürşat ATILGAN (MHP), Nevin Gaye ERBATUR (CHP), Mustafa VURAL (DSP) mazeret bildirdi.
Belediye Başkanları:
Belediye Başkanı katılımı olmadı.
Medya:
Rabia TEZCAN (TOROS Gazetesi)
Moderatör: Belgin BAKIR (Onur Kadın İstihdamı Kooop Bşk)
Konular: (Gündem)
1- Bilgilendirme
2-Ulusal gündem “Dokunulmazlıklar”
3-Yerel gündem “Sosyal Belediyecilik”
OÇG Süreci ve Adana kMM oluşumuna ilişkin bilgiler verildi. Çalışma tarzı ve neden her ayın ilk cumartesi toplantı yapılması kararlaştırıldığı halde ulaşılan katılımcılarla bu aya özgü olmak üzere Ak Partinin ve DTP ‘nin kongreleri nedeni ile 2 cumartesi olarak planlandığı anlatıldı. Milletvekilleri resimleri slaytlarla katılımcılara tanıtıldı ve karneleri verildi. Gündeme geçildi.
Konuşulanlar:
1-Nihat SÖZÜTEK (Minibüsçüler Odası Bşk)
Dokunulmazlıklar kalkmalı. İnsanlar dokunulmazlık arkasına sığınarak suç işliyorlar. Ya da işledikleri suçlardan yargılanmamak için vekil oluyorlar. Nasıl olsa dokunulmazlık var diye, biraz argo söyleyeceğim, Hırsızlık yapılıyor.
2-Mustafa ÇİNKILIÇ (TİHV Adana Temsilcisi)
Dokunulmazlık: aslında kamu hizmetlerinin aksatılmaması için geliştirilmiş bir kurumdur. Diye düşünüyorum. Gündeme daha çok milletvekili dokunulmazlıkları ile gelse de, devlet memurunu da( polisine, askerine, doktoruna, belediye başkanına daha sayılabilir.) dokunulamıyor. Bu kişiler suç işlediğinde yargılanabilmesi için bir izin prosedürü gerekiyor. Eğer izin verilmez ise yargılanamıyor. Böyle bir koruma demokratik toplum için gerekli mi? Sanmıyorum. Soruşturma aşamasında kamu hizmetinden el çektirme ve tutuklama bir mekanizmaya bağlanabilir. Ama soruşturmanın başlaması için bir engel olmamalı. Milletvekilleri açısından da dokunulmazlığı ‘kürsü dokunulmazlığı’ olarak anlamak ve sınırlandırmak gerekir. Çünkü millet vekili var olan yasal, ahlaki, sosyal değerlerin sınırlaması ve baskısını hissetmeden toplum için neyi doğru biliyorsa söyleyebilmelidir. Trafik kazası yapanın bile dokunulmazlık zırhına bürünerek korunması kabul edilemez.
3-Sadi SÜRENKÖK (İMO Adana Şube Bşk. Ve ASO YK üyesi)
Mustafa arkadaşım görüşlerine katılıyorum. Bu günkü uygulanış haliyle ‘dokunulmazlık’ kötüye kullanılıyor. Su işleyenler adeta yargılanmamak için milletvekili oluyor. Yargılandığı konuda bir fırsatını bularak parlamentoda yasal bir düzenleme yaptırarak suçtan kurtuluyor. Dokunulmazlık olmalı ancak kötüye kullanımı da önlenmeli
4-Göksu GÜNAY (Toros Kadın Koop. Bşk)
Polise dokunulamıyor, söz de söylenemiyor. Haberlerde izledik parkta arkadaşları ile oturana vuruyor. Yargılanmıyor. Ama yurttaşa dokunuluyor. Kürsü dokunulmazlığı dışında herkese dokunulmalı
5-Av.Beyhan GÜNYELİ (İHD Adana Şb)
‘Dokunulmazlık’ bu günlerde DTP millet vekilleri üzerinden ülke gündemine geldi. Daha evvelde DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla gündeme gelmiş ve tartışılmıştı. Avukatlar müvekkilleri adına savunma yaparken kürsü dokunulmazlığından yararlanıyor ve savunmaları nedeni ile yargılanmıyor. Vekiller, Mustafa beyin dediği gibi yasal değişiklikleri yapacak olan kişilerdir. Bu nedenle onlarda kürsüde söylediklerinden yargılanmamalıdırlar. Hırsızlık ve benzeri bu kapsamda olmamalıdır tabi ki. Polis insan hakları ihlal ediyor dokunulamıyor. Bir çok kesime dokunulamıyor. Generallere de dokunulamıyor mesela.
6-Ali SEÇKİ (Adana Eczacılar Odası)
Arkadaşlar bir söz vardır ‘mantıklı ol imkansızı iste’ dibi. Gerçekçi olalım. ‘kuyudaki kurbaga için gökyüzü kuyunun çapı kadardır. Ülkenin gerçeği belli, okuma yazma oranı belli, fert başına düşen milli gelir belli. Bence bu toplumda çok ileri şeyler istiyoruz gerçekleşme olanağı olmayan şeyler söylüyoruz. Demokrasilerin gelişmişliği ekonomi ile doğru orantılı. Meclisin yanılmıyorsam 1/3 ü şu yada bu nedenle mahkemelik ve dokunulmazlıklarının kaldırılması için dosyalar bekliyor. Siz kalkacağını sanıyor musunuz? Ben sanmıyorum
7-Metin ÇELİK (SMMM Odası)
Arkadaşlar, genelde toplumumuzda; devlet kurumuna girildiğinde bir dokunulmazlık zırhına girildiği kabul ediliyor. Aileler çocuklarına okuyup bir devlet dairesine, devlet güvencesine girmesi için öğütler veriyor. Bu bizim gerçeğimiz. Kişi devlet memuru olunca belki sürgüne gidiyor ama kolayca işinden atılmıyor. Dokunulmazlıktan çok bir toplumsal dayanışma kültürü ile eksiklikler giderilmeli. Kişiler dokunulmazlığa büründüm diye değil, bir toplumsal dayanıma içerisinde kendini güvende hissetmeli. Bir dokunulmazlık olacaksa sınırları kürsü dokunulmazlığı ve ifade özgürlüğü olmalı.
8- Saynur BULCA(KA-DER)
Dokunulmayanlara nasıl dokunabiliriz? Bunun cevabı kendi vekilimizi kendimiz seçmektir. Bir ilde yaptık başardı. Bakın geçen toplantılardan birine gelen sayın vekilimiz Hulusi GÜVEL toplantının başında mazeretini bildirip erken ayrılacağını söylemesine rağmen niye sonuna kadar kaldı? Çünkü vekillerimiz yerel gerçekleri bilmiyor. Çünkü bizim gerçek vekillimiz değiller. Birleşmiş Milletlerin Gelişmesi desteklenen ülkeler listesinde Türkiye de var. Bu olanakları kullanıp gelişmemizi sağlayarak demokrasimizi güçlendirmeli ve kendi vekilimizi kendimiz seçmeliyiz.
9-Göksu GÜNAY (Toros Kadın Koop. Bşk) –tekrar söz aldı-
Arkadaşlar, aslında üzerinde fazla durmadığımız ve gündeme de fazla getirmediğimiz bir dokunulmazlık daha var o da ‘Erkek Dokunulmazlığı’ toplumumuzda erkeğe de fazla dokunulamıyor.
10-Kemal ASLAN (DİSK Bölge Temsilcisi)
Benim ‘dokunulmazlık’ tan anladığım, görebildiğim. ‘her şeyi yap sana mubahtır’ eğer her temsil edenin dokunulmazlığı olacaksa biz de bir kitleyi temsil ediyoruz, bizimde dokunulmazlığımız olsun.
(Göksu Hanımın sözleri üzerinden ‘kadın erkek eşitliği, kadının ezilmişliği üzerine gündem dışı konuşmalar yapıldı)
11- Belgin BAKIR (Onur Kadın İstihdamı Koop Bşk)
Parlamentodaki vekillerimizi biz seçtik ama genel başkanlarına hizmet ediyorlar. Namusluysa seçildikten sonra namussuz oldu. Ben dokunulmazlıkların kalkacağına inanmıyorum. Devlet memurlarının da dokunulmazlığı bence kalkmalı. Millet vekilleri için de bir seferberlik başlatmalıyız
(Gündemin 2. maddesine geçildi. Adana da güzergah çakışması nedeni ile minibüsçüler arasında taşlı sopalı bir kavga yaşandı. Gerginlik sürüyor.
1-Nihat SÖZÜTEK (Minibüsçüler Odası Bşk)
Arkadaşlar öncelikle şunu görmek gerekir ki; ülkede bir şiddet oramı var. Herkes her an patlamaya hazır bir bomba gibi dolaşıyor. Adanadaki kavga ortamına benzer bir olay geçen hafta Samsun da yaşandı. Uğur Mumcunun bir sözü vardı ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak’ gibi. Adanadaki olaylarda da bir bilgi sahibi olmama dururumu var ama herkes fikir yürütüyor. Esnaf esnaftan ne istiyor? Diye. Esnaf esnaftan bir şey istemiyor. Herkes ekmek kavgası veriyor. Adana da UKOME diye Adana Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bir ulaşım koordinasyon merkezi var. Şehrin ulaşımımı bu kurul düzenliyor. Ama bu kururlun kararlar sanki MİT karar gibi kimse bilmiyor. Gizli tutuluyor. Yaşanan olay şöyle gelişti. TOPEL minibüslerinin güzergahının bir bölümünde ÖZEN Minibüslerine UKOME den bir kararla güzergah veriliyor. TOPEL minibüslerinin haberi yok. Haberi olur olmaz dava açıyor ve İdare Mahkemesinden Yürütmenin Durdurulması kararı alıyor. Herkes eski haline dönüyor ve dava devam ederken UKOME yine taraflara haber vermeden benzer bir karar alıyor. Sadece ÖZEN koop bildiriyor. TOPEL koop. Arkadaşlar bir sabah kendi güzergahlarında mahkeme karar ile durdurduklara minibüsleri görüyor ve çileden çıkıyorlar. Hiçbir zaman tasvip etmediğimiz olaylar oluyor. Şükür ki bir ölüm olmadı. Bütün bunların sebebi Büyükşehir Belediye başkanlığının kayırmacı yanlı tutumundan kaynaklanıyor.
2-Tahir ALPARSLAN (Adana Şoförler Odası YK üyesi)
Olayların temelinde adaletsizlik var. Kayırmacılık var. Örneğin belediye başkanının amcasının oğlunun kurduğu bir özel halk otobüsleri kooperatifi var. Bunlar belediyeye müracaat ederek yolcu sayısının arttığını söyleyerek taşıma kapasitelerini arttırmak istediler. Araları büyüterek 40 kişilik araçları 60 kişilik yaptılar. Sonra bir daha müracaat ederek kapasitelerini 60 dan 80 e çıkardı ve araçlarını büyüttüler. Bizde minibüsler büyütüp halka daha iyi hizmet verebilecek klimalı araçlar hale getirelim deye talepte bulunduk. Başka illerde de yapıldı. Amca oğlunun talebi doğrultusunda olumlu karar alan Büyükşehir belediyesi bizim talebimizi reddetti. Bu konuda dava da açıldı.
3-Nihat SÖZÜTEK (Minibüsçüler Odası Bşk) –yeniden söz aldı-
Belediyeye talepte bulunduk. Bir yolcu sayımı yapılsın. sabah akşam vatandaşlar şehrin hangi bölgelerine hangi yoğunlukta gidiyor saptansın. Böylece hangi güzergahlarda yolcu yığılması oluyor? Hangi güzergaha ne kadar toplu taşım aracı gerekli? Ve benzeri saptandıktan sonra planlanan güzergahta belediye otobüsü, özel halk otobüsü ve minibüsler çalışsın vatandaş işinin acelesine göre hangi araca binmek istiyorsa binsin. Belediye bunu kabul etmedi. Belediye başkanının amcaoğlunun araçları şehrin doğu batı kuzey güney her yanına gidiyor. Diğer araçlara belli, sınırlı bir hat gösteriliyor. İşini yürüten –daha açık söylemek istemiyorum- dilediği yöne gidiyor. Kargaşa ve esnafın birbirine girmesi buradan kaynaklanıyor.
4-Mustafa ÇİNKILIÇ (TİHV Adana Temsilcisi)
Değerli arkadaşlar, belediyenin yaptıklarını yakından bilen ve davlar açan biri olarak söylüyorum. Minibüs güzergahlarında olduğu gibi her kararında kamu yararı değil kişisel yarar ön planda. Aslında belediyenin toplu taşım İşlemi yapması, ekmek üretmesi bir sosyal belediyecilik midir? Sormak gerekir. Gerçekten kamu kaynakları dar gelirli yurttaşların gereksinimlerini karşılamak ve kentte yaşayan herkesi kentli yapmak amacıyla mı işler yapılıyor? Yoksa insanları oy potansiyeli olarak görüp seçim süreçlerinde kamu kaynaklarını seçim malzemesi olarak kullanmak için mi yapılıyor? Ben seçim için yapıldığına inanıyorum. Minibüsçülerde başlayan hat kavgası gibi, biraz sonra konuşacağımız gibi seçim öncesi belediye ekmek fırınını sübvanse edip seçim sonrası %33.33 zam yapmanın başka bir izahı olamaz. Minibüs esnafının temsilcilerini dinledim. Hatırlıyorum şimdiki Büyükşehir belediye başkanı ilk seçildiğinde 25 yıl önce tüm belediye otobüslerini kaldırmış özel halk otobüsleri ile toplu taşım hizmeti vermeyi planlamışı. O zaman halk otobüslerinin adı- şimdi de zaman zaman öyle anılır- belediye başkanını amca oğlu Veli Can Durak adından dolayı ‘CAN OTOBÜSLERİ’ diye anılırdı. Hatırlayın Açtığım davalardan biliyorum. Esnaf kamu araçlarının kendi güzergahlarında çalışmasından rahatsız değil. Onlar özel kişilere ayrımcılık yapılmasından, özel kişilerin kayrılmasından rahatsızlar. Sosyal belediyecilik her şeyden önce: şeffaf olmalı, yaptığı işler bir planlamaya dayanmalı, işlemlerinde ayrımcılık yapmamalı, eşit davranmalı.
5-Mehmet Emin KILIÇ –(Adana Fırıncılar Odası Genel Sekreteri)
Adana’mızda fırıncıların gerçek durumunun kavranması ve sosyal belediyecilik adı altında belediye ekmek üretiminde yaşananların anlaşılması açısından bazı rakamlar vermek istiyorum. Adana Merkezin toplam ekmek ihtiyacı:1.500.000 adettir. Kaçak, merdiven altı tabir edilen üretimleri saymazsak resmi faaliyet gösteren fırınların toplam üretim kapasitesi: 6.500.000 adettir. Ancak bu kapasiteye rağmen fiili üretim:800.000–850.000 adettir. Fırınların kapasitelerine göre üretim oranı %13 tür. Günlük ekmek satışındaki payı: (yaklaşık 550 fırın) %55 tir. Buna karşılık, Büyükşehir Belediyesi Ekmek fırınını üretim kapasitesi 850.000, üretimi ise 550.000-600.000 adettir. Kapasitesine göre üretim oranı %71 dir. Günlük ekmek satışındaki payı: %40 tır. Bu rakamlar belediyenin nasıl haksız rekabet içerisinde olduğunu göstermektedir. Birde sırf siyasi rant için ekmeği normal fiyatının altında zararına, kamu kaynaklarını kullanarak sübvanse ettiği düşünüldüğünde haksızlığın boyutu daha da artmaktadır. Bir bakıma fırıncı esnafının verdiği verginin bir kısmı fırıncı esnafı batırmak için kullanılmaktadır. Bu nedenlerle: fırıncının ürettiği ekmeğin maliyeti artmaktadır. Fırıncı maliyeti düşürmek için –tüm denetimlerimize rağmen engelleyemediğimiz ölçüde-ya ekmeğin kalitesini düşürmekte yada noksan gramajlı ekmek üretmektedir. Yeteri kadar işçi çalıştıramamaktadır. Zarar ettiği için SSK ve Bağ-Kur primlerin ödeyememektedir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen daha kaliteli ekmek üretmekteyiz.
6- Edip GÜLNER (TÜRK-İŞ Bölge Temsilcisi)
Topluma genel bir algı var. Sanki belediyenin ürettiği ekmek daha kaliteli gibi siz fırıncıların ekmeğinin kaliteli olduğunu söylüyorsunuz.
7-Mahmut ALPTEKİN (Adana Fırıncılar Odası Bşk .)
Arkadalar genel sekreterin sunduğu verileri dinlediniz. Öncelikle bir yanlışı, yanılgıyı ortadan kaldıralım. Yaygın olarak söylenenin aksine belediyenin ürettiği ekmek kaliteli ve tam gramajında değildir. İki kişi çıkıp rasgele bir fırından ve rasgele bir belediye büfesinden iki ekmek alıp tarttığında gramajların farkını görecektir. Esnaf hem tarafımızdan hemde bakanlık il müdürlüğü aracılığı ile denetlenmekte, eksik gramaja ağır cezalar verilmektedir. Ancak il müdürlüğü elemanları belediye ekmek fabrikasını denetleyemediklerini söylemektedirler. Yine kullanılan unlar birbirinden farklıdır. Belediye ekmek Fabrikasının kullandığı un deyim yerindeyse hayvan yemi olarak kullanılan kalitededir. Tabi ki bu haliyle ucuzdur. Buna rağmen belediye zarar etmektedir. Biz tüm randevu taleplerimize rağmen belediye başkanı ile görüşememekteyiz. Şu an fırınlarımız ve ekmek fabrikası.4.5- 5 milyon nüfuslu bir Adana’nın ekmeğini karşılayacak kapasitede bunun ne kadar büyük bir kaynak israfı olduğu ortada. Biz dar gelirli vatandaşa ucuz ve kalitesiz de değil, kaliteli ve bedava 150.000 ekmek vermeye hazır olduğumuzu basında ilan ettik. Muhtarlıklar arcılığı ile mahallelerde tespit dilecek 150.000 vatandaşa belediye kart versin bu vatandalar senin benim yediğim ekmeği bakkaldan bedava alsın yesin dedik bunu kabul etmediler.
8- Ahmet Han ALPMAN (Adana Eczacılar Odası YK üyesi)
Anlamak için soruyorum. Siz ‘Muhtarlıklar arcılığı ile mahallelerde tespit dilecek 150.000 vatandaşa belediye kart versin bu vatandalar ekmeği bakkaldan bedava alsın yesin’ dediniz de belediye bunu kabul etmedi mi? Peki neden böyle davrandı?
9- Mahmut ALPTEKİN (Adana Fırıncılar Odası Bşk .) –soru üzerine tekrar söz aldı- belediye ekmekten zarar ediyor ama kazanan birileri var. Dağıtım firması. Evet dağıtım firması milyarlarca kar ediyor. Bakın benim esnafımda yazar kasa var ama belediye ekmek dağıtım büfelerinde yazar kasa yok. Belediye sosyal belediyecilik değil, esnaf sırtından rant dağıtıyor.
Öneriler
Tartışmalar sırasında sosyal belediyeciliği değil minibüsçülerin ve fırıncı esnafının sorunlarını dinleyip öğrendik iyi de oldu. Bundan sonraki uygun bir zamanda bu konuları tek tek ele alarak birer gündem yapalım
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
39 sivil toplum kuruluşuna davetiye gönderilmiştir. OÇG broşürleri toplantı girişinde gelenlere verilmiştir.
b. Milletvekilleri ile
Faks ve mail ile vekillerin tamamına ulaştık, bir vekil ile dorudan iki vekilinde sekreteri ile görüştük. Her ayın ilk cumartesini not etmelerini. Vekillerimizi aramızda görmek istediğimizi söyledik.
3. Medya
7 ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi.1 kişi geldi. Sadece haber müdürlüklerine faks geçmek değil, özellikle yerel TV haber müdürlerinin birebir aranmasının daha uygun olacağı sonucuna varıldı.
Değerlendirenler: Mustafa ÇİNKILIÇ (TİHV Adana Temsilcisi)